Son Haberler

Büyüyen paylaşım ekonomisi ve eleştiriler…

– Paylaşım ekonomisi pazarı çok hızlı büyüyor. Nitekim son dönemde yapılan pazar araştırmasına göre 2022’de paylaşım ekonomisinin piyasa değeri 387,1 milyar dolar olarak belirlendi. Araştırmaya göre bu rakam 2032’ye kadar 827,1 milyar dolara ulaşacak. Bu rakam, yıllık %8 e yakın bir global büyümeyi işaret ediyor.

-Paylaşım ekonomisi, katılımcılar için daha fazla ekonomik esneklik yaratarak ek gelir kazanmalarına izin veriyor. Ama aynı zamanda her bireyin sahip olması gereken kaynakları da azaltma riski de barındırıyor. Netekim paylaşım modeline ilişin çeşitli eleştirel görüşler de var.

– Paylaşım ekonomisine yöneltilen eleştirilerden biri düzenlemelere ve devlet gözetiminin yetersiz olduğuna yönelik eleştiriler. Paylaşım ekonomisine yönelik bu eleştiri, genellikle yasal düzenlemelerdeki belirsizliği içeriyor. Örneğin taksi ve otel işletmeciliğinde olduğu gibi merkezi veya yerel yönetimler tarafından yasal düzenlemeye ihtiyacı olduğu özellikle belirtiliyor.

-Paylaşm ekonomisi sisteminde kısa süreli kiralama hizmeti sunan kişiler, ücretleri ödemeyebiliyor.  Bu durumda daha düşük fiyatlarla haksız rekabet ortaya çıkabiliyor. Aynı zamanda niteliksiz kötü niyetli rakiplere de kapı açılmış oluyor. Kamu kurumları gözetim yapmıyor, paylaşım ekonomisinde alıcılar ve satıcılar, ciddi şekilde kötüye kullanılıyor.

-Çevrimiçi bir platformda paylaşılan bilgiler, kullanıcılar arasında ırk ve cinsiyet yanlılığı yaratabiliyor. Öyle ki, kullanıcıların evlerini veya araçlarını kiminle paylaşacaklarını seçmelerine izin verildiği zaman veya algoritmalar tarafından üstü örtülü istatistiksel ayrımcılık yapıldığında ortaya çıkabilir.

Paylaşım ekonomisinde yer alan bireylerin çoğu, bağlantı kurmak için gelişmiş ticaret platformlarına güvenle erişebiliyor. Bu platformlar, oluşan kazancın büyük bir kısmını kendilerine ayıran ve kamu kurumlarının yaptığı düzenlemelere uymayabilecek büyük işletmeler tarafından desteklenebilirler. Bu nedenle, birçok işletme tam zamanlı işletmeler haline gelebiliyor.

Son aylarda da paylaşım ekonomisi işletmeden işletmeye (B2B) olan ilişkileri de kapsayan çok çeşitli çevrimiçi ekonomik işlemlerle gelişmeye devam etti.

Paylaşım ekonomisine katılan platformlar ağırlıklı olarak şunlar:

  • Ortak Çalışma Platformları: Büyük şehirlerde bulunan serbest çalışanlar, girişimciler ve evden çalışanlar için paylaşılan açık çalışma alanları sağlayan şirketler, bu platformları oluşturdular.
  • Bireyler Arası Borç Verme Platformları: Bireyler, diğer bireylere geleneksel borç verenlerden daha ucuz oranlarda borç vermeye başladılar. Ödünç vermeler görüldü.
  • Moda Platformları: Bireyler kıyafetlerini satıyor veya kiralıyorlar.
  • Serbest Çalışma Platformları: Yazarlardan tamircilere kadar çeşitli dallarda serbest çalışanlar, bireyler veya işletmeler tarafından çevrim içi alanlarda yayınlanan işleri bulup paylaşıyorlar.

PAYLAŞIM EKONOMİSİNİN PİYASA DEĞERİ 2032’DE 827 MİLYAR DOLARA ULAŞACAK

Son güncellenen pazar araştırmaları, 2022’de paylaşım ekonomisinin piyasa değerini 387,1 milyar dolar olarak belirledi ve 2032’ye kadar 827,1 milyar dolara ulaşacağını öngördü. Bu rakam, yıllık %8 e yakın bir global büyümeyi işaret ediyor.

PAYLAŞIM EKONOMİSİNE ELEŞTİRİLER…

Paylaşım ekonomisi, katılımcılar için daha fazla ekonomik esneklik yaratarak ek gelir kazanmalarına izin verirken aynı zamanda her bireyin sahip olması gereken kaynakları da azaltma riski de barındırıyor. Bununla birlikte, paylaşım modelinin zaman içinde nasıl büyüdüğü ve değiştiğine dair çeşitli eleştirel görüşler de var. Kısaca bakalım.

Düzenleme ve devlet gözetimi ile ilgili eleştiriler:

Paylaşım ekonomisine yönelik bu eleştiri, genellikle yasal düzenlemelerdeki belirsizliği içeriyor. Bu platformlarda sunulan hizmetlerin çoğunun, örneğin taksi ve otel işletmeciliğinde olduğu gibi merkezi veya yerel yönetimler tarafından yasal düzenlemeye ihtiyacı olduğu özellikle belirtiliyor. Eleştirilerin temelinde yatan konu bu. Kısa süreli kiralama hizmeti sunan kişiler, ücretleri ödemeyebiliyor.  Bu durumda daha düşük fiyatlarla haksız rekabet ortaya çıkabiliyor. Aynı zamanda niteliksiz kötü niyetli rakiplere de kapı açılmış oluyor.

Kamu kurumlarının gözetim yapmaması, mahremiyet eksikliği veya yüklenicilere haksız muamele gibi paylaşım ekonomisinde alıcı ve satıcıların ciddi şekilde kötüye kullanılması riskini de unutmamak gerekiyor. Paylaşım platformlarını düzenleyen yasalar yürürlükte olsalar bile, bu yasalara her zaman uyulmama riski her zaman mevcut.

Örneğin www.investopedia.com sitesine göre ABD’nin Virginia eyaletinde birçok şehir ve ilçe, Airbnb‘nin yerel ve eyalet vergilerini doğru şekilde ödeyip ödemediğini belirleyecek olan verileri paylaşmaktan kaçındığını iddia ediyor. Düzenleyici otorite bu şeffaflık eksikliğinin üzerine gitmeye ve yasadışı uygulamaları önlemeye çalışıyor.

Platformlarda Önyargı

Çevrimiçi bir platformda paylaşılan bilgilerin, kullanıcılar arasında ırk ve cinsiyet yanlılığı yaratabileceği endişesi de mevcut. Öyle ki, kullanıcıların evlerini veya araçlarını kiminle paylaşacaklarını seçmelerine izin verildiği zaman veya algoritmalar tarafından üstü örtülü istatistiksel ayrımcılık yapıldığında ortaya çıkabilir.

Paylaşım Ekonomisinden Uzaklaşma Riski

Birçok paylaşım ekonomisi hizmetinin büyümesi, paylaşımdan uzaklaşan modeller geliştirebiliyor. Bunun yerine yükleniciler, tam zamanlı işletmeler oluşturmak için paylaşım platformlarından faydalanıp paylaşım ekonomisinin başlangıçta yerini aldığı ticari hizmetlere geri dönebiliyor.

Örneğin, Airbnb başlangıçta ev sahiplerini evlerindeki kullanılmayan odaları kiralamaya veya ev sahipleri evde yokken evlerini komple kiralamaya teşvik etmişti. Ancak hizmetin popülaritesi arttıkça, birçok Airbnb evi tam zamanlı özel kiralama yapılır hale geldi. Bu, paylaşım ekonomisini teşvik etmek yerine, ev sahiplerinin yalnızca kiralık birimler olarak kullanmak üzere mülk satın almasıyla Airbnb‘nin artan konut ve kiralama maliyetlerine katkıda bulunduğuna dair endişelere yol açtı. Böylece hem uzun vadeli kiralık birimlerin hem de satılık evlerin arzını azaltmaya başladı.

YENİ BİR KAVRAM: HEDİYE EKONOMİSİ

Katılımcıların paylaştıkları hizmet ve ürünler için birbirlerinden para talep etmedikleri ekonomik faaliyete verilen isim olan hediye ekonomisi, paylaşım ekonomisinde algılanan başarısızlıklara yanıt olarak ortaya çıkmış oldu. Bu ekonomik modelin, topluluk desteğiyle ve sürdürülebilir yeniden kullanım ilkeleri altında düzenlendiğini görüyoruz.

Hediye ekonomisine ait örneklerden bazıları şunlar:

  • Hiçbir Şey Satın Almama Projesi: Birbirlerine ücretsiz mal ve hizmet veren veya ödünç veren yerel olarak yönetilen mahalle gruplarının uygulamaları.
  • Tamir kafeleri: Gönüllü insanların komşularına yenisini satın almak yerine eski eşyaları veya aletleri tamir etmelerine yardımcı olduğu etkinlikler.
  • Araç filoları: Araçlara sahip olmak yerine ödünç almak için yerel merkezler kurulması.
  • Küçük Ücretsiz Kütüphane: Katılımcıların ön bahçelerinde komşularının kitap bırakabileceği veya kitap alabileceği kitap paylaşım kutuları oluşturmalarını sağlayan ve kar amacı gütmeyen girişimler. Hatta birçok halk kütüphanesi, müşterilerin kitap ve filmlerinin yanı sıra çocuk oyuncaklarını, araçlarını, ev aletlerini ve diğer paylaşılan eşyaları ödünç almalarına da izin veriyor.

PAYLAŞIM EKONOMİSİ, ÇEVRESEL AÇIDAN NASIL DAHA SÜRDÜRÜLEBİLİR?

Paylaşım ekonomisi, mevcut kaynakların daha verimli kullanılmasına izin verdiği için genellikle çevreye faydalı olarak görülüyor. Ürün satın almaktansa paylaşılarak daha az karbon ayak izi oluşumuna destek olunuyor.

PAYLAŞIM EKONOMİSİNİN DEZAVANTAJI

Paylaşım ekonomisi katılımcılarından bazıları, paylaşım ekonomisi büyüdükçe doğal olarak görülen özgürlüğü ve esnekliği öne sürüyorlar. Bununla birlikte, bu aynı zamanda işletmelerin tam zamanlı çalışanları işe almak yerine daha fazla iş bazlı geçici çalışan işe almaya yönelttiği de bir gerçek. Bu durumun düzenli ücret, sağlık sigortası, hastalık izni ve ücretli tatil süresi gibi istikrarlı faydalar sunan mevcut iş sayısını azaltmayı tetiklediğini söyleyebiliriz.

PAYLAŞIM EKONOMİSİ, BİREYLERİN SAHİP OLMASI GEREKEN KAYNAKLARI AZALTIYOR

Paylaşım ekonomisi, birçok insanın kaynaklarını ve yeteneklerini kendileri gibi başkalarıyla paylaşırken nispeten bağımsız ve esnek bir yaşam sürmesini sağlıyor. Katılımcıların kullanılmayan kaynakları bir araya getirerek ek gelir kazanmalarına izin veriyor. Bir yandan da her bireyin sahip olması gereken kaynakları azaltıyor.

Paylaşım ekonomisinde yer alan bireylerin çoğu, bağlantı kurmak için gelişmiş ticaret platformlarına güvenle erişebiliyor. Bu platformlar, oluşan kazancın büyük bir kısmını kendilerine ayıran ve kamu kurumlarının yaptığı düzenlemelere uymayabilecek büyük işletmeler tarafından desteklenebilirler. Böyle olunca da, birçok işletme topluluk içindeki kaynakların kısa vadeli paylaşımını benimsemek yerine tam zamanlı işletmeler haline gelebiliyor. O nedenle uygulayıcıların paylaşım ekonomisi kurallarını sadece kendilerinin çıkarına değil, toplumun çıkarına uygun şekilde hayata geçirmeleri daha fazla katılımcı ve daha fazla ekonomik büyüme sağlayacaktır.

M.İbrahim AYBAR

Vesiile A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

aybar@turcomoney.com

 

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası