Son Haberler

FED ne yapacak?

2008 finansal krizi ertesinde tarihte görülen belki de en büyük parasal genişleme ABD Merkez Bankası Federal Reserve (FED) tarafından yürürlüğe konuldu. Hiperenflasyonla veya parasal sistemin çöküşüyle bitmeyen en kapsamlı para politikası müdahalesi olduğu rahatlıkla iddia edilebilen bu sürecin artık sonuna gelindiği anlaşılıyor. FED ne yapıyor veya nasıl bir strateji izliyor sorusu cevabı merak edilen en önemli sorulardan biri. Ancak, öncelikle bugüne nasıl gelindi ona bakmakta fayda var.

Finansal kriz derin bir ekonomik krize dönüşme eğilimi taşıdığında FED harekete geçerek öncelikle piyasaları likiditeyle buluşturdu. Finansal istikrar amacı çerçevesinde veya son borç verme mercii olarak merkez bankasının rolü düşünüldüğünde söz konusu gelişme şaşırtıcı olmaktan uzaktı. Sonrasında ise FED’in genişlemeci para politikası özellikle büyüme ve istihdam odaklı olarak devam etti. FED bilançosunda da bu doğrultuda dramatik bir değişim yaşandı.

2008 krizi öncesinde, örneğin 2007 yılı sonunda FED bilançosuna bakıldığında yaklaşık 870 milyar dolarlık bir büyüklük karşımıza çıkmaktaydı. Aktif tarafında bilançonun en önemli kalemi 750 milyar dolar civarında olan ABD devlet tahvilleriydi. Pasifte ise yaklaşık 800 milyar dolara ulaşan dolaşımdaki banknot dikkat çekmekteydi. Karşılaştırmak gerekirse FED’in bilanço yapısı TCMB bilançosundan çok farklıydı. FED döviz rezervi bulundurmayan, döviz borcu olması düşünülemeyen, yarattığı paranın neredeyse tamamıyla devlet tahvili satın alan bir merkez bankası konumundaydı.

Ancak krizin şiddeti ve olası etkileri fark edildiğinde FED kendi tarihsel geleneğini bir tarafa bırakarak özellikle bilanço yapısını tamamen değiştirdi. öncelikle bilanço büyüklüğünün çok hızlı bir büyüme eğilimine girdiği görüldü. Nicel olarak ifade etmek gerekirse günümüzde FED bilançosu 4,3 trilyon dolara ulaşmıştır. FED geleneklerine bağlı kalsaydı söz konusu bilançonun belki de ancak dörtte birine ulaşılması söz konusu olacaktı. QE (Quantitative easing) olarak adlandırılan miktar genişlemesi politikasıyla FED piyasalara fazladan 3 trilyon doları aşan miktarda para sürdü. Aylık 85 milyar dolarlık tahvil alımlarıyla gerçekleştirilen bu politikanın sonsuza kadar devam edemeyeceği bilinirken, Mayıs 2013’te FED Başkanı Bernanke’nin ünlü konuşmasıyla artık sona gelindiği herkes tarafından fark edildi. FED şu günlerde genişleme temposunu aylık 45 milyar dolarlık alımlara indirirken büyük olasılıkla bu yıl alım programını sonlandıracak. Ancak piyasaya para vermeyi kesmesi yeni bir dönemin de başlangıcına işaret etmektedir. Bugüne kadar tahvil alımına yönelen FED söz konusu tahvillerin itfa edilmesi sürecinde para arzının daralmasına neden olacaktır. Son verilere göre 2,4 trilyon dolara ulaşan söz konusu portföyün hangi sürede küçüleceği, küçülmenin nerede durdurulacağı, 10 yıllık başta olmak üzere tahvil faizlerinin seyrinin nasıl gerçekleşeceğine dair sorular küresel finansal konjonktürü de yakından belirleyecektir. Başka bir ifadeyle, FED’in gösterge faizlerine dair stratejisi kadar önemli bir diğer davranışı bilanço yapısına dair vereceği karar olacaktır. FED yukarıda özetlenen tarihsel eğilimine mi geri dönecek, yoksa yeni bir bilanço yapısı mı oluşturacak? Sermaye hareketlerine ihtiyaç duyan bir ülke olarak Türkiye’yi de yakından etkileyecek yapısal bir kararın eşiğindeki FED’i izlemek faydalı olacaktır.

Grafik: FED Bilanço Büyüklüğü ve FED Bilançosunda ABD Devlet Tahvilleri

Analiz
Doç. Dr. Ertuğrul Kızılkaya
İ.ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi
kizilkaya@turcomoney.com

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası