Son Haberler

Faizsiz finans sektöründe hedef büyüdü

murat_ogutcan.jpgKatılım Bankaları, faizsiz sigortacılık ve de faizsiz Bireysel Emeklilik Sistemi artık daha fazla ilgi çekiyor, talep görüyor. Katılım Endeksine yönelik ilgi artıyor.

Katılım Bankalarının aktif büyüklüğü 2012 yılının ilk yarında 61 milyar TL’ye ulaştı. Sektörde yüzde 5 paya sahip. 2023 yılı için yüzde 15’ler konuşuluyor.

Türkiye ekonomisi son 10 yıldır yüzde 5.3 ortalama ile büyüyor. Türkiye‘nin kuruluşundan bu yana kaydettiği yüzde 4.9‘luk ortalama büyüme hızından çok yüksek olmasa da yüzde 5.3‘lük büyüme sağlam makro ekonomik göstergelerle elde ediliyor. Kamu borç yükünün azalması, uzun vadeli perspektiften bakıldığında bütçe açıklarında görülen hızlı düzelmeler ve enflasyondaki gerilemelerin Türkiye Bankacılık sektörü üzerine de olumlu etkileri görülüyor. Düşen enflasyon, gerileyen borç yükü, faiz oranlarında düşüşlere neden olurken, bu durum bankacılık sektörünün asli işlevine geri dönmesine, daha fazla kredi vermesine ve de paralel olarak ekonomik aktiviteleri teşvik etmesine neden oluyor.

Küresel gelişmelerin ağırlıklı etkisi ve de cari açığın kontrol altına alınmasına yönelik çabalarla birlikte Türkiye ekonomisi bu yıl daha yavaş büyüme patikası içinde yol alırken, bankacılık sektöründe kredi büyümesi yavaşlıyor. Fakat ekonomik ve finansal gelişmelere uzun vadeden bakıldığında, ekonomik büyümenin sürmesi ve finansal sektörünün daha da güçlenmesi mümkün gözüküyor.

Son yıllarda Türkiye finansal sektöründe yaşanan dikkat çekici bir gelişme de faizsiz finans sektörüne gösterilen ilgi ve artan katılım oranları olarak görülüyor. Katılım Bankaları, faizsiz sigortacılık ve de faizsiz BES(Bireysel Emeklilik Sistemi) artık daha fazla ilgi çekiyor, talep görüyor. Katılım Endeksine yönelik ilgi artıyor. Katılım Bankalarının 2012 yılı altı aylık performans değerlendirmesini yapacağımız analizimizde faizsiz finans üzerine uzman görüşlerine de başvuracağız.

“Katılım bankaları yüzde 9 büyüdü”

Katılım bankaları yılın ilk yarısını istikrarlı büyüyerek tamamladı. Konuya ilişkin görüşlerine başvurduğumuz Albaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi, 2012 yılının ilk yarısında ekonominin geçmiş yıla nazaran daha yavaş seyrettiğini, buna karşın katılım bankacılığının istikrarlı büyümesini sürdürdüğünü ifade etti. Yahşi şöyle konuştu: “Sektöre ait konsolide bilanço incelendiğinde, ana kalemler itibarı ile bankacılık sektörünün büyüme hızından daha yüksek bir seyirle büyümenin sürdüğü net olarak görülüyor. Bankacılık sektörü yılın ilk yarısında yüzde 4.6‘lık bir oranda büyürken, Katılım Bankacılığı sektörü aynı dönemde aktiflerini, geçtiğimiz yıl sonuna göre, yaklaşık yüzde 9 oranında arttı. Aynı trend kredi ve mevduat büyümesinde de söz konusu. Bankacılık sektörü kredilerde yaklaşık yüzde 8, mevduatta yüzde 3.3 oranında büyürken, sektör kredilerini yüzde 13, katılım fonlarınız yüzde 8.4 oranında büyümeyi başardı.”

Karlılık artışı dikkat çekici

Katılım Bankacılığı özellikle kârlılık tarafında başarılı performans sergiledi. “Asıl çarpıcı büyüme, kâr tarafında” diyen Yahşi sözleri şu şekilde sürdürdü: “Nitekim geçtiğimiz yılın aynı dönemiyle mukayese edildiğinde, sektör net kârını yüzde 33 artırırken, 476 milyon TL‘lik net kâr rakamına ulaşıldı. Tüm bu veriler ışığında, ekonominin küçülmesine rağmen(-ki bilindiği gibi yılın ilk çeyreğinde ekonomik büyüme oranı yüzde 3.2 şeklinde gerçekleşti) bilanço ana kalemlerinin tümünde sektörün gösterdiği büyüme performansını doğrusu oldukça tatmin edici buluyorum.”

“2023‘te hedef 250 milyar dolar aktif büyüklük”

Son yıllarda sektörün ortalamasının üzerinde büyüyen katılım bankalarının aktif toplamı 2012 yılının ilk yarı sonu itibarı ile 61 milyar TL düzeyinde bulunuyor. Bu rakam, sektörün aktif toplamı olan 1,27 trilyon TL‘nin yaklaşık yüzde 5‘ine denk geliyor. Yahşi, önümüzdeki dönemde artışın süreceğini, 2023 yılında ise sektörün toplam içindeki payının yüzde 10 düzeyine yükseltilmesinin hedeflendiğini ifade ediyor. Yahşi, yıllık ortalama yüzde 20 civarında yaşanan büyüme hızının, aynı şekilde devam etmesi halinde 2023 yılında 250 milyar dolar civarında bir aktif büyüklüğe ulaşılmasının mümkün olduğunu söylüyor. Türkiye‘nin sosyokültürel yapısı dikkate alındığında, etkin bir strateji ve plan çerçevesinde sektörün belirtilen rakamlara ulaşacağını düşünülüyor.

Makro ekonomik gelişmelerin önemi…

Dolayısı ile bir bütün olarak sektöre bakıldığında, Türkiye ekonomisinin istikrarlı büyüme yapısını sürdürmesi hatta biraz daha kuvvetlendirmesi halinde paralel olarak da finansal sektörde güçlenecek. Faizsiz finans sektörü de potansiyeli de bulunduğu düşünülecek olursak toplam sektör içinden daha fazla pay almış olacak. Finans sektörü içinde birikimin artacak olması ekonomik gelişmeler açısından da daha umutlu bir tablonun ortaya çıkmasına neden olacak. Hiç şüphesiz, finansal gelişmeleri, makro ekonomik gelişmelerle birlikte değerlendirmek gerekiyor.

Sektörün yüzde 10‘una ulaşmak…

Kısa bir izahat sonrası tekrar katılım bankalarının sektör içindeki yerine geri dönelim. Katılım bankalarının toplam bankacılık sektörü içindeki payı nedir ve hangi noktaya ne kadar zaman içinde ulaşacağını düşünüyorsunuz sorusunu Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk‘e soruyor ve şu değerlendirmeyi alıyoruz: “Faizsiz bankacılık son yıllarda hem dünya genelinde hem de ülkemizde hızlı bir gelişme gösteriyor. Her geçen gün çalışma prensiplerine uygun yeni ürün ve hizmetlerle ilgili çalışmaların hızlanarak devam ettiğini görüyoruz. Türkiye’de, Türkiye Finans’ın da aralarında olduğu dört katılım bankası faaliyet gösteriyor. 2012 ilk yarısında tüm bankacılık sektörünün şube sayısı 10.708’e ve personel sayısı 197.976’ya ulaştı. Katılım Bankaları’nın aynı dönemde şube ve personel sayılarında sektör içindeki payları sırasıyla yüzde 6,8 ve yüzde 7,4 olarak gerçekleşti. Katılım bankaları olarak şubeleşmede yakaladığımız artan ivme ve sağladığımız verimlilik artışına paralel olarak, yakın gelecekte bankacılık sektöründeki payımızı yüzde 10’un üzerine taşımayı hedefliyoruz.”

Bu yıl 2 trilyon doları aşması bekleniyor

Peki faizsiz finans sektörü küresel boyutta ne düzeyde bulunuyor? Geçen yıl ne düzeyde bulunuyordu? Bu yıl ne kadar bir düzeye ulaşması bekleniyor? Gürerk bu sorumuza özetle şu şekilde cevap veriyor: “2010 yılında 826 milyar dolar olan global islami bankacılık aktifleri 2011 yılında yüzde 57,4 artışla 1,3 trilyon doları geçti. 2012 yılında İslami Bankacılık aktiflerinin 2 trilyon doları aşması muhtemel görünmekte. örneğin sadece Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde 2010 yılında 416 milyar olan faizsiz bankacılık aktiflerinin 2015 yılında 990 milyar dolar olması bekleniyor.”

Potansiyel büyük

Bu verilerin ışığında gördüğümüz faizsiz finans sektörünün gerek Türkiye‘de gerek küresel ölçekte büyüdüğünü ve de büyüme potansiyellerinin bulunduğu açıkça görülüyor. Katılım Bankalarına daha fazla katılımın sağlanması, finans sektörü içinde daha fazla paranın bulunması açısından da yukarıda da belirttiğimiz gibi ekonominin potansiyel büyümesi açısından kritik öneme sahip bulunuyor.

Sukuk ihracında Türkiye‘nin payı düşük

Faizsiz finansta çok önemli bir enstrüman olan ve basit anlatımıyla faizsiz bono anlamına gelen Sukuk konusuna gelelim. Sukuk ihracında Türkiye‘de hangi noktada bulunuyor? Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan bize şu açıklamada bulunuyor: “Bugüne Türkiye‘den ihraç edilen Sukuk(lar) sadece Kuveyt Türk‘ten geldi. Türkiye‘nin toplam Sukuk ihracı 450 milyon dolar düzeyindedir. Türkiye‘nin toplam dünya Sukuk hacmi içindeki payı yalnızca yüzde 0.3‘tür”

Neova Sigorta CEO‘su özgür Koç sukuk piyasasındaki gelişmelere ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: “Katılım Bankaları dolar bazlı yurt dışına Sukuk ihracını yapabiliyorlar. Fakat bunlar Türkiye‘de işlem görmüyor. Şu aşamada SPK tarafından, Merkez Bankası tarafından, Hazine tarafından çalışmalar sürüyor. Şu an için yapılacak düzenlemelerle TL bazlı olanının(Sukuk) yapılabilmesi ve Türkiye içinde işlem görmesi sağlanmış olacak.”

Hazine‘nin önemi

Sukuk ihracında Hazine‘nin başat rol alması kritik öneme sahip bulunuyor. Gürerk konuya ilişkin şu değerlendirmesini bizimle paylaşıyor: “Hazinenin kira sertifikası ihracını gerçekleştirmesi, kira sertifikası ihracı planlayan katılım bankalarının ve şirketlerin önünü açacak. Türk hazinesinin kira sertifikası ihracı bu konuda global sukuk yatırımcısı nezdinde yasal düzenlemelerin tamamlandığı algısını pekiştireceği için yatırımcıların güveni artacak ve daha sonra yapılacak ihraçlar için de talep konusunda sıkıntı olmayacaktır. Yurtdışındaki sukuk piyasalarının gelişimini incelediğimizde önce ilgili ülke hazinesinin, sonra bankaların ve daha sonra da şirketlerin ihraçlarını gerçekleştirdiğini görüyoruz.”

46 milyar dolarlık Sukuk ihracı

Küresel ölçekte Sukuk ihraçları ne düzeyde bulunuyor? Konuya ilişkin Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk bize şu değerlendirmeyi yapıyor: “Global Sukuk İhraçlarının 2007-2012 yılları arasındaki ortalaması yaklaşık 46 milyar dolar olarak gerçekleşti. özellikle 2011 yıl sonunda ulaşılan 84 milyar dolarlık ihraç hacminin, 2012 ilk yarısında 55 milyar dolar olarak gerçekleştiği, yıl sonuna kadar da 100 milyar doları aşması bekleniyor. Bu tahminlerin gerekçeleri olarak, sukuk ihraç eden ülkelerin bu enstrümanı para politikası ve mali yönetim aracı olarak görmeleri, gelişmekte olan piyasalardaki büyüme trendi, tüm dünyada bu enstrümanların bilinirliğinin artması sayılabilir. “

Faizsiz emeklilik sistemi nedir?

Katılım Bankaları dışında faizsiz finans sektöründeki gelişmelerde bir diğer önemli taraf, Faizsiz Bireysel Emeklilik sistemindeki gelişmeler. öncelikle Bireysel Faizsiz Emeklilik sisteminin farklarına ilişkin kısa bir izahat verelim:

Faizsiz emekliliğin en önemli şartı emeklilik şirketleri tarafından oluşturulan fonların, faizsizlik ilkesi göz önünde bulundurularak kurulmuş olması olarak değerlendiriliyor. Fon içeriğinde faiz gelirlerinin olmamasının yanı sıra İslam Dininin izin vermediği ve haram kıldığı konularda ticaret ve üretim faaliyetlerini gerçekleştirmeyen kuruluşların hisse senetleri de bulunabiliyor. Bu konuda yakın bir tarihte kurulan Katılım Endeksi, Faizsiz Bireysel Emeklilik Sistemi için büyük şans olduğu belirtiliyor. Bu endekste faaliyet alanı; faize dayalı finans, ticaret, hizmet, aracılık(bankacılık, sigorta, finansal kiralama, faktöring ve diğer faize dayalı finans alanları), alkollü içecek, kumar, şans oyunu, domuz eti ve benzer gıda, basın, yayın, reklam, turizm, eğlence, tütün mamülleri, silah, vadeli altın, gümüş ve döviz ticareti olmayan şirketler bulunuyor.

60 bin katılımcı var

Şimdi de isterseniz Faizsiz Bireysel Emeklilik Sistemindeki gelişmeleri öğrenmeye çalışalım. Habere yaparken konuştuğumuz yöneticiler sektörün önde gelen emeklilik şirketlerinin, işbirliği yaptıkları katılım bankaları ile faiz gelirine duyarlı kitleye pazarlama ve satış faaliyetlerini sürdürdüklerini ve bu durumun önemi üzerinde duruyor. Halen sisteme 60 bin katılımcı olduğu, fonlardaki tutarın ise 85 milyon TL‘yi aştığı ifade ediliyor. Yeni yasal düzenlemeler kapsamında altın ve kıymetli madenlere dayalı emeklilik yatırım fonları çıkarılabileceği de hatırlatılıyor. Gerek BES tarafında gerekse faizsiz BES tarafında halen katılımın çok da yüksek olmadığı ve gelecek yıllarda bu miktarın artma potansiyeli bulunduğunu ifade edebiliyoruz. Sonuç itibarı ile, gerek finansal sektörünün gerekse sektörün bir parçası olan faizsiz finans sektörünün potansiyelinin büyük olduğunu görüyoruz.

Görüşler…

Albaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi

“Dünyanın en iyi katılım bankası olmayı hedefliyoruz”

“Bankamızın yılın ilk yarı performansı ve yılsonu hedeflerine ilişkin şunlar söylenebilir: Bankamızın geçtiğimiz yılsonuna göre özellikle kredi ve kârlılıkta belirgin bir oranda büyümesini sürdürdü. Geçtiğimiz yılsonu 7,2 milyar TL olan kredilerimiz yaklaşık yüzde 15‘lik artışla 8,3 milyar TL‘ye yükseldi. Aynı şekilde geçtiğimiz yılın aynı dönemi ile mukayese edildiğinde net kâr kalemindeki büyüme oranı da bankacılık sektörünün üzerinde gerçekleşerek yüzde 21 oldu.

Aynı dönemde fon toplama ve aktif büyüklük bakımından ise daha yatay bir performans sergileyen bankamız yılsonun değerlerine yakın bir yerde konumlanmış durumda. 2012 ilk yarısı için performansımız beklentilerimiz doğrultusunda gerçekleşti. Yılsonu gerçekleşmelerinin de aynı paralelde olacağını düşünüyoruz.

İstihdam politikasına ilişkin olarak Albaraka Türk olarak İK vizyonumuz; bankamızın “Dünyanın en iyi katılım bankası” olması. Bu vizyona paralel olarak rekabet ortamında farkı yaratmanın insan olduğu bilincinden hareketle, modern İK uygulamalarını sürekli takip ederek, müşteri odaklı yaklaşımımız ile doğru kişileri doğru işe yerleştirmek, yüksek potansiyelleri seçmek, performans yönetim sistemi ile performansları değerlendirmek, atamalar ve terfiler ile kariyer planlaması yaparak çalışanlarımız ile uzun vadeli işbirliğimizi sürdürmekteyiz.

“2012 yılı sonuna kadar 300 personel istihdam edeceğiz”

Kurum kültürünü oluşturmuş ve insana değer veren bir banka olarak, çalışanlarımıza kaynaktan ziyade bizleri geleceğe taşıyacak çok değerli bir kıymet olarak bakıyoruz. Tüm çalışanlarımızı merkeze almak gayreti içindeyiz.

İnsan Kaynakları Platformu Kariyer.net tarafından düzenlenen ve insan kaynakları alanında başarılı çalışmaları öne çıkarmak ve kamuoyu ile paylaşmak üzere gerçekleştirilen “İnsana Saygı” ödülüne bu sene beşinci kez bankamızın layık görülmesi sanırım bunun göstergesi olsa gerek. Albaraka Türk olarak 2012 yılı sonuna kadar 300 personel almayı planladık. Yılık ilk yarısında bu sayı 150 olarak gerçekleşti. Yılın ikinci yarısında da bu sayının hedeflediğimiz toplam sayıya ulaşacağını bekliyoruz. Sukuk ile ilgili sorunuza gelince, Bankamız daha önde bir sukuk ihracı gerçekleştirmedi, ancak hazine ihracına müteakip biz de bir ihraç düşünüyoruz.”

Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk

“Büyüme çalışmalarımıza hissedarlarımızdan destek geldi”

“Türkiye Finans olarak, yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 61 artış sağlayarak 146 milyon TL‘lik kâr elde ettik. 2012 yılsonunda ise geçen yıla göre yüzde 20’nin üzerinde kâr elde etmeyi hedefliyoruz. Toplanan fonlarda yılbaşından bu yana yüzde 8 büyüme sağlayarak 10,2 milyar TL büyüklüğe ulaştık. Kullandırılan fonlarda ise yılbaşından bu yana yüzde12,9’luk artışla 11,7 milyar TL rakamını yakaladık. Büyümeye ilişkin çalışmalarımıza hissedarlarımız da ciddi manada destek verdi. Bu destek sonucunda 800 milyon TL tutarındaki sermayemizi yaklaşık yüzde 122 oranında artırarak 1 milyar 775 milyon TL’ye yükseltme kararı aldık. Söz konusu sermaye artışı ile sağladığımız kaynağı her zaman olduğu gibi reel ekonomiye kanalize edeceğiz.

öncelikle güçlü olduğumuz alanlardan biri olan KOBİ’ler başta olmak üzere ticari finansman desteğine ihtiyaç duyan firmaları fonlamaya ve aynı zamanda bireysel finansman desteğine ihtiyaç duyan bireysel müşterilerimizin taleplerini karşılamaya çalışacağız. İstihdam politikasına ilişkin sorunuza gelince, Türkiye Finans olarak nitelikli personel istihdam etmeye özen gösteriyoruz. Bu maksatla personelin gerek banka içi ve gerekse banka dışı kaynaklarla eğitim ve kişisel gelişim programlarıyla desteklenmesini sağlıyoruz. Şu anda 190 olan şube sayımızı yılsonunda 200’ün üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Personel sayımız 2012 Temmuz itibarıyla 3.459 olup, 2013 yılında şubeleşmeye bağlı olarak personel alımı devam edecek.

Hazinenin kira sertifikası ihracı sektörün önünü açacak

Sukuk konusuna gelince, Hazinenin kira sertifikası ihracını gerçekleştirmesi, kira sertifikası ihracı planlayan katılım bankalarının ve şirketlerin önünü açacak. Türk hazinesinin kira sertifikası ihracı bu konuda global sukuk yatırımcısı nezdinde yasal düzenlemelerin tamamlandığı algısını pekiştireceği için yatırımcıların güveni artacak ve daha sonra yapılacak ihraçlar için de talep konusunda sıkıntı olmayacaktır. Yurtdışındaki sukuk piyasalarının gelişimini incelediğimizde önce ilgili ülke hazinesinin, sonra bankaların ve daha sonra da şirketlerin ihraçlarını gerçekleştirdiğini görüyoruz.

“Yerel para biriminde kira sertifikası ihracı gerçekleşebilir”

Hazineden yurtdışı yatırımcı için yapılacak yabancı para cinsinden ihracın yanı sıra iç piyasadaki yerel yatırımcılar için yerel para biriminden de kira sertifikası ihracı gerçekleştirmesini bekliyoruz. Bu ihraçların İMKB tahvil ve bono piyasasında işlem görmesi ile Türkiye’de kira sertifikası piyasası gelişecek, ikinci el piyasasında derinlik oluşacak ve bu enstrümana dayalı yeni ürünler geliştirilebilecek. Ayrıca TL cinsinden enstrümanlara yatırım yapmak isteyen ve faiz hassasiyeti olan yabancı yatırımcıların da bu enstrümanlara ilgi göstereceklerini düşünüyoruz. Bu açıdan bakıldığında gerek Körfez Bölgesi gerekse batı kaynaklı yatırımcıların bu ürünlere yönelmesini bekliyoruz. Bütün bu olası gelişmeler katılım bankacılığının büyümesine ve gelişmesine pozitif yönde önemli katkılar sağlayacak.”

Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan

“40 yeni şubeyi ilk 7 ayda açtık”

“Kuveyt Türk olarak yılın ilk yarısında bireysel ve kurumsak bankacılık alanında yenilikçi ürün ve hizmet çalışmalarımızla büyümeye devam ederek kârımızı 139.6 milyon TL‘ye yükselttik. Aynı dönemde toplam aktiflerimiz 16 milyar 552 milyon TL olarak gerçekleşti. öz varlıklarda da 1 milyar 560 milyon TL‘ye ulaştık. Toplanan fonlarda 10 milyar 921 milyon TL’ye ulaşan Kuveyt Türk, 10 milyar 844 milyon TL‘lik fon kullandırımı gerçekleştirdi. Bundan önceki yıllarda “Sağlam Bankacılık” iş modeliyle sürdüğümüz istikrarlı büyümemize 2012 yılının ilk yarı yılında aralıksız devam ederek, bu yıl için açmayı planladığımız 40 yeni şubenin tamamını yılın ilk yedi ayında açtık. Toplam şube sayımız, bugün itibarı ile 222, toplam çalışan sayımız ise 3837‘e yükselmiş durumda.

İstihdam konusuna gelince; öncelikle insana ve insan kalitesine yatırım yapmaktayız. Sürekli şube açan, istihdam sağlayan, yeni ürün ve enstrümanlarla Türkiye‘ye uluslararası derinlik kazandırma gayreti içinde olan bir markanın, kendisine gelecek sağlayacak insan kaynağını hem de kurumsal kimliği uygun olarak yetiştirmesi kuşkusuz hayati öneme sahip. Kuveyt Türk bugün itibarı ile Türkiye‘nin dört bir tarafına hizmet veren 3 bin 900 kişilik devasa işgücü potansiyeline ulaştı. Bu amaçtan yola çıkarak bankamızın bu yılın ilk altı ayı itibarı ile istihdam ettiği kişi sayısı 600‘ü geçmiş durumda. Hedefimiz yılsonuna kadar bu sayının artarak devam etmesi.

Sukuk ihracı sorunuza gelince; bu alanda en son geçtiğimiz yılın ekim ayında 350 milyon dolar tutarında Kira Sertifikası ihracını gerçekleştirdik. Bu yıl ve önümüzdeki dönede ana ortağımız Kuveyt Finanse House‘un da desteği ile yatırımlarımızı ve hizmetlerimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bugüne Türkiye‘den ihraç edilen Sukuk(lar) sadece Kuveyt Türk‘ten geldiği için Türkiye‘nin toplam Sukuk ihracı 450 milyon dolar düzeyinde. Türkiye‘nin toplam dünya Sukuk hacmi içindeki payı yalnızca yüzde 0.3. Türkiye‘nin bu büyüklüğe sahip bir “Sukuk” piyasasından pay almasında öncü olmaktan memnuniyet duyuyoruz.

Katılım Bankalarının performansına ilişkin sorunuza gelince; bu yıl piyasalarda tam bir karışıklık yaşanmasına rağmen katılım bankacığında sağlanan sürdürülebilir büyüme ve kârlılık sektörümüzün kendisini daha iyi tanıtması ve anlatması için geçmişe göre daha da kritik hale geldi. çünkü bir varlık ya da aktife değil de hayali bir senaryoya dayanan türev ekonomiler karşısında faizsiz bankacılık uygun bir model olarak tavsiye ediliyor.

Geride bıraktığımız yılda Katılım Bankalarımız son dönem performansları ve artık kamuoyunun da kabul ettiği potansiyelleriyle hak ettiği seviyeye doğru ciddi bir gelişim seyri gösterdi, gelecek yılda bu gelişimin devam etmesini ümit ediyoruz. Bu gelişim sürecinde bankacılık sektöründe orta ve uzun vadeli hedeflerini disiplinli bir şekilde takip eden Kuveyt Türk de, bir yandan kâr edip eş zamanlı büyümeye yönelik mevcut faaliyetlerini güvenle sürdürürken diğer tarafta yeni ürün ve enstrümanlarla sektörüne çeşitlilik ve derinlik kazandırmasıyla ön plana çıkmaktadır.”

Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mete Uğurlu

“Sisteme katılım hızla artacak “

“Sektörümüzde başı çeken emeklilik şirketleri, işbirliği yaptıkları katılım bankaları ile faiz gelirine duyarlı hedef kitleye yönelik pazarlama-satış faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor. Kaç katılımcının Sisteme katılım bankaları aracılığıyla katıldığını faizsiz fonların katılma belgesi sahibi sayılarından günlük olarak takip etmek mümkün. Şu anda bu rakam 60 bin civarında. Sadece bu fonları seçen katılımcıların sayısı tabii daha az. Söz konusu fonlarda oluşan toplam tutar ise 85 milyon TL’yi aşıyor. Bununla birlikte; yeni yasal düzenlemeler kapsamında altın ve kıymetli madenlere dayalı emeklilik yatırım fonları çıkarılabilecek. Dolayısıyla, faiz gelirine duyarlı müşterilere yönelik fonların daha da çeşitlenmesiyle birlikte, Sisteme katılımın artacağını ve bu fonların Bireysel Emeklilik Sistemi’nin derinleşmesine önemli katkıda bulunacağını öngörüyoruz.

Bireysel Emeklilik Sistemindeki temel gelişmelere ilişkin ise şunlar söylenebilir: Düzenli tasarrufların uzun vadede yatırıma yönlendirilerek emeklilik birikimi oluşturulmasının amaçlandığı Bireysel Emeklilik Sistemi’nde ciddi bir kaynak oluşuyor. Sistem, 10 Ağustos 2012 tarihi itibariyle 2,9 milyonu aşan katılımcı sayısı, ulaştığı 17.965 milyon TL fon tutarı ile en fazla bilinen tasarruf ve yatırım ürünleri arasında birinci sıraya yükselerek, ülkemizdeki cari açığın ilacı olduğunu kanıtlıyor.

ülkemizdeki bireysel emeklilik sektörü, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında henüz gelişme aşamasında. OECD’ye üye olan ülkelerde, 2010 yılsonu itibariyle özel emeklilik yatırım fonlarının GSYİH’ye oranı ortalama yüzde 71,6 seviyesinde iken, Türkiye’de bu oran özel sandıkların rakamları da dâhil edildiğinde henüz yüzde 2,3 seviyesinde. Alınacak çok yol var. Yeni teşvik modeli ile söz konusu oranın, kademeli olarak yüzde 10 – 15’ler seviyesine yükseleceğini öngörüyoruz.

Yeni yasal düzenlemelerin hayata geçmesi ile birlikte Bireysel Emeklilikte kamu teşviki, tüm katılımcıların kolaylıkla yararlanabileceği daha etkin bir yapıya kavuşuyor. 1 Ocak 2013 tarihi itibariyle başlaması beklenen yeni modelde, işveren tarafından ödenen katkı payları hariç olmak üzere, vergiden indirim uygulaması sona eriyor ve Devlet Katkısı uygulamasına geçiliyor. Yeni yasal düzenlemelerin BES’in cazibesinin artıracağı ve önümüzdeki dönemde BES’in önemli hamle yapacağı yeni bir döneme başlayacağımız kanaatindeyiz. “

Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Mehmet Bostan

“İlk faizsiz emeklilik sistemini Vakıf Emeklilik kurdu”

“Türkiye‘nin ilk faizsiz emeklilik sistemini Vakıf Emeklilik kurdu ve faize duyarlı vatandaşların da sisteme girmesine öncülük etti. Türkiye‘de tasarruf oranı düşük olduğu için her kesimi sistem içerisinde tasarruf etmeye teşvik etmeye çalışıyoruz. Bu amaçla oluşturduğumuz faizsiz emeklilik sistemine her kesimden vatandaşlar birikimlerini rahatlıkla getirip yatırıyor. Kuveyt Türk ile ortak bir çalışma yaptık. Tamamen faizsiz enstrümanlardan oluşan bir emeklilik planı oluşturduk. Bu planda hisse senedi, katılım bankası hesapları ve yatırım fonları var. 27 Ekim 2010 tarihinde halka arz ettiğimiz ‘Büyüme Amaçlı Grup Katılım Esnek Emeklilik Yatırım Fonu‘ şu anda kendi fon türü içerisinde en iyi getiriyi sağlayan enstrüman oldu. Yılbaşından bu yana yüzde 18’in üzerinde getiri elde eden bu fona sadece faizsiz getiri elde etmek isteyenler değil, tüm katılımcılarımız ilgi gösteriyor.

Bireysel Emeklilik Sistemine ilişkin ise şu değerlendirmeyi sizinle paylaşabilirim: Türkiye’de 2003 yılında yürürlüğe giren Bireysel Emeklilik Sistemi, sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı oldu. Gönüllü katılım esasına dayanan bir fonlama sistemi olan BES’te 2012 yılına gelinceye kadar önemli gelişmeler sağlandı. 2,9 milyon katılımcı ve 17,9 milyar fon büyüklüğüne ulaşıldı.

Bireysel Emeklilik Sistemi’nde çığır açacak önemli bir yasanın uygulanmasına ise 01.01.2013 tarihinde başlanacak. Geçtiğimiz ay resmi gazetede yayınlanan yasa ile tüm katılımcılar yüzde 25 oranında katılım payı alacaklar. Böylece teşvik sadece çalışanlarla sınırlı olmaktan çıkıp tabana yayılmış olacak. Ayrıca iş verenlere sağlanan vergi avantajı da yüzde 15’e çıkartılarak sisteme kurumların katılımının artırılması öngörüldü.

Gelişmiş ülkelerde ekonominin temel taşlarından birini oluşturan emeklilik fonlarının önemi Türkiye’de de giderek artmaya başladı. OECD ülkelerindeki emeklilik fonlarının GSYH’ye oranı yüzde 71,6’dır. Hollanda yüzde 134,9 ile emeklilik varlıklarının GSYH’ye oranı en yüksek ülke iken, bu ülkeyi yüzde 123,9 ile İzlanda ve yüzde 90,9 ile Avustralya izliyor. ABD’de ise yüzde 72,6 durumunda. 2003 yılında bireysel emekliliğin uygulanmaya başladığı ülkemizde emeklilik fonlarının toplam değerinin milli gelire oranı 2010 sonu itibariyle yüzde 2,34’e yükselirken Yunanistan’ı geride bırakarak Almanya, Belçika, İtalya, Avusturya gibi gelişmiş ülkelerin oranlarının yaklaşık yarısına ulaştı. ülkemizin nüfusu ve aktif çalışan sayısı dikkate alındığında sistem için büyük bir potansiyelin olduğu görülüyor.”

Bizim Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Avşar Sungurlu

“Katılım Endeksine ilgi memnuniyet verici düzeyde bulunuyor”

“Faizsiz finans sektörü dünya genelinde özellikle son on yıl içerisinde önemli büyüme kaydederek yaklaşık 1,2 trilyon doların üzerinde bir hacme ulaştı. Sektördeki büyüme de konvansiyonel sistemin üzerinde yüzde 15‘lerde bulunmaktadır ki özellikle son yıllarda finans sektöründeki dalgalanmalar dikkate alındığında, faizsiz finans tarafındaki büyümenin aynı zamanda daha stabil olduğu görülmektedir. Keza Türkiye‘de de buna paralel büyüme yaşanmakla birlikte, ülkemizdeki hacim 40 milyar doların altındadır ve konvansiyonel sistemin henüz yüzde 5‘i civarındadır. Türkiye‘de faizsiz finans hacminin tamamına yakını Katılım Bankaları vasıtası ile ve bankacılık ürün ve hizmetleri üzerinden elde edilmektedir. Yani bu hacmin içerisinde yatırım ürünü ve hizmetlerinin payı çok düşüktür, kamunun sadece birkaç ihracı olmuştur, özel sektörün faaliyeti ise neredeyse yoktur. Dolayısı ile önümüzdeki dönem Hazine‘nin ve özel sektörün kira sertifikaları ihracı ve Katılım Bankaları‘nın büyümelerini yatırım ürün ve hizmetleri tarafında da desteklemeleri ile Türkiye‘deki büyüme oranlarının dünya ortalamalarının çok üzerine çıkmasını bekliyoruz. Bu gelişmeler ile faizsiz finans sektör aktif büyüklüğünün uzun vadede 100 milyar doları bulacağı Türkiye‘deki payının yüzde 15 seviyelerine yaklaşacağı tahmin edilmektedir.

Katılım Endeksi ile ilgili 6 aylık değerlendirmelerime ilişkin sorunuza şu şekilde yanıt verebilirim: Katılım Endeksi ilk yayınlanmaya başladığı 2011 yılından beri giderek artan bir tanınırlık ile gererek karşılaştırma ölçütü olarak, gerekse yatırım ürünlerine baz oluşturması açısından yaygın kullanım alanlarına kavuşturma başlamıştır. Şu ana dek Endeks tamamı Bireysel Emeklilik ve Portföy Yönetim şirketleri olan 4 ayrı kuruluş tarafından bireysel emeklilik fonu ve yatırım fonlarında kullanım üzere lisanslanmıştır. Endeks lisansörlerinin sayısının daha artması bekleniyor. Bunun dışında, Endeks üzerine dayalı kendi türünün Türkiye‘deki ilk örneği olan Katılım Endeksi Borsa Yatırım Fonu‘nun kuruluş çalışmaları da yakın geçmişte tamamlanmış ve fon 16 Mayıs‘tan bu yana KTLME kodu ile İMKB‘de işlem görüyor. Bu fon ile Endeks artık elle tutulur, alınıp satılabilir bir ürün haline geldi ve fona hem bireysel hem de kurumsal yatırımcı tarafındaki artan ilgi memnuniyet verici.

Bizim Menkul Değerlere ilişkin değerlendirmelere gelince; Bizim Menkul Değerler aracılık faaliyetleri yanı sıra, yatırım danışmanlığı, kurumsal finansman, varlık yönetimi, araştırma gibi ürün ve hizmetleri de bir arada sunan entegre bir yatırım kuruluşu. 2003 yılından bu yana faizsiz yatırım ürün ve hizmetleri alanında ülkemizdeki birçok ilke imza atmış ve hali hazırda acentesi 4 Katılım Bankası‘nın Türkiye çapında 600‘ü aşkın şubesi ile yatırımcılarına hizmet veriyor.

2011 yılında gelişmekte olan piyasalar içinde Türkiye olumsuz yönde ayrışmış ve orta uzun vadeli perspektif için fırsatlar ortamı oluşturdu. Bu fırsatların meyvelerinin 2012 yılının ilk çeyreğinde olgunlaştığını ve yılın son çeyreğinde de hasat zamanı olabileceğini düşünüyoruz. Mevcut veri seti ile özellikle finansal şirketlerin geleceğe ilişkin çarpanlarını rakip ülkelerle karşılaştırdığımızda ciddi bir reel getiri yerinin kalmadığını gözlemliyoruz. Seçilmiş bazı sanayi şirketlerinin ise piyasa değerine yatırım yapanlar için ciddi potansiyellerinin oluştuğunu öngörüyoruz.”

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası