Avrupalı Liderlerin üzerinde anlaşma sağladığı yeni dönemde piyasalar kısa vadeli bir rahatlatma yaşasa da, krizin çozümünün zaman alacağı beklentisi, endişelerin ve piyasalardaki satış baskısının devamına neden oluyor.
Geçen ay Avrupa’da borç krizinin şiddetlenmesi global piyasalarda gündemi belirleyen en önemli madde oldu. Ayrıca, halihazırda devam eden borç krizine Yunanistan ve İtalya’da yaşanan siyasi belirsizlikler de eklendi. Borç krizinin yol açtığı siyasi belirsizlikler nedeniyle İtalya ve Yunanistan’da seçilmişlerin dışarıdan destek verdiği teknokrat hükümetleri kurulurken, İspanya da ise genel seçimlerden muhalefet partisi galip çıktı. Böylece yaşanan krizden etkilenen Avrupalı üç lider bir ay içinde koltuğunu kaybetmiş oldu.
Haziran 2011’de Yunanistan’ın Avrupa Birliği ve IMF’ten sağladığı 110 milyar Euro’luk yardım paketine rağmen borcunu ödeyemeyeceğinin anlaşılması üzerine yükselen borç krizi endişelerini, Avrupalı liderler yeni bir paket hazırlayarak azaltmaya çalıştılar.
Avrupalı Liderin anlaşmaya vardığı kararları üç ana başlık altında toplayabiliriz. • Yunanistan’ın borcunun % 50 silinirken mevcut durumda GSMH’nın % 160’ı olan borç oranı 2020 yılında % 120 oranına düşürülmüş olacak. Sonuçta Yunanistan‘ın toplam borcu 100 milyar Euro azalacak. • Bir önceki toplantıda 440 milyar Euro’ya yükseltilen Avrupa Finansal İstikrar Fonu‘nun (EFSF) büyüklüğünün 1 trilyon Euro‘ya çıkarılması konusunda da anlaşıldı. Fonun kaynaklarının ne şekilde genişletileceği Kasım ayı sonunda gerçekleştirilecek toplantılarda netleşecek. • özellikle Yunanistan bonolarına yatırım yapmış Avrupalı bankalarının sermaye sıkıntısına düşmemeleri ve ikinci bir bankacılık krizinin yaşanmaması için sermaye artırımı konusunda da anlaşmaya varıldı.
Avrupalı Liderlerin bu üç madde üzerinde anlaşmaları piyasalarda kısa vadeli bir rahatlatma yaratsa da, krizin çozümünün zaman alacağı beklentisi, endişelerin ve piyasalardaki satış baskısının devamına neden oluyor.
Yaşanan kriz, Avrupa Birliği’nin kuruluşunda gözardı edilen eksiklikleri ortaya çıkardı. Avrupa Birliği’nin hızlı kararı alamaması belirsiziliği artırmakta ve krizinin derinleşmesine neden olmaktadır. Avrupalı Liderlerin hızlı karar alamasının nedenleri olarak, mali birliği sağlamadan ülkelerin ortak para birimine geçmeleri ve her ülkenin aynı rekabet avantajına sahip olmamasını sayabiliriz.
Euro Bölgesi borç krizine dair önemli endişelerden birisi de krizin Euro dışındaki ülkelere yayılma riskidir. Bu bağlamda Euro dışındaki ekonomilerde de kamu borçlarına ilişkin ciddi sorunlar, yaşanan borç krizin bankacılık sektörü üzerine yaratacağı baskı ve yayılma riski, piyasaları endişelendiren bir diğer konudur.
Avrupa’da yaşanan borç krizinin yanında ABD’de Demokratlar ve Cumhuriyetçiler tarafından oluşturulan süper komitenin bütçe açığının azaltılması konusunda varamaması sonucu kredi derecelendirme kuruluşlarının, ABD’nin notunu bir kez daha kırmak için harekete geçebileceği endişeleri piyasalardaki satış baskısının artmasına neden oldu.
Yurt dışında bu olumsuz gelişmeler yaşanırken, yurt içinde Merkez Bankası 23 Kasım’da gerçekleştirdiği olağan toplantısında faiz oranlarında ve zorunlu karşılıklarda bir değişikliğe gitmedi. Merkez Bankası, bir önceki toplantısında ise politika faizi olan haftalık repo ihalesi faizini piyasa beklentisine paralel olarak değiştirmeyerek % 5,75 seviyesinde bırakırken, gecelik borç verme faizini 350 baz puan artırarak % 12,5’e yükseltti.
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye‘nin kredi notu görünümünü “pozitif”ten “durağan”a düşürdü. Fitch’in yaptığı açıklamada, not görünümünün revize edilmesinde, yüksek düzeydeki cari açığını azaltmaktaki güçlüklerle karşı karşıya bulunan Türkiye’nin, makro ekonomik istikrarında kısa vadeli risklerde artış olması ile enflasyon hedefinin beklentilerin üzerinde olmasından kaynaklandığını vurgulandı.
TüRKİYE‘NİN DöVİZ CİNSI KREDI NOTLARININ GELISIMI
TARIH
S&P
MOODY’S
FITCH
2003 SONU
B1 (DURAGAN)
B (POZITIF)
09.02.2004
B+ (DURAGAN)
08.03.2004
B+ (POZITIF)
12.03.2004
17.08.2004
BB- (DURAGAN)
25.08.2004
13.01.2005
11.02.2005
B1 (POZITIF)
06.12.2005
BB- (POZITIF)
10.03.2005
14.12.2005
BA3 (DURAGAN)
23.01.2006
BB (POZITIF)
27.06.2006
BB (DURAGAN)
10.05.2007
28.12.2007
03.04.2007
BB- (NEGATIF)
31.07.2008
BB- (POZITIFF)
13.11.2008
17.09.2009
BA3 (POZITIF)
18.09.2009
27.10.2009
03.12.2009
BB+ (DURAGAN)
08.01.2010
BA2 (DURAGAN)
01.02.2010
19.02.2010
BB+ (POZITIF)
05.10.2010
BA2 (POZITIF)
24.11.2010
23.11.2011
MEVCUT DURUM
Bununla birlikte Fitch, Türkiye’nin kredi notlarının olumlu borç dinamikleri, sağlıklı potansiyel büyüme oranı ve güçlü bankacılık sektörüyle desteklendiğine işaret ederek, Türkiye’nin yumuşak bir iniş sağlaması ve kısa vadede makro ekonomik riskleri azaltması halinde kredi dinamiklerinin yukarı yönlü gerçekleşebileceğini ifade etti.
Yurt dışında, Avrupa’da yaşanan borç krizinin yayılma riski, ABD’de yaşanan bütçe kesintileri krizi ve gelişmiş ülkelerin kredi notlarının düşürülebileceği beklentisi, yurt içinde ise alternatif piyasalarda devam eden dalgalı seyir ve en son kredi derecelendirme kuruluşu Ficth’in Türkiye’nin kredi notunu teyit etmesine rağmen görünümünü pozitiften durağana revize etmesi nedeniyle yıl sonu rallisi olarak tanımlanan genellikle Aralık ayında görülen yükselişin bu sene yaşanma ihtimalinin düşük olduğunu düşünüyoruz. Bu beklentilerin ışığında ağırlıklı olarak yurt dışı piyasaları takip eden İMKB’nin, Aralık ayında da dalgalı seyrini sürdürmesini bekliyoruz.
Osman GöKTAN
Şeker Yatırım Genel Müdürü
goktan@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.