-ABD endeksleri ay içinde zirve seviyelerinden yüzde 20 üzeri düşüş gerçekleştirerek ayı piyasasına girilmekte olduğunun sinyalini verdi. 2019 yılı faiz artışı beklentilerinin üçten ikiye indirilmesi piyasalar tarafından yeterince güvercin bulunmadı ve satışların devam etmesine neden oldu.
-FED 2019 için iki faiz artışı beklerken, piyasa fiyatlamalarında 2019’da faiz artışı olmayacağı beklentisi de taraftar kazanıyor. Finansal piyasalarda oluşan türbülans sonrası FED’in yeniden bir faiz artışına başlaması en azından Haziran toplantısına kadar pek olası görünmüyor.
-ABD’nin Suriye’den çıkacağını açıklaması, ABD ile Türkiye ilişkilerinin düzelmesi ve gerileyen petrol fiyatları da TL varlıkları destekleyen diğer unsurlar oldu. FED faiz artışı riskinin azalmasıyla birlikte başta TL varlıklar olmak üzere EM piyasalarının pozitif ayrışması sürecektir.
-Merkez Bankası politika faizini yüzde 24’te sabit tuttu. Küçük değişiklikler olsa da, TCMB’nin genel itibariyle sıkı para politikası duruşunu, önceki PKK metnine oranla daha düşük bir tonla da olsa korudu, para politikasında kısa vadede bir gevşeme ihtimalinin olmayacağı anlaşılıyor.
-Aralık ayında küresel risklerin artmasıyla altının güvenli liman algısı tekrar ön plana çıktı. Ekim ayından beri 15 dolar yükselen altının ons fiyatı, Aralık’ta bu rakamı 2’ye katladı. Yeni yılın ilk günlerinde yükseliş sürebilir. Yükselişin devamı için 1.290 Dolar/Ons direnci kırılmalıdır.
-Piyasalar için Ocak ayı sonundaki FED faiz kararı ve mesajlar önemli olacak. ABD ile Çin’in 90 günlük süreç içinde ticaret savaşları konusunda bir anlaşmaya varıp varamayacağı bir diğer önemli gündem olacak. Brexit’e ilişkin gelişmeler ve varlık alımlarını sonlandıran Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz artışına yönelik vereceği mesajlar izlenmeye devam edilecek.
-Yurt içinde, Mart ayındaki yerel seçim sonuçlarına yönelik beklentiler, ekonomi tarafında ise TCMB’nin faiz kararı ve veriler takip edilecek. Büyümedeki yavaşlama beklentilerine rağmen enflasyonda Aralık ayında negatif aylık veriler gelmesi, ABD’nin Suriye’den çekilme kararı, FED’in güvercin tonunu sürdürmesi, düşen petrol fiyatları TL varlıklardaki güçlü duruşu devam ettirebilir.
Aralık ayı başta ABD borsaları olmak üzere küresel hisse senedi piyasalarında sert satışların yaşandığı ve riskten kaçısın hızlandığı bir ay oldu. ABD endeksleri ay içinde zirve seviyelerinden yüzde 20’nin üzerinde düşüş gerçekleştirerek ayı piyasasına girilmekte olduğunun sinyalini verdi.
Korku ve endişe endeksi olarak adlandırılan volatilite endeksi VIX ay içinde kapanış olarak 36 seviyelerini test etti. ABD ile Çin’in ticaret savaşlarına 90 gün süreyle anlaşmak için ara vermesine rağmen ticaret anlaşmalarına ilişkin belirsizlik, bütçe konusundaki anlaşmazlık, Çin’den gelen zayıf veriler, Brexit belirsizliği ve ABD büyümesinin yavaşlayabileceğine ilişkin endişeler yurtdışı borsalarda sert satışlar yaşanmasına neden oldu.
Bu gelişmeler, 2019 yılında FED’in faiz artırımlarını yavaşlatabileceği beklentilerini destekliyor. Nitekim FED, Aralık ayı toplantısında beklenildiği gibi faizleri artırdı. Ancak toplantı sonrası yapılan açıklamalarda 2019 yılı faiz artışı beklentilerinin üçten ikiye indirilmesi piyasalar tarafından yeterince güvercin bulunmadı ve satışların devam etmesine neden oldu.
TL VARLIKLARA İLİŞKİN RİSK ALGISI, SINIRLI DA OLSA AZALDI
Global büyüme endişelerinin artmasıyla birlikte Ekim ayında 86 dolar seviyelerini gören Brent tipi petrolün varili 50 doların altını test ederek sert düşüşünü devam ettirdi. Aralık ayında başta ABD olmak üzere gelişmiş ülke piyasalarında sert satışlar yaşanırken, gelişmekte olan ülkeler (EM) ve Türkiye göreceli olarak pozitif ayrıştı. Ayrıca, ABD’nin Suriye’den çıkacağını açıklaması, ABD ile Türkiye ilişkilerinin pozitif yönde ilerlemesi ve gerileyen petrol fiyatları da TL varlıkları destekleyen diğer unsurlar oldu. Ay içinde 400 seviyeleri üzerine test eden 5 yıllık Türkiye CDS’leri ay sonunda 360 seviyelerine gerileyerek TL varlıklara ilişkin risk algısının sınırlı da olsa azaldığını gösterdi.
Aralık ayında TL, diğer EM kurlarındaki harekete paralel ABD Doları karşısında yüzde 1,5’a yakın değer kaybederken, yurtiçi tahvil faizlerinde 200 baz puana yakın düşüş gerçekleşti ve Temmuz ayı dip seviyelerini test etti. Aralık ayına 96.000 seviyesi üzerinden başlayan BIST 30 Endeksi ayı yüzde 4,3 değer kaybı ile 91.270 puandan kapattı.
FED, Aralık toplantısında faizleri üyelerin oy birliğiyle 25 baz puan artırarak yüzde 2,25-2,50 aralığına yükseltti. FED üyeleri 2019 için faiz tahmini yüzde 2,9’a düşürürken, 2019 için üyelerin üç faiz artış beklentisi ikiye düşmüş oldu. Üyeler 2020 sonu için ortalama faiz beklentisi ise yüzde 3,1 olurken, 2020 için bir faiz artışına işaret ediyor. FED 2018 büyüme beklentisini yüzde 3,1’den, yüzde 3,0’e düşürürken, 2019 için de yüzde 2,5’dan, yüzde 2,3’e düşürdü.
FED KADEMELİ FAİZ ARTIŞI SÖYLEMİNİ DEVAM ETTİRDİ
Açıklamada ekonomi için risklerin dengeli olduğunu bildiren FED, küresel ekonomi ve finansal koşullarının ekonomik görünüme ilişkin etkilerinin izlenmeye devam edileceğini vurgularken kademeli faiz artışı söylemini ise devam ettirildi. 2019 için faiz artışı beklentisinin üçten ikiye düşmesi, önceki toplantılara göre FED’in daha güvercin bir tona geçtiğine işaret ediyor. Ancak piyasalar bunu yeterli bulmayarak negatif tepki verdi.
Özellikle büyüme beklentilerinin aşağı revize edilmesi nedeniyle hisse senetlerinde güçlü satışlar devam ederken, güvenli liman olarak görülen ABD 10 Yıllık Hazine tahvillerinin faizleri FED’in faiz artışına rağmen oluşan taleple yüzde 2,72’lere kadar geriledi. FED başkanı Powell, 2018’de küresel büyümenin yavaşladığını ve piyasa oynaklığının artığını söylerken ılımlı şekilde devam eden düşük faiz politikasının ekonomiyi destekleyeceğini belirtti.
Başkan Powell ayrıca, “Hiçbir şey FED’i yapılmasının doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapmaktan alıkoyamaz” diyerek, ABD Başkanı Trump’ın son dönemde gündemde önemli bir yer tutan faiz artırımlarına ilişkin eleştirilerine yanıt vermiş oldu. Ancak, FED kararı sonrası ABD Başkanı Trump’ın faiz artırımlarına ilişkin eleştirisi güçlenerek devam etti. Bu da piyasalardaki satışlara katkı yapan tartışmalardan bir diğeri oldu.
FED’in güvercin tona geçmesi gelişmekte olan ülke piyasaları üzerindeki baskıyı kısa vadede azalttı. Bu nedenle gelişmekte olan piyasalar Aralık ayında gelişmiş ülkelere oranla daha sınırlı satışlar ve riskten kaçışla karşılaştı. FED 2019 için iki faiz artışı beklerken, piyasa fiyatlamalarında 2019’da faiz artışı olmayacağı beklentisi de taraftar kazanıyor. Piyasalardaki mevcut beklenti 2019 Aralık toplantısı dahil, FED’in yeni bir faiz artışına gitme olasılığı yüzde 25 altında fiyatlanıyor.
FAİZ ARTIŞI RİSKİNİN AZALMASI, TL VARLIKLARDA POZİTİF AYRIŞMA YARATACAK
Zaten finansal piyasalarda oluşan türbülans sonrası FED’in yeniden bir faiz artışına başlaması en azından Haziran toplantısına kadar pek olası görünmüyor. Bu yönde bir karar piyasalardaki türbülansı daha derin bir krize çevirebilir. Bu nedenle önümüzdeki dönemde FED faiz artışı riskinin azalmasıyla birlikte başta TL varlıklar olmak üzere EM piyasalarının pozitif ayrışmasını bir süre daha devam ettirebilir.
TCMB PPK toplantısında, politika faizi olan haftalık repo faizini yüzde 24,0’te sabit tuttu. Önceki toplantıya göre PPK metninde küçük değişiklikler olsa da, TCMB’nin genel itibariyle sıkı para politikası duruşunu, daha düşük bir tonla da olsa korudu. Metinden “Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir” cümlesinin çıkarılmış olması bir miktar sıkı duruşun zayıflaması olarak düşünülebilir.
Ancak, TCMB’nin ‘’ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir” söylemini koruması para politikasında kısa vadede bir gevşeme ihtimalinin olmayacağına işaret ediyor. Sıkı duruşun bir diğer göstergesi ise metinde “ithal girdi maliyetleri ve iç talep gelişmelerine bağlı olarak enflasyon görünümünde bir miktar iyileşme gözlenmekle birlikte fiyat istikrarına yönelik riskler devam etmektedir” ifadesidir.
MERKEZ BANKASI PARA POLİTİKASINDA SIKI DURUŞUNU SÜRDÜRECEK
Kasım ayında gelen düşük enflasyon verisi sonrası TCMB’nin beklenenden önce faiz indirimine gidebileceği spekülasyonu oluşmuş ve TL’de bir miktar değer kayıpları oluşmuştu. TCMB faiz kararı sonrası endişeler ortadan kalkarken, enflasyonda belirgin bir iyileşme oluşan kadar TCMB’nin sıkı duruşunu korumasını bekliyoruz.
Yılın son ayını sakin kapatan Dolar/TL kuru 5.25-5.35 bandı arasında seyretti. Aybaşındaki 5.14 seviyeleri görünen en düşük nokta olurken, bu seviyelerden gelen talep, kurda 30 kuruşluk bir artışa neden oldu. Sonrasında stabil seyreden kurda, yurtdışındaki tatillerin de etkisiyle yatay bir hareket oluştu.
ABD tarafında ise FED, Trump’a rağmen faizleri beklendiği gibi artırdı. 2018 yılını 4 faiz artışıyla kapatan FED, 2019 için faiz artırım tahminini ise 2’ye düşürdü. Yeni yılın ilk günlerinde kurun bir süre daha yatay seyretmesi beklenebilir. Alımların kuvvetlenmesi durumunda 5.45 aşılması gereken önemli bir direnç seviyesidir. Bu nokta açılışa 5.60’a doğru yükseliş görülebilir fakat aşılamazsa tekrar 5.30 ve 5.20 seviyeleri destek olarak ön plana çıkacaktır.
Euro Bölgesinde İtalya bütçe krizi çözülürken, Brexit konusu halen belirsizliğini koruyor. Kasım ayındaki olağanüstü zirvede varılan İngiltere ile AB arasındaki anlaşmanın, Aralık ayında oylanması beklenirken erteleme haberiyle Brexit konusunda nasıl bir çıkış olacağı sorusunun cevabı da yeni yıla sarktı.
Aralık ayında Euro/Dolar paritesinde test edilen 1.1450 direnci Ocak ayı için de ilk hedef seviye olacaktır. Alımların zayıf kalması, Euro Bölgesiyle ilgili endişelerin artmasıyla 1.13 ve 1.1150 seviyeleri destek noktaları olarak takip edilebilir.
ALTINDA YÜKSELİŞ 1.290 DOLARIN AŞILMASIYLA DEVAM EDEBİLİR
Aralık ayında küresel risklerin artması sebebiyle altının güvenli liman algısı tekrar ön plana çıktı. Ekim ayından beri aylık kapanışlarda 15 dolar yükselen altının ons fiyatı, Aralık ayında bu rakamı 2’ye katladı. Yeni yılın ilk günlerinde bu yükselişin devam etmesi beklenebilir. Yükselişin devamı için ilk önce 1.290 Dolar/Ons direncinin kırılması gerekecektir. Bu direnç aşılırsa 1.315 seviyesi hedeflenebilir. Aralık ayındaki yükselişlerin sindirmesi, kar satışları gelirse 1.260 ve 1.240 destek bölgeleri takip edilecek seviyelerdir.
Aralık ayında borsalarda yaşanan türbülans sonrası yeni yılla birlikte gündem yoğun olacak. Piyasalar için Ocak ayı sonundaki FED faiz kararı ve mesajlar önemli olacak. Piyasalardaki çalkantı sonrası FED’in daha da güvercin bir tona geçmesi piyasalardaki dalgalanmayı yavaşlatabilir. Aksine piyasa ile FED arasındaki uyumsuzluğun devamı tek başına olmasa da diğer etkenlerle birlikte finansal piyasalardaki türbülansın bir krize dönüşmesine zemin hazırlayabilir. Bu bağlamda FED başkanı ve üyelerden ay içinde gelecek açıklamalar dikkatle takip edilecek.
PİYASALARIN GÖZÜ ABD VE ÇİN’DEN GELECEK VERİLERDE OLACAK
Piyasaların gözü hem ABD hem de Çin’den gelen ekonomik verilerinde olacak. Kötü ekonomik verilerin devamı küresel büyüme endişelerini güçlendirerek devam etmesine neden olabilir. ABD ile Çin’in 90 günlük süreç içinde ticaret savaşları konusunda bir anlaşmaya varıp varamayacağı bir diğer önemli gündem olacak. Belirsizliğin devamı piyasaları negatif etkilemeye devam edecektir.
İki ülkenin ticaret anlaşmasına yaklaşması ise piyasalarda güçlü bir toparlanmayı ve risk iştahında tekrar hızlı bir geri dönüşü sağlayacaktır. AB tarafında ise Brexit’e ilişkin gelişmeler ve varlık alımlarını sonlandıran Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz artışına yönelik vereceği mesajlar izlenmeye devam edilecek.
TÜRKİYE’DE SEÇİM BEKLENTİLERİ, VERİLER VE TCMB’NİN DURUŞU BELİRLEYİCİ OLACAK
Yurt içinde siyasi tarafta adaylar belli oldukça ısınmaya başlayan Mart ayındaki yerel seçim sonuçlarına yönelik beklentiler takip edilirken ekonomi tarafında ise Merkez Bankası’nın faiz kararı ve makroekonomik veriler izlenecek. Büyümedeki yavaşlama beklentilerine rağmen enflasyonda tarafında Aralık ayında negatif aylık veriler gelmesi, TL varlıklardaki güçlü duruşu devam ettirebilir.
TCMB’nin enflasyonda iyi bir veri gelse bile sıkı duruşunu devam ettirmesi de bu seriyi destekleyecektir. TCMB’nin enflasyonda belirgin bir düşüş görülünceye kadar sıkı duruşunu korumaya devam edeceğini düşünüyoruz. ABD ile ilişkilerin pozitif yönde ilerlemeye devam etmesi ve ABD’nin Suriye’den çekilme kararı, TL varlıklardaki pozitif ayrışmayı Ocak ayında da desteklemesi bekleniyor.
Küresel tarafta ise yukarıda da belirttiğimiz gibi FED’in güvercin tonunu Ocak ayında daha da netleştirerek devam ettirmesi ve bu beklentinin EM’lerdeki ve dolayısıyla TL varlıklardaki kısa vadeli pozitif ayrışmayı devam ettirmesi bekleniyor. Ayrıca son dönemde düşen petrol fiyatlarının da TL varlıklar için destekleyici olmaya devam edeceğini düşünüyoruz.
Bu gelişmelere paralel küresel hisse senedi piyasalardaki çalkantının durulması durumunda Ocak ayında BIST’in kısmen iyi bir performans göstermesini bekliyoruz. Genellikle Ocak ayları yeni yılın başlamasıyla birlikte risk iştahının kısmen daha yüksek olduğu bir ay oluyor. Değerleme olarak oldukça cazip seviyelerde olan ve 2018 yılında en kötü performansı gösteren borsalardan biri olan BIST’in çok güçlü olmasa da 2019 yılına iyi bir başlangıç yapabileceğini düşünüyoruz. Ancak küresel piyasalardaki çalkantı ve türbülansın bir krize doğru evirilmesi durumunda BIST’in de bundan negatif etkilenmesi bekleniyor.
Osman Göktan
Şeker Yatırım Genel Müdürü
goktan@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.