Bırakın KOBİ tarzı işletmeleri, büyük kurumlarda bile doğru düzgün maliyet – karlılık hesabı yapılmıyor. İşletmeler kar elde ettikleri sürece adeta matematiksel yöntemlerle hiç ilgilenmiyor.
Geçenlerde üretim atölyesi olan bir arkadaşımla sohbet ederken, kar elde edememekten ve işlerin kötüye gittiğinden söz ediyordu. Ben de bunun üzerine, ürün başına maliyetlerini ve satış fiyatlarını sordum. Satış fiyatını tabiki söyledi ama ürün başına maliyetlerinin ne olduğu konusunda bir çalışmaları olmadığını belirtti. Belli ki piyasadaki rekabet durumuna göre bir satış fiyatı belirliyorlar ama bunun ne anlama geldiğinin farkında bile değiller. Çok şaşırmadım, zira ne yazık ki uygulamada gördüğümüz, bırakın küçük işletmeleri, dev şirketler bile ne ürün/hizmet analizi ve ne de süreç maliyetleri konusunda bu tip matematiksel metotlarla hiç ilgilenmiyorlar. Özellikle, kar elde ettikleri sürece, bu böyle. Hep bu şekilde gidecek zannediyorlar. Ülkemizde, ancak işler terse döndüğünde, yani zarar oluşmaya başladığı zaman hemen maliyet üzerine odaklanılıp, çoğu kez de en kolay olan, ancak kalan çalışanların motivasyonunu en fazla bozan, eleman çıkartmaktan başlayarak, hesap-kitap yapmaya başlıyorlar. Aslında, optimal iş gücü, maliyet – verimlilik hesabının hava güneçli (!) iken yapılması gerekiyor.
Konumuza dönecek olursak, her işlemenin amacı, esas itibariyle maksimum kar elde etmektir. Başabaş analizi, bir işletmenin hangi üretim düzeyinde, ne kadar harcama yapıp, ne kadar gelir sağlayarak ne kadar kazanç elde edebileceğini gösteren önemli bir metottur. Dolayısıyla , her işletme tarafından mutlak surette yapılması gerekir.
MALİYET KALEMLERİ
Gider, işletmenin faaliyet konuları ile ilgili olarak, belirli bir zaman dilimi içerisinde mal ve hizmetler için ödenen tutarların toplamıdır. Elektrik, sigorta, nakliye, taşıma, reklam, işçilik vs. harcamalar gider kalemlerini oluşturur. İşletme giderleri iki türlüdür. Sabit giderler, işletmenin faaliyette olduğu sürece katlanmak zorunda kaldığı, üretimden bağımsız giderlerdir. (işyeri kirası, sigorta, vergi, amortisman vs.) Sabit giderler, üretim olsa da olmasa da üretim artsa da azalsa da mutlaka yapılması gereken giderlerdir. Değişken giderler ise bir dönem içerisinde iş hacmi ile ilgili değişkenlik gösteren giderlerdir. (Örneğin; enerji, ham madde, işçilik vs.)
Bu açıklamalardan sonra, başabaş analizinin (kara geçiş noktası) unsurlarını ise aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz.
Ciro………….: Birim Satış Fiyatı X Satış Adedi
Toplam Gider : Sabit Maliyet + (Satış Adedi + Birim Değişken Maliyet)
Kar…………. : Toplam Gelirler – Toplam Giderler
Başabaş noktası, toplam gelirlerin toplam giderlere eşit olduğu noktadır. Bu nokta, karlılığın sıfır, üretime devam edilmesi halinde kar elde edilmesi olasılığının yüksek olduğu noktadır. Bir anlamda, sabit yatırımın tamamlanmış, bunun fırsat maliyetinin ödenmiş, sonrasında yapılan her bir üretimden kar elde edilebilecek bir aşama olarak değerlendirilebilir.
Başabaş noktasının (BBN) formülize edilmiş hali aşağıdaki şekildedir.
BBN (Miktar)……… : Sabit Maliyet/(Birim Fiyat-Birim Değişken Maliyet
BBN (Tutar/Hacim) : Sabit Maliyet/(1-Birim Değişken Maliyet/ Birim Fiyat)
Örnek verecek olursak, yatırımını tamamlamış ve faaliyete geçmiş bir işletmenin değerleri aşağıdaki şekilde olsun.
Planlanan Ürün adedi: 500.000 adet
Sabit Giderler………: 600.000.-TL
Değişken Maliyetler. : 2.500.0000.-TL
Ürün Satış Fiyatı……: 10.-TL
BBN (Miktar)……… : 600.000/(10-5) = 120.000 adet
BBN (Tutar/Hacim) : 600.000.-TL/(1- 5/10) = 1.200.000.-TL
MALİYET-KARLILIK HESABI YAPMAYAN FİRMALARIN İŞİ ZOR
İşletmenin, başabaş noktası, sıfır karın olduğu nokta, gelirlerin giderlere eşit olduğu nokta, kara geçilecek son aşama: Adet olarak 120.000, tutar olarak ise 1.200.000.-TL’dir. Aynı hesaplamayı her bir ürün bazında da yapmak mümkün.
O halde, işletmelerin; sabit-değişken maliyet, gelir-gider, karlılık, ürün satış fiyatı gibi başlıkların ilişkilendirildiği ve üretim, satış fiyatı ve stratejik kararların alınması için mutlak surette başabaş analizi yapmaları gerekiyor. Oysa, uygulamalarda görüyoruz ki bırakın KOBİ tarzı işletmeleri, büyük kurumlarda bile doğru düzgün maliyet – karlılık hesabı yapılmadığı, işletmeler kar elde ettikleri sürece adeta işletme körlüğü yaşadıkları sıkça karşılaşılan durumdur.
Özetlersek, ölçerek yaşamayı, ölçerek yönetmeyi mutlaka öğrenmeliyiz. Aksi halde, bunu yapan işletmelerin ömrü, yapmayanlara oranla çok çok uzun olacaktır.
Şaban ÇAĞIRAN
cagiran@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.