2012 sonunda 236,5 milyar dolar olan toplam ithalatımızın 60 milyar dolarını enerji ithalatı oluşturuyor. Enerji ithalatımızın, ithalat içindeki payı ise yüzde 25 ile en yüksek orana sahip. Sürdürülebilir cari açık önünde en büyük engel dışa bağlı enerji açığıdır.
Ekonomimizin son 10 yılda gerçekleştirdiği büyüme performansı ile birlikte üretimin temel girdisi olan enerji ihtiyacı da hızla artıyor. Yeterli enerji kaynakları bulunmayan ülkemiz zorunlu olarak bu ihtiyacını dışarıdan ithal ediyor. Bu zorunluluk, büyüme artışıyla birlikte toplam ithalatı artırırken, enerji ithalatının toplam ithalat içindeki oranını da yükseltiyor. 2012 sonunda 236,5 milyar dolar olan toplam ithalatımızın 60 milyar dolarını enerji ithalatı oluşturuyor. Enerji ithalatımızın, ithalat içindeki payı ise yüzde 25 ile en yüksek orana sahip. Aynı yılın sonunda 46,9 dolar olan cari açığın, enerji ithalatına nedenli bağlı olduğu açıkça görülüyor.
Dünya üzerinde ülkeler ve bölgeler arasında eşitsiz dağılan ve kıt olan enerji kaynakları Türkiye’de de kendi ihtiyaçlarına yetecek düzeyde değil. 2011 yılı itibariyle toplam enerji üretimimiz 32.2 milyon ton eşdeğer petroldür. Buna karşılık enerji tüketimimiz, 118,8 milyon ton eşdeğer petroldür. Tüketimin ancak yüzde 27‘si iç kaynaklardan temin edilebiliyor. Enerji rezervlerinin dağılımına bakıldığında en önemli rezerv kaynağımız kömür. Zengin kömür kaynaklarına sahip olmamıza rağmen, kömürde yurt içi talebi karşılayacak ölçüde üretim yapamıyoruz. Bunun dışında diğer bir enerji kaynağı yenilenebilir enerjidir. Yenilenebilir enerji kaynakları bakımından da oldukça zengin olan ülkemizde, enerji üretiminin ancak dörtte biri yenilenebilir enerjiden elde ediliyor. Diğer yandan dünyanın hemen bütün gelişmiş ülkelerinde var olan nükleer enerji santralları ülkemizde henüz kurulma aşamasında. 2023 yılında enerji üretimimizin yüzde 10‘unun nükleer enerjiden karşılanacağı tahmin ediliyor. Doğalgaz ve petrol gibi en önemli enerji girdilerinde ise kaynak bakımından oldukça fakir olan ülkemizde bu kaynakların üretimi toplam üretim içinde sadece yüzde 13 düzeyinde.
Dünya ekonomilerinde ekonomik büyümeye bağlı olarak enerji tüketimi de artıyor. Enerji tüketiminde en yüksek payı 2010 verilerine göre sırası ile çin, ABD, Rusya, Hindistan, Japonya ve Almanya alıyor. Türkiye’nin dünya enerji tüketimindeki payı yüzde 0.9‘dur.Türkiye ekonomisinin büyüme hızı ve gelişmişlik düzeyi arttıkça enerji tüketimi de artıyor. Uluslararası Enerji Ajansı raporuna göre; Türkiye enerji tüketimi en hızlı artan ikinci ülkedir. Enerji ihtiyacının karşılanmasında doğal kaynaktan yoksun olan ülkemizde ekonomik büyüme arttıkça, enerjide dışa bağımlılık da artıyor.
Türkiye kömür rezervleri bakımından zengin ve yenilenebilir enerji potansiyeli yüksek olsa da enerji talebinin karşılanmasında temel rol oynayan petrol ve doğalgaza sahip değildir. Bu nedenle, Türkiye dünyanın en çok doğal gaz ithal eden yedinci, en çok petrol ithal eden on üçüncü ülkesidir.
Yukarıda da ifade edildiği üzere, 60 milyar doların üzerinde bir enerji faturası olan ülkemiz, enerji ihtiyacının yüzde 70‘den fazlasını ülke dışından karşılama zorunluluğu ile karşı karşıyadır. Büyüme için enerjiye ihtiyacımız artarak devam ederken, diğer yandan sürdürülebilir cari açık seviyesi büyük önem arzediyor. 2O12 yılında yüksek cari açık nedeniyle büyümemizi yavaşlatmak zorunda kaldık. Enerji açığımızı karşılama ile cari açık arasında birbirini olumsuz olarak etkileyen bir ilişki söz konusu. Bu nedenle sürdürülebilir büyümeyi sağlayabilmek ve artırarak devam ettirebilmek için ülke içi enerji üretiminin payını artırmak zorundayız.
TüRKİYE’DE ENERJİ üRETİMİ NASIL ARTAR?
özellikle kömür ve yenilenebilir enerji kaynaklarının işletilmesinde, yatırımların finansmanı için uzun vadeli ve düşük maliyetli finansman imkânı sağlanması, belli sürelerle kurumlar vergisi muafiyeti uygulanması gibi teşvikler bu alandaki üretimi artıracak. Diğer yandan ülkemiz mevcut doğalgaz ve petrol rezervlerinin tespiti ve çıkarılması içinde arama faaliyetlerine devam edilmeli. Bunun dışında, yurt dışından temin ettiğimiz enerjinin çeşitliliği ve arz güvenliliği yanında rekabet ve fiyat avantajı sağlama gayretleri de, faturamızın büyüklüğünün azaltılmasında ciddi katkı sağlayacak. Bugün bütün gelişmiş ekonomiler nükleer enerji kaynaklarına sahip olmuşlar ve sürekli olarak da bu enerji kaynağını geliştirme gayreti içindedirler. Biz de, süratle nükleer enerji yatırımlarımızı hayata geçirip, iç üretim kapasitemizi artırmak durumundayız. Mevcut enerji açığımızın sürdürülmesi oldukça zor.
Osman Akyüz Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.