Son Haberler

Finansal okur yazarlık

Finansal tüketicilerin, finansal ürünler ve kavramlar hakkında bilgilendirilmesini veya finansal risk ve alternatifler arasında tercihte bulunabilecek farkındalığa sahip olmasını temin ederek finansal refahını artırma sürecini kapsayan finansal okur yazarlık ülke vizyonu açısından büyük önem taşıyor.

Dünyada artık toplumlar yetişmiş insan gücüyle öne çıkıyor. Bireylerin dünyadaki finansal şartları okuyabilmeleri gerekiyor. Günümüzde her geçen gün parayı yönetmek önem kazanıyor. ülkelerin vizyonu ve sağlıklı bir ekonomik yapıya kavuşmaları açısından da bu durum önem arz ediyor. Ekonomik olarak güçlenmenin gerisinde bilgi yatıyor. Bilgi aynı zamanda güç ve özgüveni de beraberinde getiriyor. Bunun için finansal okur yazarlık yani bilgi temelli kararlar verebilme yeterlilik düzeyinin yükseltilmesi gerekiyor. Finansal okuryazarlığın yükseltilmesi, ekonomik sistem hakkında daha fazla bilgi sahibi olmayı sağlıyor. Bu durum uzun vadeli birikim ve yatırıma dönük kararlarda önem arz ediyor. Bu nedenle, finansal okuryazarlık düzeyinin yükseltilmesini sağlayacak eğitim faaliyetleri önem kazanıyor.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma örgütü’nün finansal okuryazarlık tanımına göre, finansal okuryazarlık, finansal tüketicilerin finansal ürünler ve kavramlar hakkında bilgilendirilmesini veya finansal risk ve alternatifler arasında tercihte bulunabilecek farkındalığa sahip olmasını temin ederek finansal refahını artırma sürecidir.

Finansal okuryazarlığın yaygınlaşması bireylerin ve ailelerin paranın yönetiminde daha bilgili hareket ederek harcamalarını, kısa orta ve uzun vadede nasıl hareket etmeleri konusunda daha planlı ve sağlıklı hareket etmelerini sağlar. Bireylerin bir piyasaya yatırım yapması için piyasaya güvenmesi, kazanç sağlayacağını düşünmesi ve o piyasa ile ilgili bilgi sahibi olmaları gerekir. Bireyler ellerindeki kısıtlı finansal kaynaklar ile maksimum fayda sağlamak isterler bunun için belirli ölçüde finansal okuryazar olmak gerekir.

Finansal okur yazarlığın artması ailelerin daha sağlıklı finansal planlama, yapmasını sağlayacağı gibi ülkedeki tasarruf oranının da artmasına önemli oranda katkı sağlayacak. Sayın bakan Ali Babacan’ın Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) yönetim kurulu toplantısında yaptığı konuşmada ‘‘Şu anda tasarruf oranımız yüzde 12‘ye düşmüş durumda. Bu, tarihi en düşük seviye. Milli gelirimizin yüzde 12‘si kadar tasarrufumuz var ama milli gelirimizin 22‘si kadar yatırım harcamamız var. Aradaki fark zaten eşittir cari açık. Dolayısıyla bir tüketim ekonomisi, israf ekonomisi olmamamız gerek” dedi. Toplumda tasarruf oranının arttırılması için finansal okur yazarlığın artması gerekmektedir.

2023 yılı için en büyük 10 ekonomi arasına girme hedefi konulmuş ve İstanbul’un dünyanın finans merkezinden biri olma yolunda adımlar atılıyor. Bu hedefleri ve vizyonu başarmanın yollarından biri de finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılması ile olur.

Finansal okuryazarlığın yaygınlaşması, sermaye piyasasının gelişimi ve büyümesi açısından da çok önemli. Sermaye piyasası konusunda toplumda yeterli bilgiye sahip olunması durumunda şirketlerin, sermaye piyasalarının sunduğu fon imkanlarından daha fazla faydalanmalarına, bu yolla düşük maliyetli finansman kaynağı sağlayarak büyümelerine yardımcı olacak. Bu durum hem sermaye piyasalarının, hem ülke ekonomisinin büyümesine, tasarrufların yatırıma dönüşmesine, sanayi alt yapısının güçlenmesine, hem de istihdamı arttırarak ekonomiye pozitif katkı sağlayacak.

ABD’de 2008 yılında yaşanan mortgage kredisi ödemelerinden kaynaklanan finansal kriz finansal okuryazarlığın aslında sadece az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerle ilgili bir sorun olmadığını, gelişmiş ülkelerin de bu sorunla karşılaşabileceğini gösteriyor.

Finansal okur yazarlık oranının artırılmasına örnek olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) sanat ve meslek eğitimi kursları İSMEK, kadın kursiyerlerin finansal okur-yazar olabilmesi amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Doğuş Grubu ile ortak bir proje başlattı: “İstanbul Finans Merkezi Yolunda 20 Bin Kadın”. Bu tarz proje ve çalışmaların artarak devam etmesi ve desteklenmesi gerekiyor.

Türkiye’ye yatırım yapan yabancı yatırımcılar, ellerindeki büyük fonlarla karlı ve uzun vadede büyüyen şirketlere yatırım yaparak para kazanmaya çalışıyor. Yerli bireysel yatırımcıların ise ellerindeki kısıtlı fonları genelde mevduatta değerlendirdiklerini veya gayrimenkul yatırımı yaptıklarını görüyoruz. Borsaya yatırım yapan yerli yatırımcılar ise, daha kısa vadeli ve daha düşük sermayelerle, kısa vadeli fiyat artışlarından para kazanmaya çalışılıyor. Ekonomideki pozitif gelişmelere rağmen ülkemizdeki yerli bireysel ve kurumsal yatırımcıların hisse senedi sahiplik oranı diğer yatırım araçları karşısında çok düşük bir orandadır. Yerli yatırımcıların yabancı yatırımcılara oranla hisse senedi sahiplik oranı da çok düşüktür, ayrıca yerli yatırımcının hisse senedini elde tutma süresi de yabancı yatırımcılara göre çok kısadır. Yapılan araştırmalar da yerli yatırımcıların tercih ettiği esas yatırım enstrümanının sabit getirili enstrümanlar olduğu görülüyor. Bunun sebeplerinden biri de finansal okur yazarlık seviyesinin düşük olmasıdır.

Türkiye sermaye piyasası­nın istenen gelişmişlik düzeyine ulaşması için arz ta­rafının yanında talep tarafının, yani yatırımcı tabanının da güçlendirilmesi gerekiyor. Bunun sağlanmasının yollarından biri sermaye piyasaları hakkında farkındalık yaratılması, bireylerin ve yatırımcıların finansal eğitim düzeyinin artırılması ve bilgilendirilmesidir. Yani finansal okuryazarlığın arttırılması gerekiyor. Sermaye piyasalarının gelişmesi ve büyümesi için de bu durum önem arz ediyor.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), bireylerle kurumların birikimlerini sermaye piyasalarına daha fazla yönlendirmesi, sermaye piyasasında fon arzının sağlanabilmesi amacıyla toplumda sermaye piyasası kültürünün oluşması, sermaye piyasalarında güvenin ve farkındalığın artırılması, mevzuat ve uygulamalar hakkında bilgi ihtiyaçlarının karşılanması diğer bir ifade ile “Finansal Okuryazarlığın Artırılması”na yönelik, çeşitli iletişim kanalları aracılığıyla bilgilendirme yapılması ve farkındalığı artırıcı tedbirlerin alınmasına dair başta üniversite öğrencileri ve kadınlara yönelik seminerler düzenliyor. Bu seminer ve eğitimler herkes tarafından benimsenen İstanbul’un finans merkezi olma çalışmalarına da katkı sağlayacak. Ayrıca Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği (TSPAKB) ve SPK tarafından başlatılan yatırımcı seferberliği çalışmaları da finansal okur yazarlığın artmasını destekleyecek.

İMKB’nin yeni başkanı İbrahim Turhan, borsada işlem gören şirketlerin toplam değerinin 385.7 milyar lira olduğunu belirterek, 2015 yılı sonuna kadar bu rakamın 1 trilyon TL’ye çıkması gerektiğini; 2015 yılının sonuna kadar İstanbul’un en azından bölge ülkelerinde uluslararası standartları sağlayan kuruluşların, şirketlerin menkul kıymetlerinin alınıp satılacağı bir yer haline getirilmesi gerektiğini vurguladı. İMKB’nin yeni başkan ve yönetimi herkes tarafından benimsenen İstanbul’u global finans merkezine dönüştürme çalışmalara katkı sağlayacak adımları hızlı atacak ve bu vizyona uygun, piyasanın büyümesi ve gelişmesi yönünde reform niteliğinde kararlara imza atacak gibi gözüküyor.

Alper NERGİZ

nergiz@turcomoney.com

1 Yorum

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

  • çetin erdoğan
    21 Nisan 2014 14:44 - Reply

    finansal okuryazar olma koşulları nelerdir ?

  • Site Haritası