Son Haberler

KOBİ’lere can simidi KGF

Kredi garanti Fonu, özellikle büyük potansiye olan KOBİ’ler için büyük önem taşıyor. 3,5 milyon KOBİ’nin olduğu ülkemizde bugüne kadar KGF’ye 22.583 adet başvuru alındı.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in kamuoyuna duyurduğu ve KOBİ’lerin finansal kaynaklara erişimini rahatlatacak çözüm önerileri içerisinde Kredi Garanti Fonu (KGF) önemli bir başlık olarak yer alıyor. Gelecek vaad eden işletmelerin finansmana erişimini kolaylaştırarak, Türkiye’nin büyüme ve kalkınmasında büyük öneme sahip KOBİ’lerin krediye erişimde yaşadıkları teminat sorunlarının çözümü amacı ile 1993 yılında kurulan KGF asıl ivmesini 2009 yılında bankaların fonun ortaklığına katılması ile aldı. Ancak yapılan düzenlemeler ve Hazine destekli kefalet sisteminin genişletilmesi gibi çalışmalara sistemin verimli kullanılmasını sağlayamadı. 3,5 milyon KOBİ’nin olduğu ülkemizde bugüne kadar KGF’ye 22.583 adet başvuru alındı.

Başvuru ve kredilerin rakamsal gelişimi şu şekildedir:

  • KGF faaliyet gösterdiği 1994-2009 yılları arasındaki 15 yıllık dönemde 6.577 adet talep ve 1,09 milyar kefalet karşılığı 1.55 Milyar TL tutarında kredi kullandırıldı.
  • Bankaların fonun ortaklığa katılımından sonraki 2010-2014 yılları arasında ise 19.836 adet talep ve 5,6 milyar kefalet karşılığı 7.8 milyar TL tutarında kredi kullandırıldı.
  • Son iki yıl dahil şu ana kadar ise toplam 22.583 adet talep ve 9,2 milyar kefalet karşılığı 12.4 milyar TL tutarında kredi kullandırıldı.

Sistemin verimliliğini artırmaya yönelik yapılan son düzenleme ile getirilen yenilikler, KOBİ ve ihracatçılar için büyük önem taşıyor. Bu düzenleme, bankanın kredi tahsisi sonrasında talebi üzerine hiç beklemeksizin kendisine verilen kredi limiti içerisinde Hazine kefaletine sahip olması ve yüksek hacimli kredi kefaleti taleplerinde mevcut sistemde KGF bünyesindeki kredi onay komitelerinin kaldırılması şeklinde özetlenebilir. Getirilen düzenleme ile, kefalet kullandırılacak KOBİ ve ihracatçılar, objektif kriterler ile belirlenecek. Aynı şekilde daha hızlı Hazine kefaleti olanağının sağlanabilmesi ve risk grubuna bağlı olarak ayrılan karşılıklar sermaye yeterliliğine olumsuz etki ederken, Hazine garantisi bankanın daha az sermaye karşılığı ayırmasına ve kurumun daha etkin bir likidite ve sermayeye sahip olması ve kredi maliyetlerinin azalması olarak sayılabiliyor.

Alınan kararlar ile sistemin daha etkin çalışacağına kesin gözü ile bakılmakla birlikte sistemin tüm KOBİ’lerin kullanabileceği şekilde yaygınlaşması için şu hususlara da dikkat edilmesi gerekiyor.

  • KGF’nin KOBİ’lerden %0,5-2 oranında komisyon tahsilatı yapması uygulamasına son verilmeli.
  • Kayıt dışılığın yüksek olması ve bankalarımızın maalesef firma kredibilitesi, proje ve nakit akışı yerine teminata kredi verme eğilimi göstermesi ve sistemde %100 garanti verilmemesi yeni açmazların meydana gelmesine neden olabilecektir.
  • KOBİ’lerden teminat talep etmek yerine daha yüksek bir garanti sağlayacak şirket hisselerinin rehin olarak alınabileceği veya KGF’nin kredi süresince KOBİ’ye ortak olabileceği girişim sermayesi benzeri bir sistem oluşturulmalı.
  • SPK onaylı 4 uluslararası derecelendirme firması hariç 3 adet yerli firmamız bulunması nedeniyle sadece KGF sistemi için değil ancak KOBİ’lerin finansman senedi çıkarabilmelerine de ilişkin olarak sayısı yetersiz olan kredi derecelendirme kuruluşlarının artırılması gerekiyor.

 

Doç. Dr. Mehmet Yazıcı

yazici@turcomoney.com

 

 

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası