Son Haberler

Deprem, kültürel değerlerimizi de yıkmasın!

Kahramanmaraş merkezli yaşadığımız depremde telafisi olmayacak kayıplarımız arasında kültürel değerlerimiz de var. Kimbilir kaç evdeki el yazması Kuran-ı Kerim, tarihi değeri olan bir hat tablosu, Maraş’ın kurtuluşuna dair bir fotoğraf, bir belge, aile büyüklerine dair fotoğraflar kayboldu… O anılar sadece ailenin varlığını gösteren anılar değildir, bölgenin ve Türkiye’nin de kültür zenginliğidir. 

-UNESCO ve Smithsonian Enstitüsü, kültürel mirasın korunması ve sürdürülebilirliği için işbirliği yaparak, Kültürel Miras İzleme Laboratuvarı adında bir inisiyatif başlattı. Bu laboratuvar, kültürel mirasın izlenmesi, belgelenmesi ve korunmasına yönelik gelişmiş teknolojilerin kullanımını teşvik ediyor. İzleme teknolojileri, özellikle yerinde belgeleme, arşivleme ve analiz için kullanılıyor. Bu teknolojiler arasında 3D tarama, lazer tarama, fotogrametri, uzaktan algılama ve diğer veri toplama yöntemleri bulunuyor.

-Dünya genelinde birçok sivil toplum örgütü de kültürel mirasın korunması için çalışmalar yapıyor. Örneğin, The Endangered Archives Programme, kültürel mirasın kaybolma riski altındaki belgelerinin dijital olarak korunması ve erişilebilir hale getirilmesi için çalışmalar yürütüyor. Kaybolma riski altındaki yerel tatlar, içecekler ve diğer geleneksel ürünlerin korunması için de birçok sivil toplum örgütü çalışmalar yapıyor.

-Kültürel Miras İzleme Laboratuvarı’nın umarım depremin etkilediği 11 şehrimizde benzeri tespit çalışmalarına hemen başlamalıdır. Zaten Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü 2015 yılında bu amaçla kurulmuştu. Kültürel değerlerimizin hepsine sahip çıkılmalı ve değerler yeniden hayata döndürülmelidir. Acılarımız, kültürel değerlerimizi kaybetmeye de sebep olmamalı! 

Becci Manson, New York’ta yaşayan bir fotoğraf sanatçısıydı… Aslında işinin yoğunluğu, fotoğrafları rötuş yapmakla  geçiyor.  Mankenlerin medyaya servis edilecek fotoğrafların veya reklamlarda kullanılacak görsel malzemelerin üzerinde rötuşlar yapıyordu. Genellikle de işleri az ışık altında, sakin ortamda ve çoğu kere de toplumdan uzak yaşıyordu.

11 Mart 2011 tarihinde Japonya’nın kuzeyinde Fukuşima bölgesinde şiddetli bir deprem yaşandı. Diğer depremlerden iki farklı etkisi oldu. Birincisi Fukuşima yakınlarında bir nükleer santral de etkilenmişti. Diğeri ise dev tsunamiler bütün kıyıları etkilemişti ve yer yer 25 metreyi bulan dev dalgalar şehirleri ve köyleri vurmuştu.

Manson, ne yapabileceğini düşündü ve Japonya’ya gitmeye karar verdi. 50 bin kişinin yaşadığı Ofunato kasabasına gitti. Öncelikle tsunamiden etkilenen şehirde, yıkıntılar kaldırılmaya çalışıldı ve pek çok çamurla dolan alanlar temizlenmeye başlandı. Çöpler arasında aile fotoğraf albümleri de çıktı. Çoğu fotoğraf da ıslandığı, hırpalandığı için zarar görmüştü.

Manson, sosyal medyadan meslektaşlarına seslendi ve bu fotoğrafları ailelere kazandırmak istedi. Önce tanıdığı arkadaşlarından sonra da diğer meslektaşlarından olumlu cevaplar gelmeye başladı. Önce Ofunato kasabasında çöp ve yıkıntılar arasından bulunan fotoğraflar, rötuşların sahiplerine ulaştırmaya başlandı. Ardından diğer kasabalara da bu hizmet ulaştırıldı.

DEPREM VE DOĞAL AFETLERDE PEK ÇOK KÜLTÜREL MİRAS DA ZARAR GÖRÜYOR

Konu sadece aile albümleri değildi. Deprem ve doğal afetlerde fotoğraf gibi pek çok kültürel miras da zarar görüyor. Bir aile anısı, tarihi bir belge, el yazma bir kitap, bir tablo veya değerli bir eser de benzeri bir durumda olabilirdi.

Mankenleri daha sıska gösteren bu rötuşçular, kendilerinin iyi bir sanatçı olduğunu Fukuşima Depremi’nde göstermiş oldular.

2010 Haiti Depremi’nde de yıkıntıların altında kalmış ve hayatını kaybetmiş kişilerin fotoğraflarını arşivleyen bir proje hayata geçirilmişti.

Vakıa artık, rötuş yapan yapılan bazı yapay zeka uygulamaları telefonlara da yüklenebiliyor ama buradaki amaç hem ailelere görselleri ulaştırmak, hem de kültürel değerlerimize sahip çıkmaktır.

KAHRAMANMARAŞ MERKEZLİ DEPREMLERDE KAYIPLARIMIZ ARASINDA KÜLTÜREL DEĞERLERİMİZ DE VAR

Kahramanmaraş merkezli yaşadığımız depremde telafisi olmayacak kayıplarımız arasında kültürel değerlerimiz de var. Kimbilir kaç evdeki el yazması Kuran-ı Kerim, tarihi değeri olan bir hat tablosu, Maraş’ın kurtuluşuna dair bir fotoğraf, bir belge, aile büyüklerine dair fotoğraflar kayboldu… O anılar sadece ailenin varlığını gösteren anılar değildir, bölgenin ve Türkiye’nin de kültür zenginliğidir.

İşte bu amaçla, UNESCO ve Smithsonian Enstitüsü, kültürel mirasın korunması ve sürdürülebilirliği için işbirliği yaparak, Kültürel Miras İzleme Laboratuvarı (Cultural Heritage Monitoring Laboratory) adında bir inisiyatif başlattılar. Bu laboratuvar, kültürel mirasın izlenmesi, belgelenmesi ve korunmasına yönelik gelişmiş teknolojilerin kullanımını teşvik ediyor. İzleme teknolojileri, özellikle yerinde belgeleme, arşivleme ve analiz için kullanılıyor. Bu teknolojiler arasında 3D tarama, lazer tarama, fotogrametri, uzaktan algılama ve diğer veri toplama yöntemleri bulunuyor.

Laboratuvar, arkeolojik alanlar, antik yapılar, müzeler, sanat eserleri ve diğer kültürel miras siteleri gibi çeşitli alanlarda kullanılabilecek farklı izleme teknolojileri sunar. Ayrıca, laboratuvar araştırmaları kültürel mirasın gelecekteki tehditlerini ve risklerini belirlemeye yardımcı olur ve bu riskleri yönetmek için stratejiler geliştirmeye odaklanır.

UNESCO ve Smithsonian Enstitüsü, bu inisiyatifin kültürel mirasın korunması ve sürdürülebilirliği için önemli bir adım olduğuna inanıyor ve uluslararası toplumun bu alanlara daha fazla yatırım yapmasını teşvik ediyor.

KÜLTÜREL MİRAS İZLEME LABORATUVARI’NIN ARAŞTIRMALARI…

Kültürel Miras İzleme Laboratuvarı şimdiye kadar, şu kültürel miras projeleri üzerinde çalıştı ve araştırmalar yürüttü:

  1. Pompei Antik Kenti

Kültürel Miras İzleme Laboratuvarı, İtalya’daki Pompei antik kentinde 3D tarama teknolojilerini kullanarak belgeleme çalışmaları gerçekleştirdi. Bu çalışmalar, antik kentin yeniden inşa edilmesi ve korunması için önemli veriler sağladı.

  1. Angkor Wat Tapınağı:

Laboratuvar, Kamboçya’daki Angkor Wat Tapınağı’nın lazer tarama teknolojisi ile taranması ve belgelenmesi projesinde yer aldı. Bu çalışma, tapınağın korunması ve gelecek nesillere aktarılması için önemli bir kaynak sağladı.

  1. Doğu Timor’daki kültürel miras:

Kültürel Miras İzleme Laboratuvarı, Doğu Timor’daki Laleia’nın bir bölgesinde yer alan kültürel miras alanlarının belgelenmesi ve korunması için bir proje yürüttü. Bu proje, bölgenin kültürel mirasının kaydedilmesine ve gelecekteki tehditlere karşı korunmasına yardımcı oldu.

  1. Suriye’deki kültürel miras:

Kültürel Miras İzleme Laboratuvarı, Suriye’deki çatışma ve yıkım nedeniyle zarar gören kültürel miras alanlarının belgelenmesi ve korunması için çalışmalar yürüttü. Bu çalışmalar, Suriye’nin zengin kültürel mirasının korunması için önemli bir adım oldu. Suriye’nin tarihi kentleri arasında bulunan Palmira Antik Kenti gibi birçok önemli tarihi yapı ve kalıntı zarar gördü. Bunun yanı sıra, ülkenin dini merkezleri arasında yer alan Umayyad Camii ve Hristiyan manastırları gibi birçok kültürel yapının da zarar gördüğü belirlendi.

  1. Kültürel Miras İzleme Laboratuvarı ayrıca, Suriye’deki savaş nedeniyle kültürel mirasın kaçakçılığı ve yağmalanması gibi sorunlarla da mücadele ediyor. Bu kapsamda, laboratuvar, tarihi eserlerin kaçakçılığına karşı küresel bir veri tabanı oluşturarak, kaçakçılık faaliyetlerini engellemek için mücadele ediyor.
  2. 2010 yılında Haiti’de meydana gelen deprem sonrasında da çalışmalar yürüttü. Deprem, ülkenin tarihi ve kültürel mirasının önemli bir bölümünü yok etti veya zarar verdi. Laboratuvar, depremden etkilenen bölgelerde kültürel miras alanlarının belgelenmesi, değerlendirilmesi ve korunması için çalışmalar yürüttü. Bu çalışmalar, deprem sonrası acil önlemlerin alınması ve kültürel mirasın korunması için önemli bir adım oldu. Kültürel Miras İzleme Laboratuvarı, Haiti’deki çalışmaları sırasında 3D tarama teknolojilerini kullanarak, tarihi binaların ve diğer kültürel miras alanlarının dijital modellerini oluşturdu. Bu çalışmalar, hasarın boyutunun belirlenmesi ve koruma ve restorasyon çalışmalarının planlanması için önemli veriler sağladı.
  3. En son Ukrayna’da 1500’ü aşkın anıt, kilise, müze gibi kültürel değeri olan yapıların zarar gördüğü tespit edildi.

KÜLTÜREL MİRAS İZLEME LABORATUVARI 11 ŞEHRİMİZDE ÇALIŞMALARINA HEMEN BAŞLAMALI

Kültürel Miras İzleme Laboratuvarı’nın umarım depremin etkilediği 11 şehrimizde benzeri tespit çalışmalarına hemen başlamalıdır. Zaten Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü 2015 yılında bu amaçla kurulmuştu.

Suriye’deki savaşın neden olduğu yıkım ve kaos, kültürel mirasın yanı sıra doğal mirasın da zarar görmesine neden oldu. Özellikle, kaybolma riski altındaki yerel tohumlar, bitki türleri ve diğer doğal kaynakların korunması için çeşitli kurumlar ve sivil toplum örgütleri çaba gösteriyor.

Bazı yerel tohum ve bitki türlerinin korunması için tohum bankaları oluşturuldu. Örneğin, Homs kentinde, Suriye Tarım Araştırma Enstitüsü tarafından bir tohum bankası kuruldu. Bu tohum bankası, Suriye’nin yerli bitki türlerini korumayı ve yeniden canlandırmayı hedefliyor.

Kültürel Miras İzleme Laboratuvarı da, Suriye’deki endemik bitki türlerini ve yerel tabiat varlıklarını korumak için çalışmalar yapıyor. Örneğin, laboratuvar, Palmira yakınlarındaki bir bölgede yer alan endemik bir bitki türünün korunması için çalışmalar yürüttü.

Suriye’nin tohum bankalarından biri Ankara’ya taşındığını hatırlamış olayım. Ayrıca, UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı), yerel toplulukların kültürel miraslarını korumak ve sürdürmek için destek sağlıyor.

BİRÇOK SİVİL TOPLUM ÖRGÖTÜ DE KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASI İÇİN ÇALIŞMALAR YAPIYOR

Bunun yanı sıra, dünya genelinde birçok sivil toplum örgütü de kültürel mirasın korunması için çalışmalar yapıyor. Örneğin, The Endangered Archives Programme, kültürel mirasın kaybolma riski altındaki belgelerinin dijital olarak korunması ve erişilebilir hale getirilmesi için çalışmalar yürütüyor. Kaybolma riski altındaki yerel tatlar, içecekler ve diğer geleneksel ürünlerin korunması için de birçok sivil toplum örgütü çalışmalar yapıyor. Örneğin, Slow Food, kültürel mirasın bir parçası olan yerel gıda ürünlerinin korunması için dünya genelinde çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmalar, yerel ürünlerin sürdürülebilirliğini ve üreticilerin ekonomik refahını desteklemeyi hedefliyor. Bunu şunun için hatırlatmak istiyorum: Depremden etkilenen şehirlerimiz, Türkiye’nin en önemli gastronomi merkezlerini barındırıyordu. Maraş’ta bir dondurma ustası, Antep’te bir baklava atölyesi, Hatay’da bir peynir mandırası zarar görürse, bu ülkenin gastronomisinin kaybı demektir. Günümüz teknoloji kullanımı bakımından akıllı cep telefonları, tabletler ve bilgisayarlar da çok önemli kültürel değerleri muhafaza ediyorlar. Deprem ve doğal afet altında kalmış bölgelerdeki akıllı cihazların hard disklerindeki bilgileri toplayan ve sahiplerine ulaştıran benzeri sivil toplum kuruluşlarının oluşturulması için de tam zamanıdır.

W3C VAKFI, WEB OF TRUST ADLI BİR PROJE YÜRÜTÜYOR

Böyle bilinen birkaç kuruluş daha var.  ABD merkezli küresel bir sivil toplum kuruluşu olan World Wide Web Vakfı (W3C) gibi… W3C, doğal afetler gibi acil durumlar sırasında bilgi toplama ve paylaşımını kolaylaştırmak amacıyla Web Of Trust adlı bir proje yürütüyor. Bu projenin bir parçası olarak, insanlar afetler sırasında sahip oldukları akıllı telefonlardaki verileri (resimler, videolar, belgeler vb.) toplayabilirler ve bu veriler daha sonra bir veri tabanına yüklenerek, kayıp ya da hasar görmüş kişilerin aranmasına yardımcı olabilirler. Projede ile cihazlardaki verilerin güvenli bir şekilde saklanması için gerekli önlemler de alınabilir.

GOOGLE, CİHAZIMI BUL HİZMETİ SUNUYOR

Ayrıca, Google da doğal afetler sırasında insanların kaybolan cihazlarını bulmalarına yardımcı olmak için bir araç olan “Find My Device” (Cihazımı Bul) hizmeti sunuyor. Bu hizmet, kaybolan veya hasar görmüş bir cihazın yerini belirlemek ve sahibine geri vermek için kullanılabilir. Buradaki amaç sadece depreme bağlı durumlarla ilgili değil. Dünyanın farklı yerlerinde doğal afet veya Covid-19 pandemisi sürecinde, kültürel mirasın korunması için örnek çalışmalar gerçekleştirildiğini unutmayalım. Fransa’da yerel peynir mandıraları, mahalle fırınları veya bir pastaneler de pandemiden etkilenip kaybolmamaları için proje kapsamına alınmıştı.

DEĞERLERİMİZ YENİDEN HAYATA DÖNDÜRÜLMELİDİR

Kahramanmaraş’ta benim en sevdiğim dondurma üreticilerinden birinin mekanı artık yok. Umarım ustası hayattadır. Aynı şekilde Hatay’ın künefe dükkanlarından, yerel peynir mandıralarından zarar görenler olduğunu duydum. Acımız tarihi lezzetlerin kaybolmasına izin vermemeli… Bir usta, bir sanatçı, bir atölye, bir mekan… Hepsine sahip çıkılmalı ve değerler yeniden hayata döndürülmelidir.

Yıkıntılar arasında yırtılmış bir fotoğraf, kırılmış bir telefonun sim kartı sadece sahibine değil, bütün insanlık için bir değerdir. Bir fotoğraf karesi, çoğu kere bir binadan daha değerli olabilir… Acılarımız, kültürel değerlerimizi kaybetmeye de sebep olmamalı!

Zuhal Mansfield

TMG Dış Tüc Madencilik Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı

mansfield@turcomoney.com

 

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası