Merkez Bankası’nın uzun zamandır para politikasında sıkılaştırıcı pozisyonda olduğunu iddia ediyor. Ancak bu konuma şimdi yaklaşıyor. Bu politikanın ömrünü ise fonlama maliyetinin (dolaylı biçimde TCMB faizinin) yükselişinin makroekonomik veriler üzerinde yaratacağı etki belirleyecektir.
Son dönemde döviz kurlarında ortaya çıkan gelişmelere karşı Merkez Bankası’nın fonlama politikası üzerinden etkin bir müdahale stratejisi geliştirmeye çalıştığı gözlemleniyor. Bu kapsamda TCMB, özellikle 2017 yılı Ocak ayıyla birlikte repo ihaleleriyle fonlama yönteminden vazgeçmeye yöneldi. Ancak, TCMB’nin diğer fonlama yöntemi olan kotasyon ile piyasaya likidite vermeyi sürdürdüğü ve hatta bu kapsamdaki fonlama tutarını artırmak zorunda kaldığı dikkat çekiyor. Başka bir ifadeyle, TCMB’nin piyasaya sunduğu likiditenin kompozisyonu değişiyor.
Tablo: TCMB Fonlama Verileri (milyon TL)
(milyon TL)
Kaynak: TCMB
FONLAMA MALİYETLERİ ARTTI
Piyasaya sunulan likiditenin kompozisyonunun değişmesinin yanı sıra düzeyinin de azalma eğiliminde olduğu irdelenmelidir. Nitekim 2016 Kasım ayı başında 100 milyar TL’nin üzerinde olan fonlama tutarı 17 Ocak itibarıyla 74 milyar TL’ye düştü. Sözkonusu tutarın Aralık başında 125 milyar TL’yi aştığı düşünüldüğünde, TCMB’nin likidite politikasında sıkılaştırmaya yöneldiği vurgulanmalıdır. Bu politika değişikliğinin en önemli yansıması “TCMB Ağırlık Fonlama Maliyeti” üzerinde görüldü.
Fonlama maliyetinin kademeli olarak önce yüzde 8 düzeyini ve repo ihalelerinin iptal edilmesiyle birlikte yüzde 9’u aşması dikkat çekiyor. Esas itibarıyla TCMB’nin bankalara likidite kullandırırken geçerli olan faiz oranı olarak yorumlanması gereken fonlama maliyetinin yükselmesi kalıcı hale gelirse bankaların kredi politikaları üzerinde de değişiklikler (miktar ve fiyat etkileri biçiminde) olması beklenmelidir.
MERKEZ BANKASI, RADİKAL KARARLARA YÖENELEBİLİR
Döviz kurları bağlamında yaşanan gelişmelere karşı TCMB’nin aldığı kararları dolaylı bir biçimde daraltıcı bir politika olarak yorumlamak yerinde olacaktır. Ancak, dikkat çeken husus Merkez Bankası’nın uzun zamandır para politikasında sıkılaştırıcı pozisyonda olduğunu iddia etmesine rağmen bu konuma ancak şimdi yaklaşmakta olmasıdır. Bu politikanın ömrünü ise fonlama maliyetinin (dolaylı biçimde TCMB faizinin) yükselişinin makroekonomik veriler üzerinde yaratacağı etki belirleyecektir. Ekonomide görülen yavaşlama dikkate alındığında, bir süre sonra TCMB’nin yeni bazı radikal kararlara yönelmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
Doç. Dr. Ertuğrul KIZILKAYA
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.