Küresel piyasalarda bahar havası esiyor. İyimserliğin artmasında birçok faktörün rolü var. Avrupa Merkez Bankası (ECB), durgunluğu aşma konusunda güçlü adımlar atarak faiz oranında indirime gitti ve varlık alım miktarını 60 milyar Euro’dan 80 milyar Euro’ya çıkardığını açıkladı. ABD Merkez Bankası (FED), yılın ikinci toplantısında faizleri beklendiği gibi değiştirmedi ve bu yıl için faiz artırım kararına ilişkin sayıyı 4’den 2’ye düşürdü. Japon Merkez Bankası’nın parasal genişleme politikalarını sürdürmeye devam edeceğinin görüldü. Tüm bu gelişmeler, piyasalarda olumlu yankı buldu. Küresel piyasalardaki bu olumlu gelişmelere rağmen global ekonomiye ilişkin büyüme riski ve jeopolitik riskler devam ediyor. Dünyadaki büyüme oranının yavaşlaması nedeniyle başta gelişmekte olan ülkeler bu durumdan olumsuz. Çin büyüme konusunda yaşadığı sorunları aşmak için kendine göre çeşitli önlemler alıyor. Emtia fiyatlarında yaşanan ciddi oranda ki düşüşler nedeniyle petrol üretici ülkelerin notları derecelendirme kuruluşları tarafından indirilmeye başlandı. Küresel büyüme sorunları para politikası, maliye politikaları ve yapısal reformlarla aşılabilir gibi gözüküyor. TÜRKİYE, DİĞER ÜLKELERDEN POZİTİF YÖNDE AYRIŞTI Yurt içinde ise düşen petrol fiyatlarının etkisiyle cari açıkta düzelme devam ediyor ve edecek. Küresel büyüme tahminleri uluslararası kuruluşlar tarafından düşürülürken Türkiye’nin büyüme beklentisi yukarı yönlü arttırılıyor. En son uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, küresel ve gelişen piyasalara ilişkin büyüme öngörülerini aşağı çekerken Türkiye beklentisini 0.5 puan arttırdı ve yüzde 3.5 ‘a yükselttiklerini açıkladı. AB ile ilişkilerde son aylarda önemli mesafeler kaydedildi. Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişleme kararı ve FED’in bu yıl için faiz artırım kararına ilişkin sayıyı 2 ile sınırlandırması ve bundan sonraki faiz artırımlarında ihtiyatlı olacağına ilişkin açıklamaları piyasalara olumlu yansıdı. İşte bu sebeplerle Türkiye jeopolitik risklere ve yaşanan terör olaylarına rağmen son aylarda başta gelişmekte olan ülkelerden olmak üzere küresel piyasalardan pozitif ayrışıyor. Bu durumun geçen ay TL varlıkları üzerinde ve borsada olumlu yansımalarını gördük. İRAN’LA TİCARET HACMİ 30 MİLYAR DOLARA ÇIKABİLİR Türkiye AB’ye mülteci sorununu çözmek için yeni öneriler sundu. 3 milyar Euro kaynağa ek 3 milyar Euro kaynak oluşturulmasını istedi. AB tarafından bu öneriler kabul görürse mali açıdan pozitif bir gelişme olarak kayıtlara geçecek. Her ne kadar Suriye politikası konusunda farklı düşünseler de, komşumuz İran’a ambargonun kalkması sonrası Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı ziyaret İran’la olan ticari hacmini arttıracaktır. Beklenti 10 milyar dolar olan ticaret hacminin 30 milyar dolara çıkması yönünde. Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrası Rusy ‘nın Suriye’den çekileceğini açıklaması önemli. Türkiye, herşeye rağmen büyümesini sürdürüyor; petrol fiyatlarının ciddi oranda düşmüş olması cari açığımız açısından pozitif. Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişleme kararı ve FED’in faiz artırımında kademeli yavaş hareket edecek olması olumlu. Global risk iştahında artış devam edecektir. Japonya dahil ECB ve İsveç gibi büyük merkez bankalarının genişleme yönünde karar alması Türkiye piyasalarını olumlu etkileyecektir. TCMB açısından bu durum politika faiz oranını düşürmesi için fırsat yaratabilir. Yabancı yatırımcıların son yaşanan terör olayları ve jeopolitik risk kaynaklı tereddütlerine rağmen Türkiye planladığı yapısal reformları uygulamayı sürdürdüğünde tüm bu gelişmelerden daha olumlu etkilenecektir.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.