ALTIN FİYATLARI ARTACAK MI?

Son yılların gözde finansal araçları arasında üst sıralarda yer alan altın, 2013 yılı içerisinde sergilediği fiyat değişimleri ile dikkatleri üzerinde topluyor. Servet saklama aracı olma özelliğinin yanında, 2000’li yıllarda altın destekli fonların kurulmaya başlamasıyla alım satımı daha kolay hale gelen değerli madenin fiyatının önümüzdeki günlerde ne yönde hareket edeceği, Nisan ayında başlayan sert düşüşler sonrasında birçok kesim tarafından merak ediliyor.

2008 yılında ABD merkezli Mortgage Krizinden sonra yaşanan mali piyasalardaki dalgalanmalar, oluşan belirsiz konjonktür içerisinde küresel yatırımcıların altın pozisyonlarını artırmalarına neden oldu. Bu doğrultuda, güvenli liman olarak görülen sarı madenin fiyatı, 2011 yılında rekor seviyelere çıktı, ardından yaşanan geri çekilme sürecinde yatırımcılar, 2013 yılının ikinci çeyreğinde altında sert düşüşlere şahit oldu. Tasarruf sahiplerinin finansal varlıklara ilişkin bakış açısındaki farklılaşmalar ve özellikle Amerika Merkez Bankası’nın (FED) 2008’den bu yana uyguladığı parasal genişleme programının geleceğine ilişkin spekülasyonlar, sarı madenin güvenli varlık olma ayrıcalığını kaybetmeye başladığı yönündeki işaretler olarak değerlendiriliyor. Son günlerde ise altın fiyatlarında, Haziran ayının son dönemindeki dip seviyelerden başlattığı yukarı yönlü toparlanma eğiliminde ivmelenmeler izleniyor. Dünya Altın örgütü’nün (WGC) yılın ilk yarısını kapsayan raporunda; özellikle Asya ülkelerinin değerli metal talebinde ki artış görülmesi Ağustos ayı ortalarında emtianın fiyatındaki yükselişi destekledi. Aynı zamanda dünyanın en büyük altın destekli fonlarındaki artan fiziki talep de sarı madenin son iki ayın en yüksek seviyelerini görmesinde pay sahibi oldu.

TRADER’LAR ‘PARASAL GENİŞLEME’ SONUCUNA GöRE HAREKET EDİYOR

Dünyanın en büyük ekonomisi Amerika’nın para politikasındaki gelişmeler ve yukarda saydığımız hususlar, ilerleyen aylarda altın fiyatlarındaki değişimlere yön verebilecek ana unsurlar olarak dikkat çekiyor. Küresel piyasaların odak noktası olan, FED’in tahvil alım miktarını ne zaman azaltmaya başlayacağına ait piyasa algısındaki değişikliklerin birçok finansal varlık için olduğu gibi altında da belirleyici bir rol alması bekleniyor. ABD ekonomisindeki toparlanma sürecine destek verebilmek adına FED’in uyguladığı parasal genişleme programı, temel anlamda piyasalardan tahvil satın alınarak, dolaşımdaki dolar miktarını artırmaya ve bu çerçevede ekonomik aktiviteleri hızlandırmaya dayanıyor. Son aylar içerisinde ABD ekonomisine ilişkin açıklanan veriler genel anlamda olumlu bir tablo çizerken FED’in de, aylık 85 milyar Dolar tutarındaki tahvil alımlarını kısmaya başlayabileceği beklentilerinin artmasına yol açtı. Banka yetkililerinden yapılan açıklamalar da, FED’in parasal genişleme programını 2013 yılı içerisinde miktarca azaltmaya başlayabileceği düşüncesinin ağırlık kazanmasına neden oldu. Nitekim Temmuz ayında yapılan FOMC toplantısının Ağustos’ta yayınlanan tutanaklarına göre, üyelerden çoğu Başkan Bernanke’nin bu yıl içerisinde tahvil alımlarının azaltılma düşüncesini desteklediği görüldü. Küresel yatırımcılar ise dikkatlerini Eylül ayında yapılacak olan ABD Merkez Bankası FOMC toplantısı üzerinde toplamış durumdalar.

ALTIN VE DOLAR ARASINDAKİ İLİŞKİ öNEMLİ

Genel anlamda, Altın ve Dolar arasında bulunan ters korelasyon nedeniyle değerli madenin fiyat değişimleri açısından ABD’nin para birimi değeri önem taşıyor. Eylül ayının 18’in de sona erecek olan FOMC toplantısından çıkacak kararlar, altın fiyatlarının yönünde belirleyici olabileceğinden yakından izlenecektir. FED’in aylık tahvil alım miktarını 85 milyar Dolar’ın altına çekmesi, ya da yıl içerisinde yakın bir tarihte bu hamleyi gerçekleştirebileceğine yönelik ipuçları vermesi, Dolar’da sert değer kazanımları görülmesine neden olabilir, kıymetli madende Nisan ayında başlayan düşüşlerin devam etmesine yol açabilir. Diğer taraftan FOMC’nin Eylül toplantısında genel olarak parasal genişleme programının değişiklik yapılmadan devam edeceği sinyalinin verilmesi ise, altının, değeri düşük kalması beklenen tisi ile yukarı yönlü hareketlerine destek verebilir.

ABD’DEKİ TAHVİL FİYATLARI DA ALTINI ETKİLİYOR

Bir başka dikkat edilmesi gerekilen husus ise son zamanlarda üzerinde en çok konuşulan ABD 10 yıllık tahvil faiz oranlarıdır. Piyasaların riskli varlıklardan uzak durarak risksiz varlıklara kaçış isteği ABD 10 yıllık hazine tahvil faiz oranlarının değerlenmesini sağlarken Altın fiyatlarının bu nedenle gerilediği görülüyor. Bu bağlamda da Altın fiyatlarının son seyrini incelerken Dolar endeksi takip edildiği gibi ABD 10 yıllık tahvil faiz oranı da takip edilmeli.

ALTINDA 1520 KRİTİK SEVİYE

Altın fiyatlarının 1.795 seviyesinden başlatmış olduğu satış baskısının 1.180 dolar seviyesinde son bulduğu ve akabinde bu seviyeden güç alarak 1.432 seviyesine kadar yükseldiği gözleniyor. FED’in parasal genişlemeyi azaltacağı ile ilgili kararsızlığı ve Ortadoğu ile ilgili gerginlik Altın fiyatlarının bu çıkışını destekledi.

Altın’da 1432 seviyesi ilk etapta dikkat edilmesi gerekilen kritik bir seviye olarak karşımıza çıkıyor. Son iki yılın en çok dikkat edilen seviyesi olarak belirlediğimiz 1.520 direnci öncesinde 1432 seviyesi piyasa katılımcıları tarafından takip ediliyor. Teknik olarak Altın fiyatlarını incelediğimizde 1520 seviyesinin düşüş trendinin devamı için önemli bir bariyer olduğunu, bu direnç altında kaldığı müddetçe düşüşlerin devam etmek isteyeceğini söyleyebiliriz. Eğer altın fiyatları 1432 seviyesi altında günlük kapanışlarına devam ederse kar satışları ile 1335 ve 1270 seviyelerine kadar geri gelme ihtimallerini söyleyebiliriz. Ancak Ortadoğu gerginliği devam eder ve FED belirsizliği sürecek olursa 1432 bariyerinin geçilme ihtimallerini de konuşacağımız için bu sefer de son iki yılın en çok dikkat edilen seviyesi olan 1520 yeniden gündemimizde olacak. (1432 üzerinde günlük kapanış gerçekleşmesi durumunda) Bu bağlamda gerek güncel gelişmeler gerekse 1432 bariyeri dikkatle takip edilmeli.