Geçen ay Ortadoğu’nun en sakin, güvenilir ülkesi ürdün’deydik. Küçük ama bölge için kilit role sahip bir ülke… Tarihi geçmişi ve coğrafik konumunun yanında, “huzur beldesi” olması, komşu ülkeler Suudi Arabistan, Mısır, Irak, Suriye ve hatta İsrail için bir “giriş kapısı” özellikleri ürdün’ü ön plana çıkarıyor. Bu ülkenin pazarına giren, aynı zamanda söz konusu ülkelere de adım atmış oluyor. Böylesine önemli bir ülkeye gerçekleştirdiğimiz ziyarette üst düzey görüşmeler gerçekleştirdik, yatırımcılar için altın değerinde bilgiler edindik… İşte referans kaynağı niteliğindeki araştırmalarımızın sonuçları ve edindiğimiz izlenimlerden çarpıcı kareler…
çöLüN KIYISINDAKİ CENNET: üRDüN
Yeryüzünde insanlığın ilk yerleşim yerlerinden biri olan ürdün, eski çağlardan itibaren pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış… Turizm şehri Akabe’yle, Körfez’e açılan ve İsrail’le en uzun sınırı (238 km) paylaşan ürdün; Irak, Suudi Arabistan, Suriye ve Batı Şeria ile sınır komşusu. ülkenin doğusuna çöllerle kaplı düzlükler, batısına ise dağlık araziler hâkim. ürdün ziyaretimize tarih, medeniyet ve turizm beldesi Akabe ile başlıyoruz… Akabe hem özerk, hem de özel bir bölge. Zira Akabe; ürdün, Ortadoğu ve dünya için önemli bir kent… Kızıldeniz’in kenarındaki bu muhteşem tarihi kent, tabiat ananın bahşettiği güzelliklerle insanı büyülüyor… Birçok açıdan mistik özelliği sahip Akabe, ölü Deniz, Vadi Rum ve nefes kesen Petra, size unutulmaz güzellikler yaşatıyor. Petra için aynı zamanda Petra Musa da deniliyor. çünkü Kur-an’ı Kerim’de ve Tevrat’ta da anlatılana göre, Hz. Musa kavmi için su istemiş, ardından asası ile taşa vurmuş ve kayalardan 12 kaynak fışkırmış… Musevilerin akın ettiği Petra’da aynı zamanda Hz. Harun’un da mezarı bulunuyor. Kısaca Petra, tarihi önemi olan, turistlerin en çok ziyaret ettiği mekanların başında geliyor.
çölde yapacağınız safari esnasında karşılaştığınız bedevi çadırları, modern hayattan uzak farklı bir yaşam tarzı olarak karşınıza çıkıyor. ürdün çöllerinde, gece gökyüzüne bakmak ve sayısız yıldızları izlemek unutulmaz anlar olarak hafızanıza kazınıyor. Bu özellikleri nedeniyle Akabe, dünyanın dört bir tarafından turist çekiyor… Akabe’den, başkent Amman’a karayoluyla yolculuk yaparken; kendine has özelliklere sahip devasa kayalıkların oluşturduğu görkemli dağların büyüsüne kapılıyoruz. ölü Deniz bölgesinde sahil boyunca uzanıp giden uluslararası otel zincirleri, zengin konuklarını misafir ediyor… İlginç mimarileriyle Kempinski, Hilton, Radisson Blu bu otellerin başında geliyor. Ticaretin yanında özellikle turizm sektörü açısından Akabe, turizm sektöründeki markalar için gelişmeye müsait bir bölge.
AMMAN VE AKABE öNE çIKIYOR
önemli yerleşim bölgeleri daha çok ülkenin kuzeyinde ve orta kesimlerinde yoğunlaşmış. ülkenin başlıca ticaret şehirlerinden olan Amman, turizm açısından önemli bölgelerin başında geliyor. Irbid’de ve Zarqa’da sanayi üretimi gelişmiş durumda. Karak’ta madencilik, potasyum ve fosfat işleniyor. Suriye sınırı yakınındaki Mafraq kenti ise imalat ve tarım merkezi olma yönünde gelişimini sürdürüyor. Akabe şehri, sanayi ve turizm faaliyetleri nedeniyle her zaman yoğun bir liman oldu. Akabe Sanayi Bölgesi’nin faaliyete geçmesinin ardından Liman’ın yoğunluğu ve bölgedeki emlak yatırımlarında artış yaşanıyor. Diğer bölgelerin kalkınması amacıyla yatırımcılar ve işadamları Amman’ın dışındaki bölgelerde iş yapmaya teşvik ediliyor. Bu amaçla Mafraq ve Irbid’de özel ekonomik bölgeler (SEZ) kuruldu.
Anayasal kurallara bağlı Krallık tarafından yönetilen ürdün, küçük ancak kilit role sahip bir ülke. Sürekli artan milli geliri, ithalatı, kişi başına düşen gelir seviyesi ve yıldan yıla büyüyen sanayi üretimiyle dikkat çeken bir ürdün; AB, ABD ve Türkiye ile imzaladığı anlaşmalarla bölgede farklı bir statüye sahip. Büyümeye uygun bir pazar olan ve Arap Baharı’nı iyi analiz etmeyi başaran ürdün, çeşitli reformlara imza atarak bölgede yaşanan iç karışıklıklardan kendini uzak tutmayı başarmış görünüyor. İyi eğitim almış, kalifikasyonu yüksek iş gücüyle yatırımcıların ilgisini çeken ürdün; Mısır, Suudi Arabistan, Suriye, Irak ve bölgedeki diğer ülkelere açılmak isteyen yatırımcılar için önemli bir kapı… Vizelerin kaldırılması ve diğer alanlarda getirilen kolaylıklar sayesinde yatırımlar için elverişli bir iklim oluştu. Bu anlamda Türkiye’nin, dolayısıyla Türk yatırımcıların ürdün’de daha aktif hale gelmesi mümkün.
OKUR-YAZARLIK ORANI YüZDE 90’LARDA
Eğitimli insanlarıyla dikkat çeken ürdün’de okur-yazarlık oranı yüzde 90 düzeyinde. Tıp alanında bölgenin en iyisi olan ülkede; zenginler; İngiltere ve Amerika’ya gidiyor, orta gelirliler ise ikinci ülke olarak Hırvatistan ve Ukrayna’ya gidiyor. Doktor ve mühendisleriyle bölgede ün salan, pek çok meslek dalında yetişmiş nüfusu olan ürdün’de, toplam işgücü 2 milyona yakın. İşgücünün yüzde 77,4’ü hizmetler, yüzde 20’si sanayi, yüzde 2,7’si tarım sektöründe çalışıyor. İşsizlik oranı yüksek. İstatistiklere göre, ürdün’de işsizlik oranı yüzde 30 civarında. ülkenin batısında yer alan ürdün Vadisi, en verimli alan olarak biliniyor. Meyve ve sebze üretiminin çoğu bu bölgede yapılıyor. Başlıca tarım ürünleri; turunçgiller, domates, salatalık, zeytin, çilek ve çekirdekli meyvelerden oluşuyor. Sınırlı miktarda petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip olan ürdün’ün başlıca maden kaynakları ise fosfat, potasyum ve şist yağı olarak dikkat çekiyor.
İTHALATA BAĞIMLILIK EKONOMİYİ ZORLUYOR
Su, petrol ve doğal kaynakların yetersizliği, dış yardımlara bağımlılık, yoksulluk, işsizlik ve yüksek enflasyon ürdün ekonomisinin başlıca yapısal sorunları. Devletin ekonomideki ağırlığının azaltılarak kamu-özel sektör işbirliğinin güçlendirilmesi amacı ile yürütülen özel sektöre dayalı büyüme hedefine rağmen, kamu sektörü hala GSYİH’ye en fazla katkı sağlayan sektördür. 2013 yılında tarım sektörünün GSYİH’ye katkısı yüzde 3, sanayi sektörünün katkısı yüzde 30 ve hizmetler sektörünün katkısı yüzde 67 civarında.
üRDüN EKONOMİSİNDE BüYüME BEKLENİYOR
Yurtdışı işçi gelirlerinde, ihracatta ve turizmde yaşanan toparlanmayla ürdün ekonomisinin büyümesi hedefleniyor. 2014 yılında büyüme oranının yüzde 3.9 düzeyinde gerçekleşmesi öngörülüyor. 2015 yılında ürdün’de yaşanacak toparlanmalar ve inşaat projelerinin yeniden artması ile birlikte büyüme oranının yüzde 4.3‘e yükselmesi bekleniyor. ürdün’de 2014 yılı sonunda işsizlik oranının yüzde 13,7, kamu harcamalarının GSYİH’nin yüzde 29’u düzeyinde gerçekleşmesi, enflasyonun ise yüzde 3,3 olması bekleniyor.
TARIMSAL üRETİM TALEBİ KARŞILAYAMIYOR
GSYİH’nin yüzde 3’ünü oluşturan tarım sektörü, kuraklık ve don gibi olumsuz iklim koşulları ile karşı karşıya. ürdün yüzölçümünün yüzde 3,32’sini ekilebilir alanlar, yüzde 1,18’ini daimi ekin alanları oluşturuyor. Yağmurla beslenen yüksek alanlarda buğday, arpa, mercimek ve nohut üretiliyor. ürdün Vadisi’ndeki sermaye-yoğun ve verimli çiftliklerde meyve ve sebze üretiliyor. Zeytin ve tütün ise diğer başlıca tarım ürünleri. Talebi karşılamakta yetersiz kalan üretim genellikle iç piyasada tüketiliyor.
ABD’YE VERGİSİZ KOTASIZ İHRACAT
ürdün’deki nitelikli sanayi bölgelerinde faaliyet gösteren firmaların bölge içinde en az yüzde 35 oranında katma değer yaratmaları ve bunun yüzde 8’ini İsrail girdisi ile sağlama zorunluluğu var. Bu niteliklere sahip firmalar, ürünlerini ABD’ye vergisiz ve kotasız ihraç edebiliyor. ürdün’ün kuzeyindeki İrbid’de bulunan Hassan Sanayi Bölgesi, ülkedeki ilk nitelikli sanayi bölgesi konumunda. Hassan Sanayi Bölgesi, aynı zamanda stratejik açıdan İsrail sınırına ve Hayfa Limanı’na yakın. Amman’daki Tajamouat Sanayi Bölgesi, Zarqa’daki Ad Dulayl Sanayi Parkı ve Kerak Sanayi Bölgesi ise ülkedeki diğer sanayi bölgeleri. özellikle ABD’ye ihracatta kota kısıtlamalarına tabi olan Doğu Asya’daki imalatçılar bu sanayi bölgelerine yoğun ilgi gösteriyor.
MADENCİLİKTE, DüNYA üçüNCüSü
Fosfat ve potasyum, ürdün’ün en önemli maden kaynakları. 2013 yılında fosfat üretimi 1 milyon 412 bin ton, potaş üretimi 510 bin ton düzeyinde gerçekleşti. Dünyanın en büyük üçüncü ham fosfat tedarikçisi olan ürdün’ün fosfat madenleri, ürdün Fosfat Madenleri Şirketi (JPMC) tarafından işletiliyor. Uluslararası talebi karşılamak amacıyla Al Hassa, Al Abiad ve Eshidiya’daki üretimini genişletmeyi planlayan JPMC, ham fosfatın yanı sıra fosfattan elde edilen gübre, sülfürik asit, potasyum sülfat, fosforik asit ve kalsiyum klorid gibi ürünlerin üretimini de gerçekleştiriyor. Devlete ait olan Arap Potaş Şirketi (APC) ise gübre ve kimyasallarla ilgili birçok proje geliştiriyor.
İNŞAATTA YATIRIM FIRSATLARI
Hızlı nüfus artışı sayesinde inşaat sektörü ürdün’de karlı bir sektör. özellikle Amman’ın banliyölerinde yapılan inşaatlar hızla gelişti. Projelerin büyüklüğü ve finansmanın dış kaynaklardan sağlanması nedeniyle, yabancı şirketler sektördeki önemli projelerde aslan payına sahip. Yerel şirketler ise konut, okul, kanal ve küçük yol inşaatlarını üstleniyor, ya da büyük projelerde taşeronluk yapıyor. ürdün’de yaklaşık 1000 adet müteahhitlik şirketi var. Bu şirketlerin büyük kısmı küçük aile şirketleri. İnşaat şirketlerinde çalışan mimar ve mühendislerin tümü ürdünlü. İnşaat işçilerinin ise çoğu Mısırlı ve Suriyeli. çok sayıda Irak vatandaşının ürdün’e yerleşmesi ve Suriye’de yaşanan iç savaş dolayısıyla Suriyeli mültecilerin ürdün’de bulunması da emlak talebini arttırdı. Bu durum evlerin fiyatlarının bir hayli yükselmesine sebep oldu. Aynı artış kira fiyatlarında da dikkat çekiyor.
18 HAVALİMANI
18 adet havaalanına sahip ürdün’de uluslararası havaalanı statüsünde faaliyet gösteren 3 havaalanı var. Bunların ikisi Amman’da yer alan Kraliçe Alia Uluslararası Havaalanı ve Marka Uluslararası Havaalanı. Diğeri ise Akabe’de yer alan Kral Hüseyin Uluslararası Havaalanı.
Türk Hava Yolları, Amman ve Akabe şehirleri üzerinden uçuş gerçekleştiriyor ülkede toplam 507 km uzunluğunda demiryolu var. Amman’ın 400 km güneyinde yer alan Akabe, ürdün’ün sahip olduğu tek liman konumunda. 12 adet liman hizmet veriyor.
SAĞLIK TURİZMİNDE öNEMLİ BİR üS
ürdün, turizmde önemli bir potansiyele sahip. öte yandan ülke, sağlık turizmi alanında da son yıllarda büyük gelişme yaşadı. Eğitimli insan gücünün önemli kısmı doktor olan ürdün, sağlık turizminde iddialı. Nitekim tedavi amacıyla ülkeye yılda ortalama 100 bin turist geliyor
ENERJİDE KöRFEZ’E BAĞIMLILIK VAR
Enerji üretiminde geleneksel olarak Körfez ülkelerinden ve Irak’tan ithal edilen petrolü kullanan ürdün; son yıllarda doğal gaz, şist, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi ve biyoyakıt gibi alternatif kaynakları da değerlendirme yoluna girdi.
üRDüN’DE öNE çIKAN TüRK FİRMALARI
Akabe ve Amman’a seferler düzenleyen THY, askeri alanda ürdün devletiyle ortak üretim yapan ASELSAN, Kibar Holding, Amerikalılarla birlikte 1.3 milyar dolarlık su yatırımı yapan GAMA, Coca Cola ve 20 Türk firmasının yanında KOBİ ölçeğinde çeşitli Türk firmalarının yanında yaklaşık 3 bin 500 Türk yaşıyor.
EN çOK İHRACAT VE İTHALAT YAPILAN üLKELER
ürdün’ün ihracat partnerleri arasında Irak, ABD, Hindistan, Suudi Arabistan, BAE ve Suriye var. ürdün’ün ihracatında başlıca ürünler; gübreler, örme giyim eşyaları, eczacılık ürünleri, sebze, kalsiyum fosfat ve elektrik elektronik ürünleridir. İthalata bakıldığında Suudi Arabistan, çin, ABD, İtalya, Almanya, Mısır ve BAE görülüyor. Türkiye, ürdün’ün ithalatında ilk 10 arasında. ürdün’ün ithalatında başlıca ürünler; petrol ürünleri, makine ekipmanları, binek otomobiller, elektrik elektronik ürünleri, plastik, demir ve çelik, eczacılık ürünleri ve tahıl ürünleridir.
üRDüN’DE NEYE-NASIL YATIRIM YAPILABİLİR?
Bölgedeki en güvenli ülkelerden biri olan ürdün’de teşvikler ve vergi muafiyetlerinin dağılımı açısından A, B ve C olmak üzere üç bölge bulunuyor. A bölgesi yüzde 25, B bölgesi yüzde 50 ve C bölgesi için yüzde 75 oranında vergi muafiyeti uygulanıyor. Sözkonusu vergi muafiyetinden faaliyetin başlangıcından itibaren 10 yıl süreyle yararlanılıyor. Proje, firmanın üretim kapasitesinde yüzde 25’ten yüksek oranda bir artış yaratması dolayısıyla genişletilmiş, geliştirilmiş ya da modernize edilmişse bu muafiyet süresi 1–4 yıl arası süreyle uzatılabiliyor. ürdün’de bölgelere göre vergi muafiyeti ile ilgili detaylı bilgi için ürdün Yatırım Kurulu web sitesi www.jordaninvestment.com incelenebilir.
ürdün’de 4’ü devlete ait olmak üzere 13 adet Nitelikli Sanayi Bölgesi (Qualified Industrial Zones- QIZ) bulunuyor. İrbid bölgesinde yer alan ve devlete ait Al- Hassan’da 3 Türk firmasının yatırımı mevcut. Akabe Sanayi Bölgesi en önemli ve en büyük serbest bölge konumunda. Burada sanayi ile turizm bir arada teşvik ediliyor.
NASIL İŞ KURULUR?
ürdün’de yerli ve yabancılar için şirket sahipliği konusunda bir ayrım gözetilmiyor. Toprak ve inşaat maliyeti bakımından MENA Bölgesi içinde en ucuz ülke olan ürdün’de kiralar da oldukça ucuz. Batı Amman’da ofis kiraları metre kare başına yıllık 60 –140 Dolar arasında değişiyor. Perakende satış mağazalarının kaparosu 20 bin – 200 bin Dolar arasında ve yıllık kiraları da 7 bin – 15 bin Dolar arasında. Aynı bölgede ticari amaçla kullanılacak arsaların fiyatı metre kare başına 300 – bin 500 Dolar değerinde iken; oturma amacıyla kullanılacak arsaların fiyatı metre kare başına 40 – 375 Dolar. Başkent Amman dışındaki bölgelerde ise kiralar daha da ucuz.
NE İHRAç EDİLEBİLİR?
Oto ana ve yan sanayi, kozmetik, temizlik maddeleri, kağıt, mücevherat, mobilya, ambalaj, inşaat malzemeleri, demir çelik, doğal taşlar, kablo ve teller, hazır giyim, kumaş,tekstil yan sanayi, iş makineleri, elektrikli makineler, plastik işleme makineleri, beyaz eşya, aydınlatma malzemeleri, temizlik maddeleri, boru ve bağlantı parçaları, pompa ve kompresörler, inşaat ve müteahhitlik hizmetleri, enerji, telekomünikasyon, perakendecilik, ulaştırma, güvenlik, danışmanlık, nohut, tatlı bisküvi ve gofretler, peynir, makarna, mercimek, zeytinyağı, bulgur, şekerli ve çikolatalı mamuller sektörlerinde ürdün pazarında potansiyel mevcut.
TüRKİYE İLE SERBEST TİCARET ANLAŞMASI
Sahip olduğu ticaret anlaşmalarıyla 1 milyar nüfusa sahip ABD, AB, Kanada, Singapur, EFTA, Afrika ülkelerine ulaşan ürdün ile ticaret hacmini artırmayı hedefleyen Türkiye, iki ülke ilişkilerini geliştirmeye yönelik adımlar atıyor. Türkiyeli iş adamları, ürdün’de toplam değeri 2,3 milyar doları bulan 35 projeyi başarıyla tamamladı. Ancak iki ülke arasındaki ticaret hacmi oldukça düşük. Kardeş ve dost iki ülkenin ticaret hacmi sadece 815 milyon dolar. iki ülke arasındaki ticaret potansiyelini değerlendirmek, iş hacmini artırmak için dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 2009 yılında Amman’ı ziyaret ederek Kral Abdullah’ı ziyaret etti. Bu ziyaret meyvesini verdi ve Serbest Ticaret Anlaşması, 2011 yılında yürürlüğe girdi. 2013 yılında ise Kral Abdullah, Türkiye’yi ziyaret etti. Türkiye, ürdün, Lübnan ve Suriye olmak üzere 4 ülkenin imzaladığı anlaşmaya göre, başbakanlar düzeyinde ikili görüşmeler gerçekleştirilecek, her yıl ayrı bir ülkede ortak kabine toplantıları yapılacaktı. Enerji, ulaştırma, ticaret ve turizm alanlarında ülkelerin bakanları 2 yılda bir bir araya gelecekti. Türkiye, ürdün, Lübnan ve Suriye’nin imzaladığı ve büyük beklenti yaratan bu anlaşma ne yazık ki Suriye’de ve bölgede patlak veren savaş yüzünden hayata geçirilemedi.
HANGİ ALANLARDA YATIRIM İMKANLARI VAR?
Kalifiye personel sorununun olmadığı ürdün’de büyük çaplı yatırımlar için büyük imkanlar sözkonusu. Bunlar öncelikli olarak şu başlıklar altında özetlenebilir:
1) Güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili yatırımlar.
2) IT teknolojileri ile ilgili yatırımlar. ürdün’de serbest bölgede bu alanda büyük potansiyel sözkonusu
3) ürdün’de ilaç sanayi çok gelişmiş durumda. Bu alanda yatırım yapılabilir.
4) Otomotiv sanayi de çok iyi boyutlarda. Yedek parça üretimi ile iyi kazanç sağlanabilir. Bölge ülkelerine gümrüksüz satış yapmak mümkün.
5) Tarım sektöründe yatırım imkanları fazla. Dünyanın en alçak bölgesine sahip olması nedeniyle ürdün vadisinde oldukça fazla tarım üretimi yapılabilir.
6) Akabe’de turizm yatırımları yapılabilir.
Türk yatırımcılar, ürdün’ü geçiş noktası, sıçrama tahtası olarak kullanabilir. Suudi Arabistan, Irak, Mısır ve Lübnan gibi Körfez ve Ortadoğu ülkelerine ihracat kanalı olarak değerlendirebilir.
YATIRIM YAPMAK İSTEYENLER, NELERE DİKKAT ETMELİ?
1) Yatırım alanı iyi tesbit edilmeli. Güvenilir bilgi kaynakları edinilmeli.
2) İmkanlar ölçüsünde yerli ortak bulunmalı. ürdünlü ortağın payı genellikle yüzde 51 oranında oluyor.
3) Yap-İşlet-Devret modeli ürdün’de sevilen bir yöntem. Bu model üzerinde çalışılmalı.
4) Yatırımcılar, kendi kaynağını getirmeli.
ürdün tarih, kültür ve coğrafya bakımından güçlü bağlara sahip olduğumuz, bölgede barış, istikrar ve ılımlılığı temsil eden dost ve kardeş bir ülke. Bölgede hem büyük pazarlara, hem istikrarsızlık alanlarına komşu olması jeostratejik önemini kendi boyutlarının ötesinde arttırıyor. özellikle Arap baharının etkisiyle bölgede ortaya çıkan yeni şartlar altında, gerek bölgesel güvenlik ve istikrarın tesis edilmesine yönelik çabalar, gerekse bölgedeki pazarlara erişim sağlanması bakımından ürdün anlamlı katkılar sağlayabilecek bir ortak konumundadır. ürdün ekonomisinin mevcut durumuna baktığımızda yatırım ve üretimin kurumsal altyapısının tamamlanması, ekonomik faaliyetlerde özel sektörün rolünün aktifleştirilmesine katkı sağlayan piyasa mekanizmalarının benimsenmesi gibi alanlarda kayda değer adımlar atıldığını görüyoruz. Küçük ve dışarıya açık bir nitelik taşıyan ürdün ekonomisinin iki temel özelliği, nitelikli iş gücüne sahip olması ancak bölgedeki diğer ülkelerin aksine doğal kaynaklarının sınırlı olmasıdır.
1980’li yılların sonundan itibaren uygulamaya konulan ekonomik reformlar, özelleştirme faaliyetlerine başlanması, temel ürünlere uygulanan sübvansiyonların kademeli olarak kaldırılması, dış ticaret rejiminin serbestleştirilmesi, 2000 yılında Dünya Ticaret örgütü’ne üye olunması, 2012 yılında Uluslararası Para Fonu ile imzaladığı “Stand-By” Anlaşması ürdün’deki değişimin temel bazı kilometre taşlarını teşkil ediyor.
Uygulanan ekonomik reformların ana hedefleri arasında; yatırımların arttırılması, bütçe disiplini sağlanması, fiziki altyapının geliştirilmesi, sosyal refahın sağlanması, işgücünün mesleki eğitiminin yükseltilmesi ve özellikle yüksek eğitim, bilimsel araştırma alanlarında atılımlar sağlanması yer alıyor. Bu bağlamda, önemli gelişmeler sağlanmış 2006, 2007 ve 2008 yıllarında büyüme hızı % 8’lere ulaşmıştır. Ancak 2008 yılında patlak veren küresel ekonomik kriz ve 2011 yılından itibaren bölgede yaşanan gelişmeler bu süreci tersine çevirdi, yüksek bütçe açıkları ve yüksek işsizlik oranları büyümenin % 2-3 civarına gerilemesine, enerji maliyetlerinin yükselmesine, mülteci akını gibi ağır sorunların ortaya çıkmasına yol açtı. öte yandan ürdün’ün, 7 milyona yaklaşan nüfusunun yarısından fazlası 25 yaş altı olup, okuma yazma oranı yüzde 90’ların üzerinde. GSYİH’nın üçte ikisi hizmetler sektöründen temin ediliyor. Yüksek eğitimli kesimin yurt dışında özellikle Körfez ülkelerinde istihdam edilmesi de bütçeye ciddi bir kaynak sağlıyor.
Dış ticaret hacmi son yıllarda 30 milyar ABD dolarına yaklaşıyor, ortalama 20 milyar ABD doları olan ithalat içerisinde enerji kaynakları yaklaşık üçte birlik oranıyla ile ağırlıklı yer tutuyor. ürdün’ün ihracat ürünleri içerisinde sahip olduğu zengin fosfat kaynaklarının payı büyük. önemli ihraç ürünleri içerisinde fosfata bağlı kimyasal maddeler, potasyum, eczacılık ürünleri, tekstil ve tarıma dayalı gıda maddeleri yer alıyor. İthalatta ise ülke sanayisinin bariz yapısı nedeniyle yelpaze çok geniş.
ürdün, yabancı sermaye çekmek ve istihdam yaratmak amacıyla bazı ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları imzalamış, liberal bir yatırım mevzuatı benimsemiş, çok sayıda ülke ile yatırımların korunması ve teşviki anlaşmaları akdetmiş ve uluslararası tahkim mekanizmalarını kullanılabilir kılmış durumda. Büyük Arap Serbest Bölgesi Anlaşması, Avrupa Birliği ile ortaklık anlaşması, ABD, Kanada, Singapur ve Türkiye ile imzalamış olduğu serbest ticaret anlaşmaları bu yaklaşımın ürünleridir. ürdün’ün mevcut hukuksal altyapısının yanı sıra, istikrarlı ve güvenli bir ortam sunması da yatırımcılar için büyük önem arz ediyor.
Türkiye ve ürdün arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin hukuksal altyapısı imzalanmış bulunan anlaşmalar ile tamamlandı. Bu çerçevede karşılıklı olarak vize uygulamasına son verilmiş, yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşması, serbest ticaret anlaşması, çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşması yürürlüğe girmiş ve çeşitli ikili işbirliği mutabakatları ile ekonomik ve ticari ilişkilerin gelişmesi için gerekli ortam oluşturuldu. Son olarak Nisan 2014 tarihinde Ekonomi Bakanı Sayın Nihat Zeybekci’nin, ürdün ziyareti sırasında Türkiye ürdün İş Konseyi’nin Kuruluş Anlaşması imzalandı. Bunun yanısıra Türk mallarının pazarda sahip olduğu imaj, ülkelerimiz arasındaki güçlü kültürel bağlar, uzun yıllar korunan bayilik ilişkileri, Türk Hava Yolları’nın her gün İstanbul-Amman ve İstanbul-Akabe arasında seferler düzenlemesinin de etkisiyle dış ticaret hacmimiz 850 milyon dolara ulaştı. Suriye ve Irak’taki gelişmeler nedeniyle iki ülke arasındaki karayolu ulaştırmasının sekteye uğramasına rağmen firmalarımızın dinamizmi ve alternatif ulaştırma yollarının (deniz, hava) devreye sokulması sayesinde ikili ticaretimizdeki ivme korundu.
ürdün’e ihracatımızın ana kalemlerini otomotiv sanayi, kozmetik ve temizlik maddeleri, mücevherat, mobilya, ambalaj, inşaat malzemeleri, doğal taşlar, kablo ve teller, hazır giyim, kumaş, iş makineleri, elektrikli makineler, plastik işleme makineleri, beyaz eşya, aydınlatma malzemeleri, boru ve bağlantı parçaları, pompa ve kompresörler, enerji, sektörü ile ilgili malzemeler ve gıda ürünleri oluşturuyor. Kimyasal maddeler ise ağırlıklı olan ithalatımızı teşkil ediyor.
Türkiye, ürdün’ün enerji ithalatı dikkate alınmadığında, ilk sıralarda yer alan önemli bir ticari ortaktır.
Türk firmalarının gıdadan tekstile, inşaat malzemesinden su teminine değişik varıncaya kadar çeşitli alanlarda ürdün’de toplamda 550 milyon dolarlık yatırımı bulunuyor.
2000’li yılların başından bu yana Türk müteahhitlik firmaları ürdün’de toplam 2,4 milyar ABD Doları değerindeki projeyi başarı ile tamamladı. ülkenin prestijli yapılarının yanı sıra en önemli su temin ve dağıtım projesi olan DISI Bölgesinde bulunan yer altı su rezervuarlarından Amman’a su taşınma projesi GAMA firması tarafından yapılarak bugün Amman’ın su ihtiyacının karşılanmasına önemli bir katkı sağlanmıştır. Yap İşlet Devret modeli ile hayata geçirilen, 1.3 milyar ABD Doları değerindeki proje kapsamında firmamız 25 yıl süre ile ürdün halkına hizmet verecek.
Mevcut ilişkilerimiz çerçevesinde; ekonomik, teknik ve sınai işbirliğinin arttırılması, mal ve hizmet ticaretinde daha liberal uygulamalara geçilmesi, uygun rekabet koşullarının yaratılması, karşılıklı yatırımların teşvik edilmesi ve tarafların üçüncü ülkelerde işbirliği imkanlarının yaratılması hedefimizdir. ürdün Türk yatırımcıları için güvenli ve istikrarlı bir ülkedir. Bu özelliğini bölgesindeki gelişmelere rağmen korumaktadır. Turizm, sağlık turizmi sektörü, enerji ve telekomünikasyon sektörleri, toplu taşıma projeleri önemli fırsatlardır. Firmalarımız ürdün’ü değerlendirirken imzalanmış bulunan anlaşmaların, serbest bölgelerin, sanayi bölgelerinin, nitelikli bölgelerin ve Akabe Serbest Bölgesi‘nin sunduğu imkan ve avantajları iyi analiz etmeli. Turcomoney Dergisi’nin hazırladığı ürdün raporunun tüm bu hususlara açıklık getirilmesi bakımından yararlı olacağına inanıyorum.
ürdün ve Türkiye’deki özel sektörler arasındaki ilişkiler çok eskiye dayanmaktadır ve dostane siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkilere dayanan sağlam ve derin bir temel üzerine inşa edilmiştir. Her iki ülkenin iş çevreleri arasındaki ekonomik ilişkilerde ürdünlü İşadamları Derneği (JBA) ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) arasında ürdün- Türk İş Konseyi’nin 1994 yılında kurulmasıyla yeni bir kalkınma dönemine girilen bu süreçte amaç, iş çevrelerinin birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlamak ve iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişimine katkıda bulunmaktı. O tarihten itibaren ve Konsey çerçevesinde, Türk ve ürdünlü iş heyetleri birbirlerini birçok kez ziyaret ettiler ve bu ziyaretlerin bazıları devlet başkanlarının, en üst düzey liderlerin ve ekonomi alanında yetkililerin resmi ziyareti şeklinde gerçekleşti. ürdün-Türk İş Konseyi, JBA’nın Arap dünyası ve diğer yabancı ülkelerdeki karşı taraf dernekleriyle kurduğu 40 konsey arasında en aktiflerinden birisidir ve Konsey’in faaliyetleri her iki ülkenin siyasi liderlerinden de eşi benzeri olmayan bir destek ve büyük ilgi görmüştür.
ürdün-Türk İş Konseyi’nin düzenli olarak tertip ettiği toplantılar sonucunda ürdün’de 80 milyon Amerikan Doları değerinde Türk yatırımının yapılmış olması büyük bir başarıdır
ürdün-Türk İş Konseyi’nin düzenli olarak düzenlediği toplantılar sonucunda ürdün’de 80 milyon Amerikan Doları değerinde Türk yatırımının yapılmış olması büyük bir başarıdır; bu projelerin 14 tanesi endüstri alanında olup ağırlıklı olarak tekstil ve giyim imal edip ürdün-ABD Serbest Ticaret Anlaşması muafiyetlerinden ve teşviklerinden faydalanarak Amerikan pazarına ihracat etme şeklindedir, ayrıca birçok Türk şirketi ürdün’de girdikleri ihaleleri kazanarak birçok başarılı inşaat ve altyapı projeleri gerçekleştirmişlerdir. Bu sayede Türk inşaat ve müteahhitlik şirketlerinin bu alandaki geniş deneyiminden faydalanılmıştır. Bu bağlamda, son on yılda Türk şirketlerinin ürdün’de 438 milyon Amerikan doları değerinde altı büyük inşaat projesi ihalesini kazandıklarını belirtmekte de fayda var. Bu başarılı projelerin bazıları arasında ürdün Vadisi Otoritesi için sulama projeleri, Assamra Elektrik üretim Projesi, ürdün ile Suriye arasındaki Al-Wehda Barajı, yakın tarihte büyük bir Türk inşaat şirketi olan Gamma’nın kazandığı Amman’a Al-Disi Su Tedarik Projesi’nin yürütülmesi için 1,7 milyar Amerikan dolarlık 28 yıllık bir Yap-İşlet-Devret ihalesini sayabiliriz. Ayrıca bir başka Türk inşaat şirketi de Amman’da ürdün Silahlı Kuvvetleri Merkezi Kompleksi inşaat projesini gerçekleştirdi.
Ekselansları Kral 2. Abdullah’ın Mart 2013’te Ankara’ya gerçekleştirdiği başarılı ve verimli ziyaretten sonra, ürdün’ün önde gelen kurumlarının başkanlarıyla bir toplantı düzenlendi – Başbakan Dr. Abdullah Al Nsour ilgili bakanlarla birlikte düzenlediği bu toplantıda katılımcılara Türkiye’ye düzenlenen çok iyi organize edilmiş ziyaret ve mükemmel sonuçları hakkında bilgi verdi. Ayrıca Sayın Dr. Al Nsour Türk heyetini ürdün’de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve ziyaretin başarılı geçmesi için gerekli her türlü prosedürün ve lojistik desteğin verilmesi konusunda talimat verdi. Sayın Başbakan JBA’yi de ürdün’deki Türk yatırımlarını ve Mart 2013’te Ankara’ya gerçekleştirilen Kraliyet ziyaretinin sonuçlarını takip etmekle görevlendirdi. Bu nedenle, aşağıdaki faaliyetleri organize edildi:
1-Serbest Bölgeler Şirketi Direktörü başkanlığında Türk teknik heyeti ürdün’ü 20-23 Mayıs 2013 tarihlerinde ziyaret etti, heyette ayrıca JBA-DEİK ürdün-Türk İş Konseyi Eşbaşkanı Şerif Egeli, Yatırım Bölümü ve Dış Ticaret Bakanlığı temsilcileri de vardı.
2-Teknik heyet Sayın Başbakan ve Sanayi ve Ticaret Bakanı ile görüştü; bu toplantılar sırasında heyete ürdün’deki cazip yatırım ortamı ve Türk yatırımcılara, ürdün ekonomisinde farklı sektörlerde ürdün’ün Arap ülkeleri, ABD, Kanada, AB ve Singapur’la olan serbest ticaret anlaşmaları ve bu sayede ürdün’ün bölgede bir üs olması nedeniyle dünyanın büyük duty free pazarlarını hedefleyenlere sunduğu yatırım olanakları hakkında bilgi verildi. Heyete ayrıca Türk ortak arayan mevcut sanayi projeleri hakkında da bilgi verildi.
3-Heyet, Mafraq Ekonomik Kalkınma Bölgesi’ni ziyaret etti ve kendilerine Mafraq’taki projeler için sunulan teşvikler hakkında bilgi verildi. Heyet ayrıca endüstriyel depolar için metal panel üreten Türk şirketi Assan Panel’i de ziyaret etti.
4-Heyet Al-Disi Su Projesi ihalesini kazanan GAMMA Co.’yu ziyaret etti.
5-Heyet Akabe’de de aşağıdaki yerleri ziyaret etti:
a) ASEZA ziyareti sırasında heyete yatırımcılara ASEZA’da sağlanan teşvikler hakkında bilgi verildi ve ASEZA ile Türk Serbest Ticaret Bölgeleri Şirketi arasında bir İşbirliği Anlaşması imzalandı.
b) Uluslararası Aqaba Port Co. tarafından işletilen yeni liman ve Aqaba konteyner limanı
c) Aqaba’da, Aqaba Port Co.’nun yanı sıra endüstriyel hangar ve depolama yeri sağlayan National Real Estate Projects Co.
d) Heyet ayrıca Aqaba Ticaret Odası Yönetim Kurulu ile de görüştü.
e) Aqaba International Industrial Estate (AIIE) tarafından işletilen bir İngiliz-Türk ortak yatırımı olan Aqaba Industrial Estate (PBI) de ziyaret edildi.
f)Ulusal Air Services of Kuwait Co. (Kuveyt Hava Hizmetleri A.Ş.) tarafından işletilen hava kargo terminali
g)Bir Suudi grubu olan ASTRA’nn konut ve turist komponentlerinden oluşan Ayla Oasis
Development Co.
-Teknik heyet ziyaretinden sonra JBA, Türk Büyükelçiliği ile birlikte 8-10 Ekim 2013 tarihleri arasında İstanbul’a bir takip iş misyonu düzenledi, heyet üyeleri arasında ASEZA Baş Komiseri Dr. Mahadin, ürdün Ankara Büyükelçisi, Yatırım Kurulu CEO’su, Industrial Zones Corp (Endüstriyel Bölgeler Şirketi) CEO’su ve ürdün Sanayi ve Ticaret Odaları Başkanları vardı.
Heyet, DEİK Yönetim Kurulu ve Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı temsilcileriyle bir toplantı düzenledi. Toplantıya katılanlara Amman, Aqaba ve Mafraq’a yapılan teknik ziyaret sonuçları hakkında bilgi verildi, katılan Türk şirketlerine bir rapor dağıtıldı ve ürdün’deki yatırım iklimi, ekonominin her sektöründe Türk yatırımcıları bekleyen fırsatlar ve ASEZA tarafından sağlanan teşvikler hakkında sunumlar yapıldı.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.