Erdoğan-Yıldırım: Büyüme için bir fırsat

Prof. Dr. Bener Karakartal

Ekonomide gelişmiş ülkelere bakıp “ah vah” dönemleri artık kapandı. Dış politikada da kompleksleri artık üzerimizden attık. Sırada uzay var. Gezegenlerin keşfine katılmak var. Neden olmasın?

Ekonomi moral ister. Huzuru sever. Kokpitte bilgili, uyum içinde çalışan pilotlar ister.

Yıl 2000. Türkiye uçağının kokpitinde üç pilot var. Ne kadar güvenilirler? Büyük bankalardan her biri birine bağlanmış. Ha bire “görev zararı” pompalıyorlar. Paralar uçuyor. Ufukta dev bir fırtına. Pilotlar umursamıyor. Kısa bir süre sonra yığınla banka batacak, sahipleri hapishaneye gidecek. Daha sonra iktidarın tüm partileri seçimde tasfiye olacaklar, Meclis dışında kalacaklar. Yöneticilerin bir kısmı Yüce Divan’a gidecekler.

Karabulutların Türkiye’yi kapladığı bir dönemde Türk ekonomisinin dev ismi Sakıp Sabancı ile bir şeyler yapalım, Türkiye’ye moral pompalayalım istiyoruz. Ortaya TGRT’de 13 hafta boyunca “prime-time”da yayınlanan “Sakıp Ağa İle Başbaşa” çıkıyor. 53 dakikalık özeti “Belgesel- Sakıp Sabancı” internette yayında. Bakabilirsiniz. Bu belgeselden bir alıntı : “Dünyayı dolaşıyorum. Türkiye’den bir marka yok… İstanbul’a üçüncü köprü, İzmit geçişi, Çanakkale’ye köprü. Vallah da biz bunları yaparız hocam. Allah’ın verdiği güçle…”

Yıl 2016. İstanbul’da üçüncü köprü bitmek üzere. İzmit Köprüsü de. Çanakkale Köprüsü ufukta. Demek ki Türkler yaparmış.

Kokpitte şimdi huzur var. Şüphesiz son 20 ayda Türkiye, kokpit içi lüzumsuz ve gereksiz bir gerginlik içine girdi. İki başlılık yaşadı. Bu iki başlılık Türkiye’yi yordu. İşveren çevreleriyle olan ilişkilerde, iç politikada özellikle de dış politikada. Ama şimdi bu bitti. Kokpitte 20 yıldır beraber çalışmış iki pilot var. İkisinin de gözleri Türkiye’nin büyümesine odaklanmış.

DÜNYADA BÜYÜME YAVAŞLIYOR, TÜRKİYE BÜYÜYOR

Küreselleşme, Avrupa Birliği’ni fena vurdu. 2008 krizi de Amerika’yı. Rakamlar gösteriyor: Obama öncesi ABD ekonomisi daha güçlüydü. AB hasta. Çin ekonomisi yavaşlıyor.

Türkiye olumsuz bir dış çevreyle kuşatılmış. Rusya. Suriye’de güçlenebilmek için Türkiye’nin ekonomik dostluğunu buz dolabına kaldırdı. Yanlışının şimdi farkında. Dünyadaki terörizm çılgınlığı turizmi vuruyor.       Ama Türkiye’nin gizli silahı, Türk ekonomisini suyun üzerinde tutuyor. Bu gizli silah, kentsel dönüşüm. Bütün dünya iktisat bilimi kitaplarında temel bir gerçek anlatılır: Ekonominin motoru inşaattır. Amerika 1929 krizinden böyle çıktı. Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın yıkıntılarından inşaat sayesinde çıktı ve GSMH’da dünyada bir numara oldu.

Türkiye artık büyük bir şantiye. Alkenin her tarafından inşaat fışkırıyor. Kentsel dönüşüm, artık bir lokomotif. Güçlü bir çimento sektörümüz var.

İnşaatın ikinci büyük boyutu, mega projeler. Dev köprüler, tüneller dünya rekorlarını zorluyor. Ufukta dünyanın en büyüğü Çanakkale Köprüsü, İstanbul Üçüncü Havalimanı, Kanal İstanbul. Hızlı trenler, havaalanları. Türk Hava Yolları, artık dünyada lider bir marka. Dış müteahhitlikte Türkiye ustalığını dünyaya kanıtladı. Özet: Türkiye’de büyüme durmaz.

AR-GE DEVRİMİNİ YAŞIYORUZ

Türkiye inşaatta da, ulaşım sektöründe de artık yüksek teknolojiyi yakaladı. Savunma sanayi, havacılık, uzay, nükleer enerji, yenilenebilir enerji, Türkiye’nin ARGE devriminde köşe taşlarını oluşturuyor.

Türkiye değişiyor. Vites büyüttü bile. Türkiye çağ atlıyor. Rahmetli Sakıp Sabancı bir on beş yıl daha yaşayabilseydi bunları görecekti.

UFUKTA NE VAR?

Ekonomide gelişmiş ülkelere bakıp “ah vah” dönemleri artık kapandı. Dış politikada da kompleksleri artık üzerimizden attığımız gibi.

Daha büyük düşünmek, en ileriyi düşünmek. Uçağın burnunu daha yukarıya dikmek. İç politika türbülanslarının üstüne çıkmak. Kokpitte 20 aylık gecikmeden sonra elde edilen huzurdan yararlanmak suretiyle Türk ekonomisine moral pompalamak. Sırada uzay var. Gezegenlerin keşfine katılmak var. Neden olmasın? “Vallah da Allah’ın bize verdiği güçle”.

Prof. Dr. Bener Karakartal

karakartal@turcomoney.com