Son Haberler

Çalışanları bir kurumun Ar-Ge laboratuvarı mı olacak?

– Kuruluşlara, Yapay Anlayış kullanımı hakkında sorulabilecek çarpıcı sorulardan birkaçı: Artık değerli olmayan, değerli olan ne yaptınız? Daha önce yapamadığınız hangi imkansız şeyleri şimdi yapabilirsiniz? Piyasayı, neyi demokratikleştirebilir, neyi çökertebilirsiniz? Yeni rekabet yöntemlerine sahip olmak için üst düzey pazarda ne yapabilirsiniz? Takip edilecek yeni açılar var. Şirketlerin işi, bunu çözmek.

Eğer üretkenliği daha az insanla tamamen aynı tutarlarsa, diğer şirketlerin üretkenlik kazancı elde ettiği bir dünyada kazanamayacaklar, rekabette geride kalacaklar. Bireylerin Yapay Anlayışı kullanması için büyük bir teşvik var. Çünkü onların işinin çoğunu o yapıyor. Bireysel bir kullanıcının, işini daha iyi hale getirmek için Yapay Anlayış yollarını denemesi çok kolay hale geldi.

Bir kuruluşta inovasyonu artık Bilgisayar Teknolojileri (BT) personeli yapmayacak. Yapay Anlayış, BT gibi çalışmıyor, bir birey gibi çalışıyor. İnsan Kaynakları, şu anda bu değişim ve gelişimin merkezindeler. Öğrenme, gelişme ve değişim, kuruluşların gelecek için açılan yeni pencereleri. Kesin olan bir trend ise: Yenilikler, BT çalışanlarından gelmeyecek. Yapay Anlayış kullanan çalışanlardan gelecek.

Yapay Anlayışın sürekli gözlemlediği ve kayıtta olduğu, daha verimli, daha az hatalı ve daha kapsamlı çalışma ortamına ulaşma hedefi ile önerilerde bulunduğu ve sürekli olarak çalışana ne yapacağının yönergesini vereceği tam bir Panoptikon. Çalışanların endişe yüklü bakış açısı bu olacak , kuruluşlar ise bunu gelişmeye dönüştürmek için çaba harcamak yerine, diğer otomasyon teknolojileri gibi algılayacaklar, düşük ücretli çalışanlarını daha üretken hale getirmek ve çok pahalı oldukları için üst düzey çalışanları işten çıkarmak için kullanacaklar.

İnsan Kaynakları birimi içine girecek bir Yapay AnlayışTemsilcisi’ insanları işe almayı daha verimli hale getirecek mi? Bir İnsan Kaynakları liderinin, örneğin bir ülkede yerel doğum izni yasalarını ya da başka bir ülkede bir mühendis işe alırken vergi belgelerini hızlı bir şekilde sorgulamak için Yapay Anlayışı kullanması yerine, Yapay Anlayış Temsilcisi iş sözleşmesini ya da  işe alım belgelerini tamamlaya yetkili olacak mı ?

Kesin olan bir şey var: Yapay Anlayış, İnsan Kaynaklarının çalışmalarını temelden yeniden şekillendiriyor ve teknolojinin bazı ağır işleri ortadan kaldırma vaadini / endişesini gerçeğe dönüştürüyor. Yapay Anlayış, İnsan Kaynakları liderlerine, insan kaynaklarının “insan” işlerinden daha fazlasını yapmaları için (örneğin öğrenme ve gelişime ya da çalışanların daha yaratıcı olma yollarına odaklanarak) özgürlük tanıyacak mı, yoksa sadece daha fazla İnsan Kaynakları işini ortadan mı kaldıracak ?

YAPAY ANLAYIŞ, ÇAIŞANLARI ANGARYADAN KURTARDIĞI İÇİN…

Şu ana kadar bir CEO’nun Yapay Anlayışın işinizin yerini almayacağını söylediğini,  işinizin ilginç kısımlarını yapabilmeniz için size zaman kazandıracağından örnek verdiğini görebiliyoruz. İnsanların, belirsizlikten ve yetersiz bilgiden kaynaklanan endişeli ruh halleri içinde iken buna inanmakta zorluk çektiklerini görüyoruz. Ama ilginçtir ki, işlerin değişeceğini düşündükleri için değil, daha az iş olacağını düşündükleri için. Haklılar mı? Gerçekten karmaşık. İnsanlara Yapay Anlayış kullanımı hakkında anket yapıldığında, endişeli olsalar bile kaçınılmaz olarak Yapay Anlayışın onları angaryadan kurtardığı için bundan hoşlandıklarını söylüyorlar. CEO’lar ve organizatörler düzeyinde, bunu insanların gelişmesine ve gerçekten iyi yaptıkları şeylere odaklanmalarına yardımcı olmak için mi kullanacakları yoksa bunu insan sayısını azaltmak için mi kullanacakları konusunda tercihlerini yakın gelecekte göreceğiz.  Pastanın büyüyeceğini düşünmek önemli ve gerekli. Bunu, iş dünyasının liderlerinin maliyetleri düşürmek için her türlü fırsatı araması gerektiği içgüdüsüyle nasıl bağdaştırırsınız?

NEYİ DEMOKRATİKLEŞTİREBİLİR, NEYİ ÇÖKERTEBİLİRSİNİZ?

Kuruluşlara, Yapay Anlayış kullanımı hakkında sorulabilecek çarpıcı sorulardan birkaçı:

* Artık değerli olmayan, değerli olan ne yaptınız?

* Daha önce yapamadığınız hangi imkansız şeyleri şimdi yapabilirsiniz?

* Piyasayı, neyi demokratikleştirebilir, neyi çökertebilirsiniz?

 * Yeni rekabet yöntemlerine sahip olmak için üst düzey pazarda ne yapabilirsiniz?

Takip edilecek yeni açılar var. Şirketlerin işi, bunu çözmek. Eğer üretkenliği daha az insanla tamamen aynı tutarlarsa, diğer şirketlerin üretkenlik kazancı elde ettiği bir dünyada kazanamayacaklar, rekabette geride kalacaklar.

Bireylerin Yapay Anlayışı kullanması için büyük bir teşvik var çünkü onların işinin çoğunu o yapıyor. Bireysel bir kullanıcının, işini daha iyi hale getirmek için Yapay Anlayış yollarını denemesi çok kolay hale geldi. Bazı kuruluşlar bunu teşvik eder ve kullanımı cesaretlendirirken, bazı kuruluşlarda bu yaklaşım iç politikaya aykırı olabiliyor ve herkes işlerini otomatikleştirdiğini göstermemeyi tercih edebiliyor.

İNSAN KAYNAKLARI, DEĞİŞİMİN VE GELİŞİMİN MERKEZİNDE

Bir kuruluşta inovasyonu artık Bilgisayar Teknolojileri (BT) personeli yapmayacak. Yapay Anlayış, BT gibi çalışmıyor, bir birey gibi çalışıyor. İnsan Kaynakları, şu anda bu değişim ve gelişimin merkezindeler. Öğrenme, gelişme ve değişim, kuruluşların gelecek için açılan yeni pencereleri. Kesin olan bir trend ise: Yenilikler, BT çalışanlarından gelmeyecek. Yapay Anlayış kullanan çalışanlardan gelecek.

İş yönetimi ve işletme bölümlerinde insanlara işin nasıl yapılacağı değil, nasıl düşünecekleri, çeşitli problem türleri karşısında nasıl iyi düşünebilecekleri, temel uygulamaları nasıl yapacakları öğretilir. Ortaya çıkacak ilk kriz bir öğrenme krizi olacak. İşyerlerine alınan stajyerlere, şu anda almakta oldukları eğitimden önce birinci Yapay Anlayış becerileri soruluyor.

ORGANİZASYONLARIN YAPISI NASIL DEĞİŞECEK?

Giriş seviyesi ve günlük standart işlere bu kadar ihtiyaç duyulmazsa organizasyonların yapısı nasıl değişecek?

Yapay Anlayış, insanlardan ne yapmalarını istediğimizi ve onları nasıl eğitmek istediğimizi yeniden düşünmemizi gerektirecek. Bu düşünceden hareketle ortaya çıkan genel tema, kuruluşların bir açılıma sahip olduğu ancak aynı zamanda işleyiş şekillerini değiştirmeleri gerektiğinin de farkına varmaları gerektiğidir. İnsan Kaynakları daha önce böyle bir durum ile karşılaşmadı.  İnsan Kaynaklarının geçmiş deneyimleri insanı insan ile değiştirmek idi, bu yeni düzende ise insanı Yapay Anlayış ile değiştirmek durumunda kalacaklar. Bu öğretilmemiş, denenmemiş ve alışılmamış yapısal değişim zorlu olacak.

KAR AMACI GÜTMEYEN KURULUŞLAR, YENİ TRENDLER OLARAK GÖRÜNMEYE DEVAM EDECEK

Organizasyon kültürü de daha fazla önem kazanacak. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve yeni girişimler büyüme alanındaki yeni trendler olarak görünmeye devam edecek.  Bu aslında bir sorun olmayacak, çünkü herkes sürekli olarak Yapay Anlayışı nasıl kullandığını paylaşıyor ve bu onları daha da verimli ve değerli kılıyor. Ancak diğer yandan Fortune 500 şirketlerinin ya da rekabetçi kuruluşların o kadar da hevesle paylaşmadıklarını görüyoruz. Bu gelişmelerin akışı içinde şirket kültürlerinin yeniden tanımlandığını, uygulama ve çalışma kurallarının yeniden yazıldığını göreceğiz. Yapay Anlayışın, kuruluşların uygulama giderlerinde çok farklı açılardan büyük finansal avantajlara yol açma potansiyelini her gün yeniden keşfedeceğiz.

Kuruluşların durumun ciddi olduğunu kavramalarının, buna direnç göstermemelerinin ve değişimden korkmamalarının altını bir kez daha çizmekte yarar var.  Yapay Anlayışın ne tür bir etkiye sahip olabileceği konusunda iyimser görüşler olduğu kadar, soru işaretleri de var. Ya da kuruluşlara ve çalışanlarına sorulacak soru şu mu olmalı : En büyük endişeleriniz nelerdir?

JEREMY BENTHAM’IN HAPİSHANE MODELİ

Bu bir panoptikon metaforu ile açıklanabilir mi ?

Panoptikon, İngiliz filozof ve toplum kuramcısı Jeremy Bentham’ın 1785 yılında tasarlamış olduğu hapishane inşa modelidir. Tasarımın konsepti gözetlemeye izin verir. Şöyle ki; bütünü (pan-) gözlemlemek (-opticon) anlamına gelen bu tasarım birkaç katlık tek odalı hücrelerden oluşan bir halka üzerine kuruluydu. Her hücre bu halkanın iç kısmına açıktı ve halkanın dış cephesindeki duvarda birer pencere vardı. Halkanın ortasında mahpuslardan tamamen saklanmış konumdaki gözlemcilerin kaldığı bir nöbet kulesi yer almaktaydı. Panoptikon’un temelinde yatan ilke, tek odalı hücrenin içindeki sakine saklanacak hiçbir yer bırakmaması, buna karşılık dış cephedeki duvarın penceresinden gelen dış ışığın kuledeki nöbetçilere mahpusun her hareketinin bir silüetini izleme olanağını sağlamasıydı. Bentham’ın yaklaşımına göre, gözlemlenen her yanlış davranışının ceza getireceğini bilen, ama davranışlarının aslında ne zaman gözlemlendiğini bilmeyen mahpusun, aklını başına toplayarak her zaman izleniyormuşçasına davranmaktan başka seçeneği yoktu. Böylece mahkûm bizzat kendi hareketlerini kollamak durumunda kalacaktı. Bentham, Panoptikon’u “bir üst aklın, gücü elde etmesinin yeni bir modeli” olarak ifade etmiştir.

AMAÇ YÜKSEK MAAŞLI ÜST DÜZEY ÇALIŞANLARI İŞTEN ÇIKARMAK

Kuruluşun içinde sisteme entegre çalışan Yapay Anlayış uygulamasının, çalışanın omuzu üzerinden bakıp tam olarak ne üzerinde çalıştığını ve ne kadar zaman harcadığını takip edebileceğini düşünelim, bu her çalışanın omuzunda bir yönetici anlamına gelebilecek mi ? Yapay Anlayışın  sürekli gözlemlediği ve kayıtta olduğu, daha verimli, daha az hatalı ve daha kapsamlı çalışma ortamına ulaşma hedefi ile önerilerde bulunduğu ve sürekli olarak çalışana ne yapacağının yönergesini vereceği tam bir Panoptikon.

Çalışanların endişe yüklü bakış açısı bu olacak , kuruluşlar ise bunu gelişmeye dönüştürmek için çaba harcamak yerine, diğer otomasyon teknolojileri gibi algılayacaklar , düşük ücretli çalışanlarını daha üretken hale getirmek ve çok pahalı oldukları için üst düzey çalışanları işten çıkarmak için kullanacaklar. Bunu büyüme için kullanmak ve yönetim ile çalışanların birlikte yeniden keşfetmesi gereken bir yenilik olarak görmek yerine, salt maliyet tasarrufu paradigması olarak empoze edilen bir uygulama tanımına hapsetmek en büyük yanılgı olacak.

Soruyu CEO’lara ya da maliyetleri düşürmek isteyen CFO’lara soruyorum.

Kaybetmek değil, kazanmak istiyorsun değil mi?  Kuruluşunuz içinde işlerinde gerçekten iyi olan, iyi eğitimli çalışanlarınız var. Bunu bir yatırım olarak düşünmelisiniz. Çalışanlarınız şu anda sizin Ar-Ge laboratuvarınızdır.

Kaynakça: WSJ, Wikipedia, Borderless AI, Inflection AI, SXSW

Kamil Kazım Sarı

Fütüristler Derneği Başkan Yardımcısı

sari@turcomoney.com

 

 

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası