Son Haberler

Otonom taşıtların paylaşımlı yolculuğa ve otomotiv endüstrisine etkisi

– Otonom sürüş teknolojisinin ortaya çıkması, otomatik işlevleri olmayan standart taşıtlardan (Seviye 0) sınırsız dinamik sürüş aktiviteleri yapabilen ve tamamen kendi kendine hareket edebilen (Seviye 5) taşıtlara kadar altı farklı otomasyon seviyesiyle belirleniyor. Bu yıl itibariyle (Seviye 4) taşıtların pazara girmesi karayolu ulaşımında yeni bir çağ başlatıyor.

– Otomotiv sanayiinde yer alan global markalar (Seviye 5) olarak tabir edilen tam sürücüsüz taşıt üretimine doğru ilerlerken endüstri, özellikle otomotiv sanayisi içinde yapay zekâ destekli gelişmiş otomasyon hedefiyle yoğun bir rekabet içinde. ABD, Çin, Japonya, Güney Kore ve Avrupa’daki seçili pilot şehirlerde (Seviye 4) otonomiye sahip robotaksiler görülmeye başlandı.

– Otonom taşıtlar sayesinde taşıt kullanımı çok yönlü paylaşım şeklinde olacak. Malzeme tedariği ve dağıtım işlemleri teknolojik yeteneklerin artmasıyla çok daha kolay ve çabuk olacak. Stok yönetimi ve endüstriyel bakım hizmetleri sıkıcı olmaktan çıkacak. Lojistik de bundan nasibini alacak. Çünkü sürücüsüz kamyonlar, dronlar ve robotize sevkiyat sayesinde hatasız ve hızlı sevkiyat yapılabilecek.

– Halen Cruise, Waymo, Didi Chuxing, Uber, Lyft, Zoox ve Baidu gibi şirketlerin robotaksi işletiminde öncü olduklarını görüyoruz. Örneğin Çin’de Baidu’nun alt şirketi olan Apolo Go, Wuhan kentinde 500 adetlik bir robotaksi filosu kurdu bile. Waymo’nun da San Fransisco kentinte robotaksi uygulamasıyla bu yaz itibariyle 300.000 kayıtlı müşteriye ulaştığını açıklaması önemli bir bilgi.

– Öte yandan trafik güvenliği ile ilgili sorunlar devam ediyor. Bu otonom taşıtlara kuşku ile yaklaşılıyor. ABD’nin Arizona eyaletinde 2018 yılında Uber’e ait bir robotaksinin insana çarparak ölümüne neden olduğu kaza halen hafızalarda canlı duruyor. Hatta daha geçen yıl Cruise şirketinin bir otonom robotaksisi yayaya çarpmış, şirket pilot uygulama yaptığı 950 adet robotaksilerinin tamamını California yollarından çekmişti.

– Otonom taşıtlar yaygınlaştıkça toplu taşımaya olan talebin azalması bekleniyor. Özellikle kamyon ve otobüs gibi ticari taşıt sürücüleri için önemli bir önemli bir iş kaybı tehdidi oluşturuyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan araştırmalara göre, tüm işgücünün yaklaşık % 47’si, ulaştırma ve lojistik sektöründe yapay zeka destekli otomasyon etkisiyle önümüzdeki 20 yıl içinde yüksek oranda iş kaybı riski yaşayacak.

Çok değil, 2000’li yılların başlarında sürücüsüz taşıtlar, bu yüzyılın sonlarında yalnızca torunlarımızın, hatta onların torunlarının bineceği uzak dönemin teknolojik taşıtı gibi görünüyordu. Ancak 2024’te kendi kendine gidebilen taşıtların otomotiv sektöründe gündem olmaya başladığını izliyoruz.

Otonom sürüş teknolojisinin ortaya çıkması, otomatik işlevleri olmayan standart taşıtlardan (Seviye 0) sınırsız dinamik sürüş aktiviteleri yapabilen ve tamamen kendi kendine hareket edebilen (Seviye 5) taşıtlara kadar altı farklı otomasyon seviyesiyle belirleniyor. Bu yıl itibariyle (Seviye 4) taşıtların pazara girmesi karayolu ulaşımında yeni bir çağ başlatıyor. (https://www.snoqap.com/posts/2024/3/28/the-automotive-revolution-of-2024-exploring-the-impact-of-autonomous-vehicles-on-jobs-and-industries).

YAPAY ZEKA DESTEKLİ TAM OTONOM ARAÇLAR, TEKNOLOJİK BİR DEVRİME İŞARET EDİYOR

Otomotiv sanayiinde yer alan global markalar (Seviye 5) olarak tabir edilen tam sürücüsüz taşıt üretimine doğru ilerlerken endüstri, özellikle otomotiv sanayisi içinde yapay zekâ destekli gelişmiş otomasyon hedefiyle yoğun bir rekabet içinde. Gelişen bu sanayi sadece teknolojik bir devrime işaret etmekle kalmıyor, aynı zamanda ulaşımın geleceğini yeniden tanımlarken ekonomiyi de önemli ölçüde etkiliyor.

Öncelikle günümüzde gelinen son durumu özetleyelim: ABD, Çin, Japonya, Güney Kore ve Avrupa’daki seçili pilot şehirlerde (Seviye 4) otonomiye sahip robotaksiler görülmeye başlandı. Şimdi soru şu: Bu taşıtlar, yollarda ticari bir ulaşım taşıtı olarak ne zaman işlev görmeye başlayacak?

SEVİYE 4 OTONOM ARAÇLAR, 2035’TEN İTİBAREN FİLOLAR HALİNDE ÇALIŞMAYA BAŞLAYACAK

GlobalData tarafından yeni yayınlanan Endüstrinin Geleceği isimli rapora göre, (Seviye 4)  otonom taşıtlar dünyadaki belli başlı kentlerde 2035’ten itibaren filolar halinde çalışmaya başlayacak. Endüstrinin Geleceği isimli bu yeni rapor, 2040 yılına geldiğimizde (Seviye 4) otonom taşıtların 4 milyon adet üzerinde satılmış olacağını öngörüyor. (Seviye 4) robotaksilerin 2025’ten itibaren müşterilere satışına başlanacak. Rapor, ABD ve Çin’in (Seviye 4) taşıt satışlarına liderlik edeceklerini belirtirken, Avrupa’nın ise henüz önemli bir ilerleme kaydedemediğinin altını çiziyor.

(Seviye 4) otonomi deyince taşıtların sürücüden bağımsız olarak yapay zekâ yazılımları sayesinde kendiliğinden hareket etmesini anlıyoruz. Yine de taşıt içinde sürüş güvenliği amaçlı bir acil müdahale teknisyeni bulunuyor. Ayrıca (Seviye 4) taşıtlarda direksiyon henüz işlevini sürdürüyor.

SÜRÜCÜSÜZ KAMYONLAR, DRONLAR VE ROROTİBE SEVKİYAT SAYESİNDE HATASIZ VE HIZLI SEVKİYAT YAPILACAK

Otonom taşıtlar sayesinde taşıt kullanımı çok yönlü paylaşım şeklinde olacak. Malzeme tedariği ve dağıtım işlemleri teknolojik yeteneklerin artmasıyla çok daha kolay ve çabuk olacak. Stok yönetimi ve endüstriyel bakım hizmetleri sıkıcı olmaktan çıkacak. Lojistik de bundan nasibini alacak. Çünkü sürücüsüz kamyonlar, dronlar ve robotize sevkiyat sayesinde hatasız ve hızlı sevkiyat yapılabilecek.

Robotaksilerin otonom taşıtlar çağının başından itibaren en popüler taşıt tipi olmaları bekleniyor. Halen Cruise, Waymo, Didi Chuxing, Uber, Lyft, Zoox ve Baidu gibi şirketlerin robotaksi işletiminde öncü olduklarını görüyoruz. Örneğin Çin’de Baidu’nun alt şirketi olan Apolo Go, Wuhan kentinde 500 adetlik bir robotaksi filosu kurdu bile. Waymo’nun da San Fransisco kentinte robotaksi uygulamasıyla bu yaz itibariyle 300.000 kayıtlı müşteriye ulaştığını açıklaması önemli bir bilgi.

TRAFİK GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ SORUNLAR DEVAM EDİYOR

Bir taraftan bu gelişmeler olurken diğer taraftan trafik güvenliği ile ilgili sorunlar devam ediyor. Bu durum insanların otonom taşıtlara kuşku ile yaklaşmalarının en büyük nedeni. ABD’nin Arizona eyaletinde 2018 yılında Uber’e ait bir robotaksinin insana çarparak ölümüne neden olduğu kaza halen hafızalarda canlı duruyor. Hatta daha geçen yıl Cruise şirketinin bir otonom robotaksisi yayaya çarpınca şirket pilot uygulama yaptığı 950 adet robotaksilerinin tamamını California yollarından çekmişti.

Trafik güvenliği konusunun otonomi çalışmalarındaki hızı bir parça yavaşlattığı bir gerçek. Yine de 5G teknolojisinin yaygınlaşması çalışmalara hız kazandıracak görünüyor. Ayrıca Tesla’nın robotaksi konusunu ana strateji olarak ilan etmesi ve 10 Ekim 2024 tarihinde beklenen dünya çapındaki lansmanı robotaksiler üzerindeki algıyı ciddi boyutta değiştirebilecek bir gelişme.

OTONOM TAŞITLAR, SEKTÖRDEKİ İSTİHDAMI NASIL ETKİLEYECEK?

İlk olarak otonom taşıtlar yaygınlaştıkça toplu taşımaya olan talebin azalmasını bekliyoruz. Bu değişim, son araştırmalarda da vurgulandığı gibi, özellikle kamyon ve otobüs gibi ticari taşıt sürücüleri için önemli bir önemli bir iş kaybı tehdidi oluşturuyor. Ancak, işletici kuruluşların sürücülerden tamamen kurtulması tamamen olası görünmüyor. Otonom taşıt işletenler, ulaşım güvenliği, işletme planlaması ve bakım-onarım ile ilgili konular nedeniyle fiziksel olarak belirli bir kadroyu elinde tutmak durumundalar.  Örneğin, sensörler güvenlik sorunlarını belirleyebiliyor, ama otonom taşıtlar bu tür sorunları kendi başlarına düzeltemediğinden, düzeltme işlemi insan müdahalesi ile yapılmak zorunda.

ÇALIŞANLARIN YÜZDE 47’Sİ ÖNÜMÜZDEKİ YIL İÇİNDE İŞİNİ KAYBEDECEK

Sonuç olarak, taşımacılık işlerinde mavi yakalı istihdamın düşmesi, buna mukabil ulaşımın verimliliği ve güvenliği ile ilgili teknolojik alanlarda istihdam artışı bekleyebiliriz. Sürücü istihdamının azalması, sürücüleri ticari yaşamda başka işler bulmaya veya öğrenim seviyelerini artıracak eğitimler almaya teşvik edebilir. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan araştırmalara göre, tüm işgücünün yaklaşık % 47’si, ulaştırma ve lojistik sektöründe yapay zeka destekli otomasyon etkisiyle önümüzdeki 20 yıl içinde yüksek oranda iş kaybı riski yaşayacak. Hemen hemen her sektörde, iş zorluklarıyla baş edebilmek için veri analizi yapabilen uzmanlara giderek daha fazla ihtiyacı olacak. Bu eğilim, yeni iş fırsatlarının daha fazla istatistikçi, yazılım tasarımcısı, mühendis ve genellikle daha fazla veriye dayalı mesleklerde olduğunu ortaya koyuyor. Otonom taşıtlar döneminin getirdiği değişikliklerle baş edebilmek için de sektördeki çalışanların niteliği gelişen teknolojiyle uyumlu olmak zorunda.

OTONOM TAŞITLAR, YENİ İŞ FIRSATLARI YARATACAK

Taşıt üretimi, kiralama, finans, perakende ve enerji temin istasyonları ile karayolu taşımacılığındaki diğer destek iş kolları dahil olmak üzere çeşitli iş alanlarında istihdam tercihlerinin değişeceğini anlıyoruz. Yeni niteliklerle donanmış personel bulmanın zorlukları doğal olarak istihdamda aksamalara neden olacak. Bu tahmin, özellikle paylaşılan otonom taşıtların giderek çoğalmasıyla da ilgili. Öyle ki, kullanıcıların daha rekabetçi fiyatlarla otonom taşıt filolarından yararlanması, operasyonel istihdamın düşmesini de beraberinde getirecek. Sürücülük mesleğinde, özellikle otobüslerde, taksilerde ve kamyonlarda yoğun istihdam düşüşü bekleyebiliriz.

Bununla beraber, otonom taşıtların yaşamımızdaki yerini almasıyla ortaya çıkan yeni iş beklentileri gündeme gelecektir. Otonom taşıtlarla ilgili yapay zekâ yazılımları, taşıt siber güvenliği ve veri yönetimi dahil olmak üzere çeşitli ve yeni iş fırsatları bunlardan bazıları.

OTONOM ARAÇLAR, OTOMOTİV ENDÜSTRİSİNİ NASIL ETKİLEYECEK?

Son yıllarda otomotiv endüstrisi, dört yıkıcı eğilimi çevreleyen bir gelişmeyi yaşıyor. Bunlar; otonom sürüş, bağlantılı taşıtlar, elektrifikasyon ve paylaşımlı ulaşım. Bu eğilimlerin pazarı büyüten katalizör görevi görmesi, sektör standartlarında bir dönüşümü teşvik etmesi ve geleneksel işletim modellerinden çığır açan teknolojilere geçişi hızlandırması bekleniyor. Yapay zekâ ise bu dört eğilimin de temeli olarak karşımızda.

Yapay zekanın etkisi; maliyetleri azaltmak, operasyonel verimliliği artırmak, bağlantılı taşıtlar, elektrifikasyon ve paylaşılan ulaşım alanlarında yeni ve ciddi gelir imkanları sunuyor. Örneğin, paylaşılan ulaşım hizmetleri, yapay zekâ sayesinde optimum fiyatlandırma, verimli periyodik bakım zamanlaması ve filo yönetiminin iyileştirilmesi gibi yetenekler kazanabiliyor. Yapay zekâ odaklı bu gelişmeler, otomotiv firmalarına değişiklikleri etkin bir şekilde yönetmeleri ve finanse etmeleri için güç vererek onları daha rekabetçi yapıyor.

ÜRETİCİLER, OTONOM TAŞITLARA VE TEKNOLOJİLERE BÜYÜK YATIRIM YAPIYOR    

Paylaşımlı ulaşımda kullanılacak otonom taşıtlar endüstrinin değer zincirini yeniden şekillendiriyor. Ek olarak büyük otomotiv orijinal ekipman üreticilerini önemli ölçüde etkiliyor. Üreticiler otonom taşıtlara ve onların teknolojilerine önemli ölçüde yatırım yapıyor. Aynı zamanda geleneksel otomotiv şirketleri de yeni ortaya çıkan teknoloji kuruluşlarından yararlanarak yeni bir ekosistem yaratmaya çalışıyor.  Kısacası, yoğun rekabet var. Bu sayede sektördeki yerleşik oyuncular ve yeni katılımcılar arasındaki iş birliğine dayalı etkileşim bir yandan endüstri evriminin yörüngesini tanımlarken, öte yandan, yeni katma değerler ortaya çıkıyor. Aynı zamanda teknolojik dönüşüm gerçekleşiyor.

OTOMOTİV SEKTÖRÜNDE TEKNOLOJİ FIRSATI ESİYOR

Özetleyecek olursak; geçtiğimiz 10 yıl içinde otonom taşıtların gelişmesine tanık olduk. Endüstri otomasyon seviyelerini yükselttikçe, yalnızca teknolojik devrimleri değil, aynı zamanda bunların önemli ekonomik etkilerini de beraberinde görmeye başladık. Sürücüsüz teknolojiye doğru yönelme, özellikle otobüs, taksi ve kamyonlardaki sürücüler için geleneksel ulaşım rollerinden kaynaklanan işten çıkarılma endişelerini artırmaya başladı. Buna karşılık, bu dönüşüm aynı zamanda teknik personele veri analizi, yazılım tasarımı ve mühendislik gibi gelişmekte olan sektörlere uyum sağlama ve yeni roller arama fırsatları da sunuyor. Yapay zekâ ise, bu eğilimleri kolaylaştırmak, yeni iş imkanları sunmak ve geleneksel otomotiv oyuncuları ile teknoloji katılımcıları arasında iş birliği sağlamak gibi çok önemli role sahip.

Ulaşımın geleceği sadece sürücüsüz otomobilleri geliştirmiyor, aynı zamanda endüstrilerin ve istihdam alanlarının kapsamlı bir şekilde yeniden şekillendirilmesini de sağlıyor. Kısacası, her geçen gün sektörde teknoloji fırtınası esiyor.

Yakından izlemeye devam edeceğiz.

M.İbrahim AYBAR

Vesiile A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

aybar@turcomoney.com

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası