*Ülkemiz ekonomisinin yüzde 31’ini tek başına İstanbul oluşturuyor. İhracatın yüzde 51’i İstanbul’dan yapılıyor. Sanayi üretimimizin yüzde 55’i İstanbul ve çevresinde gerçekleşiyor. İstanbul ve çevresinin ekonomimiz açısından ne kadar önemli ve hayati olduğunu göz önüne alırsak, büyük bir depremin ne kadar yıkıcı ve zarar verici olacağını tahmin etmek oldukça zor olmasa gerektir.
*Güvenlik sorunu oluşturacak depremin minimum maliyetinin 40 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Muhtemel İstanbul depremini yakın gelecekte yaşayıp göreceğiz. Depremde can ve mal kayıplarımızı oldukça azaltabilmek için yapmamız gerekenler bellidir. Bu konuda epeyce yol aldığımız da söylenebilir. Ancak, her şeye rağmen bıkmadan usanmadan tedbirlerimizi almaya devam etmeliyiz.
Kuzey Anadolu Fay hattının Sakarya-Kocaeli bölümünde 1999 Ağustos’unda meydana gelen deprem, yaklaşık 20 bin insanımızın canına mal olurken, asgari 300 bin konutun ve 50 bin işyerinin yıkılmasına sebep olmuştu. Deprem Gölcük ve Sakarya’nın yanında Yalova ve İstanbul’da da etkili olmuştu.
Depremin o günki maliyeti, TÜSİAD’a göre 17 milyar dolar, DPT’ye göre 15-17 milyar dolar ve Dünya Bankası’na göre ise 12-17 milyar dolar olmuştu. Kayıp o yılki GSYİH’ nın asgari yüze 8’ine tekabül etmekteydi.
Depremin verdiği kayıplar, devletin sağladığı imkanlar ve sivil toplumun içerden ve dışardan sağladığı yardımlarla karşılanmaya çalışılmıştı. 2001 krizinin sebeplerinden birinin de 99 depremi olduğu ifade edilmektedir.
99 depreminden sonra, Adalara kadar kırılan fay hattından itibaren 130 km uzunluğundaki kırılmamış Kuzey Anadolu Fay hattında büyük bir deprem olacağını tahmin eden deprem uzmanları, önümüzdeki 30 yıl içinde 7,1 – 7,6 aralığında büyük bir deprem olacağı konusunda mutabıklar.
YAPI STOĞUNUN YÜZDE 35-38’NİN CİDDİ HASAR GÖRECEĞİ VARSAYILIYOR
Yapılan similasyon çalışmalarında, Tekirdağ’a kadar uzanan bu fay üzerinde 7’nin üzerinde olacak bir depremin başta İstanbul olmak üzere, Marmara Denizine kıyısı olan Kocaeli, Yalova, Bursa ve Tekirdağ’da ciddi hasar oluşturacağı tahmin ediliyor. Deprem nedeniyle yapı stoğunun yüzde 35-38’nin ciddi hasar göreceği ve can kaybı olarak da asgari 73-78 bin kişinin öleceği ve en az bir milyon kişinin olumsuz etkileneceği varsayılıyor.
Bilim insanlarının ve deprem uzmanlarının kısa ve uzun vade de alınması gereken önlemler olarak aşağıdaki tedbirleri önerdiler:
Kısa Vadeli Tedbirler:
– Hastanelerin ve okulların güçlendirilmesi.
– Kamu tesisleri ve resmi binaların güçlendirilmesi.
– Köprülerin ve limanların güçlendirilmesi.
– Altyapının güçlendirilmesi ve afet yönetim merkezinin inşası.
– Toplumda afet önleme bilincinin artırılması için etkinlikler düzenlenmesi.
Orta Ve Uzun Vadeli Tedbirler:
– Deprem Afetini Önlemeye Yönelik Master Planı.
– Depreme Dayanıklı Kent hedef alınarak kentsel dönüşümün formüle edilmesi.
– Mevcut binaların depreme dayanıklılığını ortaya koymak için araştırma teşviki.
– Depreme dayanıklı konut için kredi sisteminin kurulması.
– Afet yönetimi hususunda kurumsal sistemin geliştirilmesi.
– Heyelan tehlikesine açık yamaçlardaki gecekondu bölgeleri için tahliye sistemi oluşturulması.
İSTANBUL İÇİN DEPREM MASTIR PLANI HAZIRLANDI VE YÜRÜRLÜĞE KONDU
Öneriler doğrultusunda İstanbul ve çevresinde olması muhtemel büyük deprem konusunda, hem devlet, hem yerel yönetimler hem de halk kesimlerinde işin ciddiyeti konusunda gerekli hassasiyet oluşturuldu ve bir taraftan deprem gerçeği ve bilinci oluşturulurken, bir taraftan da hükümetler ve yerel yönetimler tedbir almaya başladılar.
Bu çerçevede, öncelikle İstanbul için Deprem Mastır Planı hazırlandı ve yürürlüğe kondu. Mevcut yapı stoğunun durumu gözden geçirildi. Mümkün olduğunca hem kamu hem de özel binalarda güçlendirme çalışmaları başlatıldı.
Ayrıca, yapı yönetmelikleri depreme dayanıklı yapı elemanları kullanımı ve zemin etütlerinin iyileştirilmesi için gerekli değişiklikler yapıldı. Bunun yanında depremden sonra halkın toplanma alanları olarak park ve boş araziler belirlendi.
İstanbul Valiliğince şehrin farklı noktalarına ilk yardım ve enkaz kaldırmada kullanılacak malzemelerin bulunduğu konteynırlar yerleştirildi.
ZAMAN GEÇİRMEDEN ŞİMDİYE KADAR ALINAN DEPREM ÖNLEMLERİ DAHA İLERİ BOYUTLARA TAŞINMALI
Yukarıda sözünü edilen tedbirlerin zaman içinde alınması ve tamamlanması, muhtemel İstanbul ve Marmara’da oluşacak depremin zararını ve tahribatını azaltacaktır. Bu konuda, merkezi otoriteyi temsil eden valilerimize ve yerel yönetimlerden yetkili ve sorumlu belediye başkanlarımıza büyük işler düşüyor. Zaman geçirmeden şimdiye kadar alınan deprem önlemlerini daha ileri boyutlara taşımalılar.
Bireyler olarak bizlere de önemli görevler düşüyor. Sıralamak gerekirse; Öncelikle evimizin deprem güvenliğini ölçtürmeli, evlerimizi deprem güvenlikli döşemeli, büyük eşyalarımızı sabitleştirmeli ve deprem çantası oluşturmalıyız. Ayrıca aile üyelerimizi deprem anında ne yapmamız ve hangi alanda toplanmamız gerektiği konusunda bilgilendirmemiz önemli olacaktır.
EKONOMİMİZ AÇISINDAN HAYATİ ÖNEM TAŞIYAN İSTANBUL VE ÇEVRESİNE DEPREMİN VERECEĞİ ZARAR
İstanbul depremi ekonomimiz için neden çok büyük risk taşıyor?
– Ülkemiz ekonomisinin yüzde 31’ini tek başına İstanbul oluşturuyor. Kişi başı gelir Türkiye ortalamasının iki katı.
– İstanbul dünyada en fazla ziyaret edilen 10 şehirden biri. Türkiye’nin ihracatının yüzde 51’i İstanbul’dan ve yüzde 67’si İstanbul ve çevresinden yapılıyor.
– Türkiye’deki mevduatın yüzde 43’ü ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yüzde 37’si İstanbul’da.
– Yine sanayi üretimimizin yüzde 55’i İstanbul ve çevresinde gerçekleşiyor.
– Türkiye’de toplanan vergilerin yüzde 60’ı İstanbul ve çevresinden toplanıyor.
Yukarıda yer alan ekonomik göstergeler, İstanbul ve çevresinin ekonomimiz açısından ne kadar önemli ve hayati olduğunu ortaya koymaktadır. Önümüzdeki süreçte olacak 7,1- 7,6 aralığındaki büyük bir depremin ne kadar yıkıcı ve zarar verici olacağını tahmin etmek oldukça zor olmasa gerektir.
Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Marmara depreminin olacağını söylemenin kehanet değil, çok basit bir bilgi olduğunu belirtiyor. Marmara depreminin milli güvenlik sorunu olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ersoy, ”Gerçekten bunu inanarak söylüyorum. Büyük bir kaos olabilir. Bu kaosun önüne geçmek ancak hazırlıklı olmakla mümkün olabilir” diyor. Yine Prof. Dr. Ersoy, güvenlik sorunu oluşturacak depremin minimum maliyetinin 40 milyar dolar olacağını ifade ediyor.
Sonuç olarak, muhtemel İstanbul depremini yakın gelecekte yaşayıp göreceğiz. Depremde can ve mal kayıplarımızı oldukça azaltabilmek için yapmamız gerekenler bellidir. Bu konuda epeyce yol aldığımız da söylenebilir. Ancak, her şeye rağmen bıkmadan usanmadan tedbirlerimizi almaya devam etmeliyiz. Ve deprem değil, çürük bina öldürür deyişini unutmamalıyız.
Osman Akyüz
Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Genel Sekreteri
akyuz@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.