Bakan Pekcan’dan Asya-Pasifik vurgusu

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Önümüzdeki on yıllarda Asya Pasifik Bölgesi, Türk ekonomisi ve Türk ihracatçısı için stratejik bir öneme sahip” dedi.

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Asya-Pasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonu (CACCI) iş birliğiyle düzenlenen Asya-Pasifik Ekonomi Zirvesi’nde konuştu.

Bakan Pekcan, Asya Pasifik bölgesindeki gelişmeleri anlamadan dünya ekonomisinin doğru şekilde yorumlanamayacağını söyledi.

Bakan Pekcan, Asya’nın küresel ekonomide giderek ağırlığı arttığına dikkati çekerek şunları söyledi:

“Asya Pasifik ülkelerinin küresel ekonomi içerisindeki payı 2001 yılında yüzde 23,1 seviyesinde iken 2017 yılında yüzde 29,7’ye yükselmiştir. Aynı dönemde küresel ihracattan aldıkları pay ise yüzde 25,8’den yüzde 33,7’ye yükselmiştir. Bu veriler, Asya Pasifik Bölgesi’nin küresel üretim ve ticaret açısından yeni bir ağırlık merkezi haline geldiğini açıkça göstermekte.

Bu ivmenin bu şekilde devam edip etmeyeceğini zaman bize gösterecektir. Ancak kesin olan bir şey var, rekabetçi, sanayileşmiş, kentleşmiş bir Asya yakın gelecekte mutlaka, tüketim ekonomisi haline gelmek zorundadır. Bu nedenle önümüzdeki on yıllarda Asya Pasifik Bölgesi, Türk ekonomisi ve Türk ihracatçısı için stratejik bir öneme sahiptir. Türkiye olarak, bu küresel mega-trende göre politikalar gerçekleştiriyoruz.”

Pekcan, Ticaret Bakanlığı olarak Çin ve Hindistan’ı özel hedef ülkeler olarak belirlediklerini ve bu ülkelere yönelik yeni stratejiler geliştirdiklerini anımsatarak, sektör ve eyalet bazında eylem planları hazırladıklarını söyledi.

Pekcan, bu kapsamda Çin ve Hindistan Ticaret Odası yetkililerinden ve CACCI temsilcilerinden destek beklediklerinin altını çizerek, hazırlanan stratejileri önümüzdeki kısa vadede uygulayacaklarına işaret etti.

“İkili ticaretimizi dengelemek istiyoruz”

Bakan Pekcan, sözlerine şöyle devam etti:
“2017 yılında Asya-Pasifik bölgesine 9,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirirken, bu bölgeden 56,4 milyar dolarlık ithalat yapmış bulunmaktayız. Yani Asya-Pasifik Bölgesi’nden Türkiye 47,3 milyar dolar ticaret açığı vermekte. Asya Pasifik ile böyle bir ticaret yapısı sürdürülebilir değil, bunun dengelenmesi gerek.

Bölge ile ticari ilişkilerimizi daha fazla geliştirerek ülkemizin bölgeye ihracatını artırmak için, ikili ticaretimizi dengelemek istiyoruz. Türkiye aleyhine olan bu ticari kompozisyonun dengeli bir yapıya kavuşturulması açısından siz değerli iş insanlarının çabalarını önemsiyoruz. Sizleri ve İş Konseylerimizi güçlü şekilde desteklemeye hazırız.”

Pekcan, 2002 yılından 2017 yılına kadar Asya Pasifik ülkelerine Türkiye’nin ihracatının yüzde 1,5 arttığına dikkati çekerek, ithalattaki artışın ise aynı dönemde yüzde 100 olduğunu bildirdi. Bunun sürdürülebilir olmadığını dile getiren Pekcan, bu yönde ikili ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve bu açığın kapatılması gerektiğini vurguladı.

“Ticari diplomasi faaliyetlerine devam edeceğiz”

Bakan Pekcan, bölge ile ticari ilişkilerin gelişmesi ve dengelenmesi için ticaret diplomasisi faaliyetlerine devam edeceklerine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Kore, Malezya ve Singapur ile yeni nesil STA’lar imzaladık ve uygulamaya geçirdik. Japonya ile STA müzakerelerimiz devam etmekte. Bu çerçevede, CACCI Konferansı’nı, Türkiye ve Asya-Pasifik Ülkeleri arasındaki iş birliğini geliştirmek, mevcut potansiyeli değerlendirmek adına önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Ayrıca, ‘Kuşak ve Yol’ girişimini Asya-Pasifik ekonomileri ile entegrasyonu sağlamak adına önemli bir araç olarak görüyoruz.

Türkiye’nin rolünü, sahip olduğu beşeri sermaye ile Asya ve Avrupa arasında yatırım ve ticaretin niteliğini geliştiren bir vizyon ile kurgulamak istiyoruz. Kuşak ve Yol Girişimi’nin hedefleri doğrultusunda önceliğimiz, ticaretin önündeki fiziksel engellerin tespit edilerek, ortadan kaldırılmasıdır. Bu anlamda Bir Kuşak Bir Yol çatısı altındaki ülkelerde, yapılacak altyapı yatırımlarıyla lojistik kanalları güçlendirmemiz, bilişimde, yeni teknolojilerde entegrasyonu sağlamamız gerekiyor.”