♦ Türk faktoring piyasalarında daha çok enerji, tekstil, inşaat gibi imalat sektöründe bulunan KOBİ’lere finansman sağlanıyor. Kredilerin dağılımında imalat sektörüne % 68, hizmet sektörüne ise % 29 pay sağlanıyor.
♦ Dünyadaki toplam faktoringin işlem hacmi 1.4 trilyon Dolardır. Bu işlem hacminin % 63’ü Avrupa, % 21’i Asya, % 11’i Amerika kıtasına ait. Türkiye’nin Avrupa Kıtası içerisindeki payı % 3, dünya genelinde ise % 2 civarında.
♦ ülkemizde finansal sisteme bankacılık sektörü hâkim. Sistemin genel aktif büyüklüğü, Eylül-2010 itibarıyla 1.152,8 milyar TL civarında. Bu büyüklük içerisinde faktoring sektörünün payı % 1,16 olup, oldukça küçüktür.
DüNYA FAKTORİNG SEKTöRü TECRüBESİ YARIM ASRI AŞTI
Avrupa, Amerika ve Uzak Doğu ülkelerinde 1950’li yıllardan bu yana modern ve organize olarak varolan, ancak kökleri 14. yüzyıla (ve hatta bir anlamda Babillere ve Fenikelilere) kadar uzanan faktoring uygulamaları, 1983 yıllından itibaren Türkiye’de ilk kez Hazine Müsteşarlığı düzenlemesi ve denetimi altında uygulanmaya başlandı. İlk faktoring şirketi ise 1990 yılında kuruldu. 2005 yılının sonlarında yürürlüğe giren Bankacılık Kanunu ile birlikte Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) denetimi altına alınan faktoring kuruluşları, 2005 yılından itibaren BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) tarafından regüle ediliyor.
BDDK tarafından yayımlanan 2011 Mart ayı verilerine göre; Türkiye’de toplam 74 faktoring şirketi faaliyet gösteriyor. Lokasyon olarak 71 şirket İstanbul’da konumlanmış olup, diğer üç adet şirket ise İzmir, Ankara ve Adana şehirlerinde faaliyet gösteriyor. BDDK istatistiklerine göre, Mart 2011 itibariyle 74 şirketin Türkiye’de 29 şubesi, 184 temsilciliği, 3.678 personeli ve 61.602 adet müşterisi bulunuyor. Düzenlenen sözleşme sayısı ise 88.259’ dur. Faaliyette bulunan şirketlerin büyük çoğunluğu dernek çatısı altında örgütlenmiş durumda.
Kendi şubeleri ve temsilcilikleri ile banka şubeleri, faktoring sektörünün ülke düzeyindeki en önemli faaliyet kanalları olmaya devam ediyor. Tabii olarak, internet üzerinden işlem yapılması hala bankacılık sektörünün oldukça gerisindedir. çeşitli sebeplerle hisselerine el konulan finansal kuruluşların halka açık hisse senetlerine ilişkin belirsizlik bulunması ve bu durumun küçük yatırımcılar üzerinde olumsuz yansılamaları nedeniyle faktoring sektöründe de halka açık olan şirket sayısının artmasını engelledi. Nitekim toplam 74 şirket içerisinde sadece Creditwest Faktoring ve Garanti Faktoring halka açık konumda.
ENERJİ TEKSTİL VE İNŞAAT SEKTöRLERİ AĞIRLIKTA
Faktoring sektöründe; her türlü mal ve hizmet satışlarından doğan, fatura veya fatura yerine geçen belgelere dayalı, vadeli alacakların devredilmesi karşılığında finansman ve tahsilât hizmetleri sunuluyor.
Faktoring işlemi kısa vadeli alacaklar için söz konusu olup, bu işlemde vadeler genellikle 30 ile 120 arasında değişiyor, bazen vadeler 180 güne kadar uzayabiliyor. Türkiye’de faktoring işlemlerinin büyük çoğunlunda, müşteri ile faktoring şirketi arasında sözleşme yapıldığı anda, faktoring şirketleri tarafından müşterilerine alacağın vade ve diğer bazı unsurları göz önünde bulundurarak tespit ettikleri iskonto oranı sonrasında kalan tutarın tamamı ödeniyor.
Türkiye’deki uygulamada, müşteriler tarafından alacağın tahsilâtından daha çok finansman sağlamak ve bir anlamda da risk garantisi hizmeti almak amacıyla faktoring şirketlerine müracaat ediliyor.
Türk faktoring piyasalarında daha çok enerji, tekstil, inşaat gibi imalat sektöründe bulunan KOBİ’lere finansman sağlanıyor. 2011 Mart ayı verilerine göre kredilerin dağılımında imalat sektörüne sağlanan pay % 68’dir. İkinci sıradaki Hizmet sektörü ise % 29 pay alıyor. Tarıma yönelik desteklenme yok denecek kadar düşük. Türkiye’deki faktoring işlemleri “tam faktoring” modeli temeline göre kuruldu. Tam faktoring; faktoring şirketlerinin sunduğu finansman, hizmet ve teminat fonksiyonlarının birlikte üstlenildiği durumdur.
TüRKİYE, İHRACAT FAKTORİNGİNDE DüNYA İKİNCİSİ
Türkiye, ihracat faktoringinde uluslararası bir öneme sahip. Zira, FCI-Factors Chain International’ın verilerine göre, Türkiye, çin’den sonra Dünya’da en yüksek ihracat faktoringi hacmine sahip olan ülke konumunda. 2010 yılı verilerine göre Dünya’da faktoringin işlem hacmi 1.4 trilyon Dolardır. Bu işlem hacminin % 63.55’lik kısmı Avrupa Kıtası’nda, % 21.41’i Asya, % 11,26’sı Amerika Kıtası’nda gerçekleşiyor. Bu işlem hacmi içerisinde Türkiye’nin Avrupa Kıtası içerisindeki payı % 3,71, Dünya genelinde ise % 2,36’lık bir payı bulunuyor.
FAKTORİNGİN TüRK FİNANS PAZARINDAKİ ROLü
TCMB hariç Türk Finans sektöründe Aktif büyüklüğü açısından faktoring sektörünün payı 2006 yılında % 1,116, 2007 yılında % 1,114, 2008 yılında % 0,949, 2009 yılında % 1,109 ve 2010 yılında ise % 1,16 olup, oldukça küçük bir sektördür. 2011 yılı ilk çeyreği itibariyle faktoring şirketlerinin sayısı 74, aktif büyüklüğü 14,533 milyon TL, öz kaynak büyüklüğü ise 2.814 Milyon TL dir.
Türkiye’de finansal sisteme bankacılık sektörü hâkim. Ağırlıklı olarak KOBİ’lere ve alternatif finansman arayışında olan ticari işletmelere fon sağlayan faktoring şirketlerinin sektördeki payı oldukça düşük. Faktoring şirketleri tarafından sağlanan fon tutarının büyük oranda banka iştiraki olan veya grubu içerisinde banka olan faktoring şirketleri tarafından sunulduğu göz önüne alındığında, banka iştiraki olmayan faktoring şirketlerinin ve sektörün aracılık işlevini yerine getirmesi sığ kalıyor.
Zira, 31.12.2010 tarihli verilere göre banka iştiraki olan veya bankaların dahil olduğu sermaye grupları içerisinde bulunan faktoring şirketi sayısı 17 olup, aktif büyüklük itibarıyla en büyük 7 şirket, banka iştirakidir. Bankacılık grubuna ait bu 7 şirketin faktoring şirketlerinin aktif toplamı içerisindeki payı % 53,08’dır. Toplam sahiplik yönünden direkt ya da dolaylı olarak bankacılık gruplarına bağlı olan 17 adet şirketin sektör içerisindeki toplam payı ise % 65,22’dir.
Ortaklık yapısı içerisinde direkt, ya da dolaylı olarak banka olmayan faktoring şirketlerinin sayısı ise 57 olup, bu 57 şirketin, faktoring sektörünün aktif toplamı içerisindeki payı ise sadece % 34,78’dir.
YASAL ALTYAPI VE DENETİM YETERSİZ!
► Faktoring sektörü olarak Eximbank ile işbirliğinin yapılamamış olması, ► Kredi Kayıt Bürosu nezdinde, Faktoring Derneği İşbirliği ile oluşturulması istenilen “Fatura Merkezi Kayıt Sistemi” nin bir benzeri olan KKB Bilgi Paylaşımı ve Kontrol Sistemi’nin henüz tamamlanamamış olması, ayrıca bu sistemin real time, on-line olarak gün içi hizmet verecek şekilde dizayn edilmemiş olması, ► Kredi Sigortası mevzuat ve uygulamalarının eksikliği ve bu durumun sektörün işlem hacminin artmasını engellmesi ► Faktoring’in özellikle İstanbul ve Türkiye’nin birkaç büyük şehrinde yoğunlaşıp Anadolu’da yeterince ve doğru olarak tanınmaması, ► özellikle kısa vadeli likidite ihtiyaçları için kaynak temin edilebilecek interbank, repo piyasası gibi özellikli para piyasalarından yararlanma haklarının bulunmaması ve çoğunlukla banka kaynaklarına bağımlı olunması, ► Takibe intikal ettirilen alacakları için ayrılan özel karşılıkların ( temlik dışı kalan alacaklar ile keşidecisinden tahsil edilemeyen alacak kısımları için ayrılan karşılıklar dahil) vergi hesaplamalarında indirim kalemi olarak kullanım hakkının tanınmaması, ► Sektördeki firma sayısının fazlalığı nedeniyle oluşan aşırı fiyat rekabeti ► Uluslararası faaliyetlere uygun bir altyapıya sahip olmaması, ► Denetimsiz kaldığı 2006 öncesinde oluşan negatif imajın etkilerinin azalmasına rağmen kısmen de olsa hala devam etmesi, ► Sektörel birliklerin en iyi uygulama ( best practices) kurallarını henüz geliştirmemiş olması, ► Risk takip ve yönetim usullerinin daha çok uzman görüşlerine dayandırılarak yürütülmesi sistemsel bir yapıya henüz gidilmemiş olması, ► Kurumsal yönetim ilkelerine uyum seviyelerinin oldukça düşük olması, ► Sektörün en önemli sorunları ve tehdit unsurları olarak hala devam ediyor.
öz kaynak yeterliliği ve miktarı yönünden, sahipliği bankalara dayanmayan faktoring şirketlerinin pozisyonu sahipliği bankalara dayanan faktoring şirketlerinden çok daha iyi durumda. Zira, sahipliği direkt, ya da dolaylı olarak bankacılık grubuna bağlı şirketlerin varlık büyüklüğü yönünden pazar payı % 65,22 oranında çok yüksek olmakla beraber, öz kaynak payı % 44,4 oranında olup, diğer şirketlerin altındadır.
Türkiye’de bankacılık dışındaki diğer finansal kuruluşların toplam finansal sistem içindeki payı oldukça düşük. Finansal sektörün son yıllardaki istikrarlı büyümesine rağmen milli gelire oranı da diğer ülkelere göre geride. Yine BDDK ve TCMB verilerine göre, finansal sektörün genel aktif büyüklüğü, Eylül-2010 itibarıyla 1.152,8 milyar TL civarında. Bu büyüklük içerisinde faktoring sektörünün payı % 1,16 civarında olup oldukça küçüktür.
Faktoring sektörü 21 yıllık geçmişi içerisinde 1994 yılında % 10,31 ve yine 2001 yılındaki % 40,23’lük küçülmelerin dışında sürekli olarak büyümüştür. Faktoring sektörü 2005-Mart-2011 arasında birikimli olarak % 170,79 oranında büyüme gösterdi. Ancak 2011 yılının ilk çeyreği itibariyle bir önceki yıla göre % 1,25 oranında küçülme gözleniyor. 2011 yılındaki küçülmenin devam etmediği yılın geri kalan bölümünde büyümesine tekrar devam etmesi bekleniyor.
2005 yılı ortasından itibaren büyüme eğiliminde olan faktoring sektörü 2010 yılında da bu eğilimini korudu. Ekonomi genelinde iskonto ihtiyacının canlı olması nedeniyle Faktoring sektörün aktifleri içindeki en önemli payı yaklaşık % 85’lik oranla “alacaklar kalemi” oluşturuyor. Ancak finansal sistemin büyüme oranının altında kaldı. Bu sebeple Faktoring şirketlerinin finansal sektör içerisindeki payı 2009 yılında % 1,21 iken 2010 yılında % 1,16 ya düştü. 2011 ilk çeyreğindeki küçülmesi ise finansal sistem içerisindeki payını iyice aşağılara çekti.
FAKTORİNGLERİN VARLIK-KAYNAK YAPISI
Sektörün varlıkları arasında en yüksek payı % 87 civarında faktoring alacakları, kaynakları içerisinde ise en yüksek payı % 77 civarında sağlanan krediler oluşturuyor. Kaynak ihtiyaçlarının en önemli kısmını bankalardan sağlanan kısa vadeli kredilerle gideren sektörün en önemli özelliği kaynak çeşitliliği yaratamamış olmasıdır. Sektörün öz kaynakları ise toplam kaynaklarının % 21,13’ü oranında. Faktoring şirketleri için yasal olarak alacaklarının toplamı, özkaynaklarının 30 katını aşamaz. Diğer bir deyişle, alacakların risk ağırlıkları % 100 kabul edilerek asgari olarak faktoring şirketlerinden % 3,33 oranında sermaye isteniyor.
Sektörün tahsili gecikmiş alacaklarının toplam alacaklarına oranı 2011 mart ayı itibariyle % 4,10 olup, bankacılık sektörünün üzerinde. Yine tahsili gecikmiş alacaklarının toplam öz kaynaklarının % 17,53’ü civarında olması, bu alanda faktoring sektörünün risk algısını yükseltiyor ve aktif kalitesini zayıflatıyor.
Denetim faaliyetlerine giderek daha çok ağırlık verilmesi sektörün kalitesine katkı sunuyor. Diğer taraftan faktoring sektörünün karlılık göstergeleri genel olarak bankacılık sektöründeki göstergeler civarında. Zira, bankacılık sektöründe “ROA(av.)” ve “ROE(av.)” rasyoları sırasıyla % 2,95 ve % 21,85 iken aynı oranlar faktoring sektöründe aynı sırayla % 3,81 ve 17,31 dir. Aynı şekilde “Interest Covarage Rasyosu” ile “Net veya Gross Profit Margine” rasyoları da Bankacılık göstergeleri paralelindedir.
Ancak öz kaynakların toplam aktiflere oranı dikkate alındığında, faktoring sektörü daha yüksek öz kaynaklara sahiptir. Zira “Equity/Total Asset” rasyosu faktoring sektörü için 2010 yılında % 20,46 iken aynı oran bankacılık kesiminde % 13,64 oranındadır. Yine Faktoring sektörünün NPL rasyoları ile Takipteki kredilere ayrılan özel karşılık oranları da 2009 ve 2010 yılı için Bankacılık sektörü ile aynı paraleldedir.
Takipteki alacakların artması nedeniyle sektörün genelinde hem aktif karlılığı, hem de özkaynak karlılığı son üç yıl içerisinde giderek aşağılara düştü. Ancak risk yönetiminde başarılı olan faktoring şirketleri açısından bu alandaki karlılık hala cazibesini koruyor. özellikle son yıllarda sektörle ilgili BDDK tarafından yürütülen önemli ve sıkı disipliner uygulamaların devam etmesi, denetim faaliyetlerine giderek daha çok ağırlık verilmesi sektörün kalitesine katkı yapıyor.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.