Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak merakla beklenen “Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019″u açıkladı.
İşte Bakan Albayrak’ın açıklamalarına göre yeni programın önemli unsurları…
-Vergi mimarisi kapsamında istisna ve muafiyetler azaltılacak, kurumlar vergisi düşürülecek
-Kamu bankalarına toplam 28 milyar lira DİBS verilecek
-Konkordatolar yeni bir yasal çerçeve ile ele alınacak
-Kıdem tazminatı reformu gerçekleşecek
-Tamamlayıcı emeklilik sistemi getirilecek
-Sera A.Ş. kurulacak
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, düzenlediği toplantıda, merakla beklenen “reform paketi”ni açıkladı. Bakan Albayrak, “Bu yeni paketle ekonominin karşılaştığı temel sorunlara çözüm sağlayacağını düşündüğümüz adımların ilk aşamasını ele aldık. Bu adımları hayata geçirecek güçlü iradeye ve uzun zamana sahibiz. Türkiye’nin önünde 4.5 yıllık seçimsiz dönem var. Gündemimiz, ekonomide reform” dedi.
İşte Bakan Albayrak’ın açıklamalarına göre “reform paketi”nin öne çıkan unsurları…
BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN DAHA DİRENÇLİ OLMASI İÇİN ÖNEMLİ ADIMLAR ATIYORUZ
Geldiğimiz noktada, bankacılık sektörümüzün kredi hacmi, tahsili geçmiş alacaklar hariç 2 trilyon 513 milyar TL’dir.Geri ödemelerinde sorun beklenmeyen 1. Gruptaki kredilerin toplam krediler içindeki oranı yüzde 89 seviyesindedir. Geri ödemelerinde geçici olarak zorluk yaşanan kredilerin payı ise 276 milyar TL, yani toplamda yüzde 11 seviyesindedir. Bu rakamın da 107 milyar TL’lik kısmı bugüne kadar yapılandırıldı. Üçüncü grup, yani tahsili gecikmiş yada takip hesabında izlenen alacakların miktarı Mart 2019 itibarıyla 106 milyar TL’dir. Tahsili gecikmiş alacakların kredilere oranı yüzde 4.2’dir. 106 milyar TL tutarındaki tahsili gecikmiş alacaklar için 72 milyar TL seviyesinde özel karşılık ayrılmıştır. Gerçekleştirdiğimiz mali bünye analizi sonucunda BDDK da NPL olarak adlandırılan bu kredilerin oranının en yüksek yüzde 6 seviyesine ulaşabileceğini ortaya koymuştu. Bugün, dünyanın en önemli finans kuruluşlarının da raporlarında, NPL’lerle ilgili bu oranların burayı yakınsayacak şekilde revize edildiğini görüyoruz. Tahsili gecikmiş alacaklar için yüksek oranda karşılık ayrılması, bir çoğunun teminatının bulunması, tahsilat oranlarının yüksek olması ve tahsili gecikmiş borcu bulunan işletmelerin büyük çoğunluğunun faaliyetlerine devam ediyor olması dikkate alındığında tahsili gecikmiş alacakların, Bankacılık sektörümüz için bir risk oluşturmayacağını öngörüyoruz. Ancak, sektörümüzün daha dirençli hale getirilmesini ve sermaye yeterlilik oranlarının güçlendirmesini önemsiyoruz.
Bu kapsamda bir dizi önemli adımı devreye alıyoruz.
1- SERMAYELERİN GÜÇLENDİRİLME STRATEJİSİ: İlk adımımız kamu bankalarımızın sermayelerini güçlendirmek için olacak.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ihraç edeceği 28 Milyar TL lik İkrazen Özel Tertip Devlet İç Borçlanma Senetlerini kamu bankalarına verecektir. Böylelikle kamu bankalarının sermaye yeterlilik ve likidite karşılama oranları artırılarak bilançoları daha da dirençli hale getirilecektir.
Özel bankalarımızın tarafında ise, Bankalar Birliği koordinasyonunda, BDDK ile birlikte sermayelerini güçlendirmek için, 2018 yılı karlarının dağıtılmaması ve buna benzer bir dizi adımı içeren stratejinin devamlılığını sağlayacağız.
Özel bankalarımız yeniden sermayelendirme planlarını yapıyorlar. İhtiyaç halinde bu planlamalar doğrultusunda sermayelendirmelerini yapacaklar ve yapmaya da başladılar.
Ayrıca, mali sistemin gözetim ve denetiminin güçlendirilmesi ve veriye dayalı iktisadi politikalar geliştirilmesi amacıyla, Ulusal Veri Merkezi’ni kuracağız.
Dünyadaki en iyi örneklerin uygulaması olacak bu merkez ile risk ve potansiyellerin çok daha erken ve etkili analizi sağlanacak.
2- AKTİF KALİTESİNİN ARTIRILMASI : Bankacılık alanında bir diğer önem verdiğimiz başlığımız ise, bankalarımızın aktif kalitelerinin artırılması oldu.
Bildiğiniz gibi Bankacılık alanında, yeniden yapılandırma süreçlerine büyük önem veriyoruz. 2018 yılının son çeyreğinde 7 büyük banka, konkordatolu firmaların kredi borçlarının yapılandırılması konusunda çalışma başlatmış,
2019 yılı başında banka temsilcilerinden oluşan “konkordato heyeti” kurulmuş ve heyet tarafından konkordatolu firmalarla görüşmelere başlanmıştı. Şubat ayından itibaren de 7 büyük bankaya ilave olarak diğer bankalar da müzakerelere katılmaya başlamıştı.
Sürece diğer bankaların da destek vermeye başlaması, borçlu firmalara sunulan çözümleri hızlandırdı, kredi yapılandırmalarında önemli ilerlemeler sağlandı. Konkordato ve kredi yapılandırma meselesini, çok daha iyi, herkesin çıkarına olan yeni bir yasal çerçeve ile ele alacağız.
Yeni yasal çerçeve, yeniden yapılandırma ve alacak tahsil süreçlerini hızlandıracak, özellikle, borç ödeme kabiliyetini yitirmiş şirketlerin hızlı şekilde tasfiyesini sağlayacak bir çerçeve olacak.
Arkadaşlarımız bu konuda, dünyadaki iyi ülke örnekleri taradı.
Dünyada bugün en başarılı modeli ülkemize uyarlayacağız. Bu sayede, icra-iflas ve ipoteklerin nakde çevrilmesinin de daha kolay olacağı bir yapıyı oluşturmuş olacağız.
Bu başlıkta önem verdiğimiz bir diğer adımımız sorunlu krediler ile ilgili olacak. Bankalarımızın NPL’leri ile ilgili tabloyu ortaya koyduk.
Yüzde 4.2’lik bir oran var ve bu oranın oldukça iyi bir seviye olduğunu tüm paydaşlarımız ve sektörümüz kabul ediyor. Sektörümüzün aktif kalitesini daha da iyileştirecek bir adım atıyoruz.
Bankalar Birliği öncülüğünde, kamunun olmadığı bir yapıda, buranın altını çiziyorum, kamu yok, Enerji ve inşaat gibi yüksek NPL’lerin olduğu iki sektörde, sorunlu varlıkları alıp, borç-hisse takası ile dışarı çıkaracak ve bankaların bilançolarını temizleyeceğiz.
Bunun için, Enerji Girişim Sermaye Fonu ve Gayrimenkul Fonu Kurulması’nı gündeme aldık.
Bu yeni finansal model ile sorunlu varlıkların ayrılıp, bankaların, yerli ve yabancı yatırımcıların iştirak edeceği fonlarla yönetilmesini sağlayacağız”
“KONKORDATOYU YASAL ÇERÇEVEYLE ELE ALACAĞIZ”
Konkordato ve kredi yapılandırmayı çok daha iyi bir yasal çerçeveyle ele alacağız. Yeniden yapılandırma ve alacak tahsil süreçlerini hızlandıracağız özellikle borç ödeme kabiliyetini yitirmiş şirketlerin hızlı bir şekilde tavsiyesini sağlayacak bir çerçeve oluşturacağız. Bankalar Birliği öncülüğünde kamunun olmadığı bir yapıda enerji ve inşaat gibi sorunlu kredi noktasında önem teşkil eden sorunlu varlıkları alıp borç hisse takasıyla dışarı çıkaracak ve bankaların bilançolarını daha iyi bir hale getireceğiz. Bunun için de enerji girişim sermaye fonu ve gayrimenkul fonu kurulmasını gündeme aldık.
SİGORTACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU KURULACAK”
Finansal sektördeki bir diğer değişim alanımız sigortacılık sektörü olacak.
Sigortacılık, BES ve Kıdem Tazminatı sonrasında hepimiz için çok önemli bir finansman kaynağı olacak. Sigortacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu kurarak sektörü izleyip denetleyeceğiz. Sektörün çok daha hızlı bir şekilde güçlenmesine destek olacağız.
Ayrıca Milli Reasürans şirketi ile sigorta şirketlerimizi destekleyecek, sigortalanmayan sektörlerin sigortalanmasına imkan sağlayacağız.”
TAMAMLAYICI EMEKLİLİK SİSTEMİ KURULACAK
Bu dönem etkin ve sağlıklı bir tasarruf sistemi oluşturmayı çok ama çok önemli görüyoruz. Devletten başlayarak, bireye kadar her alanda tasarrufları önceliklendirmemiz gerektiğine inanıyoruz.
Tasarruflarımızın, ekonomimizin kırılganlıklarını gidermedeki en önemli araç olduğuna inanıyoruz.
Bu kapsamda, emeklilik sisteminin reforme edilmesi en önemli yapısal reformlardan birini oluşturmaktadır. YEP kapsamında, emeklilik sistemini daha sürdürebilir hale getirmek önümüzdeki dönemde en öncelikli konularımızdan birini oluşturacak.
Daha sürdürülebilir bir emeklilik sistemi vatandaşımıza ve ekonomimize birçok açıdan fayda sağlayacak:
Tamamlayıcı emeklilik sistemi vatandaşlarımıza emekliliklerinde ek gelir oluşturarak çalışma dönemlerindeki hayat standartlarını korumalarını sağlayacak. Artık vatandaşlarımız, emekli olunca nasıl geçinirim kaygısı taşımayacaklar.
Tamamlayıcı emeklilik sistemiyle birlikte ülkemizde tasarrufları artırarak dış finansman bağımlılığını azaltacağız. Bu da ekonomimizi dış müdahalelere karşı çok daha güçlü hale getirecek.
Sistemde biriken fonların sermaye piyasaları üzerinden reel sektöre ve ülkemizin sürdürülebilir büyümesine kanalize edilmesini sağlayacağız:
Artık şirketlerimiz çok daha kolay, ucuz ve uzun vadeli bir biçimde yeni yatırımlarını finanse edebilecekler. Aynı zamanda, ülkemizi ileriye götürecek stratejik sektörlerdeki projeleri için kaynak yaratmış olacağız.
KIDEM TAZMİNATI FONU KURULACAK
Önümüzdeki süreçte, ekonomimize bahsettiğim faydaları sağlayacak güçlü bir tamamlayıcı emeklilik sistemini hızla hayata geçirmeyi planlıyoruz.
Vatandaşlarımızın kazançlarına göre kesinti oranlarının belirleneceği zorunlu bir bireysel emeklilik sistemini yani tamamlayıcı emeklilik sistemini yeniden ele alacağız.
Bu sistemle birlikte Kıdem Tazminatı Reformunu da hayata geçireceğiz. Tüm paydaşlarımızın katılımı ile, tıpkı çalışanlardan olduğu gibi iş verenden de yapılacak kesintiler BES ile entegre Kıdem Tazminatı Fonu’nda toplanacak.
Hedefimiz her iki reformu da bu yıl hayata geçirmek ve 2020 yılından itibaren fiilen bu fonları hayata geçirmektir.
“REEL SEKTÖR KREDİ İÇİN MALİ DENETİM RAPORU SUNACAK”
Finansal sektörde bir başlık da reel sektör. Ağustos’taki türbülans reel sektör ve dolaylı olarak bankacılığı etkiledi.
Bankacılık sektöründe toplam 100 milyon TL ve üzeri riski olan şirketler, mali yılın kapanmasının ardından 120 gün içerisinde bankalara borç ödeme kapasitesini, likidite riski, kur riski gibi unsurları da içeren mali denetim raporu sunmak zorunda olacak. Aksi halde sektörden ek kredi alamayacak”
TARIMDA BİRLİK PROJESİ MAYIS’TA AÇIKLANACAK
Enflasyondaki en önemli sorunlarımızı gıda alanında yaşadığımız için yapısal reformlarınızı da gıda alanında hazırladık. Bu alandaki adımları Gıda ve Tarım Bakanlığımızla Gıda Komitesi koordinasyonunda takip edeceğiz. Gıda enflasyonu ile mücadele için en önemli reformunuz Tarımda Milli Birlik Projesi olacak. Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından çalışan bu kapsamlı strateji Mayıs ayında tüm kamuoyuyla paylaşılacak.
SERA A.Ş. KURULACAK
Tohumdan sofraya hakkaniyetli bir değer zinciri dizayn edilecek. Sahada operasyonel yetkinliğimizi kooperatif yapısının merkezde olduğu güçlü kurumsal alt yapılarla sağlayacağız.
Bu kurumsal altyapı ürün ve bölge bazında sözleşmeli tarımın yaygınlaştırılmasını sağlayacak. Tarımda Milli Birlik projesinin detaylarını da hep birlikte projenin lansmanın da Tarım Bakanlığımızdan dinleyeceğiz.
Bir diğer adımımız Sera A.Ş. Özellikle mevsimsel dalgalanmalarla enflasyonla mücadelede önemli yer tutan taze meyve sebze pazarında dengeleyici unsur olması amacıyla Tarım Kredi Kooperatifi ortaklığıyla Sera A.Ş kurulacak.
Sera A.Ş bünyesinde 2019 yılında ilk etapta 2 bin hektar teknolojik sera inşa edilecek. Orta vadede 5.000 hektar üretim alanına ulaşılırken uzun vadede örtü altı sebze üretiminin %25’inin karşılanması hedeflenecek.
Yine bir diğer önemli adımı küçükbaş hayvancılık alanında atacağız. Ülkemiz coğrafi gerçeklerine uygun şekilde kırmızı et fiyat istikrarını Küçükbaş Hayvancılık Hamlesi ile destekleyeceğiz.
İhracat kapasitesi, yerli yem ve coğrafi şartlara uygunluk gibi özellikleri dikkate aldığımızda, küçükbaş hayvancılıkta potansiyelimizin gerisindeyiz. Bu kasamda verilecek desteklerle 47 milyon olan küçükbaş hayvan varlığımız 4 yıl içinde 100 milyona yükseltilecektir. Son olarak, Hal yasası kapsamında üretici kooperatiflerinin haller içerisindeki payının artırılması hedeflenerek toptan, perakende ve lojistik alanlarında daha rekabetçi bir yapının oluşturulmasını sağlayacağız.
Bu kapsamda tarladan sofraya daha kısa, daha etkin, daha rekabetçi ve daha denetlenebilir bir değer zinciri oluşturacağız. Ayrıca, üretimde rekabeti, toptan, perakende ve lojistikte denetim ve gözetimi sağlayacak bir regülasyon çerçevesi de devreye alacağız.
BÜTÇE DİSİPLİNİ
Her platformda sık sık dile getirdiğimiz bir hususu burada bir kez daha net bir şekilde ortaya koymak istiyoruz. Sıkı Maliye Politikası bizim en temel politikalarımızın başında geliyor. Bildiğiniz gibi, Yeni Ekonomi Programında 76 milyar TL’lik tasarruf ve gelir artırıcı önlemleri devreye alacağımızı ifade etmiştik. Şu ana kadar, 2019 bütçesinde bu rakamın 44 milyar TL’lik kısmını uygulamaya aldık. Bütçe ile ilgili spekülasyonlara karşı tüm vatandaşlarımızın bu güçlü tablonun farkında olmalarını arzu ediyoruz.
Bundan sonra da bu adımlarımız devam edecek. Bütçe hedeflerini tutturacak tasarruf adımlarımız devam edecek.
MALİ TARAFTA SIKILAŞMA DEVAM EDECEK
Mali tarafta sıkılaşma devam edecek. Seçimden önce mali disiplinden vazgeçmedik, seçimden sonra da vazgeçmeyeceğiz. Büyümeyi ve istihdamı desteklemek amacıyla sorun yaşayan bazı sektörler bir kısım vergi teşvikleri sağladık.
Ancak bunu yaparken de yılsonu bütçe hedeflerimizden hiçbir zaman taviz vermedik. Bundan sonra da gelirlerimizi arttırmak için, toplumun genelini etkilemeyen ve yüksek gelir gruplarının daha adil vergilendirilmesini sağlayacak bazı adımları atmakta projeksiyonlarımız arasında yer almaktadır.
YENİ VERGİ MİMARİSİNDE MUAFİYETLER AZALTILACAK
2019 yılı içerisinde hayata geçireceğimiz en önemli reformlarımızdan biri de Vergi Dönüşümü olacak. Detaylarını, süreç tamamlanınca daha net bir şekilde ortaya koyacağız.
Ancak şunu söylemek isterim ki, Vergi Konseyi gibi, toplumun tüm kesimlerinin içinde olduğu, çok kapsamlı bir ekip ile bu reformu hazırlıyoruz. 3 başlıkta temel detaylarını burada bugün sizinle paylaşmak isterim.
1.si yeni mimari. Yeni Vergi mimarimizde, İstisna ve muafiyetleri azaltacağız. Kurumlar Vergisi’ni kademeli olarak düşüreceğiz. Daha adaletli bir vergi sistemi için, gelire göre artan oranlarda vergilendirmeyi sağlayacağız.
Özellikle beyannameyi yaygınlaştıracak ve gelir artışlarının sağlayacağı potansiyel ile dolaylı vergileri azaltıp, dolaysız vergileri artırarak verginin tabana yayılmasını sağlayacağız.
Yeni Vergi Mimarimiz, dünyada çağdaş vergi reformlarının önceliklerinden olan, “İstihdam oluşturma” hedefine üzerine oturacaktır. Ayrıca İş yapma kolaylığı endeksindeki bulunduğumuz seviyeyi, atacağımız bu adımlarla daha da yukarıya çıkaracağız. Girişimciliğin ve yeni iş kurmanın kolaylaştırılmasını sağlayacağız.
MÜKELLEF HAKLARI İCRA KURULU KURULACAK
Vergi Dönüşümünde ikinci başlığımız “Kayıt dışılık ile Mücadele” olacak. Gönüllü uyum adı verilen bir sistem ile mükelleflerin beyanlarının esas olduğu ve ilk inceleme sonrasında sorun görülmediği takdirde süreçlerin tamamlandığı sadeleştirilmiş bir süreci hayata geçireceğiz.
Ayrıca sahte ve yanıltıcı belge ile mücadele için, etkin yaptırım, teknik çözüm, e-fatura ve e-faturanın eş zamanlı takibi, benzersiz kodlu mal hareketi takip sistemi ile kayıt dışılığa karşı etkin bir yapıyı devreye almış olacağız.
Vergi dönüşümüzde önemli gördüğümüz bir diğer alan da mükellef hakları olacak.
Mükellef dostu bir vergi sistemi ile, süreçlerin başarısını artıracağız. Bu kapsamda, Mükellef Hakları İcra kurulu kuracağız. Mükelleflerin, vergi süreçlerindeki beyanları ile ilgili yazılı destekleri devreye alacağız. Mükellef Memnuniyetini düzenli ve sürekli olarak ölçecek, süreçlerdeki eksikleri anında tespit edeceğiz. Ayrıca mükellef hakları bildirgesinin bağlayıcı hale gelmesini sağlayacağız.
İşte bu adımlarla, aslında bir hedefin de altyapısını çok sağlam adımlarla hayata geçirmiş olacağız.
O da ulaşmak istediğimiz, Sürdürülebilir Büyüme ve İstihdam olacak. İhracata dayalı, yüksek katma değer ve teknolojik üretimi önceleyen bir ekonomiyi tesis edeceğiz. Gerek güçlü tasarruf ile, gerek bankacılık sisteminin aktif kalitesindeki düzelme ile gerekse de üretim odaklı finansman ile bu büyümenin finansman altyapısını sağlayacağız.
Geçen sene İş yapma kolaylığı endeksinde 17 basamak atlayarak 43. sıraya yükseldik. Bu sene İşe başlama, Vergi Ödemesi, kredi temini, Sözleşmelerin İcrası, tapu ve şirket tasfiyesi alanlarında gündemimize aldığımız reformlarla daha fazla sıçramayı hedefliyoruz.
Önümüzdeki dönem için geçici beyanname sayısının 4’ten 3’e düşürülmesi ve elektronik çeklerin ücretten muafiyet konusu üzerinde çalışmaktayız. İnşaat izinlerinde, elektrik bağlama, işe başlamada belediyeler ile ilgili kamu kuruluşları (SGK, belediyeler, ticaret sicil müdürlükleri) arasındaki elektronik imzanın sürece dahil edilmesi için mevcut sistemlerin entegre edilmesini gerçekleştireceğiz. Vergi Dönüşümü ile süreçleri kolaylaştıracak, kayıt dışılık ile mücadele ile gelirleri artıracağız.
Ve kaynakların 7 stratejik sektöre, “enerji, maden, petrokimya, turizm, bilişim, otomotiv ve ilaç” sanayilerine yönlendirilmesini sağlayacağız.
Biz bunları yaparken diğer bakanlıklarımız ve kurumlarımızla farklı stratejik dönüşümleri gerçekleştireceğiz.
YARGI REFORMU
Kapsamlı bir katılımla hazırlanan bu reform paketi Yargı Reformu Strateji Belgesiyle Adalet Bakanlığı tarafından kamuoyu ile paylaşılacak.
Yargı Reformu’nun vizyonu; “güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi” olacaktır.Ekonomik refahın sağlanması ve toplumsal tabana yayılmasında hukuk ve ekonomi birbirini tamamlayan iki önemli çalışma alanıdır. Güçlü ve sürdürülebilir bir ekonomik kalkınmayla, adil ve etkin işleyen bir hukuk sistemi arasındaki ilişki açıktır. Uzun vadeli yatırımlar, öngörülebilir, sonuçları kestirilebilir bir hukuk pratiğine yakından bağlıdır.
Yargı sisteminin kalitesi, hızı, ihtiyaçlara cevap verme kapasitesi yatırım ortamını geliştirmenin temel şartları arasındadır. Bugüne kadar, ülkemize üretim ve istihdam katkısı sunan, piyasa kural ve koşullarında faaliyet yürüten her yatırımcıya desteğimizi sunmaktan geri durmadık.
Yatırımcının, hukuki güvence ve istikrar beklentisini, mümkün olan en yüksek seviyede karşıladık. Hukukun kolaylaştırıcı, teşvik edici ve güvence verici imkânlarını geliştirme irademizi koruduk.
Bu iradenin bir tezahürü olarak Adalet Bakanlığımız da yargı alanında önemli reformlara imza attı. Yargı Reformu Strateji belgesinin güncellenmesi çalışmalarını sürdürüyor. Yakın zamanda kamuoyu ile paylaşacaklar.
Strateji Belgesi aynı zamanda ab ile müzakere sürecinin de parçası olan teknik bir belgedir. Ancak reform sürecini canlı tutma yönündeki dikkatimizi, katılım süreciyle ilişkili siyasi beklentilerin ötesinde, temelde vatandaşlarımızın memnuniyeti üzerinde yoğunlaştırıyoruz.
Toplumun önünü açan, vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıran, devletimizin demokratik karakterini güçlendiren ve hukuk devleti vasfını tahkim eden bir reform gündemini bu çerçevede ısrarla takip edeceğiz.
LOJİSTİK MASTER PLANI
Türkiye’nin stratejik konumundan kaynaklanan lojistik avantajının ve rekabet gücünün artırılarak, iktisadi ve sosyal gelişmeyi hızlandırmak ve ülkemizi uluslararası ticarette bölgesel lojistik üs haline getirme bakış açışıyla Lojistik Master Planı, Varlık Fonu tarafından hazırlanacak.
Taşımacılıkla ilgili tüm hizmetlerin tek bir merkezden ve etkin bir şekilde verildiği ve birden fazla taşımacılık moduna erişim imkanı sağlayacak lojistik merkez planlaması sayesinde taşıma modları arasındaki rekabetin artırılması, Mevcut lojistik altyapısının karayolu, denizyolu ve havayolu eksenlerinde etkin bir şekilde incelenmesi, Lojistik ihtiyaçların belirlenmesi, rekabet ve güvenliği esas alarak stratejik önceliklerin saptanması, Belirlenen ihtiyaçlar ve önceliklere göre kamu lojistik varlıkları arasındaki potansiyel sinerjilerin ortaya çıkartılarak etkin bir model mimarisinin oluşturulması, planlanan hedeflerin gerçekleştirilmesi için yerli ve yabancı tüm paydaşlara kazan kazan modeline dönük işbirliklerinin gerçekleştirilmesi sağlanacak.
İHRACAT MASTER PLANI
Ticaret Bakanlığımız, Ağustos ayında açıklayacağı plan ile Kısa-orta ve uzun vadede ihracat potansiyelinin belirlenerek ülkemiz ihracatının arttırılması için sürdürülebilir bir stratejinin yürürlüğe konması ve bu stratejiden sapmadan doğru adımların atılmasını sağlayacak.
İhracatın ithalatı karşılama oranının sürdürülebilir bir şekilde artırılması için stratejiler oluşturulup bunların uygulanması için gerekli adımlar ortaya konulacak.
Ağustos ayında açıklanacak plan ile katma değeri yüksek ürün ihracatının arttırılması amacıyla, etki analizleri yapılarak ihracatta devlet yardımlarını yeniden düzenlemek, hedef ürün ve pazarlara odaklanmış bir bakış açısıyla, birim ihraç fiyatlarının yükseltilmesini sağlanacak.
SANAYİ YERLİLEŞTİRME PROGRAMI
Sanayi Bakanlığımız, bu program ile, Ar-Ge’den yatırım ve ihracata tüm adımların tek pencereden yönetildiği, arz-talep bileşenlerinin desteklendiği, öncelikli orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlere yönelik stratejileri hayata geçirilecek. 300 ürünün yerlileştirmesini ortaya koyacak bu programı Mayıs ayında kamuoyu ile paylaşacak.
TURİZM MASTER PLANI
Turizm Bakanlığımız Turizm Master Planının hazırlığına başlamış olup tüm paydaşların katılımı ile hazırlanacak olan Turizm Master planı Turizm Bakanımız tarafından Eylül ayında kamuoyu ile paylaşılacaktır. Bu plan çerçevesinde turizmde hem ülke ve desitnasyon çeşitliliğini hem turist sayısını hem de turist başına düşen geliri arttırarak 4 yıl içerisinde 70 milyon turist 70 milyar dolar turizm gelirine ulaşma hedefi gerçekleştirilecektir. Bu plan çerçevesinde gastronomi, inanç, kültür, golf, kış ve kongre turizmleri kıyı turizmine çeşitlilik ve turizm gelirimize katkı sağlayacaktır.
2019 yılı içerisinde YEP planlarımızla uyumlu biçimde 2019 yılı turist sayısı 50 milyonun kişinin, turizm geliri ise 35 milyar doların üzerinde gerçekleşmesi beklenmektedir.
Ayrıca kurulacak olan Turizm Geliştirme Fonu ile de hem ülkemiz turizminin tanıtımı daha etkin yapılacak hem de turizmde bölgesel çeşitliliğin arttırılması için yatırımcılar teşvik edilerek yatırımlara destek olunacaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.