Son Haberler

Tekstil hazır giyim endüstrisinde dönüşüm

Türkiye’de 34-35 milyar dolarlık potansiyele sahip olan tekstil ve hazır giyim endüstrisi; fason ve butik üretimden, sanayi tipi üretime ve marka ekonomisine geçişte hız kazanıyor.

Ekonomik gelişim ve globalleşme ile hazır giyim perakendesinde fason ve butik üretimden sanayi tipi üretime ve marka ekonomisine geçişin hızlandı. Uygulamada karşımıza perakende sektörünün büyümesi olarak çıkan olgu aslında marka ekonomisinin gelişmesi ve büyümesidir. Son 10-15 yıllık süreçte Türkiye; üretim ekonomisinden, marka ekonomisine geçiş sürecini yaşıyor. Tekstil ve hazır giyimde sektörümüzde öncelikle ihracatla, yabancı büyük markalara fason imalatla başlayan gelişim, zaman içinde tasarım, Ar-Ge ve inovasyonda yaşanan gelişmelerle kendi markalarımızın oluşturulması aşamalarından sonra önemli endüstri haline gelmiş bulunuyor. önemli olan nokta şu ki; artık marka ekonomisinin konuşuluyor. özellikle giyim endüstrisinde marka yaratmak, markalaşmak ve markalı satış yapmak ilave katma değer yaratmak ve rekabet gücü elde etmek anlamında büyük önem taşıyor.

Marka ekonomisi ve daha geniş tanımıyla marka endüstrisi, markalaşma sürecindeki tüm iktisadi faaliyetleri ve ilave katma değeri kapsar, tanıtır ve ölçer. Burada tüm iktisadi faaliyetler kapsamına üretimdeki fasonculardan tedarikçilere, AVM kiralamadan dekorasyon işlerine kadar bütün faaliyetler giriyor. Tüm gelişmiş ekonomilerde olduğu gibi ülkemizde de öncelikle giyim perakendesi ve endüstrisi markalaşma sürecine girdi. öncelikle İstanbul merkezli oluşan ekosistem markalaşma için uygun bir çevre ortaya koyuyor. Tekstil ve hazır giyim endüstrisi, üretim sonrası işlevlerin eklenmesi ile ortaya çıkan değer zinciri içindeki iktisadi faaliyetlerden ve bu faaliyetlerin yarattığı katma değerden oluşuyor. Modern perakende pazarların, özellikle organize perakendenin ve AVM’lerin gelişimi ile moda markaları, markalı hizmetler ve lüks markaların satılabileceği alanlar oluşuyor. Ayrcıa sözkonusu perakende pazarların gelişmesi, yabancı perakendecileri ülkemize çekiyor. Türkiye, yaklaşık 250 milyar dolar ile Avrupa’nın altıncı büyük perakende pazarı konumunda. Bu tablodan yola çıkılarak marka ekonomisinin potansiyeli anlaşılabilir.

Tekstil ve hazır giyim endüstrisinin 2012 yılında yaklaşık 24 milyar dolara ulaşan ihracatı, 3 milyar dolar yabancı turistlere yapılan perakende satış, tüm bunlara ek olarak Laleli ve Osmanbey’den yapılan bavul ticareti dikkate alındığında, 34-35 milyar dolarlık potansiyele sahip endüstrinin varabileceği noktayı düşünmek ve planlamak büyük önem kazanıyor. Burada yabancı turistlere yapılan 3 milyar dolarlık satış fashıon week ve shopıng fest gibi kampanyaların etkisi de gözönüne alınmalı. Tekstil hazırgiyim endüstrisinin ve şirketlerin markalaşma süreçlerinin geliştirilmesi için ve buradan emek yoğun istihdama hem tekstil ve hem de bağlı olarak perakende sektörlerindeki katkı dikkate alındığında global anlamda desteğe ihtiyaç var. Burada Türk markaları için ekonomi bakanlığımız tarafından başarıyla takip edilen Turquality benzeri destekler yoğunlaştırılarak arttırılmalı.

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası