Türkiye tarihin belki de en eski AVM’si olan ‘İstanbul Kapalı çarşı‘yı saymazsak ilk AVM‘ si ile 1988 yılında Ataköy Galleria ile tanıştı. Daha sonra bunu belli başlı olarak İstanbul Ak Merkez, Capitol, Carrefour AVM , Migros 5M‘ler , Forum‘lar vb gibi yüzlercesi takip etti.
2012’lere geldiğimizde AVM‘lerin sayısı 300’ü bulmuş ve sadece İstanbul‘da 100’ü aşkın AVM projesini görmekteydik. 2007 – 2009 yılları arasında UFRAD olarak AVM‘lerin adeta her köşe başında açılarak kontrolsüz bir şekilde çoğalmasına ‘Türkiye Bir Yatırım çöplüğüne Dönüyor‘ Sloganı ile parmak bastık.
Bugün görüyoruz ki, doğru planlanmış, gerçek ihtiyaçlar göz önüne alınarak projelendirilmiş, sadece para kazanıp yatırımı bir an önce geri almaya odaklanmaya değil de, sosyal ihtiyaçlara, toplumu cezbedecek etkinlik ve organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek bir merkez hüviyetini kazanmış AVM‘ler çizgilerini başarılı bir şekilde sürdürüyorlar. Rahat park, rahat alışveriş imkanı, çocuk eğlence alanları, çok çeşitli ve her kesimin ihtiyacını karşılayabilen marka çeşidi , güvenliği , klimatize edilmiş temiz bir ortam içinde modern ve alışverişi keyfe çevirmesini başaran AVM‘ler elbette bu anlamda birçok avantajı içinde barındırıyor. Ayrıca başarılı örnekler, ses getirici etkinlikler, çok etkin ve planlı bir pazarlama stratejisiyle de kiracılarının yüzünü güldürmeyi başarıyor.
YATIRIM çöPLüĞü HALİNE GELEN AVM’LER…
Türkiye‘de çok alışık olduğumuz bir tarz olan “her başarılıyı hemen taklit etme” kültürü ne yazık ki bu sektörde de çokça görülüyor. Yanlış fizibilite ile ehil olmayan yönetimlerin elinde, doğru pazarlama ve marka çeşidinden uzak, yüksek fiyatlarla kiralanılmaya çalışılan ve dolayısı ile dolmadan açılan, sonu hem yatırımcısı hem de kiralayan yüzlerce esnaf için hüsran olan onlarca örnek görüyoruz. Bir çoğu çoktan kapılarını kapattılar, ya hastane ya okul olanlar, satılmayı bekleyenler, içindeki kapanan yüzlerce dükkanla bir yatırım çöplüğü haline gelen AVM‘ler.
Peki, ne yapmak gerekiyor? Batı’da nasıl bu sistem işliyor? Milli serveti böyle savurganca heba etmek bu kadar kolay mı? Elbette ki değil. Ne acıdır ki biz bunu tecrübeyle öğrenmek durumunda kaldık. Yani milyonlarca kişi batarak, işini kaybederek, yatırımcısı da, kiracısı da, çalışanı da, tecrübe etmek kaydıyla dersler çıkardı. Artık potansiyel kiracılar, ünlü markalar adeta kılı kırk yararak bir projeye başvuruyor, artık kimsenin sokağa atacak parası kalmadı, bunun bilincindeki AVM projeleri, kendilerini olabildiğince farklılaştırma peşindeler. En müthiş ve farklı çocuk Eğlence Merkezi bizde, en geniş rezidans projesi ile müşterisi hazır AVM, en büyük su parkı, vs gibi farklı olmanın peşindeler.
Sonuçta, galiba artık her yere AVM yapmamamız gerektiğine biraz daha vakıf olmalıyız ve ülkemizi AVM çöplüğü haline getirmemeliyiz!
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.