635 adete ulaşan dev uçak filosunda 9 Airbus A380 bulunduran global havayolu grubu, Türkiye pazarındaki en büyük yabancı konumunda.
Air France KLM Türkiye ülke Müdürü Nedime Konuksever: En köklü Havayolu Grubuyuz
2004 yılında dünyanın en büyük hava yolu şirketlerinden Air France, yine köklü bir havayolu şirketi olan KLM ile birleşti ve Air France-KLM Şirketler Grubu doğdu. Fransız ve Hollandalı şirketlerin bir araya gelerek güçlü bir ortaklık kurması, havacılık sektöründe yeni bir model olarak dikkat çekmişti. Geçtiğimiz yıl Air France 80., KLM ise 94. yılına girdi. Air France-KLM Şirketler Grubu, partnerleri Delta ve Alitalia ile birlikte günde yaklaşık 250 uçuşla dünyanın en büyük Trans Atlantik ortaklığıyla büyümeye devam ediyor. 635 uçak filosuna sahip Air France-KLM’in uçuş ağı 113 ülkede 256 şehri kapsıyor. 2012 yılında 75.8 milyon yolcu ve 1.4 milyon ton kargo taşıması gerçekleştiren Air France-KLM, bünyesinde 19 havayolunu barındıran dünya çapında günde 187 ülkede 1000’e yakın şehre 15.465 uçuş olanağı sağlayan Skyteam Birliği’nin de üyesi. 100’ü aşkın ülkeyle birlikte Türkiye’de de faaliyet gösteren Air France-KLM Türkiye ülke Müdürü Nedime Konuksever’le, Grup’un büyüme stratejilerini ve hedeflerini konuştuk. Soyadı gibi oldukça “Konuksver” olan başarılı iş kadını, tüm sorularımızı içtenlikle yanıtlıyor:
8. KEZ üST üSTE DüNYA LİDERİ OLDUK
Air France-KLM hakkında bilgi verir misiniz?
10 yıl önce Fransız ve Hollandalı iki köklü hava yolu şirketinin birleşmesiyle oluşan Air France-KLM, kârlı ve sürdürülebilir büyüme stratejiyle hareket ediyor. Dünyada en çok yolcu taşıyan, en iyi cirolara ulaşan, en güçlü ve en yeni filoya sahip bir grup olarak teknolojiyi yakından takip ediyoruz. 2013’te 78,4 milyon yolcu taşıdık. Havacılık sektörünün öncü kuruluşu olarak 8. kez üst üste Dow Jones Sürdürülebilir Büyüme İndeksi’nde dünya lideri olduk. Sürdürülebilir büyüme hedefimize koşarken, müşterilerimizi ve çevreyi asla unutmuyoruz!
Müşterilerimizi önemsiyoruz; sık uçan yolcularımız için uyguladığımız “Flying Blue” sadakat programımız, 2013 yılında Freddi Awards ödüllerinde ‘En İyi Program’ ödülüne layık görüldü. öte yandan çevreye duyarlı politikalarımız kapsamında bio yakıt kullanarak, doğayı ve yaşamı korumak adına büyük hassasiyet gösteriyoruz.
Türkiye’deki yapılanmanızdan ve hedeflerinizden söz eder misiniz?
Geçtiğimiz yıl Türkiye ve dünya pazarındaki 80. Yılını kutlayan Air France, kurulduğu günden bu yana Türkiye pazarında yer alan bir havayolu şirketi.
Elbette bundan 80 yıl önce Türkiye’de hizmet vermeye başlandığında direk uçuşlar yoktu. Avrupa’dan gelen uçaklar üç günde bir, dura dura gelirdi. O yıllardan beri yer aldığımız pazarda bugün Air France-KLM olarak hizmet sunmaya devam ediyor. Uzun vadeli planlamalar ve Türkiye’de sürekli hizmet sunma stratejisiyle hareket ediyoruz. Bu pazarı çok önemsiyoruz ve daha fazla büyümek istiyoruz. Türkiye’deki havacılık sektörünün her yıl yaklaşık yüzde 20 oranında büyüdüğünü göz önüne aldığımızda, pazarın ciddi bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu görüyoruz. Bu anlamda daha çok yatırım yaparak, pazar payımızı arttırmayı hedefliyoruz.
TüRKİYE BöLGESEL üS
Pazar payınız hakkında bilgi verir misiniz?
Uçtuğumuz hatlar ve ülkelere göre pazar paylarımız değişiyor. Ancak genel anlamda en çok yolcu taşıyan hava yolu grubuyuz. Kuzey Amerika hatlarında, Delta ile birlikte en büyük hava yolu şirketiyiz. Türkiye pazarında ise en güçlü yabancı hava yolu grubuyuz. THY ile işbirliğimiz var. öte yandan geçtiğimiz yıl Pegasus ile iş birliği yaparak Sabiha Gökçen ve İzmir’den ortak uçuşlara başladık. Pagasus’la birlikte Türkiye’deki müşterilerimizi, Amsterdam’a götürüyoruz ve oradan dünyanın 500’den fazla noktasına bağlıyoruz. Yine Pegasus iş birliğimizle Türkiye’deki 25 şehri dünyaya bağlıyoruz. Türkiye pazarında daha fazla büyümek için potansiyel mevcut fakat havaalanı ve birtakım alt yapı sorunlarının aşılması gerekiyor. Yeterli uçuş yapılamaması ve yeni frekans verilememesi büyük potansiyel taşıyan İstanbul’da büyüme hızını sınırlıyor. Bu anlamda İstanbul’a yapılacak yeni hava limanı önemli. Tamamlandığında dünyanın en büyük havaalanı olacak projenin hızla bitirilmesi, sektörde büyümenin önünü açacak. Türkiye’yi çok önemsiyoruz ve bu pazarda daha fazla büyümek istiyoruz. Bu nedenle Türkiye’de bir bölge yönetimi kurduk ve İsrail, Yunanistan, Kıbrıs gibi birkaç ülkenin yönetimini buraya bağladık.
İSTANBUL MODEL OLMALI
Türkiye’deki havacılık sektörünün gelişimini nasıl yorumluyorsunuz?
Avrupalı bir havayolu grubu olarak Türkiye’nin büyümesinden olumlu etkileniyoruz. Coğrafi olarak stratejik bir yerde bulunan, orta ve uzun vadede havacılık sektöründe büyümesini beklediğimiz Türkiye’de bugün bile nüfusun küçük kısmı havayolunu tercih ediyor. İç pazar rekabete yeni yeni açıldı ve hızla büyüyor. İç pazar, dış pazardan daha hızlı büyüyor. Benim hayalim; Türkiye’nin her yerinden dünyaya uçuşların olmasıdır. Bugün en önemli hub (aktarım noktası) İstanbul ciddi bir noktaya geldi fakat Ankara’da bu hava yakalanamadı. örneğin Adana’daki bir müşteriyi Adana’dan alıp İstanbul’a getiriyoruz. İstanbul’dan dünyaya bağlıyoruz. Aslında Türkiye’nin jeopolitik anlamda Adana’dan da direk uçuşlara başlama imkanı var. Bana göre; Türkiye’de en büyük problem havacılık ve turizm sektörlerinde yıl boyu sürdürülebilir işin olmamasıdır. İstanbul’da yakalanan trend Türkiye’ye hakim değil. Bu nedenle maalesef ülke genelinde yazın yapılan seferler, kışın yapılamıyor. Antalya ve Bodrum’a yazın yüzlerce uçak inerken, kışın bunu göremiyoruz. Başarının sürdürülebilir olması önemli. Peki bu nasıl olacak? çözüm: Her mevsimde hareketliliğin sağlanabilmesidir. Türkiye kongre, kültür ve kış turizmine daha fazla önem vermeli. Anadolu’da hayata geçirilebilecek birçok proje var. Dünyanın en güzel köşelerine sahip olan Güney ve Ege kıyıları kışın da kullanılabilir hale gelmeli ki, Türkiye daha hızlı büyüsün.
DüNYAYI TAŞIYORUZ
Amerikalı, Japon, Alman, Fransız, Türk her milletten yolcumuz var. Eskiden uçaklarımızda doluluk oranı kışın düşerdi, şimdi yıl boyunca ortalama yüzde 85 oranında doluyuz. Yaz aylarında uçuşlarımızda deyim yerindeyse patlama yaşanıyor.
Uçuşlarınızdaki doluluk oranı ve yolcu profiliniz hakkında neler söyleyeceksiniz?
Finans merkezi olma yolunda ilerleyen İstanbul’da gerçekleştirilen iş-ekonomi zirveleri, kongre ve toplantıların sayısı giderek artıyor. Eskiden uçaklarımızda doluluk oranı kışın düşerdi, fakat şimdi yıl boyunca ortalama yüzde 85 oranında doluyuz. Talebin yoğunlaştığı yaz aylarında ise uçuşlarımızda deyim yerindeyse patlama yaşanıyor. Bu dönemde doluluk oranımız yüzde 100 oluyor. Yolcu profilimiz oldukça zengin. Dünya çapında faaliyet gösteren bir şirket olarak Türkiye’deki uçuşlarımızda birçok ülkenin vatandaşları seyahat ediyor.
Amerikalı, Japon, Alman, Fransız her milletten yolcumuz var. Dünyayı taşıyoruz diyebilirim. Yolcularımızın ağırlıklı kısmı yabancılardan oluşuyor. Maalesef Türk insanının geç program yapma sorunu var! Amerikalı, Alman, Japon, Koreli ve Araplar başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesindeki vatandaşlar, Türkiye’ye büyük ilgi duyuyor. Haliyle talep yoğun olunca uçaklarımız erkenden doluyor. Planlamayı geç yapan Türk insanı ise seyahat kararını son dakikaya bıraktığından uçaklarımızın çoğu dolmuş oluyor. Bu anlamda seyahat planlamasının daha erken yapılmasını öneriyoruz.
SESSİZ UçAN DEV KUŞ: AIRBUS 380
Yaş ortalaması genç olan filomuzda bulunan 635 uçağın en önemli özelliği, ileri teknolojiye sahip olmasıdır. Gaz emisyonu düşük yeni nesil uçakların yanında; sürdürülebilir büyüme çerçevesinde, bütün ürünlerimizin dönüştürülebilir olmasına önem veriyoruz. örneğin hostes kıyafetlerimiz sonradan halıya dönüştürülüyor. Herşey döngü halinde. Filomuzdaki en popüler uçağımız Airbus 380’dir. Şu anda 8 adet kullanıyoruz ama 2014 içinde Airbus 380’lerin sayısını 9’a çıkaracağız. 516 yolcu ile hizmet eden Airbus 380; jumbo ama sessiz ve dev bir kuş gibi… Uçakta, galerisi ve kültür alanı olan 6 adet dinlenme barı mevcut. Yolcular burada sohbet etme imkanı buluyor, meyve suyu ve sandviçlerini keyifle yiyebiliyor. Airbus 380’in içindeyken uçaktaki bütün uçuşu izleyebiliyorsunuz. Alt ve üst katı gösteren 3 kamera bulunduğunuz yerden tüm uçağı görmenizi sağlıyor. Diğer uçaklara göre daha fazla camı bulunan uçakta, aydınlatma ve eğlence sistemleri de öne çıkıyor.
First class, business class, premier class ve ekonomi olmak üzere dört sınıfa sahip Airbus 380’ler inanılmaz talep görüyor. Sessizliği, yüksek teknolojisi ve konforuyla yolculara yorulmadan seyahat etme imkanı sunan bu uçaklarda uçmanın keyfi bambaşka. Yüksek teknolojiye sahip iki katlı uçaklarımız her havaalanına inemiyor. Bugün itibariyle; New York, Washington, Los Angeles, Tokyo ve Şanghay gibi şehirlere Airbus 380 ile uçuyoruz.
EGZOTİK HAVAYOLU ŞİRKETİ her yere uçuyor
Dünya genelinde en çok öne çıktığınız ülkeler, ya da bölgeler nerelerdir?
İfade ettiğim gibi 113 ülkede varız, 256 şehre uçuyoruz fakat asıl önemli olan çok ülkeye uçmak değil, uçuş yapılan noktalara günde en az iki seferi sürdürülebilir şekilde düzenleyebilmektir. çünkü havayolu şirketi olarak ancak sürekli uçuş yaptığınızda, yolculara gerçek anlamda hizmet verebilirsiniz. Air France-KLM, dünyadaki pek çok havayolu şirketinin uçmadığı noktalara uçuyor.
örneğin Güney Amerika’da 25 farklı hattımız mevcut. Bazen adı bile duyulmayan yerlere uçuyoruz. Kuzey Amerika’ya günlük 250 uçuşumuz var. Delta ortaklığımızla Kuzey Amerika’daki en küçük şehir, hatta köye bile ulaşıyoruz. Avrupa bölgesinde uçmadığımız şehir yok. Asya bölgesinde de aynı şekilde. En güçlü olduğumuz bölgelerden biri de Afrika. Burada da uçmadığımız nokta yok gibi. Gelişen bir pazar olduğundan, Türkiye dahil dünyanın her yerinden Afrika’ya yolcu taşıyoruz.
400 EURO’YA DüNYANIN öBüR UCUNA YOLCULUK
Rakiplerinizle mücadele ederken fiyat politikanızı nasıl belirliyorsunuz?
İki şirket birleşmeden önce fiyat hususunda farklı görüntüye sahipti. KLM cazip fiyat sunuyor ve daha çok genç kitleye hitap ediyordu. Air France ise daha çok iş trafiğine hitap eden, daha uzun mesafelere uçan yolculara hitap ediyordu ve fiyat olarak daha yüksekti. Air France-KLM’nin fiyat politikası bu iki modelin formüle edilmesiyle oluşturuldu. Bugün kış aylarında, dünyanın öbür ucuna 400-500 Euro’yla yolcu taşıyoruz. Düzenlediğimiz promosyonlarla yolcu sayımızı arttırmayı hedefliyoruz. Her zaman için gelirimiz aynı oranda artıyor mu? Hayır artmıyor ama seferlerimizde en uygun fiyatla müşteriye hizmet vermeye çalışıyoruz. Promosyonlarla yazın uçamayan müşterilerimizin, kışın uçmasını istiyoruz. Fiyat anlamında rekabette çok açık, en iyi fiyatları sunan bir hava yolu grubuyuz. Bilet fiyatlarımızı belirlerken rakiplerimizi ve talebi dikkate alıyoruz.
YOLCU PROFİLİNDE KOBİ SEGMENTİ öNE çIKTI
Eskiden sadece büyük şirketlere bağlı olanlar iş seyahati yapardı. Şimdi ise çantasını alan, kataloğunu basan uçağa atlayıp, başka şehirlere, ülkelere gidiyor.
Yolcu profilinizde kimler öne çıkıyor?
Ağırlıklı olarak büyük firmalara hitap ediyoruz. Müşterilerimizin yüzde 60’ı iş amaçlı seyahat eden yolculardan oluşuyor. Bunun yanında turizm ve eğitim amaçlı seyahat edenler, aile ziyareti için seyahat edenler de var. Eskiden sadece büyük şirketlere bağlı olanlar iş seyahati yapardı, oysa son yıllarda KOBİ’lerin de hızlı büyüdüğünü görüyoruz. Artık çantasını alan, kataloğunu basan uçağa atlayıp, başka şehirlere, ülkelere gidiyor. Yolcu profilindeki bu değişim bizi mutlu ediyor. Yüzde 300’e yakın büyüme yakaladığımız KOBİ’lerin oluşturduğu yolcu segmenti önümüzdeki günlerde de öne çıkmaya devam edecek.
2014 GüNEY AMERİKA YILI OLACAK
Bu yıl en çok hangi ülke pazarında büyümeyi hedefliyorsunuz?
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye pazarında da büyüme hedefimiz var. Bunun ötesinde 2014’ün Güney Amerika yılı olmasını planlıyoruz. Güney Amerika’da, Türk insanının ayak basmadığı onlarca ülke var. Kolombiya, Banama, Arjantin, Brezilya, Şili… Bize benzeyen insanlar var bu ülkelerde. İş turizmi açısından potansiyeli yüksek ülkeler var. Güney Amerika’daki pazarımızı büyütmek için turizm ofisleri ve tur operatörlerle çalışmalarımızı genişletiyoruz.
Bu sektör havadan nem kapıyor !
Havacılık sektörünün kırılgan yönleriyle nasıl mücadele ediyorsunuz?
Global bir hava yolu şirketiyseniz her şey sizi etkiler. Libya’daki durum ve Ortadoğu’da yaşanan olaylardan etkilendik. Büyük ve güçlü bir filoya sahip olmamız kriz durumlarından az etkilenmemizi sağlıyor. Fakat bu durum sektörümüzün, krizlerden en çok etkilenenlerin başında olmasını engelleyemiyor. Sadece siyasi veya ekonomik krizlerden değil, doğayla ilgili olaylardan da etkileniyoruz. Yanardağ patladığında, ya da meteorolojik şartlar bozulduğunda bu durum bize olumsuz yansıyor. özetle sektörümüz havadan nem kapan hassas bir sektör. Ancak bütün bunlara rağmen bulunduğumuz pazarlarda istikrarlı şekilde var olmaya ve büyümeye devam ediyoruz.
KADINLARA POZİTİF AYRIMCILIK ŞART
Global bir markanın Türkiye Genel Müdürü olarak günlük iş temponuz nasıl bir seyir izliyor?
Türkiye’nin pozitif ayrımcılığa ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. çünkü dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de, kadın yönetici sayısı yetersiz. Yabancı şirketlerde kadın yönetici sayısı daha fazla. Şans verilmesi halinde Türkiye’deki kadın girişimci sayısının artacağına inanıyorum. çalışan kadın sayısının yükselmesi gerekiyor. çalışmak, insana organize olmayı öğretiyor. Kendi adıma konuşmak gerekirse, izinli olduğum günlerde daha az organize olduğumu görüyorum.
Günlük iş temposu içinde, ekibimle yakın çalışmayı tercih ederim. Toplantılarımızı sık yaparız ama kısa tutarız. Kapım tüm çalışanlara her daim açıktır. Toplantılar dışında günüm; orta ve uzun vadeli planlar yaparak, bütçeleri gözden geçirerek doluyor. Müşterilerle fazlaca vakit geçiriyorum. Bazı iş grupları var, onların içerisinde olmamız gerekiyor. Bir Galatasaray’lı olarak, Galatasaray’a da vakit ayırıyorum. 12 yaşındaki oğluma, akşamları ve hafta sonları daha fazla vakit ayırmaya çalışıyorum.
ERKEKLERE GöRE DAHA ORGANİZE DüŞüNEBİLİYORUZ
çalışan kadın; İşin yanında, evi de organize etmek zorunda. Bu durum kadınları, yönetimde farklı bir bakış açısına sahip kılıyor. Aynı anda birden fazla konuyu düşünebilme yetisine sahip kadınlar, erkeklere göre daha iyi organize olduğu için çözüme daha hızlı ulaşıyor.
“İş kadınları daha kolay organize oluyor” derken tam olarak neyi kastettiniz, bunu biraz açar mısınız? Kadın daha fazla empati yaparak, karşı tarafı daha iyi anlamaya çalışıyor. Dolayısıyla karşılıklı anlayış ve iletişim başarı getiriyor. özellikle annelik içgüdüsüne sahip kadınlar bu konuda daha şanslı. Ayrıca kadınlar, karar alırken daha korkusuz. Hem iş, hem evi yönetebiliyorlar.
Arada gelip-giden yardımcım var ama yoğun iş tempoma karşın akşamları evde yemeklerimi ben yapıyorum. özetle çalışan kadın; İşin yanında, evi de organize etmek zorunda. Bu durum kadınları, yönetimde farklı bir bakış açısına sahip kılıyor. Aynı anda birden fazla konuyu düşünebilme yetisine sahip kadınlar, erkeklere göre daha iyi organize olduğu için çözüme daha hızlı ulaşıyor.
Başarının sırlarına dair ipucu vermenizi istesek, neler söylersiniz?
Klasik ama önemli bir şey söylerim: İstemek ve hedeflemek başarmanın yarısıdır. Belirlediğiniz hedefler altyapınıza uygunsa başarıya ulaşamamak mümkün değil. Hedefleri doğru belirleyip, doğru yöntem ve metotlarla ilerlediğinizde mutlaka başarıya gidiyorsunuz. özelliklede Türkiye’de girişimci ruha sahip olan gençlerimizi takdir etmek istiyorum. Benim jenerasyonumdakiler, “Uluslararası bir şirkete gireceğim” hedefiyle çalışıyordu fakat şimdiki gençler; “kendi işimi kuracağım” diyerek cesaret örneği sergiliyor ve girişimcilik ruhunu besliyor.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.