*Koronavirüs dünya ticaretini de tehdit eder hale geldi. 2020 yılında yüzde 6 olarak tahmin edilen Çin’in büyüme rakamı S&P tarafından yüzde 5’e revize edildi. Çin ile birlikte yakın coğrafyadaki Japonya, Hong Kong, Filipinler, Tayland ve Singapur’da bu etkiden nasibini alıyor.
*Çin ekonomisinde meydana gelecek yavaşlamanın dünya ekonomisi üzerindeki etkileri de hızlı bir yavaşlama olarak kendisini gösterecek. Dünya Bankası rakamları ile 2018 yılsonu itibarı ile 85 trilyon dolar olan dünya gayrisafi hasılasının yüzde 5’i olan 4,25 trilyon dolarlık olası ekonomik kayıp söz konusu olabilir.
Türkiye’de üretimde Çin’den alınan girdileri kullanan gıda, ayakkabı, plastik ürün üreticilerimizin olumsuz etkilenmesi olası görünüyor. Ancak, Çin’de üretime ara vermiş olması nedeniyle Avrupa ve Amerika’daki talebin, turizm destinasyonlarının ve lojistiğin Türkiye’ye yönelmesi, krizin fırsata çevrilmesine de yardımcı olabilir.
Çin’de ilk kez 8 Aralık 2019 tarihinde tespit edilen koronavirüs yaygın bulaşıcı etkisi ile son 50 yılda görülen bulaşıcı ölümcül hastalıklar arasında hızla ilk sırayı aldı. Yazının kaleme alındığı 14 Şubat 2020 itibarı ile hastalık maalesef endişe verici bir boyuta ulaştı.
İki aylık süre içerisinde 31 ülkede, 178 bin şüpheli vaka, 63 bin 800 hastada 1.381 ölüm vakası hastalığı yayılma hızı ve doğuracağı ekonomik hasar nedeni ile dünya gündemindeki en önemli konu haline geldi.
SON 50 YILDA YAŞANAN BENZER VAKALAR
Kısaca son 50 yılda yaşanan benzer vakalara bakacak olursak;
1970’lerde ilk kez görülen ve Afrika’da özellikle yıkıcı etki meydana getiren HIV, 1991 yılına kadar toplamda dünya ekonomisinde 8.5 milyar dolarlık kayıp meydana getirdi (kaynak: ncbi.nlm.nih.gov) ve 2001 yılı itibariyle 58 milyon hasta ve 22 milyon ölüm vakası yarattı (kaynak: brooking.edu).
Çin’de 2003 yılında ortaya çıkan SARS yüzde 11 olan Çin’in büyümesinin 4 ay içinde yüzde 9’a, 9 ay içerisinde de yüzde 4,3’e gerilemesine neden oldu, ekonomik zararın büyüklüğü ortalama 50-60 milyar dolara ulaştı (kaynak: hindawi.com).
2008 yılında görülen ve hemen hemen tüm dünyaya yayılmakla birlikte ölümcül etkisi nispeten düşük olan domuz gribi (H1N1) salgın hastalığının dünya ekonomisine maliyetinin 3 trilyon dolara mal olduğu IMF tarafından tahmin edildi.
İlk kez 1976’da tanısı konulan ancak ikinci kez Batı Afrika’da 2014 yılında salgına dönüşen Ebola virüsü 2014-2016 arasında 10.000’den fazla insanın ölümüne neden oldu.
2015 yılında kanatlı hayvanlarda görülen kuş gribi salgını, 75 ülkede yüzbinlerce kanatlı hayvan çiftliği ve milyonlarca hayvanı etkileyerek 1.2 milyar dolarlık zarara neden oldu (kaynak: desmoinesregister.com).
ÇİN’İN BÜYÜME RAKAMI S&P TARAFINDAN YÜZDE 5’E REVİZE EDİLDİ
Hastalığın göründüğü ilk andan itibaren iki ay geçmesine karşın bulaşıcı etkisinin yüksekliği ve henüz aşısı bulunmaması nedeni ile koronavirüs dünya ticaretini de tehdit eder hale geldi. 2020 yılında yüzde 6 olarak tahmin edilen Çin’in büyüme rakamı S&P tarafından yüzde 5’e revize edildi. Çin ile birlikte yakın coğrafyadaki Japonya, Hong Kong, Filipinler, Tayland ve Singapur’da bu etkiden nasibini alıyor.
Hastalığın yayılmaya başladığı, önemli bir üretim hacmi olan 11 milyon nüfuslu Wuhan şehri hayalet şehre döndü. Volkswagen, Toyota, Hyundai, Daimler, General Motors, Renault, Honda, Burberry, Starbucks, Apple gibi şirketlerin faaliyetlerini ve 24 havayolu şirketinin karşılıklı uçuşları durdurmaları yanında, deniz (dünyadaki 10 büyük limandan 7’si Çin’dedir), hava ve kara taşımacılığının sınırlandırılması, hastalığın ekonomik etkilerini daha önce görülmemiş düzeyde artırdı. Çin’de 70 bin sinema salonu kapandı, çok sayıdaki fuar organizasyonu, turistik rezervasyonlar, spor ve sanat etkinlikleri iptal edildi.
DÜNYA GAYRİSAFİ HASILASININ % 5’İ OLAN 4,25 TRİLYON DOLARLIK OLASI KAYIP
Dünya Bankası’nın yapmış olduğu çalışmaya göre, yaygın bir hastalığın ekonomik boyutunun dünya toplam gelirinin yüzde 5’inin kaybedilmesine neden olduğu ortaya konuluyor. Ancak dünya gelirinin yüzde 16’sını oluşturan, ikinci büyük ve en önemli üretim üssü olan Çin ekonomisinde meydana gelecek yavaşlamanın dünya ekonomisi üzerindeki etkileri de hızlı bir yavaşlama olarak kendisini gösterecek.
Dünya Bankası’nın verisi ile hesaplanacak olursa, 2018 itibarı ile Dünya Bankası rakamları ile 2018 yılsonu itibarı ile 85 trilyon dolar olarak tahmin edilen dünya gayrisafi hasılasının yüzde 5’i olan 4,25 trilyon dolarlık olası kayıp, hastalık dolayısı ile uğranılması muhtemel toplam ekonomik kayba da ışık tutuyor.
TÜRKİYE İÇİN HEM OLUMLU HEM DE OLUMSUZ YANLARI VAR
Dünya ticareti yanında ülkemiz ile Çin arasındaki ticaret de virüsten olumsuz etkileniyor. Türkiye ile Çin 2019’da yaklaşık 22,9 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşırken, Türkiye’nin Çin’den yaptığı ithalat 2019’da 20 milyar dolara, ihracatı ise 2.9 milyar dolara ulaştı.
Türkiye Çin’e en çok mermer, krom, kurşun, nikel satarken, Çin’den en çok elektronik ürünler, gıda kimyasalları, plastik ürünler, sentetik iplik ithal ediyor. Bu kapsamda üretimde Çin’den alınan girdileri kullanan gıda, ayakkabı, plastik ürün üreticilerimizin gelişmelerden olumsuz etkilenmesi olası görünüyor.
Ancak, diğer taraftan Çin’de üretim tesislerinin süreli olarak üretime ara vermiş olması, Çin’den gelen ürünlere karşı yaşanan virüsün yayılma korkusu nedeniyle -eğer üretim esnekliği ile karşılanabilirse- Avrupa ve Amerika’daki talebin, turizm destinasyonlarının ve lojistiğin Türkiye’ye yönelmesi, krizin fırsata çevrilmesine de yardımcı olabilir.
KOMPLO TEORİLERİNİ DESTEKLEYENLERİN SAYISI GİDEREK ARTSA DA…
Virüsün laboratuvar ortamında üretilerek tam da ticaret savaşlarının etkilerinin Çin ve ABD arasında yapılan anlaşma ile azalmaya başladığı dönemde ortaya çıktığını ortaya koyan komplo teorilerini destekleyenlerin sayısı giderek artsa da, yıkıcı etkilerinden kimsenin soyutlanamayacağı bir dünyada yaşadığımız gerçeği de asla unutulmamalıdır.
Enerji ve metal talebindeki daralmaya bağlı dünya fiyatları azalırken, dolar ve altın gibi likit varlık değerleri yükselmekte, Çin’den hammadde ithal eden ve ihracat yapan ülkeler alternatif üretmekte zorlanacak gibi görünüyor.
KURUMLARI TUTUCU VE DIŞA KAPALI POLİTİKALAR UYGULAMAYA DAHA FAZLA ZORLAYACAK
2008 krizinden bugüne uzanan ekonomik ortam yanında, artan göç dalgası korumacılık eğilimlerini artırmışken ortaya çıkmış olan bu virüs, dünya siyasetini ve merkez bankalarını da tutucu ve dışa kapalı politikalar uygulamaya daha fazla zorlayacak gibi görünüyor.
Çin’de salgına dönüşerek gittikçe kontrol dışına çıkan virüsün olumsuz etkilerinin azaltılması için acilen Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası ekonomik kurumların liderliğinde acil eylem planlarının geliştirilmesine ve değeri milyar doları aşabilecek tedavi Ar-Ge’sine odaklanılması gerekiyor.
Doç. Dr. Mehmet Yazıcı
Bursa Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.