Geçen ay Türkiye‘de yoğun bir ekonomik veri takvimi takip edildi. 2014 yılı Kasım ayı Cari İşlemler Dengesi 5.64 milyar dolar ile 5.45 milyar dolar olan piyasa beklentisinin hafif üzerinde açık verirken yıllıklandırılmış bazdaki toparlanma sürdü. Henüz sınırlı etkisi görülen düşen petrol fiyatlarının da önümüzdeki dönemde cari açıktaki düşüş trendini hızlandıracak. Bu durum ekonomimiz için hayırlı bir sonuç olarak değerlendirilebilir.
Son açıklanan 2014 yılı Ekim ayı işsizlik verisi % 10.4 ile beklentilerden bir miktar daha olumlu gerçekleşti (Beklenti: % 10.5). 2014 yılı son çeyreğine ilişkin öncü verilerin büyümede yavaşlamayı işaret etmesi nedeniyle işsizlik oranı Kasım ve Aralık aylarında bir miktar artabilir.
Açıklanan diğer önemli veri ise 2014 yılsonu Bütçe Dengesi verileriydi. Maliye Bakanı Şimşek, 2014 yılı Aralık ayında bütçenin 9.9 milyar TL açık verdiğini; 2014 yılı tamamında ise bütçe açığının 22.7 milyar lira olarak gerçekleştiğini açıkladı. 2013 yıl sonunda 18.5 milyar TL açık veren bütçe dengesinin 2014 yılında 33.3 milyar TL açık vermesi hedeflenmişti. Ekim ayında açıklanan Orta Vadeli Program’da ise (2015-2017) bu rakam 8.8 milyar lira azaltılarak, 24.4 milyar liraya revize edildi.
Geçen ayki toplantıda Merkez Bankası’nın (MB) faiz indirimi beklentiden yüksek oldu ve politika faizi 8.25 seviyesinden 7.75’e düşürüldü. Bu kararın etkisi piyasalarımız açısından olumluydu. Borsa İstanbul karar sonrası 90 bin seviyesini aşarken, gösterge faiz yüzde 7 seviyelerine kadar geriledi. Bu arada 2.35 seviyelerine kadar ulaşmış olan Dolar/TL kuru, bir süre bu seviyelere yakın seviyelerde dalgalandıktan sonra 2.3250 civarına kadar geriledi.
Merkez Bankası’nın faiz kararı, her ne kadar piyasa tarafından olumlu karşılanmış olsa da politikacılar tarafından yeterli bulunmadı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Ak Parti’nin ekonomi kurmaylarından Bülent Gedikli ve Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Yiğit Bulut faiz indiriminin yetersiz olduğunu savunarak çok daha hızlı indirilmesi gerektiğini vurguladılar. En sert açıklama ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi. Merkez Bankası’nın bağımsızlığının, “eleştirilemez” anlamına gelmediğini belirttikten sonra, bu görüşünü hükumet ile paylaşacağını söyledi. Bunun ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu da, enflasyonun düşeceğini ve faizlerin daha hızlı indirilmesi gerektiğini vurguladı.
TCMB Başkanı Erdem Başçı, faiz indirimi sonrası yayınladığı açıklamada temkinli duruşun süreceğini vurgulasa da, izleyen hafta içinde yaptığı konuşmada, hem enflasyonun hem de reel faizlerin düşeceği açıklamasını yaptı. Bu açıklama sonrasında Dolar/TL kuru yeniden 2.3350 civarından 2.35 seviyelerine kadar yükseldi.
MB kararı sonrasında yabancı kurumların raporlarına baktığımızda, Şubat ayında 25 baz puan daha faiz indirimi beklendiğini görüyoruz. Faiz indirimleri bankaların karlılığını otomatik olarak artırdığı için Borsa İstanbul’da, bankaların başı çektiği yükselişleri gördük.
Geçen ay içinde Avrupa Merkez Bankası (AMB) devlet tahvillerini de kapsayacak olan ve 2016 Eylül ayına kadar devam edeceğini belirttikleri 1.1 trilyon Euro’ya yakın tutarda bir parasal genişleme yapacağını açıkladı. Eğer 2016 Eylül dönemine kadar enflasyon, hedeflenen yüzde 2 seviyesine ulaşmazsa, aylık 60 milyar Euro tutarında olacak alımlara devam edilecek. Dolayısıyla parasal genişlemenin ucu açık görünüyor.
Peki, AMB ve ülke merkez bankaları tarafından yapılacak devlet tahvili ve özel sektör tahvilleri alımları Avrupa Birliğinde devam etmekte olan durağanlığı önleyerek ekonomilerin büyümeye geçişini sağlayabilecek mi?
Aslında yapılacak olan alımlar Avrupa’nın büyümesini garanti etmeyebilir. çünkü Hem AMB, hem de ülke merkez bankaları, Avrupa ülkelerinin bankalarının elinde bulunan tahvilleri alarak nakit verecekler. Bu nakdin ise reel sektördeki şirketlere kredi olarak akması, yatırımların büyümesi, istihdamın artması bekleniyor. Fakat unutulmamalı ki, firmaların yatırım kararlarını etkileyen tek unsur paranın maliyeti (faiz) değildir. Yatırımların başlayabilmesi için öncelikle kapasite kullanımlarının en azından yüzde 75-80 seviyelerine çıkması gerekiyor. Hali hazırda firmaların yatırım yapmamasının en önemli sebebi, talep yetersizliğidir. Bunu Avrupa ekonomilerine ilişkin olarak açıklanan çeşitli makro ekonomik verilere bakarak söyleyebiliyoruz.
Normal şartlar altında firmalara kredi aktarmanın yolu değil de, tüketicilere kredi aktarmanın yolu açılmalıydı. Fakat bildiğiniz üzere 2008 krizine yüksek borçla yakalanan hane halkı, hala borçlarını azaltma derdinde iken, kredi çekerek tüketim yapmaya pek yanaşmıyorlar. Bunu Avrupa M2 para arzından görebiliyoruz. Eğer kredilerde bir kıpırdanma olsaydı, M2 para arzından son beş yılın ortalamasının üzerinde bir artışı da görmeliydik. Bundan sonraki 3-6 ay çok önemli olacak. AMB’nin bu kararının ekonomiyi gerçekten canlandırıp, canlandırmayacağını en erken 6 ayda anlayabiliriz. Eğer bu adımlar da belirgin bir olumlu sonuç yaratmazsa, özellikle borçlu ülkelerin bu borçları çevirip çevirmeyeceği sorgulanmaya başlanacak. Yunanistan seçimleri sonrasında Syriza isimli radikal partinin kazanması birçok endişe yaratmış olsa da, piyasalar üzerindeki etkisi çok güçlü olmadı. İlerideki günlerde AB ile pazarlıklar geliştikçe piyasalarda ani hareketler yaratabileceği unutulmamalı.
Şubat ayında yapılacak TCMB toplantısı Merkez Bankası’nın kredibilitesi açısından önemli olacaktır. Piyasalar 25 baz puan daha indirim bekliyor olsalar da indirim daha yüksek olabilir. Kısa vadede faizlerin daha da düşmesi için olumlu olan bu senaryonun, orta ve uzun vade açısından ciddi riskler yarattığını belirtmeliyim. Evet, 2015 yılında enflasyonun hızlı bir şekilde düştüğünü göreceğiz. Ayrıca petrol fiyatları da düşük kalmaya devam ettikçe cari açığımız da daralacaktır fakat bu beklentilerin tamamı fiyatlara girmiştir. Borsa İstanbul’un 93-94 bin seviyelerini test ettiğini görebiliriz. Kısa vadede borsa artış yönünde olsa da seçime yaklaştıkça, temkinli olunmalı ve kağıt bazında seçici alımlar yapılmalıdır. Bu ay için orta ve uzun vadeli model portföyü aşağıdaki tabloda veriyorum.
Bu tabloyu her ay güncelleyeceğiz. Yukarıdaki tabloda verilen hisselerden bir portföy oluşturulduğunda endekse göre (BIST-100) getirisinin daha iyi olmasını bekliyorum. Dergimizi satın aldığınızda hisse fiyatları ve endeks rakamları yukarıdaki tablodan farklı olacak. Fakat sizler yukarıdaki hisselerden bir portföy oluşturabilirsiniz. Her ay yayınlanacak olan tabloda, hangi yeni hisseler var, hangilerini tablodan çıkardık görebileceksiniz. Mutlu ve bol kazançlı bir ay olması dileğiyle…
Finansal Analiz
Dr. Yaşar Erdinç
erdinc@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.