-Odağına Çevre, Toplum ve Yönetişimini (ÇTY) alan kuruluşlar strateji, iş kararları ve uygulamalarında çevresel etkileri, insan hakları ve özgürlükleri, iş güvenliği, çeşitlilik, kapsayıcılık, tüketici hakları gibi sosyal faktörleri, şeffaflık, hesap verilebilirlik, azınlık hakları, etik gibi kurumsal yönetişim faktörlerini dikkate alıyor.
-Kuruluşlar, ÇTY alanında taahhütlerde bulunuyorlar. Emisyon düşürme, karbon ayak izi küçültme, çalışanların sosyal haklarını genişletme, çeşitliliği artırma gibi performans kriterleri belirliyorlar. Daha sonra bu konuda raporlar hazırlıyor ve performans sonuçlarını kamuoyu ile paylaşıyorlar.
-Kuruluşların ÇTY risklerini doğru bir şekilde değerlendirmesi, bu uygulamaların hem kuruluş faaliyetleri, hem de küresel sürdürülebilirliğin sağlanması bakımından öneminin farkına varması, stratejileri ile ilişkilendirmesi, çalışmalarına entegre etmesi, yatırım yapması, performans kriterleri belirlemesi, ölçmesi, eğitim ve denetim çalışmaları yürütmesi önem taşıyor.
Ülkeler bir yandan ekonomik olarak kalkınmaya ve büyümeye çalışırken, diğer yandan çevresel, sosyal ve toplumsal sorunların tüm dünyada hızla büyüdüğü, çatışma ve kutuplaşmaların arttığı görülüyor.
İklim değişikliği ve başta fosil yakıt kullanımının neden olduğu çevre kirliliği dünyamızın geleceğini tehdit ederken, gelir dağılımı, sağlık, eğitim gibi alanlardaki adaletsizlikler, kültürel, etnik ve sosyal çatışmalar geleceğe yönelik belirsizlik ve riskleri artırıyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTE ÖZEL SEKTÖRÜN DE ÖNEMLİ ROLÜ BULUNUYOR
Bu nedenle uzun bir süredir ekonomi ve politik gündemde yer almasına rağmen bir türlü istenilen gelişmenin sağlanamadığı büyümenin sürdürülebilir bir şekilde sağlanması artık daha fazla geciktirilemez bir zorunluluk olarak karşımızda duruyor. Sürdürülebilirlik yaklaşım ve uygulamaları gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma amacını taşıyor.
Bu açıdan sürdürülebilir kalkınmanın ekonomik boyutları olduğu kadar çevresel, toplumsal ve yönetişimsel boyutları da bulunuyor. Sürdürülebilirlik çalışmalarında özel sektörün de önemli bir rolü bulunuyor. Günümüz iş ortamında, sadece finansal sonuçlara odaklanmak yeterli gelmiyor. Şirket faaliyetlerinin çevreye, paydaşlara ve topluma olan etkilerini de dikkate almak önem taşıyor.
ÇEVRE, TOPLUM, YÖNETİŞİM (ÇTY) YAKLAŞIMI REHBERLİK YAPIYOR
Bu konuda önemi ve uygulaması tüm dünyada giderek yaygınlaşan Çevre, Toplum ve Yönetişim/Environmental, Social and Governance (ÇTY/ESG) yaklaşımı rehberlik yapıyor. Genel olarak ÇTY, sürdürülebilirliği odağına alan ve sürdürülebilirliğe geniş perspektiften yaklaşan bir kavram olarak karşımıza çıkıyor.
Odağına ÇTY’yi alan kuruluşlar strateji, iş kararları ve uygulamalarında çevresel etkileri, insan hakları ve özgürlükleri, iş güvenliği, çeşitlilik, kapsayıcılık, tüketici hakları gibi sosyal faktörleri, şeffaflık, hesap verilebilirlik, azınlık hakları, etik gibi kurumsal yönetişim faktörlerini dikkate alıyor.
ÇTY SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK FAALİYETLERİNİN ÖLÇÜLMESİNE İMKAN SAĞLIYOR
ÇTY kuruluşların hedefleriyle bağlantılı sürdürülebilirlik faaliyetlerinin ölçülmesine odaklanıyor ve kuruluşların sürdürülebilirlik alanındaki faaliyetlerini değerlendirmeye yönelik kriterleri sağlıyor. Bu da kuruluş ile faaliyet yürütecek paydaşların kuruluşun yapısını, yatırımlarını ve etik uygulamalarını değerlendirme imkanı veriyor.
Kuruluşlar, ÇTY alanında taahhütlerde bulunuyorlar. Emisyon düşürme, karbon ayak izi küçültme, çalışanların sosyal haklarını genişletme, çeşitliliği artırma gibi performans kriterleri belirliyorlar. Daha sonra bu konuda raporlar hazırlıyor ve performans sonuçlarını kamuoyu ile paylaşıyorlar.
ÇTY PERFORMANSLARI KAMUOYU İLE PAYLAŞILIYOR
Kuruluşlar, ÇTY raporlaması, sürdürülebilirlik raporlaması, entegre raporlama gibi raporlarda faaliyetlerinin çevresel ve sosyal etkilerine yönelik bilgilere yer veriyorlar. Bu raporlarda çevre kirliliğinin azaltılması, çalışanların sağlık ve güvenliği, yolsuzlukla mücadele gibi çok çeşitli konulardaki pozitif/negatif performanslarını açıklıyorlar.
Bu şekilde finansal risklerini yönetmeye ve kar elde etmeye çalışırken aynı zamanda çevreye zarar vermemeyi, sosyal faydayı gözetmeyi ve yönetişim yapısını güçlendirerek sürdürülebilirlik çalışmalarına katkı sağlamayı hedefliyorlar. Pek çok yatırımcı ve paydaş, şirketlerin performansını ÇTY kriterleri ile değerlendiriyor, ölçüyor ve iş kararı alıyor.
KÜRESEL BAZDA İŞ YAPIŞ ŞEKİLLERİNİ DEĞİŞTİRİYOR
BM Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) ÇTY kapsamında kuruluşları sürdürülebilirliğe ve sosyal sorumluluk uygulamalarına teşvik eden gönüllülük esaslı çok önemli bir adım olarak ön plana çıkıyor. Bunun yanı sıra BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ÇTY uygulamalarını önemini ortaya koyan bir başka uluslararası çaba olarak görünüyor.
Günümüzde ÇTY uygulamaları yalnızca bir sosyal sorumluluk yaklaşımı olarak değil, küresel bazda geleneksel iş yapış şekillerini derinden etkileyen ve değiştiren uygulamalar bütünü olarak karşımıza çıkıyor. Yapılan yatırımlarda ÇTY kriterlerine uyum önemli bir değerlendirme kriteri olarak giderek daha fazla önem kazanıyor.
ÇTY YATIRIMLARI VE METODOLOJİLERİ ARTIYOR
Uluslararası kuruluşlar ve düzenleyici otoriteler tarafından ÇTY alanındaki çalışmalar teşvik ediliyor. ÇTY uygulamaları kapsamında kuruluşların yarattığı değeri ekonomik parametrelerin yanı sıra çevresel ve sosyal boyutlarıyla ölçen metodolojiler gün geçtikçe gelişiyor. ESG/Sürdürülebilirlik endeksleri önemli bir piyasa düzenleyici mekanizma haline geliyor.
Günümüzde başta halka açık şirketler olmak üzere fon ve yatırım ihtiyacı bulunan şirketlerde ÇTY uygulamaları giderek artıyor. Kuruluşlarda ÇTY kapsamında özelleştirilmiş komiteler veya kurullar kuruluyor. Yapılan araştırmalar kuruluşların ÇTY alanındaki yatırım ve proje harcamalarında sürekli bir artış olduğunu gösteriyor.
ÇTY REKABET AVANTAJI SAĞLIYOR
ÇTY çalışmaları ile faaliyetlerinin çevre ve topluma olan etkilerini ölçen, kamuoyu ile paylaşan ve bunları yöneten şirketler rekabet avantajı sağlıyor. ÇTY uygulamalarının şirketlerin daha kolay finansmana ve yatırıma erişmesi, bu şekilde finansman maliyetinin düşmesi, imaj ve itibarının yükselmesi gibi çok boyutlu faydaları bulunuyor.
ÇTY uygulamaları sayesinde kuruluşlar hem kendi risklerini daha etkili yönetebiliyor, hem de bu sayede sürdürülebilirlik küresel boyutta daha fazla gündeme geliyor, konuşuluyor, gelişiyor ve derinlik kazanıyor. Sürdürülebilirlik konusunda alınan mesafe henüz yetersiz olsa da ÇTY çalışmalarının hızlanması bu açıdan umut veriyor. Bu nedenle kuruluşların ÇTY risklerini doğru bir şekilde değerlendirmesi, bu uygulamaların hem kuruluş faaliyetleri, hem de küresel sürdürülebilirliğin sağlanması bakımından öneminin farkına varması, stratejileri ile ilişkilendirmesi, çalışmalarına entegre etmesi, yatırım yapması, performans kriterleri belirlemesi, ölçmesi, eğitim ve denetim çalışmaları yürütmesi önem taşıyor.
Gürdoğan Yurtsever
yurtsever@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.