Altın, hala parlayan bir yatırım ve tasarruf aracıdır…

Osman Akyüz

 – Dünyadaki mevcut altın rezervi 48 bin ton civarında. Son birkaç yıldır merkez bankaları altın rezervlerini artırma gayreti içindeler. Bizim merkez bankamız da altın rezervini artırmaya çalışıyor. Mevcut altın rezervimiz, 491.5 ton olup, dünya sıralamasında 11. sıradayız. Bu rezervin dışında, geleneksel olarak yatırım yapan halkımızın elinde 5 bin ton civarında bir altın varlığı olduğu tahmin ediliyor.

– Altın, hala servet biriktirme ve ödeme aracı olma fonksiyonunu önemli ölçüde devam ettiriyor. Altına yapılan yatırım, tasarruf sahiplerini enflasyona karşı ciddi anlamda korumaya devam ediyor. 2023 yılında yatırım araçları içinde % 78 getiri ile reel anlamda getiri sağladı. Özetle altın, hala parlayan bir yatırım ve tasarruf aracıdır. Büyük oranda kayıt dışı işlem gören altının kayda alınması ve ekonomiye kazandırılması hem vergi gelirlerimizi artıracak, hem de tasarruf hacmimizi artıraraktır.

Altın, önemli bir geleneksel tasarruf aracımız. Hala servet biriktirme ve ödeme aracı olma fonksiyonunu önemli ölçüde devam ettiriyor ve tasarrufları enflasyona karşı ciddi anlamda korumaya devam ediyor. 2023 yılında yatırım araçları içinde % 78 getiri ile reel anlamda getiri sağladı. Bu yıl içinde de gözde yatırım aracı olma hüviyetini artırarak koruyor. Zaten geleneksel olarak, altına karşı ciddi bir talebimiz var ve bu talepte canlı bir şekilde devam ediyor.

Geçtiğimiz yıl, Ocak- Ekim döneminde sadece altın ithalatımız 30 milyar dolar oldu. Cari açığımızın 16 milyar doları altın ithalatından kaynaklandı. Hatta, ithalatı kısmak için hükümet, altın ithalatına % 20 civarında kota koydu. Yıl sonu itibariyle, altın ithalatımız 34-35 milyar doları bulacak gibi. Ülkemizin altına olan talebinin bu denli yüksek oluşu, Dünya Altın Konseyi’nin Değerleme Raporu’na da yansımış durumda.

BRICS ÜLKELERİNİN OLUŞTURACAKLARI PARA BİRİMİNİN ALTIN İLE DESTEKLENMESİ…                

Beklenti, bu yıl dünyada altın fiyatlarının artacağı ve yatırım portföylerindeki altın payının % 10-15‘den % 20-30’lar seviyesine çekilmesi yönünde yatırım tavsiyeleri var. Diğer yandan, BRICS ülkelerinin oluşturacakları para biriminin altın ile desteklenmesi, dolar için uygulanan ve 1972 yılında sona eren Bretton Woods anlaşmasını hatırlatıyor. Eğer buna benzer bir düzenleme yapılırsa; altın fiyatını yeni zirvelere taşıyabilir. Bu meselenin konuşuluyor olması bile, altın fiyatına ivme kazandıracaktır. Ayrıca FED ve ECB’nın bu yılın ilk yarısında, faiz indirim kararı alacaklarına ilişkin beklentiler de altın fiyatının yükselişini destekleyecektir. Diğer taraftan, bölgemizdeki jeopolitik riskler ve silahlı çatışmalarda ons altının fiyatının bu yılın ilk yarısında kadameli artışla 2047 dolardan 2200 dolara, ikinci yarıda muhtemel faiz indirim kararlarıyla 2400-2500 dolara taşınabilir. Öte yandan, altın bu yıl yatırım şirketlerinin radarında olmaya devam ediyor. JPMorgan’ın altındaki beklentisi, 2024 için 2300 dolar. UBS’in ise ons altın için beklentisi 2150 dolar.

DÜNYADAKİ ALTIN REZERVİ 48 BİN TON CİVARINDA

Daha öncede ifade ettiğimiz gibi, dünyadaki mevcut altın rezervi 48 bin ton civarında ve son birkaç yıldır merkez bankaları altın rezervlerini artırma gayreti içindeler. Bizim merkez bankamızda altın rezervini artırmaya çalışıyor. Mevcut altın rezervimiz, 491.5 ton olup, dünya sıralamasında 11. sıradayız. Bu rezervin dışında, altına eskiden beri geleneksel olarak yatırım yapan halkımızın elinde olduğu tahmin edilen 5 bin ton civarında bir altın varlığı biliniyor. Bu altın, büyük oranda kuyumculuk sektörü ile piyasaya satılan, geri alınan, işlenip ziynet eşyası haline getirilen, yerli ve yabancı müşterilere büyük oranda kayıt dışı olarak satılan altınlardan oluşuyor. Maalesef, bu tasarruflar, çok büyük oranda kayıtlı ekonomimize intikal etmiyor. Altın ithalatımızında 35 milyar dolar civarında olması ve sadece altında ciddi bir cari açığımızın oluşması da kayıt dışılığa işaret ediyor.

SON 15 YILDA 150 TON ALTIN, KAYITLI EKONOMİYE KAZANDIRILDI

Ciddi bir tasarruf açığı olan ülkemizin bu açığı azaltmaya yönelik gayretlerinden biri de, altın tasarrufunu, kayıtlı ekonomiye kazandırma çalışmalarıdır. Türkiye’de Borsa İstanbul bünyesinde Altın Borsası kuruldu. Sermaye piyasasında altın transfer sistemi oluşturuldu ve altın yatırım fonları hayata geçirildi. Diğer taraftan, bankalarımıza altın üzerine her türlü bankacılık işlemi yapma yetkisi verildi. Bankalarımız altın tasarrufu topluyorlar ve altın kredisi verebiliyorlar. Ayrıca altına ilişkin her türlü ürünün alım satımına aracılık yapıyorlar. Son 15 yılda bankacılık sistemi ve Hazine aracılığı ile 150 ton altın kayıtlı ekonomiye kazandırıldı.

EKONOMİK BÜYÜMENİN ASIL KAYNAĞI, ÜLKE TASARRUFLARINI HAREKETE GEÇİRMEKTİR

Kurulan bu sistemin altın sektörü ile birlikte geliştirilerek daha büyük boyutlara ulaştırılması, hem kayıt dışını önleyecek, hem de tasarruf hacmimizi artıracaktır. Ekonomik büyümenin asıl kaynağının ülke tasarruflarını harekete geçirmek olduğu unutulmamalıdır.

Geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz “Altının sisteme girmesi ekonomi için çok önemli. Altının fiziki teslimini kolaylaştıracak adımlar atıyoruz. Altına hem ziynet hem de tasarruf amaçlı büyük ilgi var. Altın üretimini artırmak, madenciliği geliştirmek durumundayız. Vatandaş dövizi evinde tuttuğunda ABD, Avrupa’ya sıfır faizli kredi açmış oluyor.” açıklamasında bulundu. Bu açıklamayı sonuna kadar destekliyoruz. Açıklamayı “Yastık altındaki altına göz dikmek nafile” başlığı ile eleştirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Söz konusu eleştiriye, hiç de nafile değil diyorum.

Sonuç olarak, altın hala parlayan bir yatırım ve tasarruf aracıdır. Ülkemizde büyük oranda kayıt dışı işlem görüyor. Kayda alınması ve ekonomiye kazandırılması hem vergi gelirlerimizi artıracak, hem de tasarruf hacmimizi artırarak finans sistemimize katkı sağlayacaktır.

Osman Akyüz

akyuz@turcomoney.com