SEKTÖRLERİN HEDEFİ BÜYÜK

Gelişmiş ve gelişmemiş ülke ayrımı olmaksızın dünyada belirsizliğin hakim olduğu bir yılı geride bıraktık. “Belirsizlik alerjisi” gelişmiş ülkelerde daha yoğun hissedildi; büyüme oranları beklentilerin altında kaldı. Kamu borçlarının sürdürülebilirliğine ilişkin kaygılar arttı. İşsizlik oranları yüksek düzeyde seyretti.

Euro Bölgesi‘nde alınan önlemlere rağmen güven ortamı hala tam olarak sağlanamadı. Olağanüstü parasal genişlemeye rağmen, ABD‘de ekonomik büyüme, potansiyelinin altında kalırken Euro Bölgesi daraldı. Gelişmiş ekonomilerin sürdürülebilir mali dengeyi sağlamak için uyguladıkları sıkı maliye politikaları ile banka ve hane halkının borçluluk oranlarını azaltma çabaları ekonomik büyümeyi sınırladı.

Zayıflayan küresel ticaret ile finansal sektördeki dalgalanmalar da tüketici ve reel sektör güvenini olumsuz yönde etkiledi. Birçok ülke ve uluslararası kuruluş, büyüme tahminlerini güncelledi. IMF, yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu‘nda tahminlerini, 2012 yılı için 0,7; 2013 için de 0,9 puan aşağı yönlü revize etti.

Dünya ticaret hacmindeki artış da 2012 yılında bir miktar yavaşladı. 2011 yılında yüzde 5,8 büyüyen küresel ticaretin 2012 yılında yüzde 3,2 önümüzdeki yıl ise bir miktar hızlanarak yüzde 4,5 oranında artacağı düşünülüyor.

Türkiye rüzgârı arkasına aldı
Küresel ekonomilerde yaşanan belirsizliklere rağmen 2012 yılında Türk ekonomisi, istikrarını ve güçlü makroekonomik dengelerini korudu; ihracat kanalıyla büyüdü.
2012 yılını yüzde 3’lük büyüme oranı ile tamamlaması beklenen Türkiye ekonomisi için Orta Vadeli Program’da 2013’te yüzde 4, 2014 için ise yüzde 5’lik öngörüler mevcut. IMF’in Türkiye ekonomisi için 2013 yılında yüzde 3.5, 2014’te ise yüzde 4.1’lik büyüme tahminlerine karşın, OECD ise bu öngörülerini; 2013’te yüzde 4.1, 2014’te de yüzde 4.5 olarak açıkladı. Avrupa Birliği’nin Türkiye ekonomisi büyüme öngörüleri ise 2013’te yüzde 3.6 ve 2014 için ise yüzde 4.1.

Türkiye’de 2011 yılında yüzde 9.8’e gerileyen işsizlik oranı, 2012’de de düşüşe devam ederek yüzde 9.0’a indi. İşsizliğin düşmesinde inşaat sektöründeki istihdamın 1milyon 896 bin kişi ile tarihi zirvesine ulaşmasının payı oldu.

2012 yılında 150 milyar dolar ihracat barajını aşan Türkiye, 2013 yılında çok daha iyi bir değere ulaşacak. Ekonominin iyileşmesi ve piyasanın canlanmasında ihracat etkili olacak. Ayrıca enflasyonist baskılar azalarak ekonominin güçlü büyüme sürecine girmesi bekleniyor.

Yeni yıla girerken Türkiye ekonomisi
2012 yılı Türkiye ekonomisinin orta vadeli program hedeflerine kısmen büyüme ve bütçe dengeleri dışında son dönemde en fazla yaklaştığı yıllardan birisi oldu. 2011 yılındaki yüksek cari açıktan sonra 2012 temelde yumuşak iniş hedeflenen bir yıldı. Bu hedefe büyük oranda yaklaşılmış görünüyor. Büyüme yüzde 4 hedefleniyordu, yılı yüzde 2.7 civarında tamamlayacağız görünüyor. Enflasyon yüzde 11’lerden yüzde 6’lara gerilemiş bulunuyor.

Ekonominin en büyük riski olan cari açığın GSYİH’ya oranı ise yüzde 10’lardan yüzde 7’lere geriledi. Buna karşın, merkezi yönetim bütçe açığının GSYİH’ya oranı yüzde 1,4 seviyesinden yüzde yüzde 2,3 oranlarına yükseldi. Yükselme olmakla birlikte şu aşamada istikrarı bozacak bir seviyede olmadığını söylemek mümkün görünüyor. özetle, 2012 yılı Türkiye ekonomisinin özellikle para politikasının desteğiyle yumuşak inişi başardığı bir yıl oldu.

Geride kalan yıl, bu ekonomik büyümeden her sektör, farklı pay aldı. Türkiye ekonomisindeki büyüme sektörlere nasıl yansıdı? 2013 yılı beklentileri neler? Sektör temsilcilerine ve uzmanlara sorduk. İşte onların cevapları…

İç talep canlanacak
AB ve Ortadoğu kaynaklı şokların yaşanmadığı var sayımı altında büyüme açısından 2012 yılına göre daha güçlü bir yıl olacağını söylemek mümkün. Son dönemde TCMB’nin faiz koridorunu daraltması ve politika faizini aşağı çekmesiyle özellikle iç talebin bir miktar canlanacağı bir döneme gireceğiz. Dünya ekonomisinin büyüme hızı ABD ve çin başta olmak üzere genişletici para politikalarının etkisiyle muhtemelen bir miktar artacak.

Bu durum, ihracatımızda bu yıla benzer bir büyümeyi getirir. Ekonomideki büyümenin yüzde 4-5 arası bir seviyeye çıkacağını tahmin ediyoruz. Fakat bu büyüme 2013 yılının ikinci yarısında emtia fiyatlarını yukarı yönlü hareket ettirerek Türkiye Ekonomisinin yüzde 5 olan enflasyon hedefini zorlayabilir, cari açık konusunda da baskı oluşturabilir.

Dünya ekonomisindeki likidite bolluğu ve Türkiye ekonomisine yönelik olası yeni not artırımları 2013 yılında kur baskını azaltacak görünüyor. özetle, 2013 yılı Türkiye ekonomisi için büyümenin toparlandığı, yumuşak inişin yumuşak toparlanmaya döndüğü bir yıl olacak gibi görünüyor.

Ekonominin motoru ihracat
2012 yılında yüzde 3.1-3.2 civarında bir büyümenin gerçekleşme beklentisi var. Türkiye’de büyümenin motoru ihracat. 2012 yılında büyümenin tamamı neredeyse ihracat ile gerçekleşti. 2013 yılında Türkiye için ortalama yüzde 4 bir büyüme hedefi konuldu. Biz bu hedefin gerçekleşeceğini düşünüyoruz.

Aslında biraz daha üstüne çıkmamızda fayda var diye düşünüyorum. 2013 yılında da gerek Merkez Bankası’nın gerek ekonomi yönetiminin beklentisi büyümenin ihracat yönünde olacağı. Bu da bizim açımızdan son derece önemli, çünkü ihracatçı Türkiye için gerek üretim, gerek istihdam ve gerekse büyüme dengelerinde etkili oluyor. Türkiye’ye döviz getirmenin ve cari açığı düşürmenin tek aracı şuan ihracatla sağlanabilir. Ekonomi yönetiminin ihracatla ilgili kararlar alınırken farklı bir bakış açısıyla bakması gerekiyor. Gerek rekabetçi bir üst kurumda gerekse bizim özellikle milli yatırımlarımızda ve kredi maliyetlerinde ihracatçının bir pozitif ayrımcılığa ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

çimento – inşaat sektöründe yüzde 4 büyüme
çimento sektörü kriz ortamında bile kar sağlayabilen sektörlerin başında geliyor. özellikle son yıllarda çimento sektörü inşaat sektörüne bağlı olarak çok büyük büyüme gösterdi. Yurtiçinde satışların GSMH’ya oranı yüzde 9.5’a yaklaştı. üretimde dünyada 4. Avrupa’da 1., ihracatta da ilk 3 arasında yer alan Türk çimento sektöründe halihazırda 48’i entegre tesis, 19’ü öğütme ve paketleme tesisi olmak üzere toplam 67 çimento üretim tesisi faaliyet gösteriyor.

Türk çimento sektörünün 2012 yılında, yaklaşık 4 milyar dolar cirosu, yaklaşık 900 milyon dolar ihracatı, doğrudan ve dolaylı 15 bin kişiye yarattığı istihdam ile Türkiye ekonomisi içinde önemli bir paya sahip. 2012 yılı çimento tüketiminin 58,5 milyon ton civarında olması bekleniyor. Enerji maliyetlerine rağmen 2012 yılında yüzde 4 büyüme bekleniyor.

Yıllık 600-700 bin konut ihtiyacı var
2012 genelinde konut talebinde zayıflama, 2012 yılsonunda kredi faiz oranlarında gerileme yaşandı. Bankaların konut kredisi kullandırma eğilimlerinde ise; önce yavaşlama, yılın son çeyreğinde ise yeniden hareketlenme kaydedilen 2012’de, üreticilerin tüketiciye yönelik kampanyaları devam etti. Konut talebinde sınırlı artış beklentisinin bulunduğu 2013 yılında, düşecek faiz oranları ile kredi talebinde ölçülü artış, yabancılara konut satışı düzenlemesi ile ise ilave talep bekleniyor.

2013 yılında yüzde 5-6 büyüyecek
İnşaat sektöründe büyüme, son 10 yıldır ilk kez Türkiye büyümesinin altında gerçekleşti. İnşaat/gayrimenkul sektörü 2012 yılını beklentilerin altında yüzde 1 – 1,5 arasında büyüme oranı ile tamamlayacak. 2013 yılında ise yüzde 5-6’lık büyüme oranı ile sektörün büyüme trendine girmesini bekliyoruz. Ekonomi ve inşaat sektöründe, 2011 yılında ekonomi yüzde 8.5 ile hızlı bir büyüme gösterdi. İnşaat sektörü de yine yüzde 11.3 ile hızlı bir büyüme yaşadı.

2012 yılında uygulanan ekonomiyi soğutma politikaları ile birlikte ekonomik büyüme yüzde 3.0 olarak gerçekleşecek. İnşaat sektörü ise 2012 yılında yüzde 1.0 – 1.5 arasında büyüyecek. 2013 yılında ekonomin genelinde yüzde 4, inşaat sektöründe ise yüzde 5-6 arasında büyüme bekleniyor.

Yabancıya 1 milyar dolarlık satış hedefi
ülke ekonomisi 2012’de yüzde 3-4 arasında bir büyüme kaydedecek. İnşaat sektörü yılın son çeyreğinde yeniden yükseliş trendine girdi. Maslak 1453 projesinin yılın son çeyreğinde başlayan satışlarıyla, 1 ayda 2.200 konutun satışını gerçekleştirdik ve soğuma eğilimindeki ekonomiyi yeniden ısıtarak sektöre hareket getirdik. 2012 yılında özellikle inşaat başta olmak üzere enerji ve turizm alanlarında çok önemli yatırımlar yaptık ve 2013 yılında bunlara yenilerini ekleyeceğiz.
ülke ekonomisinin önümüzdeki yıllarda minimum yüzde 5 seviyesinde büyümesi gerekiyor. Bunun için kaynak yaratılması gerek ve bunun da yolunun yabancıya mülk satışından geçiyor.

2012 yılında yabancıya mülk satışında mütekabiliyet yasasının çıkmasıyla sektör yeni bir vizyon kazandı. Biz de Ağaoğlu Şirketler Grubu olarak bu dönemde yabancıya satışta 350 milyon dolar gibi kayda değer bir satış rakamına ulaştık. önümüzdeki yıl için hedefleri daha da yükselttik. 2013’te 1 milyar dolarlık satış gerçekleştirerek sektöre öncülük etmeyi sürdüreceğiz. 2016’nın ilk yarısında Finans Merkezini bitirip teslim etmeyi planlıyoruz.

Türkiye’nin en büyük projesine başlayacağız
2012 yılı, gayrimenkul sektörü açısından, yüksek faiz oranları, KDV, maketten satış vs. gibi bir takım belirsizliklerin tüketici üzerinde yarattığı gerilim, kentsel dönüşüm ve yeni mütekabiliyet düzenlemesinin halen tam anlamıyla uygulamaya geçirilememesi gibi bazı nedenlerden ötürü, “beklentilerin altında” seyreden bir yıl oldu. 2013’te, sektörün de yeniden ülke büyümesinin üzerinde bir gelişim göstermesi bekleniyor.

2013 yılı MESA için ise oldukça yoğun ve önemli bir yıl olacak. Kartal’da sürdürdüğümüz E-5’teki Kartall MESA, sahil yolundaki ikinci konut projemize, çamlıca’daki villa projemize de yeni yılda başlıyoruz. Polonya’daki konut projemizin ivme kazanacağı 2013’te, Libya’dan da olumlu gelişmeler bekliyoruz. Tüm bunlara dışında Türkiye içinde çok önemli 1.5 milyon metrekarelik alanda gerçekleştireceğimiz ve devasa hacimli ilk karma olan Tema park projemize başlayacağız. Gerçekten de 2013, MESA açısından hem önemli, hem de oldukça yoğun bir yıl olacak.

HABERİN DEVAMI TURCOMONEY‘DE!
TURCOMONEY OCAK 2013 SAYISI, YAYSAT BAYİLERİNDE!
AYRICA D&R, REMZİ KİTABEVİ, KABALCI KİTABEVİ VE NT MAĞAZALARINDA..