Mayıs ayı ile birlikte yılın ikinci çeyreğine başlayan küresel piyasaların gündeminde önceki işlem dönemlerine benzer şekilde siyasi ve ekonomik faktörler yine bir arada yer aldı. Bu paralelde değişen piyasa dinamikleri ise özellikle değerli maden fiyatlarında genel olarak dalgalı bir seyrin izlenmesine neden oldu. Gerek Ukrayna’ya ilişkin belirsizlikler, gerekse ABD ekonomisine ait beklentiler, yatırım kararlarında etkili olan başlıklara arasında dikkat çekti. Haziran ayı birlikte ise değerli maden yatırımcılarını yine yoğun bir gündemin beklediğini ifade edebiliriz.
Tüm dünyanın yakından takip ettiği ve küresel risk algısında değişiklikler gerçekleşmesine neden olabildiği için de sermaye piyasaları tarafından dikkatle izlenen Ukrayna’daki gelişmeler, Mayıs ayında da yine gündemin üst sıralarında yer aldı. Her ne kadar Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygı duyacaklarını belirtse de, Kırım’ın ilhakından sonra ülkenin doğusundaki bazı şehirlerde de bu yöndeki sesleri yükselmesi, kaygıların artmasına yol açtı. Bağımsızlığın ilan eden Dostsk’teki çatışmaların zaman zaman şiddetlenmesi ise yatırımcıların risk iştahını etkileyen önemli başlıkların arasında yer aldı. Bu doğrultuda özellikle, piyasalarda görece daha güvenli bir varlık olarak düşünülen altın başta olmak üzere, değerli maden fiyatlarının Ukrayna’ya ilişkin gelişmelerden etkilendiğini vurgulayabiliriz. Ancak dünyanın en büyük ekonomisini bekleyen gelecek konjonktür ve ABD Merkez Bankası’nın (FED) atacağı adımlara ilişkin beklentinin de sarı madenin fiyatı için dikkatle takip edildiğini belirtmeliyiz.
FED NE ZAMAN FAİZ ARTIRACAK?
2013 yılının Mayıs ayında, eski FED Başkanı Ben Bernanke’nin, FED’in parasal genişleme programından çıkmaya başlayabileceğini ifade etmesi ile birlikte küresel mali piyasalarda çok sert dalgalanmalar görülmüştü. Bunun tam bir yıl sonrasında ise yatırımcıların artık aylık tahvil alımlarının azaltılmasına alıştığını, hatta faiz oranı artışının bile konuşulabildiğini görüyoruz. Piyasalarda ise halen daha FED’in para politikası tarafında atacağı adımları öngörebilmek adına ABD’nin makro-ekonomik verilerinin dikkatle izlendiğini söyleyebiliriz. Beklentiler, bu yıl sonbaharda parasal genişlemenin tamamen bitirilmesi ve 2015 ortalarında da FED’in krizden sonraki ilk faiz artışının gerçekleşeceği yönünde ağırlık kazandığını ifade edebiliriz. Haziran ayı içerisinde bu paralelde analiz edilecek faktörler, altın fiyatlarında da yönü tayin edebileceği için dikkatle masaya yatırılacak.
YATIRIMCIYI HAZİRANDA NELER BEKLİYOR?
öncelikle Ukrayna’ya ilişkin gelişmelerin ve bunun yanında Tayland ve Endonezya gibi ülkelerdeki siyasi gelişmelerin, risk algısındaki olası değişimler için önem taşıdığını belirtebiliriz. Ek olarak ise özellikle sarı madenin fiyatları üzerinde etkili olabilecek, dünyanın en büyük ikinci altın müşterisi olan Hindistan’daki, altın ithalatına getirilen kısıtlamaların gevşetilebileceği spekülasyonları izlenmeli. Tabi ki yine FED ve Haziran ayındaki Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısından çıkacak sonuçlar, birçok varlıkta olacağı gibi altın için de yakıdan takip edilecek. Haziran ayının ilk haftasında yayınlanacak olan ABD istihdam verileri, FED’e yönelik beklentilerin şekillenmesini sağlayabileceği için, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) kritik bir önem taşıyan toplantısı ile birlikte ayın ilk günlerinde gündemde yer alacak. çin’den açıklanacak veriler ve G-7 toplantısı, yine piyasaların merceği altında olacak, 18 Haziran’da tamamlanacak olan FOMC toplantısı büyük bir önem taşıyor.
HANGİ SEVİYELER GöRüLEBİLİR?
Altın fiyatını teknik olarak incelediğimizde orta ve uzun vadeli olarak negatif baskısını sürdürmekte, kısa vadeli olarak da yukarı yönlü çıkışlarına devam ediyor. Uzun bir süredir Altın fiyatı 200 haftalık üssel (exponential) ve düzeltilmiş (smoothed) hareketli ortalamalar arasında hareketlerini sürdürüyor. 1392 seviyesinden başlayan düşüşler 1268 seviyesine kadar gerilese de kısa vadeli tepki alımları altın fiyatının 1300 seviyesi çevresinde kalması için ısrarcıdır. Ancak genel görünüme baktığımızda aşağı yönlü baskı hala daha gündemimizde ve güncelliğini koruyor. Bu bağlamda da özellikle orta ve uzun vadeli olarak yükselişler devam edecek şeklinde düşünce yapısında olmamız doğru değil. Seviyeler üzerinde konuşacak olursak şu sıralar 1330 – 1277 arasında sıkışık bir seyir sürdürdüğünü görmekteyiz. Bu bağlamda da özellikle bundan sonraki süreçteki yön tayini için kısa vadeli bandın dışına çıkılmasını beklememiz önemlidir. Bu bağlamda da 1277 seviyesi altında gerçekleştirilecek haftalık kapanış ile 200 haftalık düzeltilmiş (smoothed) hareketli ortalama olan 1205 desteği hedeflenmek istenirken, 1330 seviyesi üzerinde gerçekleştirilecek haftalık kapanış ile 200 haftalık üssel (exponential) hareketi ortalama olan 1382 direnci yeniden gündemimizde yer alabilir.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.