Son Haberler

Sigortacılık sektöründe açıklar kapanmıyor

sigortacilik_sektorunde_aciklar_kapanmiyor_2.jpg KâR ELDE EDEMEME SORUNU BüYüYOR
Son yıllarda sigortacılık sektöründe ilginç sonuçlar elde ediliyor. Elementer branşlarda (hayat ve emeklilik dışı) faaliyet gösteren şirketlerde kar elde edememe sorunu tüm hızıyla devam ediyor. özellikle kasko ve trafik branşı başta olmak üzere, bir türlü toplanan primlerle, karşılaşılan hasarlar arasındaki negatif fark kapanmıyor. Sektör sürekli açık veriyor.

Bu durumun nedenleri ile ilgili daha önceki yazılarımızda detaylı açıklamalar yapmıştık. Ancak ana nedenlere bakıldığında; trafikte serbest tarife uygulamasına geçiş, kaza tespit tutanağı uygulaması ve bunun yarattığı önemli suiistimaller, yabancıların sektöre girmesiyle iyice artan rekabet ortamı, küçük şirketlerin büyüme iştahı, büyük birkaç şirketin birincilik veya ilk beşe girme politikasının yarattığı anlamsız yarış gibi nedenleri sayabiliriz.

Bütün bunların sonucu şu veya bu şekilde sektörün bütününü ve genel görünümünü, hatta dışarıdan bakıldığında yabancıların ülkemize gelme arzusunu, gelenlerin ülkemizde kalma arzusunu, bunun yanında yerli sermayenin uzun vadeli yatırımı gerektiren bu sektöre bakışını negatif yönde etkiliyor.

SEKTöRDE KARLILIK ORANI DüŞüK
Ortalama bir yatırımcı, enflasyon oranı ve büyüme oranı normal seyrinde giden istikrarlı bir ekonomide sermayenin geri dönüş süresini 10 yıl olarak hesap eder. Bu da yıllık % 10 karlılık anlamına gelir. Geri dönüş süresi 20 yıl olsa bile karlılık oranı minimum yüzde 5 olmalı. Bu anlamda bakıldığında sermayenin karlılık oranı son yıllarda bu rakamların çok çok altında seyrediyor. Sigortacılık sektörü geri dönüşümü çok ama çok uzun yıllar alan, adeta maraton koşusuna benzeyen bir sektördür. Bu nedenle, sermayenin güçlü ve uzun soluklu olmasını gerektiriyor.

Ancak ülkemizde bu manada güçlü sermaye grupları çok değil. Var olanlar da bu kadar uzun süreli yatırıma pek sıcak bakmıyor. Bunu, sektörün % 65-70’inin yabancı sermayenin eline geçmesinde net olarak görebilmekteyiz.

ŞİRKETLER SON 5 YILDA 186,9 MİLYON TL ZARAR ETTİ
Şimdi bütün bu açıklamalar ışığında, elementer branşlarda faaliyet gösteren şirketlerimizin son 5 yıllık dönem itibariyle karlılık durumlarına biz göz atalım. Sektör sonuçları Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRSB) tarafından yayımlandı.

sigortacilik_sektorunde_aciklar_kapanmiyor_3.jpg

Tablo-1’e göre sektör; 30.06.2011 tarihi itibariyle toplamda 26.040.412 .-TL zarar elde etti. Bir anlamda karda olan şirketlerin elde ettikleri karların toplamı 155,8 milyon TL olurken, zararda olan şirketlerin zararları toplamı 186,9 milyon TL oldu. Bu sonuç çok ama çok büyük bir zarar gibi görünmeyebilir belki ama, son beş yıllık gelişime bakıldığında aşağı yönlü gidişin devam ettiği görülmekte olup, asıl tehlike bu trenddir.

2008 yılında 595 milyon TL kar eden sektör, onca geçen süreye rağmen 2011 yılının 6 aylık döneminde 26 milyon TL zararda. üstelik bankacılığın ve de pek çok sektörün yoğun olarak kar elde ettiği, yabancıların sektöre bu kadar ilgi gösterdiği bir dönemde. Bu duruma gelinmesinde, dünya ekonomik krizinin yaşandığı 2008 yılında başlayan ve zaman zaman kendisini hissettiren global krizin payı olduğunu da kabul etmeliyiz. Ancak teknik zararın süreklilik arz etmeye başlaması ve dönemler boyunca sektör karlılığının giderek aşağıya doğru bir eğilim göstermesi kaygı verici.

Bu sonuçların elde edilmesinde yukarıda saydığımız nedenlerin yanında, başka nedenler de var.

örneğin; sigorta şirketlerinin sigortalıya karşı mükellefiyetlerinin yerine getirilmesini teminen Hazine Müsteşarlığı’nca getirilen karşılıklara ilişkin düzenlemeler, özellikle de AZMM (özellikle Aktüeryal Zincirleme Metodu) uygulaması. Bu karşılıklara küçümsememek gerekir. Bazı şirketlerde, özellikle de trafik poliçesi yoğun olanlarda, inanılmaz miktarlarda, 20-30 milyon TL’lere varan ilave karşılıklar ayrılmasına ve zararların da bir o kadar artmasına neden oldu.

Yine Avrupa Birliği Mevzuatına uyum süreci kapsamında diğer karşılıklarda yapılan düzenlemeler. Bütün bunlar bir yandan şirket zararlarının bazı dönemlerde bir defaya mahsus blok artmasına neden olurken, bir yandan da sigortalının hasar vukuunda her hangi bir sorunla karşılaşmadan hasarlarını zamanında almaları sonucunu da doğuracak.

KPK % 80 YüKSELDİ
Tablo-2’de görüleceği üzere, karşılıklarda önemli artışlar söz konusu. Kısaca, “elde edilen primin, gün esasına göre önümüzdeki döneme sarkan kısmı” olarak tanımlanan Kazanılmamış Primler Karşılığı (KPK) 2007 yılına göre yaklaşık % 80 artmış durumda.

Aynı şekilde, “şirketlere ihbar edilen ancak henüz ödemesi yapılmamış hasarları” ifade eden Muallak Hasar Tazminat Karşılığı da yaklaşık olarak % 89 artmış. Bu artışın pek çok önemli nedenleri bulunmakta olup, bunlar; hasarların artışı, suiistimaller, Hazine Müsteşarlığı denetimleri sonucu ortaya çıkan kayıt dışı hasarların artık kayıt altına alınıyor olması, kaza tespit tutanağı uygulamasının olumsuz sonuçları, sigortalı bilincinin artması şeklinde özetlenebilir.

sigortacilik_sektorunde_aciklar_kapanmiyor_4.jpg

Tablo 3’te görüleceği üzere, sektörün aktif toplamı % 34, öz kaynak toplamı % 13, ödenmiş sermayesi % 60 artarken, karşılıkların % 86 – % 89 artması aslında zararların nedenlerine ve öz kaynakların erimesine de önemli ölçüde ışık tutuyor. Karşılıkların artması, sigortalıyı güvence altına alan doğru uygulamalar olmakla birlikte, şirketler bakımından teknik zararın üstüne, üst üste gelen karşılık uygulamaları önemli bir yük teşkil etmekte, dayanma gücünü olumsuz etkiliyor.

Tablo-3’ün ayrı bir anlamı daha ortaya çıkıyor. 5 yıllık dönemde sektörün % 34 büyümesi reel anlamda bir büyüme değildir. Bunun yanında öz kaynakların reel anlamda erozyona maruz kaldığı açıkça görülüyor. ödenmiş Sermaye toplamının % 60 artması ise sermayedarların sürekli şirketlerine takviye yapmak zorunda kaldıklarına işaret ediyor.

SİGORTACILIK SEKTöRü ZORDA
Sigortacılık sektöründe bir şeylerin yolunda gitmediğine dair tabloyu özetleyecek olursak; elementer branşlarda faaliyet gösteren şirketlerde kar elde edememe sorunu devam etmekte olup, bu sonuca şirketlerin kendilerinin olduğu kadar tüm paydaşlarının da şu veya bu şekilde adeta katkıda bulunduğu, ancak sektörün geri dönüşüm süresinin çok uzun yıllara yayıldığı görülüyor. Bu durumun sürmesi özellikle yabancı şirketlerin çıkış planlarını öne çekmelerine neden olabileceği gibi, küçük şirketlerin yok olma ya da birleşmek zorunda kalmaları sonucunu ortaya çıkarabilir.

Yapılması gereken ise tüm paydaşların konuyu yıkıcı rekabet ve/veya karşı tarafı söğüşleme mantığı yerine, ömürlerini uzatacak, hizmet kalitesini artıracak, şeffaflığa her zamankinden daha fazla yer verecek, suiniyetli işlemlere ağır müeyyideler getirecek, hasar/prim dengesini sağlayacak, sistemsel kontrole daha fazla önem verecek düzenlemeler yapılmasıdır.

Şaban çAĞIRAN

cagiran@turcomoney.com

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası