Küresel bir ikinci dip riskinden değil, artık bu dibin başladığından söz etmeliyiz. Avrupa’daki borç krizi henüz çözülemedi. IMF’den gelen “birlikte hareket edeceğiz” mesajının altının doldurulup doldurulamayacağına dikkat kesilen piyasalar, artık ‘söz’ değil, aksiyon istiyor.
FED; “ekonomilerdeki daralma potansiyeli arttı ve görünüm hiç iyi değil” açıklamasını yaptıktan sonra bilançosundaki kısa vadeli (3 veya daha az vadeli) kağıtlardan satıp, uzun vadeli (6 yıldan 30 yıla kadar) kağıtlardan alarak ekonominin toparlanmasına yardım edeceğini söyledi. Piyasalar üzerinde çok net negatif etki yarattı, çünkü bu politikaların fayda yaratacağına piyasalar inanmadılar. üstüne üstlük bir de FED’den gelen ekonomik kötüleşme teyidi piyasaları daha fazla sarstı.
Avrupa Merkez Bankası, tahvil alımlarına devam etti. Yunanistan ile Troyka arasındaki görüşmeler bütün hızıyla devam ediyor. Yunanistan’ın çok ağır yaptırımları uygulaması gerekiyor. Bu çok acı reçeteye karşı Yunanlıların ciddi protestoları var.
Yunan Maliye Bakanı geçen hafta ağzındaki baklayı çıkardı ve Yunanistan için üç senaryo verdi. En iyi senaryo, Yunanistan’ın borcunun yarısının vadesinin uzatılarak, geri kalanının da EFSF tarafından ödenmesi seçeneği oluyor. Daha önce de belirttiğimiz üzere, şu an varolan durumun devam ettirilmesine imkan yok. Bir şekilde Yunanistan sorunu acılı bir sonla bitecek gibi görünüyor. G20 toplantısından çıkan ortak açıklamalar da piyasalardaki stresi durdurmadı. Piyasalar söz değil, aksiyon istiyor.
IMF Başkanı Christine lagard, ‘küresel ekonomi tehlikeli aşamaya girdi’ dedi. IMF‘nin politikalarının oluşturulduğu organ olan IMFC‘nin 24.toplantısının ardından yayımlanan sonuç bildirisinde, Bugün, küresel ekonominin yüz yüze olduğu tehlikelerle mücadele yolunda kararlı biçimde hareket etme kararı aldık.
Bu tehlikeler arasında ülkelerin borç riskleri, finansal sistemdeki kırılganlıklar, ekonomik büyümenin zayıflaması ve yüksek işsizlik oranı yeralıyor. Koşullarımız değişkenlik göstermekte, ancak ekonomilerimiz ve finansal sistemlerimiz birbiriyle yakından bağlantılı. Dolayısıyla güveni ve finansal istikrarı yeniden tesis etmek ve küresel büyümeyi yeniden canlandırmak için toplu şekilde hareket edeceğiz‘‘ denildi. Fakat bu sözler sürekli söylense de iş aksiyon almaya gelince, liderler maalesef sözlerini tutamıyorlar. İncelediğim birçok krizde bu klasik durum değişmiyor. Yine de, bu ortak bildiri morali bozulan piyasalara bir nebze moral olabilir.
çin‘in en büyük piyasa yapıcısı kamu bankalarından birinin Avrupa‘daki borç krizine bağlı olarak bazı Avrupa bankalarıyla döviz forward ve takas işlemlerini durduğu belirtildi. Açıklama konuya yakın iki kaynak tarafından Reuters‘e yapıldı. Söz konusu Avrupalı bankalar arasında Fransız bankaları Societe Generale, Credit Agricole ve BNP Paribas‘ın yer aldığı belirtildi. Kaynaklardan biri, “Spot işlemlerin ötesinde, bütün swap ve forward işlemler de (Avrupalı bankalarla) durduruldu” dedi.
çinli bankların, yasal olmayan bir işlem skandalından dolayı 2.3 milyar dolar zarara uğrayan UBS ile de işlemleri durdurduğu bildirildi. ABD bankalarını Avrupa bankalarına verdikleri kredi musluklarını ciddi biçimde kısmasının ardından, çin bankalarının da bu şekilde reaksiyon vermesi, Avrupa’daki durumun ciddiyetini göstermeye yetiyor.
Asya’ya baktığımızda, Japonya’nın dış ticaret açığının Ağustos ayında bir önceki aya göre arttığını gördük. HSBC’nin, çin’in Eylül ayı taslak PMI endeksindeki düşüşü negatif etki yarattı. İlk veriler, çin’de Eylül ayında imalat sanayinde daralmaya işaret ediyor. Dolayısıyla üç ay arka arkaya daralma meydana gelmiş oldu ve dünyanın büyüme motorundan da kötü sesler gelmeye başlaması piyasaları daha da rahatsız etti.
Türkiye ekonomisindeki duruma göz atağımızda gerçekleşen en önemli haber Merkez Bankası’nın PPK kurulu toplantısı sonuçlarıyla. Bu toplantıda faizler olduğu gibi bırakılırken, munzam karşılıklarda bir değişikliğe gidilmedi. Tam bu sırada, S&P’den Türkiye’nin kredi notunun arttığı haberi geldi. Yerel para cinsinden notumuz yatırım yapılabilir seviyeye çekilirken, döviz cinsinden kredi notumuz değişmedi. Bu olumlu haber sonrasında döviz 1.81 seviyelerinden 1.78 seviyelerine gerilerken, Borsada yaklaşık 3500 puanlık bir artış söz konusu oldu.
Fakat Avrupa’daki sorunların derinleşmesiyle birlikte borsa yeniden geriledi. Borsada teknik olarak 53.500 ile 54.000 aralığında güçlü destek bulunuyor. Bu seviyeler test edilirse alım yapılabilir ama 53.150 eşiğinin kırılması durumunda satış yapmak üzere (STOP) alım yapılabilir. Ortam çok gergin ve sıkışık. Yukarı yönlü hareketler olacaktır ama güçlü bir yukarı yönlü trend beklenmemeli. Eylül sonunda 1.85 seviyelerine yaklaşan dolar en yüksek seviyeyi gördü.
Bu aşamadan sonra Merkez Bankası’ndan eğer ciddi bir müdahale gelmezse doların 1.80’in altına gerilemesini beklemeyiz. Dolarda orta vadeli hedef 1.90 olarak değişti.
Doç. Dr. Yaşar ERDİNç erdinc@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.