Dünyanın en önemli şehirleri arasında yaralan İstanbul’un göbeğinde, E-5 Karayolu üzerinde rahat bir lokasyona sahip olan ve ulaşım imkanlarıyla öğrencilerine önemli bir avantaj sunan Yeni Yüzyıl üniversitesi’ne özel röportaj için konuk oluyoruz. Gençlerin geleceğine şekil veren “üniversite Yaşamı”na dair konuları konuşmak üzere Topkapı’daki Dr. Azmi Ofluoğlu Yerleşkesi’ndeyiz… 4. yılında genç ve dinamik bir yapıya sahip olan üniversite, tecrübeli akademik kadrosuyla bu yıl 5 bin öğrenciye eğitim veriyor. Türkiye’nin gözde eğitim kurumları arasına giren Yeni Yüzyıl üniversitesi; sahip olduğu modern sınıflar, laboratuvarlar, atölyeler, TV stüdyosu, radyo stüdyosu, fotoğraf stüdyosu, kütüphane, konferans salonu, dans salonu, yemekhane ve cafelerle öğrencilerine rahat bir yüksek öğrenim ortamı sağlıyor. Erasmus programlarıyla yurtdışında eğitim alma fırsatı ve çift Ana Dal programlarıyla çift diploma alma olanakları üniversiteyi öne çıkaran diğer temel başlıklar. Yeni Yüzyıl üniversitesi, sağlıkla ilgili uygulamalı derslerin bir kısmı ve stajlar için Taksim ve çamlıca Alman Hastaneleri’nden de yararlandığı için tıp dalında öne çıkıyor. Türkiye’nin en önemli iş adamlarından biri olan Dr. Azmi Ofluoğlu’nun Mütevelli Heyeti Başkanı olduğu Yeni Yüzyıl üniversitesi’nde, Rektör Prof. Dr. Hüseyin Hüsnü Gündüz ile özelde kendi üniversiteleri, genelde eğitim sektörünü konuştuk. İş tabanlı eğitim modeliyle öğrencileri, henüz okuldayken iş hayatıyla tanıştırdıklarını belirten Prof. Dr. Gündüz, yarım asırlık birikimiyle sorularımızı içtenlikle yanıtlıyor:
üniversitenizden bahseder misiniz?
Yeni Yüzyıl üniversitesi, Vatan Sağlık ve Eğitim Vakfı (VASEV) tarafından 2009 yılında İstanbul’da bir vakıf üniversitesi olarak kuruldu. Vakfın Başkanı ve üniversitemizin Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu’nun en önemli hedeflerinden biri olarak ülkemize kazandırılan Yeni Yüzyıl üniversitesi, toplumun ihtiyacı olan bilim insanlarını, ülkemize kazandırma hedefiyle yola çıktı. üniversitemizde okuyan gençlerin; bilgili, çağdaş, donanımlı, deneyimli, topluma yararlı, araştırmacı bireyler olarak yetişmesi için çalışıyoruz. Türkiye’nin en deneyimli hocalarından oluşan uzman bir akademik kadroya sahibiz.Devlet kurumları, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde değişik pek çok proje üretiyoruz.
Akademik kadronuz kaç kişiden oluşuyor?
Nitelikli bir akademik kadroya sahibiz. Eğitim kadromuzda; 48 profesör, 7 doçent, 74 yardımcı doçent, 1’i doktoralı 29 öğretim görevlisi, 34 araştırma görevlisi ve 15 okutman olmak üzere toplam 207 akademisyen bulunuyor. Ayrıca eğitim yarıyıllarına bağlı olarak, diğer üniversitelerden de akademisyen desteği alıyoruz.
Programlarınız hakkında bilgi verir misiniz?
10 fakülte, 3 Enstitü ve biri sağlık alanında olmak üzere 2 Meslek Yüksekokulu ile eğitim veriyoruz. Tıp Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, İletişim Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi ve Güzel Sanatlar Fakültesi olmak üzere toplamda 10 fakültemiz var. Meslek Yüksekokulu ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulumuzda ise diğer bölümlerimiz yer alıyor. Eğitimlerimizin dili, 3 bölüm dışında Türkçe. Fen Edebiyat Fakültesi’nin ‘’İngiliz Dili ve Edebiyatı’’ ile ‘İngilizce Mütercim Tercümanlık’ bölümlerinde ve Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin “Beslenme ve Diyetetik” bölümünde eğitim dilimiz İngilizce. Ayrıca öğrencilerimiz isteğe bağlı olarak İngilizce Hazırlık Programı okuyabiliyorlar.
Hızlı bir çağ yaşıyoruz peki eğitim, bu değişimden nasıl etkileniyor?
Yeni Yüzyıl üniversitesi, Vatan Sağlık ve Eğitim Vakfı (VASEV) tarafından 2009 yılında İstanbul’da bir vakıf üniversitesi olarak kuruldu. Vakfın Başkanı ve üniversitemizin Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu’nun en önemli hedeflerinden biri olarak ülkemize kazandırılan Yeni Yüzyıl üniversitesi, toplumun ihtiyacı olan bilim insanlarını, ülkemize kazandırma hedefiyle yola çıktı. üniversitemizde okuyan gençlerin; bilgili, çağdaş, donanımlı, deneyimli, topluma yararlı, araştırmacı bireyler olarak yetişmesi için çalışıyoruz. Türkiye’nin en deneyimli hocalarından oluşan uzman bir akademik kadroya sahibiz. Devlet kurumları, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarıyla
çİFT ANA DAL VE YAN DAL YAPMA İMKANI
öğrencilerinize ne tür avantajlar sunuyorsunuz?
öğrencilerimiz gerekli koşulları yerine getirerek kendi eğitim gördüğü bölüm ya da fakülte dışında bir fakültede ve bölümde isterse çift Anadal programlarına katılarak çift diploma alma olanağına erişebiliyor. Aynı şekilde bir başka bölümde uzmanlık kazandıran Yan Dal Programına da katılarak ikinci bir alanda uzmanlık kazanabiliyor.
Yurt dışıyla ilgili çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?
üniversite okuyan öğrencilerimizin dünya ile entegrasyon sağlamasını ve uluslararası vizyona kavuşmasını hedefliyoruz. Bu anlamda üniversitemiz, kuruluşunun ilk yılında Erasmus Charter’ı aldı. Dolayısıyla, öğrencilerimiz lisans eğitimi sırasında Erasmus Programı çerçevesinde Avrupa’nın pek çok ülkesinde bir ya da iki dönem eğitim görme olanağına sahip. üniversitemizde çeşitli dallarda öğrenci kulüplerimiz var. 30’a yakın “Sosyal Kulüp” öğrencilerimizin faaliyetleriyle sosyal, aktüel ve güncel birçok etkinlik düzenliyor.
Yıllar önce herhangi bir araştırma yapmak istediğinizde bilgiye ulaşmanız kolay değildi. İhtiyaç duyduğunuz yayını bulmanız hem zahmetliydi, hem de uzun zaman alıyordu. İletişim çağı olarak nitelendirilen günümüzde ise durum çok değişti. Aradığınız her şey parmaklarınızın ucunda. İnternetteki sanal kütüphaneler her türlü bilgiyi cömertçe sunuyor. Bu nedenle günümüzün gençleri oldukça şanslı, yeter ki öğrenmeyi istesinler, her türlü bilgi önlerine geliyor. .
üniversite olarak hangi alanlarda öne çıkıyorsunuz?
İş tabanlı eğitim veriyor olmamız tercih edilmemizin en önemli nedenleri arasında. Tıp başta olmak üzere birçok dalda mezun veriyoruz. Birçok ilke imza atıyoruz. örneğin ülkemizde henüz anlaşılmayan ancak hayati öneme sahip İş Sağlığı ve Güvenliği konusuyla ilgili eğitim programlarımız var. Türkiye için çok önemli olduğunu düşündüğümüz İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda lisans programı açtık. Yüksek lisans programımız var ve bu Türkiye’de bir ilk. Geçtiğimiz günlerde Soma’da yaşanan faciayla maalesef iş sağlığı ve güvenliği hususunda acı bir tecrübe yaşadık. Ortaya çıkan araştırmalar birçok iş yerinde İş Sağlığı ve Güvenliğinde pek çok eksiklerin olduğunu ortaya koyuyor. örneğin işyerleri ve arabalardaki yangın söndürme tüplerini kontrol etmeye kalktığınızda çoğunun boş, ya da arızalı olduğunu görürsünüz. üniversitemizde açtığımız bölümlerde İş sağlığı ve güvenliği konusunda uzman gençlerimizi en iyi şekilde yetiştirerek Türkiye’nin bu alandaki hayati eksiğini hızla kapatmayı hedefliyoruz.
En çok hangi bölgelerden öğrenciler başvuruyor?
Her kesimden öğrencilerimiz bulunuyor. Eğitim görenlerin yaklaşık yarısı burslu diyebiliriz. Erzurum’dan Antalya’ya kadar her şehirden gelenler var. ülkemizin çeşitli noktalarında düzenlenen fuarlarda üniversitemizi tanıtıyoruz. Yurtdışında da tanıtımlarımız oluyor. Avrupa ülkelerinden, Balkan ülkelerine ve Ortadoğu’ya kadar birçok ülkeyle temas halindeyiz. önümüzdeki dönemde yurtdışından da öğrenci kabulü için hazırlıklar yapıyoruz. Eğitim sektörü her geçen gün biraz daha büyüyor ve coğrafyamıza yakın pek çok ülke eğitimde yetersiz kaldığı için çocuklarını Avrupa ya da Amerika’ya gönderiyor. Biz kaliteli eğitimle söz konusu ülkelerdeki öğrencileri de Türkiye’ye çekmeyi hedefliyoruz.
üniversitelerimizin çoğu dünyanın en iyi 100 üniversitesi sıralamasına giremiyor. Neler söyleyeceksiniz?
Eğitim geleceğin belirlenmesinde en önemli kriter oluyor. Dünyanın en iyi 100 üniversitesi sıralamasında bizi memnun edecek sayıda Türk üniversitesinin olmaması elbette üzücü bir durum. Ancak son yıllarda üniversite mezunu insanlarımızın sayısıyla birlikte, üniversite sayısı da artış gösteriyor. Burada eğitim kalitesinin de arttırılması hedeflenmeli. Sayısal artış, nitelik ve nicelik olarak da desteklenmeli. Son yıllarda Türkiye’de birçok ilke imza atıldı. örneğin ortopedist profesörlerimizden biri 2 ameliyatı tek seferde gerçekleştirdi ve boy uzatma dalında dünyada bir ilke imza attı. öte yandan Akdeniz üniversitesi’nde yüz nakli yapıldı. Bu operasyon da dünyada ender gerçekleştirilen ameliyatlardan biriydi. Doktorlarımız Amerika ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerindeki kongrelerde konuşmacı oluyor ve buluşlarını anlatıyor.
Bütün bunlar bize Türkiye’nin biraz daha gayret etmesi ve eğitime daha fazla ağırlık vermesi durumunda başaramayacağımız bir şeyin olmadığını gösteriyor. Potansiyelimiz var yeter ki sabırla ve istikrarla çalışalım. Türk bilim insanlarının yeni buluşlarıyla ülkemiz bölgesinde TüRKİYE TEKNOLOJİ İHRAç ETMELİ
Türkiye, değişen ve sürekli gelişen dünyaya ayak uydurmak için neler yapmalı?
Her şeyin başı eğitim. Ar-Ge ve inovasyona daha fazla önem vermeliyiz. Teknoloji ihraç eden ülke haline dönüşmeliyiz. 3-5 günde bu konuma gelinemez ama bu hedefe doğru adım adım yol almalıyız. Bunun için kreatif buluşlara ve yenilik sağlayan projelere teşvikler arttırılmalı. üniversite olarak bu alanda yapılan çalışmalara bizler de destek sağlıyoruz. Değişen ve gelişen dünyaya ayak uydurmak için katma değeri yüksek ürünlere yönelmemiz şart. Bu noktada devletin, üniversitelerin ve Sivil toplum örgütlerinin işbirliği yapması kaçınılmaz. Ekonomik anlamda ciddi bir çıkış yakalayan Türkiye’yi el birliğiyle daha iyi günlere taşımak için daha fazla çalışmak gerekiyor.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.