Elementer (hayat ve emeklilik dışı) branşlarda faaliyet gösteren sigorta şirketlerinde neler oluyor? Sektör son yıllarda önemli ölçüde yabancılaştı. önceki yazılarımızda da açıklamıştık. Sigortacılık sektörünün yaklaşık % 60’ı yabancıların eline geçti. Bunun yanında Avrupa Birliğe sürecinde önemli mevzuat değişiklikleri oldu. Bir anlamda gerek mevzuat, gerek standartlar ve gerekse know-how yönüyle uyum süreci önemli ölçüde tamamlandı. Ancak, hayat dışı branşlarda faaliyette bulunan şirketlerin büyük çoğunluğu zarar etmekten kurtulamadılar. özellikle de kasko ve trafik branşı başta olmak üzere pek çok branşta zararlar oluştu.
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nin (TSRSB) internet sitesinden alınan verilere göre, elementer branşlarda faaliyet gösteren şirketlere konsolide olarak bakıldığında,
– Teknik gelirlerin 8.766.511.178 TL, teknik giderlerin ise -8.771.295.203 TL olduğu,
– 11.949.186.276 TL prim geliri elde edildiği, buna karşılık, -7.168.114.471 hasar ödendiği, ayrıca -4.726.722.070 TL muallak hasar bulunduğu
– Toplam faaliyet giderlerinin -2.660.558.712 TL olduğu, bunun prim prim gelirlerine oranının %22 olarak gerçekleştiği,
– Toplamda Hasar Prim Oranının %67 olduğu,
– Hasar prim oranının trafik branşında %105, kasko branşında ise %79 olduğu,
– Hayat dışında sektörün teknik anlamda (-) 4.784.025 TL zarar elde ettiği ve teknik kar zarar oranının negatif olduğu,
– Branşlar bazında bakıldığında ise sadece Yangın ve Doğal Afetler branşında önemli sayılabilecek bir miktarda, yaklaşık %10 civarında bir kar elde edildiği, diğer branşların pek çoğunda zarar elde edildiği gözleniyor.
İlginç olan sadece trafik branşında -586.668.358 TL zarar elde edilmiş ve bu branşın teknik karlılık oranı (-) % 25 olmuş. Kasko branşında ise yine -128.304.075 TL zarar edilmiş ve teknik karlılık oranı (-) % 4. Sektör neredeyse başa baş noktasını ancak yakalayabilmiş olup, diğer tüm branşlardan elde edilen karlar, trafik – kasko branşının zararını karşılamada kullanılmış. Bu durum trafik ve kasko branşının gerek limitleri, gerek fiyatlandırması ve gerekse tüm süreçlerinin baştan aşağıya gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor.
KASKO VE TRAFİK SİGORTALARI ZARAR YAZIYOR
Kısaca değerlendirecek olursak, kasko ve trafik branşında zarar edilmesinde, fiyat ve teminat limitlerinin yüksek olması, süreçlerde yaşanan suiistimaller ve kaza tespit tutanağı uygulaması vs’nin etkili olmasının yanında, özellikle kasko branşında riski yüksek olan sürücülerin aracını sigortalatmaları ancak kendisini riskli görmeyen yaklaşık %5’lik grubun hala araçlarını sigortalatmamalarının da önemli etken olduğunu ifade etmekte yarar var. çünkü sigortacılıkta havuz ne kadar büyürse risk o kadar azalır ve sigorta yaptırıp kazaya karışmayan araç sahiplerinden alınan tutarlarla, hasara karışan araçlar için yapılacak ödemelerin karşılanması kolaylaşır. Bu da hem sigorta şirketlerinin karlılığını artırır, hem de sigortalının daha hızlı ve daha kaliteli hizmet almasını sağlar. Belirtilen bu teknik karın yanında, bilanço karını değerlendirdiğimizde karşımıza yine parlak olmayan bir tablo çıkıyor.
– Sektörün toplamda 2010 yıl sonu itibariyle (-) 185.534.010 TL zararda olduğu görülüyor. Sadece trafik branşı zararının bile -586.668.358 TL zarar elde ettiği bir ortamda bilanço toplamının zararda olması kaçınılmazdır.
– Sektörün toplam 3.886.489.795 TL ödenmiş sermayesinin bulunduğu düşünüldüğünde, sermaye karlılığının negatif olması, sermayedarlar açısından da önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Konsolide sektör sonuçları gerek teknik anlamda, gerekse toplam karlılıkta oldukça kaygı verici. Sektör k/Z sonuçları aşağıdaki gibi.
Şirket / Elementer
31.12.2010 K/Z
1
Ak
1.476.010
2
Allianz
27.969.174
3
Anadolu
37.546.317
4
Ankara
-64.995.536
5
Aviva
-25.865.973
6
Axa
87.328.749
7
Halk
4.002.483
8
Cardif
2.290.318
9
Chartis
263.593
10
Coface
3.711.416
11
Demir
-2.979.749
12
Dubai Group
-27.346.925
13
Ergo
-102.318.954
14
Eureko
49.088.157
15
Euro
907.110
16
Sompo Japan
2.806.788
17
Generali
525.327
18
Groupama
-14.778.514
19
Gunes
-32.445.443
20
HDI
-101.659.036
21
Hur
359.372
22
Isık
1.105.575
23
Liberty
-22.925.794
24
Magdeburger
151.415
25
Mapfre Genel
42.082.927
26
Neova
-13.728.039
27
Ray
-28.598.214
28
SBN
-15.640.673
29
T.Nippon
-13.484.807
30
Yapı Kredi
42.549.071
31
Ziraat
13.738.268
32
Zurich
-35.167.373
Toplam
-185.534.010
Yukarıdaki tablodan görüleceği üzere, elementer branşta faaliyet gösteren 32 şirket içerisinde 14’ünün zarar açıkladığı, bunlardan 18’inin ise kar açıkladığı gözleniyor. Ancak toplamda 185 milyon TL zarar var.
EN YüKSEK KAR AXA SİGORTA’DA
En yüksek karı 87 milyon TL ile Axa Sigorta, ikinci büyük karı ise 49 milyon TL ile Eureko Sigortanın elde ettiği, üçüncülüğü yaklaşık 42 milyon TL kar ile Mapfre Genel ve Yapı Kredi Sigortanın yakaladığı görülüyor. Zararda ise Ergo İsviçre 102 milyon TL ile birinci sırada yer alırken, HDI Sigorta 101,5 milyon TL ile ikinci sırada, Ankara Sigorta ise 65 milyon TL ile üçüncü sırada yer alıyor. Toplam zararlar içerisinde trafik branşının en çok zarar eden branş olduğunu söyledik. Şimdi bu branşı, trafik poliçesi düzenleyen Şirketler bazında incelediğimizde durum pek iç açıcı değil.
Tablodan görüleceği üzere, trafik branşında ancak iki şirket kar edebilmiş, diğerlerinin neredeyse tamamı teknik zarar elde etmiş. Bu Şirketler Axa ve Euro Sigortadır. Bu durum gerek şirketlerin kendi içinde, gerekse sektör temsilcileri itibariyle, trafik branşının tüm süreçleriyle yeniden ele alınmasını gerektirecek kadar önemle ele alınmasını zorunlu kılıyor.
Trafik Branşı K/Z – 2010
-27.959.327
-9.334.431
-27.635.900
-38.289.368
-36.162.827
20.768.614
-3.837.446
-1.083.056
-1.145.994
-15.214.518
-76.518.873
-8.727.072
1.006.922
Fiba
-33.584.404
-5.453.667
-58.619.219
-55.751.243
-80.453.313
-1.927.547
-9.546.153
-20.380.100
-114.609
-7.292.656
-7.259.349
-33.080.561
-14.382.589
-2.942.256
-22.113.960
-85.573
-9.547.881
-586.668.358
Toplamda kar elde eden şirketler değerlendirilirken, portföy kalitesi iyi olan, öz sermayesi büyük olan, portföyü içerisinde kaza dışı branşlara daha ağırlıklı olarak yer verebilen, kaza portföyünü daha iyi yönetebilme becerisi gösterebilen ve de Bankası olan Şirketlerin daha avantajlı duruma geçebildiği görülüyor. Ancak, sigortacılıkta sadece bir yıla bakarak bir şirketin değerlendirilemeyeceği, en az üç yıllık döneme bakılarak değerlendirme yapılmasının daha doğru sonuçlara varılmasında etkili olacağı biliniyor. Zira devreden muallak hasarlar, devreden primler, primlerin gün esasına göre belirlenmesine karşılık, hasarda böyle bir uygulama olmaması gibi hususlar bazı gelir–giderlerin sonraki dönemler üzerinde etkili olabileceğini gösteriyor.
SEKTöRüN POTANSİYELİ VAR AMA DüZENLEME ŞART!
Sigortacılık sektörü her şeye rağmen, geleceğin sektörü olma yolunda hızla ilerliyor. Gelişme potansiyeli de oldukça yüksek. Ama sektörün tüm paydaşlarının memnuniyetinin sağlanması büyük önem taşıyor. Bu nedenle tüm paydaşların menfaatine olacak şekilde yönlendirme ve düzenlemeler yapılması için Hazine Müsteşarlığına, sistemin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için ise başta şirketler olmak üzere, acenteler, tüm tedarikçiler, TSRSB, ve hatta müşterilere bile sorumluluk düşüyor. Aksi halde sürekli zarar elde eden bir sektör, uzun vadede müşterilerine de kaliteli hizmet vermek imkanından mahrum kalabilir.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.