– İhtiyaç duyulan doğru ve güvenilir bilgiye erişmenin güvencesi olarak kabul edilen bağımsız denetim sürecinin uygulama etkinliği, katma değeri ve yeterliliği ile bağımsız denetçinin seçimine ilişkin değerlendirme sürecini gözetmek günümüzde büyük önem kazandı. Bu nedenle düzenleyici otoriteler tarafından yapılan yasal düzenlemelerde yönetim kurullarında denetim komitelerinin oluşturulması öngörülüyor.
– Denetim komitesi, yönetim kurulu adına bağımsız denetim sürecinin uygulama etkinliği, katma değeri ve yeterliliği ile bağımsız denetçinin seçimine ilişkin değerlendirme sürecini gözetmekle sorumlu tutuluyor. Bağımsız denetçinin seçimi ve bağımsız denetimin gözetimi sürecinde denetim komitesi üyeleri tarafından yerine getirilmesi gerekli rol ve sorumluluklar ile uygulamanın başarılı bir şekilde yürütülmesi büyük önem taşıyor.
– Bir işletme sahipleri, ortaklar, yönetim kurulu ve yöneticiler, işletme çalışanları, tedarikçileri ve müşterileri, kredi kuruluşları, yatırımcılar, derecelendirme kuruluşları, resmi kurumlar ve sivil toplum kuruluşları işletme mali tablo ve bilgilerine göre değerlendirme yapıyor, karar alıyor ve uygulama yapıyorlar. Bu nedenle işletmenin mali tablolarının, mali durumu ve faaliyet sonuçlarını gerçeğe uygun ve doğru bir biçimde göstermesi gerekiyor.
– Denetçinin bağımsız olması şarttır. Bu noktada üç önemli unsur vardır. Birincisi dış denetim, önceden belirlenmiş ölçütlere dayanmalıdır. İkinci önemli unsur, bağımsızlık ilkesidir. Denetçi kanıt toplarken ve topladığı kanıtları değerlendirirken önyargıdan uzak, tarafsız ve uzman bir kişi gibi hareket etmelidir. Diğer bir önemli unsur da denetim standartlarına uyumdur. Denetçi, denetim ilkeleri ve standartlarına uymak zorundadır.
– Denetim komitesi üyelerinin mali konular, denetim ve risk yönetimi gibi konularda uzman olması gerekir. Denetim komitesi, bağımsız denetçinin bağımsızlığını etkileyecek olan istihdam ilişkilerinden kaynaklanan çıkar çatışmaları olup olmadığını değerlendirmelidir. Bağımsız denetçiler, sağlanan hizmetlerin kapsamını sorgulamalıdır. Denetim komitesi ile bağımsız denetçiler arasında sürekli ve düzenli iletişim bulunmalıdır. Dünyanın çeşitli ülkelerinde ve Türkiye’de yaşanan bedeli çok pahalı olan deneyimler sonucu günümüzde şirketlerin mali durumu ve maruz kaldığı riskler konusunda pay ve menfaat sahiplerinin şirket yönetimlerinden yeterli, doğru ve zamanında bilgi talebine ilişkin ihtiyaçları arttı.
İhtiyaç duyulan doğru ve güvenilir bilgiye erişmenin güvencesi olarak kabul edilen bağımsız denetim sürecinin uygulama etkinliği, katma değeri ve yeterliliği ile bağımsız denetçinin seçimine ilişkin değerlendirme sürecini gözetmek günümüzde büyük önem kazandı. Bu nedenle düzenleyici otoriteler tarafından yapılan yasal düzenlemelerde yönetim kurullarında denetim komitelerinin oluşturulması öngörülüyor.
Denetim komitesi, yönetim kurulu adına bağımsız denetim sürecinin uygulama etkinliği, katma değeri ve yeterliliği ile bağımsız denetçinin seçimine ilişkin değerlendirme sürecini gözetmekle sorumlu tutuluyor.
Yazımızda, söz konusu düzenlemeler çerçevesinde bağımsız denetçinin seçimi ve bağımsız denetimin gözetimi sürecinde denetim komitesi üyeleri tarafından yerine getirilmesi gerekli rol ve sorumluluklar ile uygulamanın başarılı bir şekilde yürütülmesi için kritik başarı faktörleri ele alacağız.
DENETÇİ NİÇİN BAĞIMSIZ OLMALIDIR?
İş dünyasında, bir işletmenin pay ve menfaat sahipleri olarak tanımladığımız taraflar olan işletme sahipleri, ortaklar, yönetim kurulu ve yöneticiler, işletme çalışanları, tedarikçileri ve müşterileri, kredi kuruluşları, yatırımcılar, derecelendirme kuruluşları, resmi kurumlar ve sivil toplum kuruluşları işletme mali tablo ve bilgilerine göre değerlendirme yapıyor, karar alıyor ve uygulama yapıyorlar. Bu nedenle işletmenin mali tablolarının, mali durumu ve faaliyet sonuçlarını gerçeğe uygun ve doğru bir biçimde göstermesi gerekiyor.
Öte yandan, toplum ve iş dünyasında pay ve menfaat sahibi taraf sayısının artması, ekonomik faaliyetlerin karmaşıklaşması, verilerin çokluğu ve karmaşık işlemlerin varlığı güvenilir bilgi edinilmesini zorlaştırıyor. Küresel dünyada karar vericilerin istedikleri bilgiye ilk elden ulaşmaları imkânsıza yakındır. Bilgi başka kişilerden elde edildiğinde ise kasten ya da kasıtsız olarak yanlış beyan edilme olasılığı yükselir. Bilgi, talep eden ile amacı çelişen bir kişi tarafından sağlanıyorsa tarafsızlığını yitirme riski doğar. Bilgi yanlış ya da eksik aktarılabilir. Ayrıca, işletmeler ve işlemler genişleyip karmaşıklaştıkça kontrol edilmesi güçleşir.
BİLGİ RİSKİNİ AZALTMAK İÇİN YAPILABİLECEK ŞEYLER
Bilgi riskini azaltmak için bilgiyi talep edenin yapabileceği üç şey vardır: İstediği bilgiyi kendi başına elde edip kontrol etmek, karşı tarafa güvenmek ya da en yaygın yol olarak bağımsız denetim görüşüne başvurmak.
Kullanıcıların istedikleri bilgilere bağımsız ve belirlenen standartlara uygunluk derecesi değerlendirilmiş olarak ulaşmaları amacıyla “dış denetime” ihtiyaç duyulur. Ayrıca, çeşitli yasal düzenlemeler çerçevesinde işletmelerin mali tablolarının hazırlanması ve bağımsız denetime tabi olarak kamuya açıklanması zorunludur.
Pay ve menfaat sahiplerinin doğru ve güvenilir bilgiye ulaşımının güvencesi denetçinin bağımsızlığı ile sağlanabilir.
DENETÇİNİN BAĞIMSIZLIĞI NASIL SAĞLANIR?
Denetim, bir işletmenin ekonomik faaliyetleri sonucunda hazırlanan finansal tablo ve diğer finansal bilgilerin önceden belirlenmiş ölçütlere uygunluğu ve doğruluğunun makul güvence sağlayacak yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtları ile bağımsız denetim standartlarında öngörülen gerekli tüm bağımsız denetim tekniklerinin uygulanarak, defter, kayıt ve belgeler üzerinden değerlendirilmesi ve sonuçlarının bir rapora bağlanmasıdır.
Bu tanımda dikkat çekilmesi gereken üç önemli unsur vardır. Bunlardan birincisi dış denetimin önceden belirlenmiş ölçütlere dayanmasıdır. Bu ölçütler denetçinin bilgileri değerlendireceği standartlardır. İşletmeler ekonomik faaliyetlerini sürdürdükleri farklı çevrelere ya da yönetim amaçlarına göre finansal tablo ve diğer bilgilerini hazırlarlar. Denetimde kullanılacak standartlar denetimin amacına göre değişiyor. Dış denetim işletmelerin tabi oldukları vergi mevzuatlarını, sermaye piyasalarını ve çeşitli otoritelerce belirlenmiş olan standartları dikkate alır ve çalışma kapsamını belirler.
DENETÇİ; ÖNYARGIDAN UZAK, TARAFSIZ VE UZMAN BİR KİŞİ GİBİ HAREKET ETMELİDİR
İkinci önemli unsur, bağımsızlık ilkesidir. Yapılan denetimin değeri denetim raporunu kullanan kişilerin denetçinin bağımsızlığına olan güvenlerine bağlıdır. Birçok farklı mali tablo okuyucusunun bağımsız denetçi raporu istemesinin nedeni tarafsız ve güvenilir bir bakış açısına duydukları ihtiyaçtır. Denetçi gerek kanıt toplarken ve gerekse topladığı kanıtları değerlendirirken önyargıdan uzak, tarafsız ve uzman bir kişi gibi hareket etmelidir.
Diğer bir önemli unsur da denetim standartlarına uyumdur. Küreselleşen iş ve sermaye piyasaları tüm dünyada ortak kullanılan ve tam benzerlik gösteren denetim standartlarını geliştirme konusunda güçlü bir eğilim içindedirler. Bu çerçevede denetçi çeşitli otoriteler tarafından yayınlanmış olan denetim ilkeleri ve standartlarına uymak zorundadır.
BAĞIMSIZ DENETİMİN KATMA DEĞERİ NEDİR? İşletmelerde pay ve menfaat sahiplerinin hak ve çıkarlarının korunması açısından doğru ve güvenilir bilgiye ihtiyaç vardır. Doğru ve güvenilir bilgiye erişmenin güvencesi dış denetim görüşü ile sağlanabilir. Ülkemizde SPK düzenlemeleri ile halka açık şirketlerde uygulaması başlayan dış denetim, BDDK ve diğer düzenleyici kurumlar, Türk Ticaret Kanunu ve Kamu Gözetim Kurumu düzenlemeleri ile birlikte yaygınlık kazandı.
Yapılan yasal düzenlemelerle işletmelerimizin kurumsal yönetim çerçevesinin sürekli bir parçası haline gelen dış denetim hizmetleri, işletmelerimizin muhasebe ve mali raporlama sistemlerinin uluslararası standartlarda kalite ve verimliliğini arttırmalarını da sağlıyor.
MALİ TABLOLARIN TÜM YÖNLERİYLE GERÇEĞE UYGUN OLMASI GEREKİR
Dış denetim raporlarından, işletme ortakları, işletmeye ortak olmak isteyenler, kredi kuruluşları, yöneticiler, düzenleyici otoriteler, kamu kurumları ve diğer bilgi ve karar alıcılar yararlanıyor. Mali tabloların bağımsız denetiminin amacı; mali tabloların finansal raporlama standartları doğrultusunda bir işletmenin mali durumunu ve faaliyet sonuçlarını tüm önemli yönleriyle gerçeğe uygun ve doğru bir biçimde gösterip göstermediği konusunda bağımsız denetçinin görüş bildirmesini sağlamaktır.
Bağımsız denetçinin görüşü, mali tabloların güvenilirlik derecesini yükseltmekle beraber, bu görüş mali tabloları bağımsız denetime tabi tutulan işletmenin gelecekteki durumu hakkında ve işletme yönetiminin işletmenin faaliyetlerini etkin ve verimli bir biçimde yönettiğine dair bilgi sağladığı şeklinde değerlendirilmez.
Bağımsız dış denetimin sağladığı katma değeri; mali tablo kullanıcılarının istedikleri bilgilere bağımsız ve belirlenen standartlara uygunluk derecesi değerlendirilmiş olarak ulaşmaları olarak ifade edebiliriz. Bu nedenle, çeşitli yasal düzenlemeler çerçevesinde işletmelerin mali tablolarının hazırlanması ve bağımsız denetime tabi olarak kamuya açıklanması zorunludur.
BAĞIMSIZ DENETÇİNİN SEÇİMİ Konuya ilişkin düzenlemeler, bağımsız denetçinin seçimine ilişkin olarak denetim komitesine rol ve sorumluluklar veriyor. Söz konusu düzenlemeler gereği denetim komitesi; bağımsız denetim kuruluşları ile derecelendirme, değerleme ve destek hizmeti kuruluşlarının yönetim kurulu tarafından seçilmesinde gerekli ön değerlendirmeleri yapmak, yönetim kurulu tarafından seçilen ve sözleşme imzalanan bu kuruluşların faaliyetlerini izlemek ile görevli ve sorumludur.
BAĞIMSIZ DENETÇİNİN SEÇİMİ VE BAĞIMSIZ DENETİMİN GÖZETİMİNE İLİŞKİN BAŞARI FAKTÖRLERİ İş dünyasında, bir işletmenin pay ve menfaat sahipleri olarak tanımladığımız taraflar olan işletme sahipleri, ortaklar, yönetim kurulu ve yöneticiler, işletme çalışanları, tedarikçileri ve müşterileri, kredi kuruluşları, yatırımcılar, derecelendirme kuruluşları, resmi kurumlar ve sivil toplum kuruluşları işletme mali tablo ve bilgilerine göre değerlendirme yapmakta, karar almakta ve uygulama yapıyorlar. Bu nedenle işletmenin mali tablolarının, mali durumu ve faaliyet sonuçlarını gerçeğe uygun ve doğru bir biçimde göstermesi gerekiyor.
Doğru ve güvenilir bilgiye erişmenin güvencesi ise dış denetim görüşü ile sağlanabilir. İşletmelerde pay ve menfaat sahiplerinin hak ve çıkarlarının korunması açısından ihtiyaç duyulan doğru ve güvenilir bilgiye erişmenin güvencesi kabul edilen bağımsız denetim sürecinin uygulama etkinliği, katma değeri ve yeterliliği ile bağımsız denetçinin seçimine ilişkin değerlendirme sürecini gözetmek görevi yapılan düzenlemelerle denetim komitesine veriliyor. Bu nedenle düzenleyici otoriteler tarafından yapılan yasal düzenlemelerde yönetim kurullarında denetim komitelerinin oluşturulması öngörülüyor.
Denetim komitelerinin bağımsız denetçinin seçimi ve bağımsız denetimin gözetimi ile ilgili rol ve sorumluluklarını başarı ile yerine getirmeleri için görüş ve önerilerimizi şöyle sıralayabiliriz:
1. Denetim komitesi üyelerinin mali konular, denetim ve risk yönetimi ile ilgili uzmanlıkları, yetkinlikleri bağımsız denetim sürecini gözetme konusunda yeterli olmalıdır.
2. Denetim komitesi, bağımsız denetçinin bağımsızlığını etkileyecek olan istihdam ilişkilerinden kaynaklanan çıkar çatışmaları olup olmadığını değerlendirmelidir.
3. Bağımsız denetçiler tarafından sağlanan hizmetlerin kapsamını sorgulamalıdır.
4. Bağımsız denetim kuruluşunun tanınması ve değerlendirilmesi için doğrudan denetim komitesine sunum yapması sağlanmalıdır.
5. Bağımsız denetçinin endüstri bilgisi ve tecrübesi, mevcut ve önceki denetim çalışmaları hakkında bilgi ve referansları değerlendirilmelidir.
6. Bağımsız denetim şirketi ve çalışanlarının teknik yeterliliği hakkında bilgi alınmalıdır.
7. Bağımsız denetim kuruluşunun denetim yaklaşımı ve metodolojisi ile teknoloji ve insan kaynağı kapasitesi değerlendirilmelidir.
8. Bağımsız denetçi tarafından denetim takvimi hakkında bilgi verilmeli ve bağımsız denetim hizmet ekibinin devamlılığının nasıl sağlanacağı açıklanmalıdır.
9. Bağımsız denetim şirketinin iç kalite kontrol süreci ve bu konuda en son yapılan bağımsız iç kalite kontrol inceleme raporu hakkında bilgi alınmalıdır.
10. Denetim komitesi ile bağımsız denetçiler arasında sürekli ve düzenli iletişim bulunmalıdır.
Sonuç olarak; denetim komitesi üyelerinin mali konular, denetim ve risk yönetimi ile ilgili uzmanlıkları, bağımsız denetçinin endüstri bilgi ve tecrübesi, teknoloji ve insan kaynağı kapasitesi ve yetkinlikleri bağımsız denetim sürecinin etkili bir şekilde yürütülmesinde önem taşıyor.
Ali Kamil UZUN
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu ve Onursal Başkanı
uzun@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.