İMKB’deki yabancı payı azalıyor. Buna karşın yerlilerin payı ve etkinliği artıyor. Ancak, tasarruf oranı oldukça düşük olan Türkiye’de yerli yatırımcıların desteği ile İMKB’nin tarihi rekor kırma ihtimali oldukça düşük, bu nedenle yabancı yatırımcıya ihtiyaç var.
ABD’de subprime mortgage krizi ile başlayan, Eylül 2008’de Lehman Borthers’ın batması ile Globalleşen krizin en ağır etkilerinin görüldüğü 23 Mart 2009 tarihinde İMKB’deki yabancı payı % 62.10 seviyelerine kadar gerilemişti. Bu tarihten itibaren 2001 krizi sonrasında gerçekleştirilen yapısal reformlar sebebiyle sağlam bir bankacılık sektörüne ve krizin ağır bir şekilde etkilediği gelişmiş ülkelere kıyasla sağlam kamu mali dengelerine sahip olan Türkiye, ABD, İngiltere, AB ve Japonya Merkez Bankaları’nın krizi aşmak için piyasalara enjekte ettiği fazla likiditenin yöneldiği adreslerden birisi oldu.
Bu nedenle, yabancıların İMKB’deki payı kriz öncesi seviyelerine ulaşamasa da 11 Kasım 2010’da % 68.57 seviyesine yükseldi. Bu iki tarih arasında İMKB-100 Endeksi’nin değeri ise 24.919 seviyelerinden 70.084 seviyelerine yükselirken %181 değer kazanmış, aynı dönemde MSCI EM Endeksi ise %96 değerlendi.
Merkez Bankası’nın, Kasım 2010 tarihinde, güçlü iç talep ve global piyasalardaki fazla likiditenin yarattığı aşırı ısınmanın etkisiyle Türkiye ekonominin yumuşak karnı olan cari açığın ileriki dönemde bir ödemeler dengesi krizine neden olmaması için sürdürdüğü ‘enflasyon hedeflemesinin’ yanına ‘finansal istikrar’ hedefini de koyması sonrasında İMKB’deki yabancı payında tekrar azalma yaşandı. Gösterge faiz oranlarında indirime ve zorunlu karşılıklarda artışa giden Merkez Bankası yeni para politikası ile döviz kuru üzerinde belirsizlik yaratmayı amaçlarken, kredi artış hızını da düşürmeyi hedeflemişti.
Merkez Bankası’nın ekonomiyi soğutmak için gerçekleştirdiği bu önlemler İMKB üzerinde büyük ağırlığı olan bankacılık sektörü karlılığını olumsuz etkileyeceği beklentisi yabancıların ağırlığının bulunduğu bu hisselerden bir çıkış yaşanmasına neden oldu. Kasım ayında yaşanan bu politika değişikliği sonrasında 12 Haziran’da piyasa beklentilerine paralel, iktidar partisi AKP’nin iki dönemin ardından oy oranını % 50 seviyesine yükselterek bir dönem daha seçilmesine rağmen İMKB’deki yabancı payı azalmaya devam etti.
Seçim sonrasında BDDK’nın da devreye girerek kredi karşılıklarında artışa ve sermaye yeterlilik rasyosu hesaplamalarında değişikliğe gitmesiyle 20 Haziran 2011 tarihinde yabancı payı % 61.99 ile MKK’nın yabancı paylarını yayınlamaya başladığı 28 Kasım 2005 tarihinden buyan gördüğü en düşük seviyeye geriledi. Bu arada belirtmekte fayda var, Merkezi Kayıt Kuruluşu, yerli ve yabancılara ait payları gösteren verileri 28 Kasım 2005 tarihinden bu yana günlük bazda açıklıyor.
Yerli-yabancı payları, hisse senedi adedi ve bu hisse senetlerinin değeri bazında olmak üzere iki kategoride tasnif ediliyor. Yabancı yatırımcının İMKB’den çıkmakta olduğunun bir başka göstergesi de kuşkusuz aylık alım ve satım tutarlarıdır. İMKB verilerine göre, yabancı yatırımcılar ilk beş ayda net 1.5 milyar dolarlık satış gerçekleştirdi.
İMKB’de yabancı payının bu şekilde azalmasının bir diğer nedeni ise ABD Merkez Bankası FED’in QE2 olarak adlandırılan ikinci parasal genişleme programının Haziran sonunda sonlanacağı ve bir üçüncüsünün olmayacağı endişesi gelişmekte olan piyasalara yönelik risk iştahında bir azalmaya neden olmasıdır. özellikle gelişmekte olan ülkelere yönelik fon akımında bir azalma olacağı beklentisi Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde satışlara neden oldu ve olmaya devam ediyor.
Buradan piyasada yerli yatırımcı etkinliğinin artmakta olduğu sonucunu çıkarabiliriz. özellikle İMKB-100 endeksi, bu yıl Mart ayı başlarında gördüğü 58 bin seviyelerinden, Kasım ayında gördüğü zirvelere doğru yeni bir atak başlatırken, yabancı payının artış göstermemesi ve hatta düşüş trendine devam etmesi İMKB’ye yerli ilgisinin daha fazla olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak İMKB’deki yabancı payı azalıyor. Buna karşın yerlilerin payı ve etkinliği (yabancılar satarken endeksin sert düşüş yaşamaması nedeniyle) artıyor. Ancak, tasarruf oranı oldukça düşük olan Türkiye’de yerli yatırımcıların desteği ile İMKB’nin tarihi rekorlarını kırması ihtimalinin oldukça düşük oluğunu düşünüyoruz. Bu nedenle İMKB’nin tekrar tarihi zirveleri kıracağı bir dönemin İMKB’deki yabancı payının tekrar bir yükseliş trendine girdiği döneme denk geleceğine inanıyoruz.
Osman GöKTAN
goktan@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.