Yapılan araştırmalara göre Türkiye’nin nüfusunun % 12’den fazlası engelli. Bunun yaklaşık % 9’unu süregiden hastalığı olanlar, yaklaşık % 3’ünü ise ortopedik, görme, işitme, konuşma ve zihinsel engelliler oluşturuyor. Bu yüksek oranlara rağmen engelli vatandaşlarımızın çoğu ayrımcılığa uğruyor ve toplumsal yaşamın dışında bir hayat sürmek zorunda kalıyorlar.
Engellilerin bireysel olarak ve aile çevresinde yaşadığı sıkıntılar ve zorlukların yanı sıra fiziksel çevre, ulaşım ve konutlarda yaşadıkları sorunlar toplumsal yaşama katılmalarına engel oluyor. Yollar, binalar, parklar ve araçlar maalesef engellilere uygun değil ve engellilerin gereksinimleri düşünülmeden yapılıyor. Kaldırımlar işgal altında. Bu zorluklar engellerin yaşadığı zorlukları daha da arttırıyor ve sosyal yaşamdan kopararak evlerinde hapis hayatı yaşamalarına neden oluyor.
Benzer şekilde engelliler eğitim imkanlarından da yeterince yararlanamıyor. Eğitim alabilen az sayıdaki engelli ise iş bulmada büyük sorunlar yaşıyor. İş Kanunu’na göre 50 ve daha fazla işçi çalıştıran özel sektör kuruluşları % 3, kamu kuruluşları % 4 oranında engelli istihdam etmek zorunda. Ama buna rağmen bir çok işyeri engelli çalıştırmaktan kaçınıyor. Bu nedenle engelli vatandaşlarımız iş yaşamı dışında kalıyor. Bu da engelliler ve aileleri açısından hem ruhsal, hem de maddi açıdan büyük sorunlara neden oluyor.
Engellilerin toplumsal hayata katılımı erişilebilirlikten geçiyor
Bunu önlemenin yolu da engellilerin toplumsal hayata daha fazla katılımlarını sağlamaktan geçiyor. Engellilerin temel hak ve özgürlüklerden faydalanmasını teşvik ve temin ederek toplumsal hayata diğer bireylerle eşit koşullarda tam ve etkin katılımlarının sağlanması ve engelliliği önleyici tedbirlerin alınması amacıyla hazırlanan engelliler yasası Temmuz 2005’de yayımlanmıştı. Yasa ile binaların, açık alanların, ulaşım ve bilgilendirme hizmetleri ile bilgi ve iletişim teknolojisinin, engelliler tarafından güvenli ve bağımsız olarak ulaşılabilir ve kullanılabilir olması hedefleniyordu.
Buna göre yolların, kaldırımların, yaya geçitlerinin, parkların, resmi binaların, sosyal mekanlar ve toplu taşıma araçlarının engellilerin erişimlerine uygun hale getirilmesi gerekiyordu. Kanuna göre gerekli hazırlıkların yapılması için de 7 yıl süre verilmişti. 2012 yılında bu süre 3 yıl daha uzatılmıştı. Fakat bu süreçte görülen çeşitli gelişmelere ve yapılan alt düzenlemelere rağmen çok hızlı ve istenilen seviyede bir gelişim sağlanamadı. Engellilerin bir çoğu halen evlerinde hapis hayatı yaşamaya devam ediyorlar.
Engelliler için engelsiz bir yaşam oluşturulması mümkün. Bu şekilde engelli vatandaşlarımız kimseye muhtaç olmadan yaşamlarını sürdürme imkanına sahip olabilirler.
Engelsiz bankacılık geliyor
Engelli vatandaşların sorunlarının azaltılması ve toplumsal hayata katılmalarının sağlanmasının yollarından birisi de bankacılık hizmetlerine erişimlerinin kolaylaştırılmasından geçiyor. Bu açıdan engellilerin şube, ATM, kartlı sistemler, çağrı merkezi ve internet bankacılığı gibi kanallardan sunulan tüm bankacılık hizmetlerine erişebilmeleri önem taşıyor.
Bu kapsamda BDDK tarafından 2014 yılında bankacılık hizmetlerinin engelli müşterilerin şube ve şube dışı kanallardan erişim ve kullanımına uygun hale getirilmesine yönelik bir yönetmelik taslağı hazırlanmış ve ilgili tarafların görüşüne açılmıştı. Bu taslağa göre bankaların, hizmetlerini ve ürünlerini planlarken, engelli müşterilerin kullanımına ilişkin gereksinimleri de dikkate alması, onların en az sorunla kullanacağı şekilde düzenlemesi ve engelli müşterilere öncelik tanıması öngörülüyordu.
Yönetmeliğin hazırlık süreci devam ediyor ve 2006 yılı başında yürürlüğe girmesi hedefleniyor. Yönetmeliğin yürürlüğe girmesi durumunda bankaların 2008 yılı başına kadar mevcut faaliyet ve sistemlerini engellilerin ihtiyaçlarına uyumlu hale getirmeleri ve bunun için önemli yatırımlar yapmaları gerekiyor.
Engelleri kaldırmak mümkün
Nüfusumuzun önemli bir kısmını oluşturan engellilerin ve ailelerinin yaşadıkları sıkıntıların ve zorlukların azaltılması için engellilerin toplumsal yaşama entegre edilmeleri büyük önem taşıyor. Bunun için de devlete, düzenleyici otoritelere, belediyelere, kurum ve kuruluşlar ile bireylere önemli rol ve sorumluluklar düşüyor. Son dönemlerde bu alanda önemli düzenlemeler yapılmasına rağmen uygulamada halen büyük sorunlar yaşanıyor. Engellilerin topluma katılması ve toplumla bütünleşebilmesi için gerekli fiziksel koşulların oluşturulması, diğer bireylerle eşit fırsatların ve eğitim imkanlarının sunulması gerekiyor.
Bütün bunların belirli bir planlama dahilinde gerçekleştirilmesi ve böylece engelliler için engelsiz bir yaşam oluşturulması mümkün. Bu şekilde engelli vatandaşlarımız kimseye muhtaç olmadan yaşamlarını sürdürme imkanına sahip olabilirler. Bunu yapmak sosyal ve toplumsal bir zorunluluk olarak karşımızda duruyor. Bu nedenle bu önemli konuyu her zaman gündemde tutmak, çaba göstermek ve gerekli çalışmaları yapmak büyük önem taşıyor.
Gürdoğan Yurtsever
Tekstil Bankası A.Ş.
İç Kontrol, Uyum ve Mevzuat Başkanı/
Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE)
Yönetim Kurulu Başkanı
www.icdenetim.net
@guryurtsever
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.