HEDEFİ DÜNYA MARKASI OLMAK

ülkedeki en önemli holdinglerden biri olmayı hedefleyen Kadooğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, öte yandan TüSİAD Yönetim Kurulu üyeliği süresince Doğu ile Batı bölgeleri arasında yatırım ve üretim köprüsü kurma hedefiyle hareket ettiğine dikkat çekiyor ve “önce gönüller arasında köprüler kurmak, sonra bu sinerjiyi yatırımlara dönüştürmek istiyorum” diyor.

TüRKİYE’DEKİ 50 EN BüYüK HOLDİNG ARASINA GİRECEK

RAKAMLARLA KADOOĞLU HOLDİNG

2013 YILI CİROSU:
1 MİLYAR 150 MİLYON DOLAR
DIŞ TİCARET HACMİ:
550 MİLYON DOLAR
2014 BüYüME HEDEFİ:
YüZDE 10
KADOİL 2015 HEDEFİ:
500 İSTASYONLA İLK 8

Girişimciliğiyle ilgili başarı öyküsünü konuşmaya başladığımızda tıpkı Robert Bosch’un, “insanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim” sözlerini anımsatan çarpıcı tespitlerle cümleye giriyor ve ‘girişimcilik ancak dürüstlük üzerine inşa edilirse başarıyla taçlandırılabilir. Kısa vadede bazen kaybediyor gibi görünse de dürüst olanlar, uzun vadede mutlaka kazanır” diyor… Bugün geldiği noktayı 25 yıl önce hayal ettiğini belirten ve girişimciliğin hedeflere uygun hayaller kurmakla başladığını söyleyen Kadooğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda TüSİAD Yönetim Kurulu üyesi Tarkan Kadooğlu; yaşam ve iş felsefesi hakkında verdiği ipuçlarından sonra Kadooğlu Holding’in başarı stratejilerini, girişimciliğin olmazsa olmazlarını, TüSİAD’da yürüttüğü Bölgesel Kalkınma Politikaları ve İş Dünyası ile İlişkiler Komisyonu Başkanlığı ile ilgili projelerini, Türkiye ve dünya ekonomisiyle ilgili fikirlerini anlatmaya başlıyor…

Dünden bugüne gelinen noktayı anlatır mısınız?

1977 yılında Kadooğlu Kollektif şirketi olarak başlayan ticari hayatımız istikrarlı büyüme izledi ve Türkiye markası haline geldik. Artık dünya markası olma hedefi için çalışıyoruz. Akaryakıt, petrol ürünleri, enerji, inşaat, müteahhitlik, taşımacılık, depoculuk, dış ticaret, gayrimenkul ve gıda sektörlerinde faaliyet gösteren grup şirketlerimiz 2014 yılı itibariyle Kadooğlu Holding çatısı altında faaliyet göstermeye başladı. ülkemizde devler ligine girmeyi başaran şirketlerimiz, yeni yılla birlikte kurduğumuz holding çatısı altında hizmet verecek. Dünya şirketi haline gelmeyi hedefliyoruz. Küresel güç olma yolunda önümüze hedefler koyduk. Elbette bu uzun vadeli bir hedef. Hayallerimizi hedefe dönüştürerek tek tek gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar Anadolu’dan çıkan pek çok firma, dünya sahnesinde söz sahibi oldu. Hedeflerimize ulaşmak için gerekli azim, bilgi birikimi ve güce sahibiz. Geçen yılı 1 milyar 150 milyon dolarlık ciroyla kapattık. Dış ticaret hacmimiz 550 milyon dolar, 2014’te yüzde 10 büyümeyi planlıyoruz.

Kadooğlu Holding çatısı altındaki şirketlerin büyüme hedefleri hakkında bilgi verir misiniz?

Akaryakıt sektöründe ‘Kadoil’ markamızla büyüyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında 325 bayimiz var. İlk 10 akaryakıt dağıtım şirketi arasındaki yerimizi aldık. 2015 sonuna kadar Kadoil istasyonlarının sayısını 500’e çıkarmayı ve ilk 8’e girmeyi hedefliyoruz. Kadoil, ülkemizin yanı sıra dünya markası olma yolundaki hedeflerine ulaşmaya yönelik olarak Irak’ta da faaliyete başlayan ve dağıtım ağını güçlendiren tek Türkiye firmasıdır. Aynı zamanda Kadoil Oil Master madeni yağ markamız her yıl büyüyerek yoluna devam ediyor. Bunun yanı sıra Kadoil Akdeniz Dolum Tesisleri 141 bin metreküplük depolama kapasitesiyle ülkemizin önemli yatırımları arasında yer alıyor. Hem uluslararası arenada, hem iç piyasadaki dağıtım firmalarına depoculuk ve ikmal hizmeti veriyoruz. Aynı zamanda Türkiye’de ilk ve tek olan sahilden 5 km uzaklıktaki deniz platformu ile liman hizmeti sunuyoruz. Günlük 500 ton bitkisel yağ işleme kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük üretici tesislerinden biri olan Kadooğlu Yağ bünyesindeki Bizce, Azime, Mayra, Brinto markalarıyla bitkisel yağ üreterek, iç piyasa ve 30 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bu arada 2014 yılında faaliyete giren ve günlük 150 ton katı yağ üreten fabrikamızı kurduk. Katı yağ üretme ve kapasite artışımızla birlikte sağladığımız istihdam oranı da önemli ölçüde artıyor. Gıda sektöründeki ihracatımızda, 2013 yılında Türkiye’de birinci sırada yer aldık. öte yandan enerji alanında 18 MW kurulu gücü olan ilk hidroelektrik santralimiz ile 2014 yılı Ocak ayında üretime başladık. önümüzdeki dönemde yeni projelerimize hız vereceğiz. Bu arada Kadooğlu İnşaat olarak bu yıl 670 konutluk inşaat projemizi tamamlayarak satışlara başladık. Kadooğlu İnşaat grubunun hedefleri arasında; yeni gayrimenkul yatırımları, alışveriş merkezleri ve hastane projeleri bulunuyor.

İŞ DüNYASI çöZüME YATIRIM YAPMALI

TüSİAD Yönetim Kurulu’nda yaklaşık 1 yıldır görev yapıyorsunuz, süreci değerlendirir misiniz?

Yarım asra yaklaşan tecrübesiyle ülkemizin en köklü kurumlarından biri olan TüSİAD; İstanbul, Ankara, Gaziantep, Kayseri, Denizli, Kütahya ve özetle Türkiye’nin her noktasından değişik üyelere sahip. TüSİAD Yönetim Kurulu üyesi olarak 2013 yılını geride bırakıp yeni yıla girdik; Bölgesel Kalkınma Politikaları ve İş Dünyası ile İlişkiler Komisyonu Başkanı olarak görev yapıyorum. Bu çerçevede önümüze koyduğumuz hedefleri gerçekleştirmek için çeşitli projeleri hayata geçirdik. İş yaşamım boyunca bulunduğum koltuğun hakkını vermeyi prensip edinmiş biri olarak TüSİAD’daki faaliyetlerimde de; Türkiye ve özellikle Doğu ve Güneydoğu Bölgesi’ndeki ekonominin daha da gelişmesi için çaba harcıyorum.

Bölgesel kalkınma çerçevesindeki projeler konusunu biraz açar mısınız?

Hatırlayacaksınız TüSİAD ve TüRKONFED işbirliği ile çözüm sürecinin iktisadi ayağının güçlendirilmesi ve sahiplenilmesi amacıyla Haziran ayında Cizre’ye önemli bir ziyaret düzenledik. Bu ziyarette, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Yatırımcı Danışma Konseyi’ni oluşturduk. Konsey ikinci toplantısını Batman’da gerçekleştirdi. Türkiye’nin en önemli iş insanları ve bölge iş dünyasının katılımıyla gerçekleştirdiğimiz zirvelerde; bölgenin iktisadi olarak kalkınması yönünde atılabilecek adımlar, bölgede yatırımın önündeki engeller, iş dünyası temsilcileriyle birlikte değerlendirildi ve bölgedeki potansiyel yatırım olanakları ele alındı. ülkenin en batısındaki yatırımcı ile en doğudaki yatırımcının aynı masanın etrafında toplanıp, ortak projeler için sinerji yaratması oldukça iddialı ve önemliydi.

Bölgeye yönelik çalışmalar hedefe ulaştı mı, ortaya çıkan fotoğrafı nasıl yorumluyorsunuz?

ülkemizin dinamiklerini bir araya getirmeyi, bölgeyi kalkındırmayı ve neticede Türkiye ekonomisini büyütmeyi hedefliyoruz. Doğu ve Güneydoğu çıkarması olarak tanımlayabileceğimiz toplantılarımızda; ülkemizin batısındaki büyük holding sahipleriyle, bölgedeki iş insanları bir araya geldi, aynı sofrada yemek yedi, birbirini yakından tanıma fırsatı buldu. Maalesef yıllardır şiddet haberleriyle anılan bölge, nihayet yatırım ve üretimi hedef alan toplantılarla gündeme gelmeye başladı. Bölgenin “yatırım yapılabilir” olduğu görüşü ağırlık kazandı ve partner firmaların varlığı ortaya çıktı.

PATRONLAR SEFERBER OLDU

Cizre ve Batman’daki toplantılara önemli isimler katılmıştı, bölgenin ilgisi nasıldı?

Türkiye’nin yakından tanıdığı hemen hemen tüm holding sahipleri oradaydı. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, ümit Boyner, Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat özdemir, Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, Anadolu Endüstri Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay özilhan, Boydak Holding CEO’su Memduh Boydak, TüSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, TüRKONFED Başkanı Süleyman Onatça ve birçok ülkenin Büyükelçileri, Konsolosları, Ticari Ataşeleri, Melek Yatırımcı Fonları, Dünya Bankası yetkilileri, Türkiye’deki bankaların üst düzey yöneticileri bu toplantılara katıldı. Her seferinde 100-200 kişilik geniş heyetle katılım sağlandı. özetle Türkiye’nin ekonomisine yön veren iş insanları, ortaya konan ekonomik açılıma gönülden destek verdi. ülkemizin en önemli iş insanlarının adeta seferberlik ilan ederek bu zirveyi desteklemesi, bölgede son derece büyük ilgi gördü. Bu kadar patronu bir arada ilk kez gören bölge iş adamları; cesaretlendi ve yeni yatırımlara dair ümitlerini tazeledi.

HUZUR SüRERSE YATIRIMLAR REKOR KIRAR

Peki daha çok hangi sektörlerde yatırım fırsatları var?

Huzur ve barış ortamının sağlanmasının ardından bölgenin, “Yatırım Yapılabilir” hale dönüşmesiyle; Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi, Türkiye’nin ekonomik büyümesine yüzde 1’lik katkı sağlayabilir. Yani Türkiye 2014’te yüzde 4 büyüyecekse, bölgedeki yatırımlarla ekonomideki büyüme yüzde 5’e çıkar. Yatırımlar rekor kırar. Sektörel bazda bölgede birçok alanda önemli yatırım fırsatları var. Her sektör için yatırım imkanları bulunuyor. Madencilik bunlardan biri ama sadece sanayi ile sınırlı düşünmemek lazım. örneğin hazır giyim işi yapıyorsanız tekstil üretiminizi bölgede yapabilirsiniz. İnşaat sektörü, yapı malzemeleri ve mobilyacılık alanında da ciddi boşluklar var. Bacasız sanayi olarak tanımlanan turizm de, özellikle kültür ve inanç turizminde büyük potansiyel sözkonusu. Mardin, Şanlıurfa, Van ve Adıyaman başta olmak üzere birçok ilimiz, dünyayı büyüleyecek güzelliklere sahip…

DOĞUYA YATIRIM İçİN 3 NEDEN

İş adamlarının, bölgeye yatırım yapması için 3 neden gösterin desek, neler söylersiniz?

Huzur, güven ve istikrar yatırım için olmazsa olmazdır. Bunun ardından iş adamı; potansiyeli ölçer, artıya-eksiyi bakar ve uygun görürse yatırım yapar. Doğu bölgelerine yatırım yapmanın birçok avantajından bahsedebiliriz. Birincisi buradaki yatırımlara önemli vergi ayrıcalıkları ve teşvikler sağlanıyor. İkincisi; Irak, Suriye ve İran gibi ülkelere sınır komşusu olan bölgeye yatırım demek; üç komşu ülkeye kolayca ihracat yapma fırsatı demektir. Türkiye’den 20 yıldır; gıdadan, inşaata varıncaya kadar her türlü ürünü ithal eden Irak’ın ihtiyaçları bitmek bir yana, daha da artıyor. Irak’a yapılan ihracatı ve buradan elde edilen geliri hesaba kattığımızda yatırımcı için cazip yatırım imkanı ortaya çıkıyor. Suriye’deki sorunların da bir an evvel sona ermesinin ardından; ülkenin imarında yine Türkiye’deki firmalar aktif rol alacak. Her şey yolunda giderse önümüzdeki dönemde TüSİAD’ın yaptığı araştırma raporuna göre Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki büyüme yüzde 15’e kadar çıkabilir. Yatırımlara bağlı olarak 12 bin kişiye ek istihdam sağlanmasını öngörüyoruz. Bu hedeflerin reel olduğuna inanıyoruz. örneğin Mardin’de, Cizre’de 5 yıldızlı oteller yapılacak. Bu yatırımlar istihdam artışı sağlayacak. Ardından markalar gelmeye, ekonomi büyümeye başlayacak. Bu anlamda bölgeye önceden gelen ve yer tutan firmaların kârlı çıkacağını söyleyebiliriz. Bu durum, bölgeye yatırım yapmanın üçüncü önemli nedeni olarak ifade edilebilir.

UçAK DOLUSU İŞ ADAMI

TüSİAD, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi‘ndeki yatırımları artırmak ve çözüm sürecini ekonomik olarak desteklemek üzere uçak dolusu iş insanlarıyla bölgeye çıkarma yaparak dikkat çekmişti.

Yatırım için ortaya koyduğunuz bu fırsatlar için iş adamlarından nasıl bir dönüş sağlıyorsunuz?

çalışmalarımız birkaç ay içerisinde sonuç alınacak kısa vadeli hedefler değil. üzerinde sabırla çalışılması gereken, orta ve uzun vadeye yayılmış değişim ve dönüşüm programını kapsıyor. Bu süreci başlatmamız ve devam ettiriyor olmamız son derece önemli. Bölgeye yatırım yapmayı düşünen yatırımcılara, bankalara ilgili tüm bilgileri sunuyoruz. Yatırımcıların yanı sıra, Dünya Bankası ve ülkemizdeki değişik bankaların yetkililerini de bölgeye götürdük. Hangi sektörde iş yapılacaksa, ilgili firmaları bir araya getirerek görüştürüyoruz. Oldukça önemli sonuçlar var. çin’den, Afrika’ya kadar dünyanın her yerinde yatırım yapan firmalarımız, “Doğu ve Güneydoğu kendi ülkemiz, neden buraya yatırım yapmayalım” diye düşünmeye başlıyor. Algının bu hale dönüşmesi bile önemli! önce gönüller arasındaki birlikteliği sağlamayı, sonra ortak yatırımlarla ülkemizi kalkındırmayı hedefliyoruz.

BöLGELER ARASINDAKİ GELİŞMİŞLİK UçURUMU KAPANMALI

Bölgesel gelişmişlikle ilgili neler söyleyeceksiniz?

TüRKONFED, “Orta Gelir Tuzağı’ndan çıkış: Hangi Türkiye” başlıklı önemli bir rapor yayınladı. Oldukça çarpıcı başlıklar taşıyan çalışma; bölgeler arası gelir uçurumunu net şekilde ortaya koyuyor. Türkiye’de, dünyanın en büyük ekonomileriyle yarışan sanayileşmiş ve gelişmiş orta gelir tuzağı riski olmayan 14 şehrin olduğuna işaret eden rapor, belirli bir gelir seviyesinde sıkışıp kalan orta gelir tuzağındaysa (8-10 bin dolar aralığında) 40 şehir ve maalesef yoksulluk düzeyinde orta düşük grubunda 27 şehrimizin olduğuna yer veriyor. Buna göre; ülkemiz bir yandan orta gelir tuzağını aşmış, bir yandan orta gelir tuzağının içerisinde 40 şehir ve bugün Türkiye’nin bulunduğu lige yakışmayan 27 başka orta gelir tuzağı seviyesine bile gelememiş düşük gelir grubunda 27 şehrimiz var. ülkemizdeki bölgesel gelişmişlik farklılıklarını azaltmadıkça sürdürülebilir büyümeyi, huzuru, istikrarı yakalamamız mümkün olamaz. Bu sebeple bölgesel gelişmişlik ve gelir dağılımındaki farklılıklarının azaltılmasına yönelik politikalar ve mekanizmalar üzerinde projeler geliştirip, bu hedeflere yönelik adım atmayı sürdüreceğiz.

TüRKİYE’YE BİRKAç İSANBUL LAZIM

Bölgedeki iş adamlarının en önemli beklentisi neydi?

Elbette ortak yatırımların yapılması, bölgedeki ticaret ve iş hacminin büyümesi bekleniyor. Bu hedef doğrultusunda her bölgenin kendi şartlarına uygun olan büyüme modeliyle istihdamda artış sağlanması öngörülüyor. Bölgeler arası eşitsizliğin giderilmesi en önemli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Tek başına büyüyen İstanbul, Türkiye ekonomisi için yeterli olmaz. Bu nedenle İstanbul gibi ciddi katma değer yaratan ve yüksek ticaret hacmine sahip yeni İstanbullar oluşturmayı amaçlıyoruz. Aksi halde İstanbul’a göre nispeten daha küçük olan şehirler boşalıyor ve büyükşehirde ciddi yığılmalar oluşuyor. Bölgeler arası eşitsizlik ekonomik, sosyal, kültürel ve güvenlik konularında çeşitli problemler oluşturuyor. TüSİAD olarak her bölgemizin sahip olduğu dinamiklerle ayağa kaldırılmasını hedefliyoruz.

GENçLERE HAYAT DERSİ

Yarınlarımız diye tanımlanan gençlere, girişimcilikle ilgili tavsiyeniz nedir?

Herkes Türkiye’nin en başarılı insanı olacak diye bir şart yok! Esasında girişimcilik, hayallerine yürüyebilme cesaretini ortaya koyabilmektir. Hani Cem Yılmaz’ın, meşhur bir esprisi var: “Eğitim Şart” diye… Hayatta ne kazanılacaksa eğitimle kazanılır, ne kaybedilecekse eğitimsizlikten, cehaletten kaybedilir! Gençleri ve eğitimi her şeyden çok önemseyen biri olarak Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerden konferans, panel ve zirvelere konuşmacı olarak davet ediliyorum. üniversiteli arkadaşlarımıza; “en büyük yatırım gençlere ve eğitime yapılan yatırımdır” mesajını veriyorum. Son olarak Gaziantep üniversitesi‘nde öğrencilerle buluşup, başarının altın kurallarını ve girişimciliği konuştuk. Gençlerimiz sabırla çalışarak ideallerine koşar, azimle ve cesaretle yılmadan sorunların üzerine gider, çözüm odaklı düşünmeyi öğrenirlerse, sadece okullarında değil, hayat üniversitesinde de mutlaka başarılı olurlar.

Sosyal sorumluluk projeleriniz hakkında neler söyleyeceksiniz?

Sosyal sorumluluk projeleri önemsediğimiz başlıca konular arasında yer alıyor. ülkemize ait olan markamızın kazanımlarını toplumla ve özellikle gençlerle paylaşmaya gayret ediyoruz. Topluma borcumuzu sosyal sorumluluk projeleri geliştirerek ve ihtiyaç sahiplerine gerekli yardımları yaparak ödemek istiyoruz. Bazen lisedeki bir futbol takımının genç öğrencilerine spor ve diğer ihtiyaç malzemelerini temin ederek, bazen üniversite öğrencilerine burs imkanı sunarak eğitime katkı sağlamak bize ilham kaynağı oluyor. Doğu’lu bir ailenin mensubu olarak atalarımız bizlere, her zaman için yakınlarımıza ve elimizin uzanabileceği tüm ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmayı hayat düsturu olarak öğretmişlerdir. Bize düşen bu kutlu öğretiyi en güzel şekilde yaşatmak ve geleceğe taşımaktır.

BöLGESEL LİDER KüRESEL Güç TüRKİYE

çözüm sürecinin yol kazasına uğramadan, başarıyla yürütülmesi önemli. Silahların susması hem halkımızın huzuru, hem ekonomimiz için mühim. öte yandan daha fazla demokrasi için gerçekleşen reformların sürdürülmesi ve AB ile müzakerelerin devam etmesi lazım. Türkiye’nin doğudan batıya, kuzeyden güneye bir ve beraber olması hayati önem taşıyor. Dünyadaki en büyük 10 ekonomi arasına girmeyi, bölgesel liderlik ve küresel güç olmayı hedefleyen Türkiye, bu amacına ancak bu şekilde ulaşabilir. Sorunlarını kendi içinde çözmüş Türkiye, ‘güçlü ve istikrarlı ülke’ algısını daha da sağlamlaştırır.

2023 yılı için 500 milyar dolarlık ihracat hedefi olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; yatırım ve üretimle Türkiye ekonomisini, dünyanın ilk 10‘u arasına sokmayı hedefliyor.

HAVAALANLARI EN öNEMLİ İCRAATLARDAN BİRİ

Türkiye’nin en batısındaki şehirden, doğudaki Mardin’e ya da Diyarbakır’a 1.5 saatlik uçuş mesafesiyle ulaşılabiliyor olması, iş dünyası için önemli bir avantaj. İş insanları için vakit, nakittir… Rahat ve hızlı ulaşım imkanı sunan havaalanı sayısının artmasını, hükümetin en önemli artılarından biri olarak görüyorum.

İŞKOLİK PATRONUN BİR GüNü

Sabah en geç 7.30’da uyanırım. Hazırlığımı ve kahvaltımı yaparken televizyonda haberlere göz atarım. Yolda, işe giderken gazetelere göz atarım. Günün çoğu zamanı yoğun toplantı trafiğiyle akarken, öğlen yemeğini unuttuğum oluyor. Toplantı ve iş yemeklerine bağlı olarak geç saatlere kadar çalışabiliyorum ama iş çıkış saatim genelde 20.00’dır… Yoğun iş temposu nedeniyle çocuklarımı az görüyorum. Pazar günlerini onlara ayırmaya gayret ediyorum. Hobilerim arasında ata binmek ve kitap okumak var. Bazıları golf oynar, bazıları spor yapar ben ise iş stresimi, dostlarımla beraber olduğumda atıyorum. Tatile çok zaman ayıramıyorum. Hedeflerime ulaştığımda tüm yorgunluğum bitiyor ve bu durum beni fazlasıyla mutlu ediyor. İş yaşamımdaki başarılar kadar manevi hayata da önem veririm, etrafımda birilerine faydalı olduğumu hissettiğimde o gün daha huzurlu bir uykuya dalıyorum. Tabii sivil toplum kuruluşları da hayatımda önemli bir yer tutuyor. Birçok kuruluşta gönüllü olarak yer alıyorum ve aklımın zekatını sivil toplum kuruluşlarına harcıyorum.