Son Haberler

Ailelerinin hastalıklarıyla şekillenen hayalleri doktorlukla hayat buldu

İSTANBUL (AA) – KEREM ALP EREN KAYA – Çocukken sağlık hizmetlerine erişimde yaşadıkları güçlükler ve hekimlerin hayat kurtaran şefkatinden etkilenerek doktorluk hayali kuran Gaziantep Medical Point Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ekber Şahin ile aynı hastanede görev yapan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Tahir Özer, mesleklerini aynı özveriyle sürdürüyor.

Farklı şehirlerde benzer duygularla büyüyen Prof. Dr. Şahin ve Prof. Dr. Özer, yaşadıkları çocukluk deneyimlerinin etkisiyle hekimlik mesleğine yönelerek, yıllar içinde hayatlara dokunan birer şifa kaynağı haline geldi.

Artvin'de küçük yaşta annesi ve kardeşinin çaresizliğine tanıklık eden Prof. Dr. Özer, "Oğlum doktor olacak" diyen annesiyle kurduğu ortak hayali gerçeğe dönüştürdü.

Harp cerrahisi alanında uzmanlaşan Özer, cephede yaralanan Mehmetçiklere şifa olmaya çalışırken, mesleğini büyük bir adanmışlıkla sürdürüyor.

Prof. Dr. Şahin ise çocuk yaşta Elazığ'da annesini tedavi eden hekimin şefkatli yaklaşımından etkilenerek çıktığı hekimlik yolculuğunu, 35 yıldır aynı sevgi ve özveriyle sürdürüyor.

– "Annem hep 'oğlum doktor olacak' diyerek beni büyüttü"

AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Özer, çocukluğunda sağlık imkanlarına erişimin kısıtlı olduğunu belirterek, o dönemde Artvin'de uzman doktor olmadığını söyledi.

İlde sadece birkaç pratisyen hekimin görev yaptığını ve o dönemde ailesinin hastalıklar karşısında çektiği zorlukları anlatan Özer, "Annemin, küçük kardeşimin her hastalanışındaki üzüntü ve çaresizliğini hatırlıyorum. O zamanlardan ben doktor olana kadar annem hep 'oğlum doktor olacak' diyerek beni büyüttü." diye konuştu.

Özer, tıp tahsilini tamamlayarak hem ailesi hem de kendisinin ideallerini gerçekleştirdiği için mutlu olduğunu dile getirerek, emekli askeri bir doktor olduğunu ifade etti.

Cerrahi ve gastroenteroloji cerrahisi ihtisaslarının yanında bir de harp cerrahisi yan dal ihtisası yaptığını aktaran Özer, mesleki yolculuğunu şu sözlerle anlattı:

"Beni en çok gururlandıran harp cerrahisi yan dal ihtisası yapmam oldu. Bu sayede hem hastanede hem de cephe ve sahra şartlarında yaralanan Mehmetçikleri ameliyat ederek tedavilerine en iyi şekilde katkıda bulunma, hayatını ve uzuvlarını kurtarmaya vesile olma şansım oldu. Onların yeniden ailelerine, sevdiklerine kavuşmasına katkı sunmaya çalıştım. Canını, uzuvlarını vatana feda edebilen kahramanlara hizmet edebilmek benim için en büyük onurdur."

Doktorluğun yoğun ve stresli bir meslek olduğuna dikkati çeken Özer, "Doktorlar insan hayatından sorumlu, bu nedenle çok titiz davranmaları gerekiyor." dedi.

Özer, mesleğe yeni başlayacak genç doktorlara tavsiyelerde bulunarak, sözlerini, "Mesleğe yeni başlayanlar unutmamalıdır ki dünya yüzünde hala çözüm bulunmamış pek çok problem, derman bulunmamış pek çok dert mevcuttur. Bunlara çözüm bulmak tedavi için yeni metotlar geliştirmek de artık bizden sonraki kuşağın görevi olmuştur. Genç meslektaşlarımın hepsinin mesleğin ilk günlerinde giydikleri bembeyaz önlüklerini mesleklerinin son günlerine kadar lekelemeden, meslek onuruna halel getirmeden, onurla gururla giymelerini ve aynı meslek onuru ve insanlık sevgisini kendilerinden sonraki kuşaklara aktarmalarını dilerim." ifadeleriyle tamamladı.

– "O doktorun hastalara yaklaşımındaki içtenlik ve şefkat beni derinden etkiledi"

Gaziantep Medical Point Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ekber Şahin de çocukluk günlerine dair hatıralarını şöyle anlattı:

"Elazığ'da küçük bir ilçede yaşıyorduk. Rahmetli annem bir gün rahatsızlandı. İlçede tanı konulamayınca Elazığ'daki bir hastaneye sevk edildi. Annemin hastanede yattığı günlerde, onu tedavi eden beyaz saçlı bir hekim vardı. Güler yüzlüydü, saygılıydı, sevgi doluydu. O doktorun hastalara yaklaşımındaki içtenlik ve şefkat beni derinden etkiledi. Özellikle üzerindeki beyaz önlük, çocuk kalbimde silinmeyecek bir iz bıraktı. İşte o gün hekim olmaya karar verdim. Aradan yıllar geçti ama o beyaz önlüğü 35 yıldır aynı gurur ve sevgiyle üzerimde taşımaya devam ediyorum."

Göğüs cerrahisi alanında uzmanlaşmayı tercih eden Şahin, hekimliğin manevi tatmin duygusunu ön planda tutan bir meslek olduğunu vurguladı.

Şahin, özellikle cerrahi branşların yüksek sorumluluk gerektirdiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Yaptığınız işin telafisi yok. Karşınızdaki bir can. Sürekli stres altındasınız ve en küçük hatanızın dahi bedeli büyük olabilir. Ancak bir hastanın sağlığına kavuştuğunu görmek, yakınlarıyla buluşmasına vesile olmak, tüm bu zorlukları unutturuyor. 'İyi ki varsınız' sözünü duymak, 'Elleriniz dert görmesin' duasını almak bizim en büyük ödülümüz."

Hekimliğin yeryüzünde "kutsallık" atfedilen tek meslek olduğuna işaret eden Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu mesleği hakkıyla yerine getirebilmek için öncelikle kendimizi mesleki anlamda çok iyi donatmalıyız. Bilgilerimizi sürekli yenilemeliyiz. En güncel bilgilerle ve en yeni teknolojiyle hastalarımızın yardımına koşmalıyız. Her hastayı annemiz, babamız, kardeşimiz gibi görmeli, empati yapmalıyız. Hastalarımızla kurduğumuz iletişim ne kadar iyi olursa, başarımız o kadar artacaktır. Hekimlik insanın zengin olmak için yapacağı bir meslek değildir. Gençlerimiz zengin olmak istiyorsa ticaretle uğraşsınlar. Evet, hekimlik yaparken belli bir yaşam standardına sahip olabilirsiniz ancak bu mesleğin en büyük kazancı manevi tatmin duygusudur."

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Site Haritası