Son 10 ayın en yüksek seviyesinde olmanın zaferini yaşayan altın fiyatları, 2014 yılında izlenen sert düşüşle uluslararası piyasaların gündemini uzun süre meşgul etmişti. Yatırımcının güvenli limanı değerli maden sarı altının değer azalışlarını özellikle ABD tarafında, değişen ekonomik dinamiklerin negatif etkisi yüksek oldu. Dolayısıyla da mortgage krizi sonrasındaki yükselişleriyle göz dolduran sarı maden için geçen sene tarihe kayıp bir yıl olarak geçti. Yine bu paralelde piyasalar tam da altın için “daha fazla kayıp” içeren senaryoları değerlendirmeye başlarken, yeni yılın başlaması ile Altın, yatırımcıları şaşırtan bir rota ile ciddi yükselişler kaydetti.
YUKARI YöNLü İVME SüRECEK Mİ?
Altın fiyatlarının 2015 yılının ilk aylarında göstermiş olduğu yüksek performansı analiz etmek için öncelikle 2014’de aşağı çeken faktörleri ve sonrasında ilgili emtiayı Ocak ayında 1300 Dolar’ın üzerine taşıyan gelişmeleri masaya yatırmak gerekiyor. İlk olarak 2014’ün tablosuna bakacak olursak, ABD Merkez Bankası’nın (FED) para politikasındaki değişimin en etkili faktör olduğunu ifade edebiliriz. Bunun yanında petrol fiyatlarındaki gerime ve piyasaların enflasyon algısını da, Altında geçen yıl baskı yapan dinamikler olarak sıralayabiliriz.
1-FED’in para politikası; ABD’deki olumlu ekonomik verilerin hız kazanması sonrasında FED’in genişlemeci para politikasını kısmaya başlaması ve Banka’ya ilişkin uluslararası piyasalarda faiz artırım beklentilerinin güç kazanması, global piyasalarda Dolar ile alış-verişe konu olan altın fiyatlarında düşüş baskısı yapan en önemli faktörlerin başında geliyor.
2-Petrol fiyatlarında gerileme; Haziran ayından itibaren, arz fazlası ile başlayan petrol fiyatlarındaki gerileme, yılın sonlarına doğru ivmelenmiş ve emtianın, tarihinin en hızlı düşüşlerinden birini kaydetmesine yol açmıştı. Petrol fiyatlarındaki düşüş, piyasaların enflasyon algısında etkili olmuştu.
3-Enflasyon görünümü; Birçok önemli merkez bankasının genişlemeci para politikaları uygulamasına rağmen başta Avrupa ülkeleri, Japonya, çin ve ABD gibi önemli ekonomilerde enflasyonun düşük seyirde devam etmesi, alternatif bir yatırım aracı olarak altına olan ilgilinin azalmasına neden oldu. Piyasalar, altını aynı zamanda enflasyondan korunmak için araç olarak görürken, zayıf tüketici fiyatları artışı, petrol fiyatlarındaki düşüş ile birlikte altının cazibesini azalttı. Alternatif olarak da, gelişmiş ülkelerin tahvilleri sarı maden yerine daha fazla rağbet gören enstrüman olarak dikkat çekti.
ALTIN NEDEN YüKSELDİ?
Ocak ayı ile birlikte farklı bazı dinamiklerin piyasalarda ağırlık kazanmaya başlaması, altında son aylarında görülen, en sert, yukarı yönlü rallinin izlenmesine neden oldu. Temel faktörlere bakacak olursak, birkaç farklı değişkenin bu yükselişte, “birlikte” etkili olduğunu söylemek mümkün. öncelikle İsviçre Merkez Bankası’nın (SNB) altın rezervlerine ilişkin ülkede yapılan referandumdan “Hayır” kararının çıkması ilk alım dalgasının başlangıcı olarak değerlendirilebilir. Sonrasında ise FED’in faiz artırımı için aceleci davranmayacağı ve faiz artırımlarının ise oldukça yavaş bir tempoda geleceği algısının yerleşmesi, altında yükselişlere destek olan bir başka önemli faktör olarak dikkat çekti.
PARASAL GENİŞLEMENİN YENİ ADRESİ ECB’DEN DESTEK
Son olarak ise kritik faktörler arasında Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) para politikasına ilişkin beklentilerin yön konusunda etkili olduğunu ifade edebiliriz. 2008 – 2011 yılları arasında FED’in parasal genişlemesi ile uzun soluklu bir yükseliş yakalayan altın, ECB’nin de geniş tabanlı bir tahvil alım programı açıklayacağı düşüncesinden destek buldu. Bu paralelde piyasalarda, artacak likiditenin alternatif yatırım aracı olarak altına olan talebi artıracağı yönündeki öngörüler, emtianın Ocak ayı içerisinde kaydettiği yükselişlerinin arkasında yatan, diğer faktörler ile birlikte önemli bir etken oldu diyebiliriz. Bu noktada sorulması gereken yeni sorunun ise, “Altın fiyatlarında yaşanan ilgili son yükselişler, emtiada rotanın değiştiği ve artık yükselişlerin izleneceği yeni bir dönemin başladığı anlamına geliyor mu?” şeklinde olması gerektiğini ifade edebiliriz.
YüKSELİŞ TRENDİNDEN BAHSEDEBİLİR MİYİZ?
Altın fiyatlarında bir yükseliş sürecine girildiğini söylemek için asında biraz erken. İlerleyen dönemlerde yukarıdaki soruya daha net cevap verebilmek için FED, ECB ve görünen o ki enflasyon beklentilerini oldukça dikkatle takip etmek gerekiyor. FED’in faiz artırım konusunda atacağı adımlar, ECB’nin Mart ayından itibaren piyasalara sağlayacağı likiditenin altın tarafına yönelip yönelmeyeceği ve önemli ekonomilerde enflasyon oranının seyri, söz konusu kıymetli maden için izlenmesi gereken değişkenler olarak öne çıkıyor.
TEKNİK ANALİZ NE DİYOR?
Peki, altın fiyatları için teknik analiz, “yükselişlerin başladığını söylemenin erken” olduğu konusunda ne diyor?
Makro-Ekonomik gelişmelere bağlı olarak bazı önemli çıkışlar gerçekleştiren Altın’ı teknik olarak incelediğimizde kısa vadeli tepki alımı düşüncesinin devam ettiğini izlesek de orta ve uzun vadeli negatif düşüncenin bir adım önde olduğunu ifade edebiliriz. Haftalık ve Aylık grafik, orta ve uzun vadeli beklentileri daha net görebilmemize katkı sağlamaktadır.
AŞAĞI YöNLü BASKI DEVAM EDİYOR
Haftalık grafiği incelediğimizde Altın’ın güvenilir liman algısını kaybettiği 2013 Nisan ayından itibaren devam eden kanal içi hareketlerini sürdürdüğünü, son haftalarda gerçekleştirdiği yukarı yönlü çıkışlarla bu kanalın üst noktasına yaklaştığını ancak geçemediğini görüyoruz. Ayrıca İchimoku Kinko Hyo indikatöründe bulutun üst noktasının da kanalın üst noktası ile kesişmesi, mevcut bölgenin kritik olduğunun en önemli göstergesi olarak karşımızdadır. 1308 olarak güncelliğini koruyan bu bölge, Altın fiyatının aşağı yönlü baskısına devam edebilmesi açısından önem arz ediyor. Altın, eğer bu seviye altında haftalık kapanışını devam ettirebilirse kanalın alt noktası olan 1150 seviyesine doğru yeni bir satış rallisi gözlenebilir.
Negatif düşüncenin sonlanabilmesi için 1308 seviyesi üzerinde art arda 2 haftalık kapanışa ihtiyaç var.
NEGATİF BEKLENTİ KIRILMIŞ DEĞİL
Aylık grafiği incelediğimizde üçgen formasyonunda kanalın üst noktası olan 1275 direncinin geçildiğini görüyoruz. Ancak aylık grafikte bir inceleme gerçekleştirdiğimiz için bu tür düşüncelerde zamana göre kapanışlar dikkatle takip edilmeli. Ayrıca 2000 yılından beri önemli bir trend göstergesi olan 45 aylık üssel hareketli ortalamanın 2013 Nisan’dan beri mevcut düşüşleri desteklediğini görmekteyiz.(Şuanda bu ortalama 1328 seviyesinden geçiyor)
Bu bağlamda da 45 Aylık üssel hareketli ortalama altında aylık kapanışını sürdürmesi, Altın ile ilgili negatif beklentinin devam etmesi açısından önemli.
ORTA VADELİ BEKLENTİDE öNEMLİ DETAY
Son olarak da trendi görmemizi sağlayan RSI (Göreceli Güç Endeksi) göstergesini incelediğimizde şu sıralar karar vermek üzere olduğunu görüyoruz. Kanalın üst noktasında karar vermek üzere olan göstergede, özellikle aylık kapanış dikkatle takip edilmeli. Bu karar, Altın fiyatının orta vadeli düşüş trendinin tamam mı devam mı sorusunun cevabı için önem arz ediyor.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.