Son Haberler

Cemal Yangın: “Karabağ, Azerbaycan-Türkiye kardeşliği ile ihya edilecek!

Azerbaycan’ın bağımsızlığına kavuştuğu 1990’lı yıllardan bugüne kadar Türkiye’nin ve Türk iş adamlarının Azerbaycan’a verdiği destek ve Azerbaycan ile yapılan milli, kültürel ve ekonomik işbirlikleri her iki ülkenin geleceği için büyük önem taşıyor. Bu süreçte rol oynayan önemli sivil toplum kuruluşlarından biri de Azerbaycan Türkiye İş Adamları Birliği (ATİB).

Ülkenin serbest piyasa ekonomisine girdiği yıllardan itibaren Azerbaycan’da iş kuran ve yatırımlar yapan Türk iş adamları ile ülkesini geliştirmek ve ileriye taşımak için büyük gayret gösteren Azerbaycanlı işadamlarını biraraya getiren ATİB’in Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Yangın, 30 yıllık Azerbaycan serüvenini ve tecrübesini Turcomoney Dergisi Orta Asya/Kafkasya Edisyonu Yayın Yönetmeni Serhat Baş’a anlattı.

*Sayın Yangın, SSCB’ye bağlı ülkelerin bağımsızlığını ilan ettiği 1990’ların başlarından bu yana Azerbaycan’da yaşayan, yatırımlar yapan ve istihdam sağlayan bir iş insanısınız. Yaklaşık 30 yıllık bu serüveni özetler misiniz?

SSCB döneminde Türkiye’nin Azerbaycan’la temasları hep devam etti. 1990 yılından sonra Millet Meclisi, parlamentosu ve serbest pazar ekonomisi olan özgür bir Azerbaycan ile karşılaştık. 1992 yılında ilk defa Azerbaycan’a seyahat ettiğimde aklımda Azerbaycan’da iş yapma fikri yoktu. Yalnızca Türklerin Orta Asya’dan gelirken yerleştiği ve uzun zamandır yaşadığı Bakü’yü ve Türk kardeşlerimi görmek istiyordum. O yıllarda haftada bir tane uçak seferi yapılıyordu. O uçağa bindim ve Azerbaycan serüvenim bu şekilde başlamış oldu. Bu serüveni anlatmak saatler hatta günler sürebilir. Ama özetle gördüm ki orada bir iş adamı ciddiyetiyle iş kurulması gerekiyor. Türkiye’ye döndükten sonra farklı sektörlerde faaliyetleri olan iş adamı dostlarımla bu fikrimi paylaştım. Marksist bir ekonomiden serbest piyasa ekonomisine geçen bir ülkede iş yapmak elbetteki çok kolay olmayacaktı. Bu konuda yol alabilmek adına birçok kişiye eğitimler verdim ve nihayetinde 1994 yılında Azerbaycan Yabancı Sermaye Kanunu’nu kabul etti. Bu süreçte birçok çalışmam oldu ve bu kanun kabul edildikten sonra ilk kurulan yabancı sermayeli şirketlerden biri benim kurduğum ve halen faaliyetlerini sürdürmekte olan İstanbul Çarşı şirketi oldu. Azerbaycan’daki işlerimi sürdürürken Türkiye’den Azerbaycan’a her geliş gidişimde Türk işadamlarını da getirerek Azerbaycan’da iş yapmaları konusunda teşvik ettim. Böylece Azerbaycan ekonomisinde yenilikleri ve rekabetçiliği ön planda tutarak ilerlemek gerektiği konusunda Azerbaycan’daki iş adamı dostlarımı uyardım. Zaman içinde bu dostlarımızın bir kısmı başarılı oldular ve sadece İstanbul Çarşı bünyesinden ayrılıp yeni firma kuran 100’ün üzerinde arkadaşımız oldu. Biz bunlarla gurur duyuyoruz. Azerbaycan’da istihdam yaratarak rekabetçi bir iş ortamını sürdürmeye devam ediyoruz.

* Yaklaşık 8 yıldır Azerbaycan Türkiye İşadamları Birliği ATİB’in Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapmaktasınız. Aynı zamanda ATİB’in kurucu üyelerinden birisiniz. Elinizde doğan, büyüyen ve bugünlere gelen bu değerli kurumun sizin hayatınızdaki yeri ve önemini anlatabilir misiniz?

ATİB, 19 yıl önce bir millet anlayışıyla Türkiye’nin ve Azerbaycan’ın iş adamlarını bir çatı altında toplayarak ulvi bir görevi yerine getirme kararı aldı. Benden önce birliğimizin iki başkanı oldu. Kendilerinin kurumumuza ayrı ayrı çok büyük katkıları oldu. İlk başkanımız Ahmet Bey’in yaptığı çalışmaları bugün de takdirle anıyor ve şapka çıkarıyoruz. Onun gayretleri, istikametlendirmesi ve şahsi fedakarlıkları için her birimiz ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Ahmet Bey, başkanlık yaptığı dönemde dünyanın her yerinde brifingler verdi, toplantılar yaptı. Yanına tarih alanında kıymetli profesörleri de alarak her yerde Karabağ sorununu anlattı. İkinci başkanımız Fatma Hanım’ın değerli çalışmaları ve katkılarını da ayrıca belirtmek isterim. Her zaman belirttiğim gibi biz iktisadi diplomasisi yürüttük. Diplomatlarımızın yürüttüğü diplomasiden çok farklı bir sahadaki diplomasiydi bu. Dünyaya Azerbaycan’ın topraklarının yüzde 21,26’sının işgal edildiğini anlattık. O toprakların Azerbaycan’ın esas toprakları olduğunu, 1991 yılında Birleşmiş Milletler’in kabul ettiği sınırlar dahilindeki toprakları Azerbaycan’ın geri istediğini ifade ettik. Dolayısıyla birliğimiz Azerbaycan ve Türkiye devletleri nezdinde kabul gördü. Önerilerimiz ve tekliflerimiz dikkate alındı. Azerbaycan’daki ilgili devlet kurumları ile yaptığımız toplantılarda Azerbaycan’ın uluslararası pazar olması gerektiğini anlattık. Azerbaycan aynı zamanda Orta Asya ve Kafkasya bölgelerinin merkezi konumundadır. Uzun yıllar Azerbaycan’da serbest bölge kurulmasıyla ilgili önerilerimizi ilettik. Çok şükür bugün Elet Limanı içerisinde bir serbest bölge kuruldu. Artık Orta Asya liman geçişleri bu serbest bölge ile yapılıyor. ATİB aynı zamanda sosyal faaliyetleri olan bir birlik. Bir işadamları korosu dahi kuruldu bu birlik bünyesinde. Özel bir ilgi ve disiplin isteyen bu çalışmayı yaklaşık 4 yıl başarıyla sürdürdük. Çeşitli yemekler, toplantılar düzenleyerek koromuzun çalışmalarını geniş kitleler ile paylaştık. Azerbaycan’ın çok değerli sanatçıları bizleri arayarak bu çalışmalarımız için bizleri ve birliğimizi takdir ettiler. ATİB Yönetim Kurulu ile ilgili de size ayrıca bilgilendirmek isterim. ATİB yönetimi görev başına gelirken önündeki beş yılı planlayarak o plana uygun şekilde yönetim kurulunu oluşturuyor. Örneğin turizm sektörü ön planda olacaksa yönetim kurulu üyelerimizden en az birinin mutlaka turizm yatırımcısı olmasına dikkat ediyoruz. Tarım veya üretim sektörü bu beş yıllık planda öncelikler arasındaysa yönetim kurulumuzda bu konunun uzmanı işadamlarının olmasına önem veriyoruz. Bunu yapmaktaki amacımız, Azerbaycan ekonomisinin kalkınma modelinde bizim de çorbada tuzumuzun olması düşüncesi.

* ATİB’in misyonu ve vizyonu hakkında bilgi verebilir misiniz?

ATİB’in vizyonunu özetle şöyle ifade etmek isterim: “Azerbaycan Türkiye İşadamları Derneği, Azerbaycan’ı bölgede ve dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında lider bir ülke olarak görmekte ve önce Azerbaycan ile Türkiye arasında, sonra Azerbaycan ile diğer ülkeler arasında ekonomik, sosyal ve kültürel bağların geliştirilmesinin önemine inanmaktadır.” Misyonumuz ise; “Azerbaycan ekonomisini canlandıracak yeni bir kalkınma için Türk ve Azerbaycanlı işadamlarını bir araya getirmek, Azerbaycan’ın ekonomik potansiyelini paylaşmak ve bir sinerji yaratmaktır.”

* ATİB üyeleri arasında Azerbaycan ekonomisine ve iş dünyasına büyük katkıları olan çok güçlü ve başarılı kurumlar ve şirketler var. Bu gücü rakamlarla ifade etmek gerekirse ATİB üyeleri toplamda ne kadarlık bir istihdama sahiptir?

ATİB’i oluşturan şirketler, Azerbaycan’ın en büyük kurumlarıdır ve yaklaşık 16 bin kişiyi istihdam etmektedirler. Bizim en çok övündüğümüz konu da bu istihdam konusudur. Üyelerimiz arasında bankalar da bulunmaktadır. Hatta birliğimiz yatırım projelerinin fizibiletisinde de üyelerine katkıda bulunmakta ve yatırımların doğru ve verimli yapılması doğrultusunda destek vermektedir.

* ATİB üyelerinin bugüne kadar yatırım yaptıkları sektörler hakkında bilgi verir misiniz?

ATİB üyelerinin bugüne kadar ağırlıklı olarak turizm, otelcilik, tarım, hayvancılık ve inşaat sektörlerinde yatırımları oldu. Bu sektörler aynı zamanda Azerbaycan’ın lokomotif sektörleri arasında yer alıyor.

* ATİB’in Azerbaycan’daki diğer sivil toplum örgütleri ile yaptığı işbirlikleri ve çalışmalar var mı?

Hemen hemen tüm sivil toplum örgütleri ile temas halindeyiz. Hepsiyle görüşüyor ve ortak projeler yapıyoruz. Burada tek bir amacımız var; o da Azerbaycan ekonomisini bir adım ileriye götürmek, istihdamını artırmak ve bunun devamlılığını sağlamak.

* Azerbaycan’da hangi sektörlerde yatırım potansiyeli, iş fırsatı var? Azerbaycan’da yatırım yapmayı düşünen iş insanlarına tavsiyeleriniz nelerdir?

Mesleğinde ve sektöründe iyi olan her kişi ve kurum için Azerbaycan fırsatlar ve imkanlar barındırıyor. O nedenle sektör sınırlaması yapmayı tercih etmiyorum. ATİB olarak Azerbaycan’da yatırım yapmak isteyen kişilere ve kurumlara katkı sağlamak için her zaman hazırız.

* Türk firmaları Azerbaycan’a hangi ürünleri ihraç edebilir?

Azerbaycan’a petrol ve doğal gaz dışında her ürün ve hizmet ihraç edilebilir. İhraç edilecek bu ürünlerin mutlaka uluslararası kalite sertifikalarının bulunmasına ve uluslararası ticaret kurallarına uygun prosedürlere ve dokümantasyona sahip olmasına dikkat edilmelidir. Bunun yanısıra Azerbaycan’ın eski SSCB ülkelerinden biri olması nedeniyle o ülkelere “Made in Azerbaijan” olmak kaydıyla Azerbaycan’dan ihraç edilecek mallarda serbest dolaşım uygulamasından faydalanılabilir. Örneğin Azerbaycan’da üretim yapmak üzere yarı mamul bir ürünü Azerbaycan’a getirmek için yüzde 5 veya ihraç kayıtlı olarak yüzde 0 gümrük vergisine tabi olursunuz. Böylece Azerbaycan’da üreteceğiniz bir malı Rusya dahil Orta Asya ve Kafkasya ülkelerine gümrüksüz satma fırsatı elde etmiş olursunuz. Ayrıca devletten de teşvik alırsınız.

* Azerbaycan’ın Karabağ’daki mücadelesinin sonucu hem Azerbaycan hem de tüm Türk dünyası için güzel bir zaferle son buldu. Siz Azerbaycan siyasetini, ekonomisini ve kültürünü çok yakından tanıyan biri olarak bu gelişmenin ne anlama geldiğini açıklayabilir misiniz?

Yaklaşık 30 yıldır işgal altında bulunan toprakların büyük bir kısmının 44 günlük kısa bir sürede işgalden kurtarılması; Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin, Azerbaycan devletini yönetenlerin ve Azerbaycan-Türkiye askeri ve siyasi işbirliğinin ortak sonucu ve zaferidir. Bu zaferden sonra Azerbaycan halkının özgüveni yerine gelmiş ve ikinci Karabağ zaferi sırasında Türkiye’nin hayati desteği her düzeyde dile getirilmektedir. Azerbaycan’ın dört bir yanında beraberce dalgalanan her iki ülkenin şanlı bayrağı, Karabağ zaferinin ortaya çıkardığı çok önemli bir görüntüdür. Karabağ zaferi hem Azerbaycan için, hem Ermenistan için, hem de bölgenin diğer ülkeleri için jeopolitik ve jeoekonomik sonuçlar doğurmaktadır. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Sayın Cumhurbaşkanı Aliyev’in Karabağ Zaferi ile ilgili 10 Aralık 2020 tarihinde Bakü’de askeri geçiş töreninden sonra dile getirdikleri, “Bölgede yeni bir işbirliği platformunun oluşturulması” önerileri tartışılmaktadır. Bu altılı işbirliği platform; Türkiye, Rusya, İran, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’ı kapsayabilir. Bunun için Ermenistan, Azerbaycan’ın Karabağ zaferinden doğru sonuçlar çıkarmalı ve asılsız iddialarından vazgeçip geleceğe bakabilmelidir. Karabağ zaferinden sonra ortaya çıkan yeni bölgesel gerçeklik; ekonomi, enerji ve ulaşım projeleri için yeni fırsatlar ortaya çıkarmaktadır.

* Karabağ’ın uzun süredir yeterli yatırımlar yapılmadığı için geri kaldığını görmekteyiz. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in önderliğindeki Azerbaycan yönetimi bu konuda ne gibi planlamalar yapıyor? Karabağ’da hayata geçirilecek yatırımlarda Türk iş insanlarının ne gibi katkı ve destekleri olabilir? Bu bölgeyi yeniden canlandırmak için Türk firmaları olarak neler yapacaksınız?

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, son zamanlar yaptığı hemen hemen her konuşmasında Ermeniler tarafından yerle bir edilmiş Karabağ bölgesinin yeniden ihyasının Türkiye ile beraber şekilde ve Türk şirketlerine öncelik verilerek yapılacağını belirtmiştir. Türkiye ve Azerbaycan firmaları karayolu, demiryolu ve altyapı projeleri gibi somut projelere eşit ve ortak olarak katılacaktır. Cumhurbaşkanı Aliyev, altyapı projelerinin uygulama sürecinin başladığını, yol yapımı ve diğer altyapı alanında ilk sözleşmelerin imzalandığını söyledi. Azerbaycan bu altyapı projelerine yalnız dost ülkelerin şirketlerinin davet edileceği yönünde irade ortaya koymuştur. Şuşa şehrine yol inşası alanında ilk sözleşme bir Türk firması ile enerji alanında ikinci sözleşme ise bir İtalyan firması ile imzalanmıştır. İşgalden kurtarılan bölgelere göçmenlerin geri dönüşünü sağlamak için şehirlerin ve köylerin yeniden inşası, bu alanlarda modern altyapının oluşturulması (elektrik, doğal gaz, su, iletişim, yollar, eğitim, sağlık, kültür, konut ve toplumsal ve diğer gerekli altyapı ve kültürel ve tarihi anıtların restorasyonu ve yeniden inşası, konutların inşası) amacıyla 2021 yılı Azerbaycan devlet bütçesinden 2,2 milyar manat (1,3 milyar dollar) tahsis edilmiştir. Bu sadece büyük bir sürecin başlangıcıdır.

*  Türkiye ve Azerbaycan, iki kardeş ülke. Tarihi, dini, milli birçok açıdan ortak paydalara sahip “iki devlet, bir millet” olarak nitelendirilen Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ticari ilişkiler de her geçen gün artıyor. 2019 sonu verilerine göre ülkelerimiz arasındaki toplam ticaret hacmi 4,5 milyar dolara yakın. Gerek Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev gerekse Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 10 milyar dolara çıkması için hedef koydu. Bu hedefe ulaşılması için neler yapılmalı?

25 Şubat 2020 tarihinde Bakü’de yapılan Azerbaycan-Türkiye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 8’inci Toplantısı’nda her iki ülkenin devlet başkanları iki ülke arasındaki ticaret hacmini 15 milyar dolara çıkarma hedefini belirledi. Bu hedef tabiki, uzun dönem için geçerli olan değerli bir hedeftir. Kısa ve orta vadede ise tüm ekonomiler pandeminin etkisini üzerinden atmaya çalışacaktır. 2019 yılında iki ülke arasında ticaret hacmi yüzde 33 artarak 4,5 milyar dolara ulaşmıştır. 2020 yılının sadece 10 ayında yani Ocak-Ekim aylarında iki ülke arasındaki ticaret hacmi, pandemiye rağmen 3,6 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir ve Türkiye böylelikle Azerbaycan’ın dış ticarette İtalya’dan sonra ikinci en büyük ortağı olmuştur. Tercihli ticaret anlaşması da dahil olmak üzere son dönemde imzalanan resmi belgeler, ticaret hacmini artırmak için büyük bir ivme sağlayabilir. Tercihli ticaret anlaşması kapsamına alınan ürünlerin listesini genişletilmesi ve alınan kararların ivedilikle uygulanması önemlidir. Her iki ülkenin ekonomi ve ticaret bakanlıklarına ve iş adamları birliklerine bu yönde önemli görevler düşüyor. Ama her iki ülkede pandeminin etkisi ile yaşanan istihdam ve gelir kaybına dayalı talep daralması, 2021 yılında ticaret hacmine olumsuz yansıyabilir.

* 25 Şubat 2020’de Bakü’de vize muafiyeti ile ilgili bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma 13 Ağustos’ta yürürlüğe girdi. Buna göre umuma mahsus pasaport sahibi Türkiye ve Azerbaycan vatandaşları, ülkeye giriş tarihi itibariyle pasaport geçerlilik süresinin en az 6 ay olması kaydıyla, karşılıklı olarak ülkede vizesiz kalma süresi 90 gün olarak belirlendi. 10 Aralık’ta imzalanan protokol ile önemli bir adım daha atıldı. Buna göre Türkiye ve Azerbaycan vatandaşları karşılıklı ziyaretlerinde kimlikle seyahat edebilecek. Bu gelişmeler, iki ülkenin ticaretini nasıl etkiler?

Tüm bu adımlar iki ülke arasında insani hareketlilik düzeyinin yükselmesine katkı sağlayacaktır. Bu hareketlilik turizm sektörüne, iş adamlarının karşılıklı iş seferlerine, dolayısıyla ticarete olumlu yansıyacaktır. Ama burada iki ülke arasında uçak biletlerinin pahalılığı ve özellikle Türkiye vatandaşları için Azerbaycan’ın hala öncelikli turizm destinasyonu olmaması etkenlerinin altını da çizmeliyiz.

* Türk firmalarının Azerbaycan’daki yatırımları, ticaret hacmi ve istihdamı ile ilgili bilgi verir misiniz? Ülkede kaç Türk firması faaliyet gösteriyor?

2020 yılı verilerine göre Azerbaycan’da yaklaşık 4 bin Türk şirketi faaliyet gösteriyor. Türk şirketleri Azerbaycan’da 16 milyar dolar değerinde 300’den fazla proje aldı ve bu parametrelerde Türkiye ilk sırada yer alıyor. Azerbaycan şirketleri bugüne kadar Türkiye ekonomisine 18 milyar dolar, Türkiye şirketleri ise Azerbaycan ekonomisine 12,5 milyar dolar yatırım yaptı. 2020 yılı Ocak-Ekim aylarında Türkiye’de 116 Azerbaycan sermayeli şirket kayda alınmıştır. 2020 yılı 10 Aralık tarihinde Azerbaycan Küçük ve Orta Ölçekli İş Geliştirme Ajansı ile Türkiye Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi arasında imzalanan mutabakat zaptı, her iki ülkenin küçük ve orta ölçekli şirketleri arasında işbirliğine yönelik olumlu gelişmedir. Özellikle Karabağ bölgesinde Türkiye üretimi olan inşaat malzemeleri ve kimya sanayisi ürünlerine talep yükselebilir.

* Türkiye başta TANAP (Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı) projesi ile doğalgaz, petrol, İpekyolu olmak üzere Azerbaycan ile mega projelerde de ortaklık gerçekleştiriyor. Bu projelerin geleceği ve iki ülkenin ekonomisine katkıları konusunda neler söyleyeceksiniz?

Türkiye’de enerji alanında TANAP projesi, 2019 yılı Kasım ayında tamamlandı. TANAP doğal gaz boru hattı, Güney Gaz Koridorunun önemli bir parçasıdır ve Güney Gaz Koridorunun 2021 yılının ilk çeyreğinde tamamen faaliyete geçeceği öngörülmektedir. 2020 yılında Azerbaycan, Türkiye’nin doğal gaz ithalatında bir numaralı ülke oldu ve bu eğilim bundan sonra da devam edecektir. İki ülkenin ortak olarak uyguladığı Bakü-Tiflis-Kars demiryolu projesi de başarıyla çalışmaktadır. Kars-Nahçıvan demiryolunun inşasına ilişkin mutabakat zaptı 2020 yılında imzalandı. Nahçıvan’da üretilen ürünlerin dış pazarlara ihracatı büyük bir sorundur. Kars-Iğdır-Nahçıvan demiryolunun yapılması bu sorunu ortadan kaldıracaktır. Böylece, Azerbaycan ile Türkiye arasındaki tek kara sınırı olan Nahçıvan’ın refahı iyileşecektir. Türkiye’den Nahçıvan’a doğalgaz boru hattı inşaatı da gündemdedir. Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin Ermenistan üzerinden Azerbaycan’ın diğer toprakları ile ulaşım hattı ile bağlanması tam olarak uygulanırsa bu Türkiye açısından da önemli gelişme olacaktır. Türkiye’den Çin’e mal ihraç eden ilk yük treni 4 Aralık’ta İstanbul’dan hareket etti. Bakü-Tiflis-Kars demiryolu kullanılmakla Azerbaycan’a ve ardından Orta Asya üzerinden Çin’e ulaşan bu tren seferi, Doğu-Batı ulaşım koridoru içindeki “Orta Koridor”un hızla hareketlendiğini gösteriyor. Türkiye açısından buradaki en kritik geçiş noktası Azerbaycan topraklarıdır.

* Pandemi tüm ülkeleri olumsuz etkilediği gibi Azerbaycan’a da ekonomik ve sosyal açıdan zararlar veriyor. Geçtiğimiz 9 ay zarfında Azerbaycan ekonomisi pandemiden nasıl etkilendi? Yaşanan kayıpların telafi edilebilmesi için neler yapılabilir?

2020 yılının 9 ayında Azerbaycan ekonomisi pandemiden belirli ölçüde etkilendi. Bu etkilenmenin yaşandığı bazı kanallar tüm dünyada neredeyse aynı. Şöyle ki ekonomilerin kapanması sürecinde şirketlerin gelirleri düştü. Salgına karşı gerçekleştirilen kısıtlamalardan sonra binlerce kişi işini kaybetti ve onların gelirlerinde büyük düşüş oldu. Bir taraftan işsizlik, diğer tarafta şirketlerin vergi yükümlülüklerini ödemede yaşadığı sıkıntılar ekonomik resesyon riskini artırdı. Uluslararası seyahatların azalması nedeniyle pandemiden en çok etkilenen alanlar olan turizm ve hizmetler sektöründe işler tamamen durdu. Binlerce işini kaybeden işçi, hükumetin kısa çalışma ödeneği uygulamasına başvurdu. Azerbaycan ekonomisine bir diğer etki ise pandemi sürecinde küresel talebin daralması ile petrol fiyatlarının düşüşü sonucunda yaşandı. Azerbaycan’da 2020’nin ilk 9 ayında petrol ve gaz sektöründeki katma değerin payının GSYİH’nin yüzde 30’u, devlet bütçe gelirlerinin yüzde 55’i ve ülke ihracatının yüzde 87’si olduğu dikkate alındığında, petrol fiyatlarındaki değişimin makroekonomik ve mali göstergeler üzerindeki etkisi kaçınılmaz olmuştur.

* ATİB olarak 2020 yılına başlarken belirlediğiniz hedeflere ulaşabildiniz mi? 2021 yılıyla ilgili planlarınız nelerdir?

2021 yılı Azerbaycan’ın atağa kalkmaya başladığı yıl olacaktır. Önceki yıllarda Karabağ işgal altında olduğu için hep birşeyler eksik kalıyordu. Artık Karabağ var! Karabağ’da yaşanan bir savaş değildi, kendi topraklarını kurtarma operasyonuydu. Eğer Azerbaycan devleti ve askerleri başka bir devletin sahibi olduğu toprakları isterse bu savaş olabilirdi ama Karabağ’daki durum tamamen farklıydı. 30 yıldır Azerbaycan’ın tüm dünyanın önünde söylediği ve talep ettiği tek bir şey vardı o da kendi topraklarının geri teslim edilerek yeniden Azerbaycan’a katılması. Bu süreçte Azerbaycan’a destek veren komşu ülkelere de ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum. Karabağ’ın geri alınmasının bir başka önemli noktası da Nahçıvan üzerinden Azerbaycan ile Türkiye topraklarının karayolu ile birbirine bağlanmasıdır. Bu, bizim gibi Türk dünyasının gücüne inanan insanlar adına bir Turan’dır. Her zaman söylediğim gibi bir Türk birliği kurulmalı. Böyle bir birliğin kurulması Avrupa Birliği veya Arap Birliği ile temasları kesmek demek değildir. Tam aksine Türk Birliği ile diğer birlikler arasında daha planlı, düzenli ve anlaşılır çalışmalar yapmak için uygun zemin yaratmaktır. Karabağ’da iş yapmak isteyen Türk iş adamlarına da Turcomoney Dergisi kanalıyla seslenmek istiyorum. Karabağ’da yapacakları çalışmalar için ATİB’le temas kursunlar ve destek alsınlar. Ayrıca Kobia ile iletişim kurarak ilgili formu doldurup başvuruda bulunsunlar. Kobia tarafından hangi teşvikler ve destekler hangi dallarda veriliyor onun bilgisini alsınlar. Böylece Azerbaycan’ın kalkınmasına önemli katkılarda bulunacağız. Turcomoney Dergisi’nin Orta Asya/Kafkasya Edisyonu olarak bu konuda yaptığınız haberler ve röportajlar büyük önem taşıyor. Sizin yayınlarınıza herkes itibar etmektedir. Bizim açıklamalarımıza yayınlarınızda yer verdiğiniz ve tüm dünyaya duyurduğunuz için hem Azerbaycanlı ve Türkiyeli iş adamları adına hem de Azerbaycan’da yaşan tüm vatandaşlar adına size yürek dolusu teşekkür ediyor ve minnetarlığımı bildirmek istiyorum.

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası