Marka… Günümüzde iş dünyamızın en çok önem verdiği bir konu. Ne konuda iş yapılırsa yapılsın, bir firmanın, yaptığı isin ismi, markası, kuvvetlendirilmiş organizasyonlarda (içlerde) her şeyin üzerinde bir değer olarak görülüyor. Ve bu değer öyle bir değer haline geliyor ki, yapılan işi gelişmesi konusunda zorlamaya başlıyor ve marka tek başına para etmeye başlıyor; yani bir değer haline geliyor. Ve sonuçta, firma ve ürettiği mal/ hizmet; * Daha fazla rağbet görüyor, * Rakiplerine oranla daha kıymetli oluyor, * Daha fazla talep ediliyor, * Benzerlerine oranla daha pahalıya satılabiliyor, * Saygın oluyor, * Daha fazla seviliyor, sayılıyor, * Taklit ediliyor, * Finans çevrelerinde kredi olanakları artıyor, * Medya reklam pazarlıklarında büyük avantajlar sağlıyor, vb İşte bu iyi gidiş, yapılan hesaplamalar sonucunda bir büyümeyi de zorunlu hale getiriyor ve yapılan araştırmalar, bunun firma/ marka için en karlı pazarlama/ticaret biçimlerinden biri olan franchising sistemi olabileceğim ortaya koyabiliyor. Sonuçta bir gün geliyor ve “franchising” kapıyı çalıyor. “Marka Yaratma”, öncelikle kuvvetli bir işletme, üretim ve pazarlama işi; sonra da iletişim/ tanıtımın gücünden yeterince yararlanma işidir… Sektörüne göre çeşitli farklılıklar olmasına rağmen İletişim ve Tanıtım marka çalışmalarının lokomotifliğini yapıyor, bir marka, bu lokomotifin gücü oranında başarıya ya da başarısızlığa doğru gidebiliyor. Günümüzün en yaygın pazarlama sistemlerinden franchising konusuna baktığımızda, bu sistemi başarılı bir şekilde uygulayan firma ya da kuruluşların öncelikle kuvvetli bir marka yarattıklarını görürüz. Yani bu işin anayasasının birinci maddesinde “Kuvvetli bir marka yaratmak” vardır. Yani kuvvetli bir marka yaratamamış bir firmanın kuvvetli bir franchising sistemi kurması neredeyse mümkün değil. Bir firma/ marka çok fazla verimli olmamasına rağmen, pek ala bir şekilde büyümeyi, başka kişi, firma ya da kuruluşlara franchise vermeyi düşünebiliyor. Ancak kendisinde bazı rahatsızlıkları hisseden ya da eksikliklerinin farkında olan bir markanın franchising konusunda yapılacak teknik çalışmalara geçmeden önce, öncelikle işletme, organizasyon, sonra iletişim ve tanıtım konularında kuvvetli bir “check-up”dan geçirilmesinde büyük yarar vardır.
Tabii ki, gerçekten tam bir başarı isteniyorsa…
Peki, franchising sisteminin yararları nelerdir?
* Marka ile birlikte ulusal veya uluslararası standarda ve kaliteye sahip olunuyor.
* Tanınmış markaların sağladığı sürekli müşteri ve iş yapma imkanı doğuyor.
* Franchise veren işletme franchisee’ye eğitim hizmetleri ve uzman personel desteği sağlanıyor.
* Kaliteli personel bulma, işe alma ve yetiştirme konularında franchise veren işletmenin tekniklerinden yararlanılıyor.
* Mali, ticari ve personel konularında sağlanan destekle, teknik işlevlere ağırlık verilip başarı şansı arttırılıyor.
* Franchisor ile ortak hareket edilerek küçük işletmelerin karşılaşacakları risk ve işletmecilik sorunları minimize ediliyor.
* Franchise veren işletmenin mali ve hukuk danışmanlarından yararlanılıyor.
* Franchisor’ın sürekli olarak yaptığı araştırma ve geliştirme çabalarından yararlanılıyor.
* İşletmenin kuruluş aşamasında ve kuruluş yerinin seçiminde bilimsel tekniklerin kullanılması mümkün oluyor.
* Kuruluş aşamasında leasing vb. kaynaklardan finansal destek sağlanması mümkün oluyor.
* Reklam ve tanıtma giderlerinden tasarruf sağlanıyor.
* Franchising sistemi, girişimcinin yalnızlığını ortadan kaldırarak, kendi işini kurmanın getirdiği riskleri azaltıyor.
* Franchisor’a yapılan ödemeler, başlangıçta, yeni bir işin ön yatırımından daha fazla olmasına rağmen, denenmemiş bir iş için yapılacak hata bedellerinin toplamından azdır.
* İşletmeler için standart yönetim, muhasebe, satış ve stoklama fonksiyonları mümkün oluyor.
21. yüzyılın markalı perakendeciliğe yeni ufuklar kazandıran çağdaş işletme şekli ve franchisingsisteminin Türkiye’deki tek çatı örgütü olan UFRAD Franchising Derneği, 1991 yılından beri; başarısını ispatlamış markaların dinamiğini girişimci ruha aktarmasını destekleyerek; ülke ekonomisi başta olmak üzere, sektörel gelişimin sağlıklı büyümesine, ülkemiz yatırımcılarının markalaşmaya yönlendirilmesine, yerli markaların teşvik edilerek uluslararası pazarlarda yer edinmesine ve rekabet şansı yakalamalarına hissedilir katkılar sağlıyor.
UFRAD ailesi olarak bizim bugün 150 civarında olan yurtdışındaki marka sayılarımızın kat kat artmasında ülkemize ve markalarımıza olan inancımız tamdır.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.