Gastronomik mekanların birbirleriyle yarışırcasına ülkemizde, özellikle İstanbul’da konuşlanmaları gerçeğinin arkasında: Avrupa’nın en hızlı gelişen, en yüksek ve en genç nüfusunun cazibesi ve parlaklığı yatıyor. Yerli-yabancı markaların, yatırımcıların ve mutfakların yarış pistine dönüştürdüğü ülkemizde; klasik eğitimde fazla önem verilmeyen, akıllı telefon, iletişim ve bilişim teknolojilerinin esareti altındaki genç insanlarımızın tek eksiği sosyalleşebilme olgusudur!
Büyükşehirlerimizde, Anadolu ve diğer ülkelerden alınan göçün getirdiği çeşitli kültürlerin etkisi, 30-35 sene gibi kısa bir sürede nüfus artışının ve uygulanan politikaların getirdiği rantlarla artan maddi imkanların, toplumsal huzursuzluklar ile Akdeniz ikliminin negatif yönlerinden etkilenen toplumumuzun bir kısmının, maalesef ” Sabırsız, Saygısız ve Saldırgan” bir ruh haleti içine girdiğini trafikte, alışverişte, hatta yemek yerken dahi hissetmemek mümkün değil.
Yeme-İçme hayatımıza giren yeni terimleri örneğin: Steak House, Fish Restaurant, Brasserie, Fine Dining, Fast Food ve Food Court, vs ifadeler kullanarak, topluma bir nevi mesajlar ( Alkollü veya Alkosüz mekan veya pahalı veya sıradan mekan gibi ) verebilen işletmeler, basın yayın organlarını da, PR işletmeleri vasıtasıyla kullanarak konuklarını yönlendirebiliyor ve kategorize edebiliyorlar.
Son aylarda artan ” özgün Dönerci, Burgerci, Pide & Pizzacılar ” ile içinde alışverişin yanısıra, yemekte yenebilen, hatta içki dahi içilebilen marketler, şarküteriler, balıkçı ve kasap dükkanları devreye girerken; ünlü tatlıcı, pastacı ve dondurmacı dükkan ve zincirlerinde de yemek sunum hizmetleri verilmeye başladı. Görülen o ki: Bu konular daha da çeşitlenecek ve her türlü gelişmeye açık olarak sürecek. Ancak değer bilme ve kullanma konusunda, bahsi geçen mekanlarda: Yemek yemeğe, zaman ve bütçe ayırmalıyız. Yeni lezzetlerin yanısıra yeni dostlar, arkadaşlar edinmeli, iş ve hayat ortaklıkları kurmalıyız. Hayatımızın artık her anında (yolda, okulda, işte, yemekte hatta yatakta dahi) yanımızda olan cep telefonlarımıza, tabletlerimize kapanarak, kontrolsüzce yayınlanan, başkalarının fikirlerini, yaşam tarzlarını ve mesajlarını sürekli izleyerek asosyalleşmek yerine, en azından bu mekanların manzara ve dekorasyonları içinde sunulan huzur, hizmet ve lezzeti tatmak, yeni insanlarla tanışarak, düşünce ve fikirlerinizi yüzyüze paylaşmanın zevk ve özgürlüğünü yaşayarak sosyalleşmeyi tavsiye ediyor, bunun kısmen de olsa; aile, iş ve sosyal ortamlarda yaşadığımız, olumsuzluklara pozitif boyut getireceğine inanıyorum.
Gastronomi
M. Vasfi Pakman
Lezzet Markaları Derneği Başkanı
pakman@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.