Koronavirüs kriziyle birlikte, sadece ülkemizde değil, tüm dünyada iş ve özel yaşamlarda gerçekten çok ama çok şeyler değişti. Türü ne olursa olsun tüm krizler önceden çok çeşitli yollarla önceden kendini belli ediyor. Değişin mesajları veriliyor. Önemli olan bu mesajları erken algılayabilmek. Bunu yapabilenler doğal olarak daha az etkileniyorlar, hatta krizi fırsata bile çevirebiliyorlar.
Aslında Covid 19 virüsü tüm bu bilinip yapılmayanları adeta talimatla, zorla yaptırdı ve zaman göstergesini 20 yıl ileriye aldı. Olay budur. Bitti mi peki? Hayır bitmedi, hatta aslında daha değişimin başındayız. İnanın çok daha fazlası olacak. Şimdiden hazırlıklı olmalı, önceden algılama yüzgecini her zamankinden iyi çalıştırmak gerekir.
Yaşamda her an her şey değişiyor. Son on yılda hayatımızda neler değişti diye şöyle bir düşünün ve elinize kağıt kalemi alıp bu değişiklikleri alt alta yazın. Maruz kaldığınız değişikliklere çok şaşıracaksınız, buna eminim.
Bu değişiklikler sadece insan hayatında değil, doğada, ekonomide, iş yaşamında, her yerde gerçekleşiyor. Bu durum aslında yeni bir şey değil, hep vardı ve sonsuza kadar da olacak.
Oysa biz, yanılgılardan hareketle, sanki son bir günde, bir ayda ve-veya son bir yılda her şey değişti zannediyoruz. Oysa deprem bir gecede olmuyor, belki onlarca, yüzlerce yılların enerji birikimi ile oluşuyor. Biz sadece kırılma anını görüyoruz, onu hissediyor/yaşıyoruz.
Ekonomik çöküntü de sağlık sistemindeki çöküntü de öyle. Hep öncesi var, birikimler var. Dolayısıyla, türü ne olursa olsun yaşanan krizler sadece sonuç, öncesi hep gözden kaçırılıyor. Değişiklikler krizlerden sonra çok hızlı bir şekilde artıyor. Önemli olan, olası değişiklikleri krizler yaşanmadan önce görebilmek.
KRİZLER ÖNCEDEN ÇOK ÇEŞİTLİ YOLLARLA ÖNCEDEN KENDİNİ BELLİ EDİYOR
Türü ne olursa olsun tüm krizler önceden çok çeşitli yollarla önceden kendini belli ediyor. Değişin mesajları veriliyor. Önemli olan bu mesajları erken algılayabilmek. Bunu yapabilenler doğal olarak daha az etkileniyorlar, hatta krizi fırsata bile çevirebiliyorlar.
Son bir yıllık döneme baktığımızda, korona virüs krizi (pandemi) ile birlikte, sadece ülkemizde değil, tüm dünyada iş ve özel yaşamlarda gerçekten çok ama çok şeyler değişti. Kısaca göz atacak olursak;
HER BİRİ AYRI BİR TEZ KONUSU OLABİLECEK KADAR KAPSAMLI KONULAR
Yukarıda sayılanların her biri ayrı bir tez konusu olabilecek kadar kapsamlı konular. Tüm bu gelişmeler son bir yıllık dönemde hayatımıza girmiş gibi algılanıyor ama gerçek öyle değil. Gerçek, çok öncelerden bu yana kendini gösteriyordu.
Sadece çoğunluk bunu görmek istemiyor idi. Bunu görebilenler (geleceği algılama yüzgeci iyi olanlar) çoktan pozisyonlarını almışlardı ve korona virüs salgınında bırakın zarar etmeyi, karlarını katladılar.
Örneğin, evden çalışma olayı. Pek çok çalışanın tercih edebileceği, aynı zamanda işverene olan maliyeti düşük olan bir uygulama. İstisnalar hariç, işverenlerin çalışanlarına bu uygulamayı seçenek olarak sunmaları ve de bunu yaygınlaştırmaları nedense bu güne kadar akıllarına gelmedi.
KÜRESEL ŞİRKETLER BUNU 20 YILDAN BU YANA ZATEN UYGULUYORLAR
Ama mecbur kalınca; bankalar, sigorta şirketleri, teknoloji şirketleri, sanayi işletmeleri, küçük işletmeler vs. hemen hepsi neredeyse 1-2 ay içinde uyum sağladılar. Uygulama ülkemizde sanki yeni bir uygulamaymış gibi lanse ediliyor.
Oysa küresel şirketler bunu 20 yıldan bu yana zaten uyguluyorlar. Bırakın personeli evden çalıştırmayı, başka ülkelerden bile personel istihdam ediyorlar. Böylece maliyet-rekabet üstünlüğü sağlıyorlar. Ek olarak, metropol şehirlerde plazalara çok çok yüksek bedeller ödeyerek prestije bu kadar kaynak ayırmak çok demode olmuştu bile. Bunu terk eden pek çok işletme var, bundan sonra iyice artacaktır.
Diğer yandan, tarım-gıdada kendine yeter olmanın önemi bugün mü anlaşılmalıydı. Doğaya saygılı olmak yeni mi aklımıza geliyor. Plaza-AVM ve dev binalarda istihdam yaratmanın sağlıklı olmadığı önceden bilinmiyor muydu. Yüksek maliyetli çalışmanın bir işletmeyi çökerteceği yeterince açık değil miydi. Hijyen daha önce önemsiz miydi yoksa. İlim-bilime yönelmeyenlerin sonlarının hüsran olacağını bilmeyen mi vardı. Vatandaşlarının sağlığının o toplum için önemli olduğu daha yeni mi anlaşılıyor. Risk yönetimi deyince amaaaan boş ver diyen iş verenlerin yanlışlığı şimdi mi anlaşılıyor.
ASLINDA DAHA DEĞİŞİMİN BAŞINDAYIZ; ÇOK DAHA FAZLASI OLACAK
Diğer yandan, yaşanan bu değişimlere ayak uyduramayanlar var. Bunların başında hukuk sistemi geliyor. Sonra devletleri yönetenler, işverenler, çalışanlar, hatta gençler bile ne olduğunun henüz tam olarak farkında değiller. Onlar da mesajı iyi algılamalılar.
Buraya kadar değişime ayak uydurmanın gerekliliği üzerinde durduk. Aslında; yetmedi, yetmez, yetmeyecek. Çünkü değişime liderlik etmek gerek, aksi halde sonuç hüsran olur.
Şaban Çağıran
Bankacı
cagiran@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.