Katılım bankacılığı ekonomiye güç katıyor

Katılım bankacılığının Türkiye’de kurulup gelişmesinde büyük emekleri ve katkıları bulunan hocamız Prof. Dr. Sabahattin Zaim’i saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Hocamız; kişiliği, insanlığı ve dostluğu daima aranır, katılım bankacılığı denince akla ilk gelen isimler arasında yer alırdı. O, yaşarken kendisine verilen, “güzel insan”, “iktisadın duayeni” ve “hocaların hocası” gibi payeleri fazlasıyla hak etmişti.

Allah kendisinden çokça razı olsun, gani gani rahmet eylesin. Katılım bankacılığı 1985 yılında 2 banka ve 2 şube ile çıktığı yola bugün 4 banka 680 şube ve 14.000 çalışanı ile şevk ve azimle devam etmekte. 30 Kasım 2011 tarihi itibariyle aktif toplamı 55 milyar liraya, toplanan fonlar 39 milyar liraya, kullandırılan fonlar ise 41 milyar liraya ulaşmış durumda.

Katılım bankalarının sektördeki payları aktifte % 4.4, toplanan fonlarda % 5.4, kullandırılan fonlarda ise % 5.7‘ye ulaştı. Bu rakamlar bizleri memnun etmekte ve iyi bir başarıya işaret etmekte ise de, ülkemizin sahip olduğu potansiyelle kıyaslandığında henüz tatminkar düzeyde olmadıklarını söyleyebiliriz. Bunun en önemli nedeni, katılım bankalarının faaliyetlerinin ilk 17 yılının yani 2003‘ten önceki döneminin ülkemizin ekonomik ve siyasi açıdan istikrarsız dönemine rastlamış olmasıdır. Bu sistemi kuranlar sistemin genel bankacılık içinde payını % 15 olarak öngörmüşlerdi. Bu nedenle daha önümüzde aşılacak çok mesafe olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim 2023‘e kadar % 10 paya ulaşmayı hedeflemiş bulunuyoruz. Katılım bankalarının asıl gelişimi, siyasi ve ekonomik istikrarın başlangıç yılı olan 2003 yılından sonra oldu.

Bu istikrar dönemi içerisinde, 2005 Kasım ayında yürürlüğe giren yeni Bankacılık Kanunu ile “özel finans kurumu” olan adımızın “katılım bankası” olarak değişmesi de bu gelişmeye hız kazandırmış, 2005 yılında % 2.4 olan sektördeki aktif payımız 2011 eylül ayında % 80 artış göstererek % 4.4‘ e yükseldi.

Şunu memnuniyetle söylemek isterim ki, artık katılım bankalarının önünde hiçbir engel kalmamış ve ilgili kamu otoritelerinin ilgi ve desteği ile hemen hemen tüm sorunlarımız çözüme kavuşmuş durumda.

Geçen 26 yılda, Türk finans sistemine faizsiz bankacılık ilkelerine uygun birçok finansal ürün ve yöntem kazandırdık ve kazandırmaya da devam ediyoruz.

Değişmeyen stratejimiz, katılım bankalarının bilinirliğini, hizmet kalite ve çeşitliliğini artırmak ve böylece atıl fonları çekerek sektörde daha fazla paya sahip olmaktır.

Şunu memnuniyetle söylemek isterim ki, artık katılım bankalarının önünde hiçbir engel kalmamış ve ilgili kamu otoritelerinin ilgi ve desteği ile hemen hemen tüm sorunlarımız çözüme kavuşmuş durumdadır.

KATILIM BANKACILIĞI DüNYAYA MODEL OLUYOR

Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB), İKDER ve İ. S. ZAİM üniversitesi tarafından ortaklaşa organize edilen ve Sabahattin Zaim’in adına atfedilerek, her yıl “İslam ve Ekonomi Sempozyumu” adı altında farklı bir konunun ele alındığı etkinliklerin dördüncüsü, 10 Aralık 2011 Cumartesi günü İstanbul Kongre Merkezi’nde yapıldı.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açılış konuşmasıyla yer aldığı programa yabancı konuşmacıların yanısıra çok sayıda akademisyen, bürokrat, bankacı ve işadamı katıldı. Açılış konuşmasında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, faizsiz bankacılığın geçmişten günümüze milli ekonomiye katkılarını ve sistemin reel çalışma prensipleriyle dünyaya örnek olduğunu vurguladı. Dünya ekonomisinin yaşadığı krizin genel sebebinin geleneksel bankacılık sisteminde yaşanan sıkıntılar olduğuna değinen Şimşek, finansal mühendisliğin geliştiğini, bunun türev ürünler ortaya çıkarttığını, hatta buradaki hacmin reel ekonomiden daha fazla olduğunu vurguladı.

“Şayet tüm dünya finans sistemi Katılım Bankacılığı sistemi ile yürütülseydi, dünyada bu kadar tahribat yaşanmazdı” diyerek konuşmasını sürdüren Maliye Bakanı Şimşek, katılım bankalarının ekonomik sürdürülebilirlik için çok önemli yenilik olduğunu vurguladı.

Mehmet Şimşek konuşmasını şöyle sürdürdü. “Katılım Bankaları gelişme içinde ama daha yapacak çok şey var. Dünyada 60’tan fazla ülkede katılım bankaları faaliyet gösteriyor. çok daha sağlam ve güvenilir bir bankacılık sistemi. Yastık altı fonların çekilmesi için önemli görev görüyorlar. Dünyadaki diğer katılım bankalarına göre güçlüler ve sermaye yeterlilik oranları çok iyi. Bu fonksiyonları anlaşıldıkça ve anlatılabildikçe daha fazla itibar görecekler.” Etkinlikte söz alan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkan Yardımcı İhsan Uğur Delikanlı, bankacılık sektöründe faizsiz modelle yerini alan katılım bankalarının, performansıyla 26 yılda çok önemli merhaleler kat ettiğini belirtti. Arap Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Yousif Abdulmalek ise, faizsiz modelin Türkiye’de örnek model olduğunu özellikle vurguladı.