Türkiye ekonomisine katkı sunan işadamlarının başarı öykülerini her ay sayfalarımıza taşıyarak, yatırımlarıyla ön plana çıkan isimleri sizlere daha yakından tanıtıyoruz. Nisan sayımızda deyim yerindeyse sağlık sektöründe çığır açan bir isimle; Dünyagöz Hastaneleri Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu’yla özel bir söyleşi gerçekleştirdik. Röportaj için Etiler’deki Dünyagöz Hastanesi’ne gidiyoruz. Binaya giriş yaparken deyim yerindeyse 5 yıldızlı oteli andıran modern hastanenin neden marka haline geldiğini ve nasıl bu kadar hızlı büyüyebildiğini daha iyi anlıyoruz. Göz konusunda kendini ispatlamış uzman doktorları çatısı altına toplayan, son teknolojiyi kullanan ve personelini titizlikle eğiten hastaneye adım atarken lobide güler yüzle karşılanıyoruz. Lüks bir Residense benzeyen hastanenin yedinci katına çıkıp, birkaç kapıdan geçtikten sonra “En Gözde Yatırımcı” manşetiyle kapak konusu yaptığımız Eray Kapıcıoğlu’nun klasik motifleri yansıtan odasına giriyoruz. İlk soruyu sorduğumuzda “Siz, şimdi bana hayat hikâyemi anlattıracaksınız” diyerek esprili bir dille konuya giriş yapan Eray Kapıcıoğlu, hikâyenin devamını da getiriyor: “Ortaokulu bitirdikten sonra 15 yaşında çalışmaya başladım. Nalbur dükkânında çalıştıktan sonra, inşaat sektörüne ve oradan da sağlık sektörüne geçiş yaptım” diyor.
Dünyanın en büyük göz hastane zincirini kurmaya kadar uzanan öyküsünü anlatırken, başarısının arkasında yatan sırları da açık yüreklilikle paylaşan Dünyagöz’ün Patronu; “Cenab-ı Allah hayat sahnesinde herkese bir görev veriyor, bize de bu görevi verdi. Başarımızın arkasında çok çalışmak ve daha da önemlisi dürüst bir şekilde çalışmak vardır. Ben bugüne kadar yaptığım her işi, en iyi şekilde yapmaya gayret ettim. Nalbur dükkânında çalışırken en iyi dükkân benimdi, inşaat sektörüne geçtiğimde de işimi en iyi şekilde yaptım. İnsan simit bile satsa, o işi en iyi şekilde yapmayı hedeflemeli ancak bu şekilde başarı sağlanır” sözleriyle bugünlere nasıl geldiğini özetliyor.
Eray Kapıcıoğlu; Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinden yoğun ilgi gören hastanelerini bugünlere getirmek için 300 milyon dolarlık yatırım yaptığını belirtiyor. Türkiye’deki sağlık turizmine ciddi bir katkı sunduklarını da sözlerine ekleyen Kapıcıoğlu, 2010 yılı sonu itibariyle 25 bin yabancı hastaya hizmet verdiklerini, 2011’de bu rakamı 50 bine yükseltmeyi hedeflediklerini dile getiriyor. Dünyagöz’e 107 ülkeden hasta geldiğinin altını çizen Eray Kapıcıoğlu; “Hastanelerimizde 11 ayrı dilde yabancı hastaya hizmet veriyoruz. İşitme engelliler için işaret dili kursu da mevcut. Toplam 17 ayrı lokasyon ile dünyanın en büyük hastane zincirine sahibiz. 150 doktor ve 1500’ün üzerinde çalışanımız var. Şu anda gözle ilgili 19 ayrı branşta 240 farklı tedavi sunuyoruz” diyor.
İşte dünyanın en büyük branş hastane zincirini kurarak sağlık sektöründe Türkiye’nin adını dünyaya duyuran Dünyagöz Grubu Hastaneleri Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu’yla yaptığımız çok özel röportajın ayrıntıları ve sorularımıza verdiği yanıtlar:
Dünyagöz Hastanesi olarak 1996 yılında hizmet vermeye başladık. 15 yılın sonunda bugüne kadar toplam 300 milyon dolarlık yatırım yaptık ve bu yatırımları arttırmaya devam ediyoruz. 2010 yılını 110 milyon dolar ciroyla kapattık, bu yıl 200 milyon doları hedefliyoruz. Toplam 100 bin metrekare kapalı alan üzerinde hizmet sunuyoruz. Göz sağlığıyla ilgili her türlü soruna 365 gün, 24 saat kesin çözüm üretiyoruz. ülkemizde yeni bir dönem başlatan Dünyagöz Hastaneler Grubu olarak; yurt içi ve yurtdışında toplam 17 merkezde ilkeli sağlık hizmeti veriyoruz. Dünyagöz, sürekli yenilenen eksiksiz teknolojisi, profesör, doçent ve uzman doktorlardan oluşan 150 kişilik deneyimli medikal kadrosu, 1500’ün üzerinde personeli ve çağdaş yönetim anlayışıyla kısa sürede dünyanın sayılı birkaç merkezi arasında yer almayı başardı. Türkiye’ye sağlık sektörüne verdiğimiz katkının yanında, istihdamı arttırarak ekonomiyi canlandırıyor olmamız da bize gurur veriyor. Bu yıl 1500 çalışanımıza ek olarak 700 kişiye daha işe almayı planlıyoruz. Türkiye çapında; İstanbul, Ankara, Antalya ve İzmit olmak üzere dört ayrı ilde, altı tanesi tam teşekküllü toplam 10 hastane ve yurtdışında Amsterdam, Berlin, Köln, Heusden (Belçika), Tiran (Arnavutluk), Londra (Birleşik Krallık) 6 ön Tedavi Merkezinde bulunan 6 klinikle hizmet veriyoruz. önümüzdeki dönemde Almanya başta olmak üzere çeşitli ülkelerde açılacak yeni tam teşekküllü hastanelerle geniş bir coğrafyaya yayılarak, dünya markası olmayı hedefliyoruz. Türkiye’de sağlık turizminin öncülüğünü üstlenen bir gurup olarak, geçen yıl dünyanın yaklaşık 107 ülkesinden gelen 25 bin yabancı hastaya hizmet verdik.
Türkiye’de JCI akreditasyon belgesi alan ilk ve tek branş hastaneyiz. Dünya çapında ilk olacak büyüklükte bir yatırımla haftanın 7 günü, 24 saat göz ameliyatları yapıyoruz. Bu çok önemli bir başarı çünkü; devlet hastaneleri ve üniversitelerde saat beşten sonra göz ameliyatı yapılamaz, bizde ise kesintisiz ameliyat yapılabiliyor. Gece yarısından sonra saat üçte bile ameliyat yapacak ekibimiz bulunuyor. Tabii ki bu sistem hastaların dikkatini çekiyor ve büyük ilgi görüyoruz. Uzmanlık alanı olarak seçtiğimiz gözde bu nedenle hızla büyüyoruz. Şu anda gözle ilgili 19 ayrı branşta, 240 farklı tedavi hizmeti veriyoruz. 17 ayrı lokasyon ile dünyanın en büyük hastane zinciri konumundayız. Tüm hastanelerimiz şehrin en güzel merkezlerinde yer alıyor.
Dünyagöz Hastaneleri Grubu olarak branş hastanecilik alanında dünyanın en büyük hastanesiyiz. Bu anlamda sadece Türkiye’den değil, yurtdışından da yoğun ilgi görüyoruz. Avrupa ülkelerinden, Arap ülkelerine kadar dünyanın değişik birçok ülkesinden tedavi için bize gelenler var. Durum böyle olunca Dünyagöz olarak, sağlık turizminde ciddi bir artışa vesile oluyoruz. Sağlık turizminde 2010 yılında 25 bin hastaya hizmet sunma hedefimiz vardı. Geçtiğimiz yıl bu rakamı yakaladık ve 2011’de sağlık turizminde 50 bin hastaya hizmet vermeyi hedefliyoruz.
Türkiye’de 10, Avrupa’da 6 ayrı lokasyonda hizmet veriyoruz. Türkiye’nin ilk branş hastanesi olarak, yurt içindeki 11. Şubeyi Gaziantep’te açtık. çok yakında Adana ve Samsun‘da açılacak ve tam kapasite ile hizmet verecek olan yeni hastanelerimiz ile Dünyagöz’ün sağlık turizmi alanında Türkiye’ye en fazla yabancı hasta çeken sağlık grubu olmasını bekliyoruz. Antalya’da yapılan büyük yatırım ile Antalya bölgesi nasıl Akdeniz ve Ortadoğu’nun sağlık turizminin başkenti haline gelmişse, Gaziantep ve Adana’da hizmete sunulan şubelerimizle komşu illerin yanısıra Suriye, İran, Irak, Lübnan ve ürdün’lü yabancı hastaların tedavilerini gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
Elbette ortağımızın bulunduğu ülkede veya diğer Arap ülkelerinde hastane açmayı ilerleyen dönemlerde, talep oluşması halinde düşünürüz. Şu anda Arap ülkelerinden çok ciddi bir ilgi görüyoruz, gecenin ikisinde özel uçak kaldırıp Türkiye’ye hastasını getirenler oluyor. Fakat biz öncelikle Avrupa ülkelerinde hastane açmayı hedefliyoruz. Şu anda Avrupa’nın değişik ülkelerinde klinik şeklinde şubelerimiz var fakat burada ameliyat yapmıyoruz. Tam teşekküllü ilk hastanemizi önümüzdeki dönemde Almanya’da açmayı planlıyoruz. Frankfurt’taki bu hastanenin ardından İngiltere’de (Londra’da) hastane açmayı hedefliyoruz. Avrupa ülkelerinde oluşacak tabloya göre önümüzdeki dönemlerde Rusya ve Ukrayna başta olmak üzere değişik ülkelerde altı hastane daha açmayı istiyoruz.
“Türkiye ile Göz Göze” projesi kapsamında 2 büyük TIR’ı mobil hastaneye çevrilerek tüm ülkeyiz gezdik. 2005’ten beri 250 bin kişiyi göz taramasından ücretsiz olarak geçirerek tedavi ettik. Fakat Aralık 2010 tarihinde Sağlık Bakanlığı bazı kurumların yaptığı yanlış uygulamalardan dolayı, Türkiye genelindeki tüm göz taramalarını durdurma kararı aldı. Ama biz 2004 yılından, 2010 yılına gelinceye kadar gezici tırlarımızla Türikye’yi gezip, hiç doktor yüzü görmemiş insanlara hizmet verdik ve 1 milyon kişinin gözünü ücretsiz muayene ettik. Dünyagöz Vakfı olarak gezici tırlarla Türkiye’yi gezmeyi sürdüreceğiz. Bunun dışında Dünyagöz olarak her ay ihtiyaç sahibi insanlardan 50 kişiyi ücretsiz ameliyat ediyoruz. Yine Dünyagöz olarak burs verdiğimiz birçok öğrenci var…
Ben; insanların servetleri çoğaldıkça, merhamet ve vicdanlarının da o denli büyümesi gerekir diye düşünüyorum. Eğer insanların vicdan ve merhameti servetine paralel olarak büyümüyorsa o insan kötüdür. Eray Kapıcıoğlu olarak para hiçbir zaman önceliğim olmadı. Milyon dolarlık toplantı yaparken, kapıma gelen biri için kalkıp yardımcı olmaya çalışırım. Her insan imkanları çerçevesinde iyilik yapmalı ve insanlara faydalı olmalı. Bu iç huzur için çok önemli.
Göz insanın en önemli organıdır. Bu işi en iyi bilen kurum olarak aslında gözle ilgili konularda en doğru bilgilendirmeyi yapabiliriz, bunu en iyi biz anlatabiliriz. Fakat bazı kısıtlamalar var, bu konuları anlatmaya kalktığımızda çalışmalarımız, reklam olarak algılanıyor ve birtakım parasal cezalara maruz kalıyoruz. Hatırlarsanız Kızılay aracılığıyla Türkiye’den, Afrika’ya katarak ameliyatı yapmaya giden doktorlar olmuştu. 3 dolarlık, 5 dolarlık malzemelerle katarak ameliyatı yaptılar ve maliyeti 100 TL olarak lanse ettiler. Daha sonra Sağlık Bakanlığı’na, Afrika’da yapılan kalitesiz ameliyatı ölçü gösterip fiyat çıkarttılar ve bakanlık yanılgıya düşerek, Türkiye’de göz ameliyatlarına verilen desteği azalttı. Maalesef bu yaklaşım insan sağlığının, ticari birtakım kaygılara kurban edilmesine yol açtı.
Sağlık Bakanlığı 2002 yılından itibaren önemli reformlara imza attı, atmaya da devam ediyor. Ancak tüm sorunların bir anda çözülemeyeceği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Sorunları Bakanlık da görüyor ve bu konuda çözüm için adım atıyor. Hastaların kör olmasıyla sonuçlanan bazı olaylara karışan bu yetersiz kliniklerde sadece göz ameliyatları yapılmıyor elbette. Bu anlamda birtakım suiistimallerin olduğu, kalitesiz hizmet sunulduğu herkes tarafından biliniyor. Maalesef bazı kliniklere tedavi için giden hastaların yarısı, derdine derman bulamıyor. Hatta tedavi için bu kliniklere başvuran hastalar, gözünü kaybediyor, kör oluyor. İnsan sağlığını tehlikeye atan bu yetersiz kliniklerin farkında olan ve tedbir almaya çalışan Sağlık Bakanlığı, bu kliniklere 2013 yılına kadar hastaneye dönüşme mecburiyeti getirdi. öte yandan Sağlık Bakanlığı’nın 2015 yılına kadar tamamlamayı planladığı Sağlık Köyleri Projesi var. Bu proje devreye girene kadar maalesef bahsettiğimiz yetersiz kliniklerde bu tür vakaların yaşanması sürpriz olmayacak. Hastalar bu konuda bilinçli hareket ederek, dikkatli olmalı. İnsan sağlığı ticari birtakım kaygılara kurban edilmemeli, bizler bundan büyük rahatsızlık duyuyoruz.
Ben 15 yaşındayken dükkânı saat beş buçukta açardım. Yani o günlerde nalbur dükkânında çalışırken de işimi en iyi şekilde yapmaya çalışırdım. Sonra inşaat işine girdiğimde de aynı şekilde işimi en mükemmel biçimde yapıyordum. En baştan bugüne gelinceye kadar çok çalıştım, başarımın sırrı budur diyebilirim. Ancak çalışmanın öncesinde dürüst olmanın çok ama çok önemli olduğunun altını çizmem gerekiyor. İnsan hangi işi yaparsa yapsın önce dürüst olmalı. Dürüstlüğün yanına çalışkanlığı eklediğinizde başarılı olmamak için bir neden kalmaz. Bu anlamda hiç kimse iş aradım, bulamadım gibi bahanelerin ardına sığınmamalı. Nitekim işin büyüğü, küçüğü olmaz. Simitçililik de yapsanız en iyisini yapacaksınız. Ancak o şekilde başarılı olabilirsiniz. 1972 yılında ortaokulu bitirip okulu bıraktım ve sonrasında iş hayatına girdim. İşe başlamamın ardından sadece bayramlarda tatil yaptığımı biliyorum onun dışında hep çalıştım, depoya sırtımda çok yük taşıdım, gece-gündüz demedim. Sürekli çalıştım ve bütün yaptığım işleri en iyi şekilde icra ettim, zamanı geldiğinde yaptığım işi bırakıp, başka iş kollarına yöneldim. Her şeyi zamanında yapmaya özen gösterdim, sürekli çalıştım ve bugün Dünyagöz Hastaneleri Grubu ortaya çıktı.
TüRKİYE MEDİKAL TURİZMİNDE HEDEF BüYüTTü İnsanlar göz, diş ya da cerrahi tedavilerini yaptırırken, aynı anda gezmek, görmek ve gittikleri ülkeyi daha yakından tanımak için seyahat ediyor. Medikal hizmeti, Avrupa’yla aynı kalitede ve daha ucuza veren Türkiye’nin bu alandaki şansı giderek yükseliyor.
Avrupa, Asya ve Ortadoğu’ya 3-4 saatlik uçuş mesafesinde yer almak Türkiye’yi coğrafi açıdan önemli bir konuma getiriyor. Bu durum pek çok sektörde olduğu gibi medikal turizm alanında da Türkiye’yi bir adım öne taşıyor. 1990’lı yıllardan bu yana medikal turizm alanında büyük yatırımlar yapan Türkiye, dünya medikal turizmden aldığı payı her yıl giderek arttırmaya devam ediyor. Sağlık turizmi son 10 yılda çok hızlı bir büyüme ile dünya çapında bir endüstri haline geldi. Turizm denince Türkiye’de akıllara sadece deniz, kum ve güneş geliyor. Oysa dünyada son yıllarda sağlık turizmi alanında büyük gelişmeler söz konusu. Turist gittiği yerde hem tatil yapma olanaklarını araştırırken, hem de uygun fiyatlara tedavi olma imkânı yakalıyor. Tüm dünyadan birçok insan göz, diş veya cerrahi tedavileri almak ve aynı anda gezmek, görmek ve gittikleri ülkenin tüm etkinliklerini tanımak için diğer ülkelere seyahat ediyor. Sağlık turizmine konu olan tedavi ve hizmetlerin çeşitli ülkelerdeki maliyeti kıyaslandığında Hindistan, Tayland, Singapur ve Türkiye ön plana çıkıyor. Türkiye verdiği medikal hizmeti Avrupa’yla aynı kalitede ve daha ucuza veriyor. Bu nedenle öngörülere göre; önümüzdeki 5 yılda medikal turizmde Türkiye’nin ağırlığı daha da artacak. 2009 rakamlarına göre 1 milyon yabancı hastayı tedavi eden Tayland medikal turizm sektöründe dünyada ilk sırayı alıyor. İkinci sırada ise 450 bin yabancı hasta tedavi eden Hindistan yer alırken 420 bin yabancı hastayla Singapur üçüncü sırada yer alıyor.”
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.