*Yurtiçinde enflasyon verileri ve sonrasında TCMB faiz kararı en önemli konular olacak. ABD ile ilişkilerin tekrar pozitif yönde güçlenmesi durumunda TL varlıkların Eylül ayındaki güçlü performansını ve pozitif ayrışmasını sürdürmesi bekleniyor. Yurtiçi piyasalar için Ekim ayındaki en büyük risk ise Suriye’de olası bir yeni operasyon ve jeopolitik risklerin tekrar güçlenmesi olacak.
*Ekim ayında dış piyasalarda iki ana gündem maddesi belirleyici olacak. Bunlardan ilki ABD ile Çin arasında yapılacak olan ticaret görüşmeleri… Tarafların anlaşamaması ve ticaret savaşına devam etmesi durumunda Ağustos ayında yaşandığı gibi riskten kaçışın güçlenmesi ve piyasalarda satışların yaşanması bekleniyor.
*Diğer gündem ise, FED faiz kararı ve üyelerin yapacağı açıklamalar olacak. FED son toplantıda faizleri indirse de bir sonraki toplantı için net sinyal vermedi. Ekim’de bir faiz indirimi yüzde 62 gibi düşük bir olasılıkla fiyatlanıyor. Beklenti FED’in Aralık’ta 25 baz puan daha indirebileceği yönünde ancak güçlü veriler gelirse bu indirim beklentisi 2020’nin ilk çeyreğine kayabilir.
*Merkez Bankası’nın düşük momentumla da olsa global piyasaların desteğinin sürmesi durumunda faiz indirimlerine devam etmesi bekleniyor. Önümüzdeki dönemde TCMB’nin 150 baz puanlık daha indirim yaparak politika faizleri yüzde 15’lere kadar düşürebileceğini düşünüyoruz.
*FED dahil büyük merkez bankalarının faiz indirimine gidiyor olması ve tekrar genişleyici para politikalarına geçmesi de TCMB’nin yüklü faiz indirimlerinin TL üzerinde yarattığı baskıyı azalttı. ECB mevduat faizlerini yüzde – 0,50’ye indirirken, FED de beklendiği gibi 25 baz puanlık indirime gitti.
*Dolar/TL kuru son zamanların en sakin ayını geçirdi. ABD ile ticaret konusunda tekrar yakınlaşmanın olması kurdaki düşüşü devam ettirebilir. Bu durumda 5,65 ve 5,54 seviyeleri destek noktaları olarak belirlenebilir. Yukarı yönlü fiyatlamalarda ise 5,75 ve 5,87’ler hedef seviyeler olarak izlenebilir.
Ağustos ayında global piyasalarda yaşanan riskten kaçış Eylül ayında sonlanırken risk iştahı yeniden geri döndü. ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşına bir süreliğine de olsa ara verilmesi, ABD’de güçlü verilerin gelmeye devam etmesine rağmen FED’in Eylül ayında ikinci faiz indirimini yapması, ECB’nin faiz indirime gitmesi ve Kasım ayından itibaren varlık alımlarına başlaması kısa vadede resesyon endişelerini bir miktar azaltırken piyasalarda risk iştahının tekrar güçlenmesine neden oldu.
Global risk iştahının tekrar geri dönmesiyle güvenli liman olarak işlem gören ABD 10 yıllık tahvil faizleri 1,44’lü dip seviyelerden 1,90’lara kadar yükseliş gerçekleştirirken (1,65-1,80 arasında hareket ediyor) bir diğer güvenli liman olan altın fiyatlarında hızlı yükselişin ardından kar satışları yaşandı.
TL varlıklar ise Ağustos ayındaki negatif ayrışma sonrası Eylül ayında hızla toparlanarak kayıplarını geri aldı. TCMB ve FED’in faiz indirimlerinin desteğindeki BIST 100 endeksi Eylül ayındaki güçlü performansıyla en çok yükselen borsa endekslerinden biri oldu.
Bununla beraber, ay içinde Dünya’nın en büyük petrol üreticilerinden Suudi Arabistan’ın petrol şirketi Aramco’ya yapılan saldırı sonrası petrol fiyatlarında sert yükseliş yaşandı. FED faizleri indirse de bir sonraki faiz indirimi için net bir sinyal ve beklenen kadar güvercin bir mesaj vermedi.
GELİŞMEKTE OLAN PİYASALARDA AY İÇİNDE SATIŞLAR YAŞANDI
Bu da gelişmekte olan piyasalarda (EM) ay içinde satışların yaşanmasına neden oldu. BIST 100 Endeksi Eylül ayına 97.000 puan seviyelerinin altından başlarken, ay içinde 103.300’lere kadar güçlü bir yükseliş gerçekleştirdi. Endeks ayı yüzde 5 üzerindeki bir (24 Eylül itibarıyla) artışla kapatmaya hazırlanırken, bankacılık endeksi yüzde 9’u aşan bir yükselişle (24 Eylül itibarıyla) pozitif ayrıştı.
TL ayı yüzde 2’nin üzerindeki bir değer kazancıyla kapatmaya hazırlanırken, TCMB faiz indiriminin etkisiyle 10 yıllık tahvil faizleri 200 baz puan üzeri düşüş gerçekleştirerek yüzde 14,25’leri test etti. Böylece tahvil faizleri Mayıs 2018’den beri en düşük seviyesini test etti. Ağustos ayında 437 seviyelerine kadar yükselen CDS’ler ise Eylül ayında 380 altına gerileyerek TL varlıklara ilişkin sistematik risk algısının zayıfladığına işaret etti.
Ancak CDS’ler bu gerilemeye rağmen mevcut seviyeler benzer ülkelerin iki katı seviyelerinde ve halen TL varlıklara ilişkin risk algısının yüksek olduğuna işaret ediyor. Örnek olarak EM içinde benzer olarak değerlendirildiğimiz Güney Afrika’nın CDS’leri 180’li, Brezilya’nın ise CDS’leri 130’lu seviyelerde işlem görüyor.
FED KARARINA EYLÜL 2016 TOPLANTISINDAN SONRA İLK KEZ 3 ÜYE ŞERH KOYDU
FED Eylül toplantısında, piyasa beklentisine paralel faizleri 25 baz puan indirerek yüzde 1,75-yüzde 2,00 aralığına düşürdü. Karar 3 üyenin karşı oyu ve 7 üyenin oy çokluğu ile alındı. FED kararına Eylül 2016 toplantısından sonra ilk kez 3 üye şerh koymuş oldu.
Üyelerden Bullard karara 50 baz puanlık indirim istediği için şerh koyarken, diğer iki üye faiz indirimine karşı görüş verdi. FED üyeleri 2019 sonu için ortalama faiz beklentisi yüzde 2,4’den, yüzde 1,9’a geriledi. Bu tahmine göre üyeler yılsonuna kadar faiz indirimi beklemiyor. Hem bu görünüm hem de 2 üyenin indirime itiraz etmesi, kararın piyasalar için çok güvercin olmadığına işaret ediyor.
FED üyeleri 2019 için büyüme tahmini yüzde 2,1’den, yüzde 2,2’ye revize ederken, işsizlik oranı tahminini ise yüzde 3,6’dan, yüzde 3,7’ye revize etti. FED, 2020 ve sonrası için makroekonomik tahminlerde önemli bir değişiklik yapmadı. FED üyelerinin ortalama tahmini 2019’un geri kalan döneminde yeni faiz indirimi öngörmezken 17 üyeden sadece 7 tanesi bu yıl için yeni bir faiz indirimi yapılması gerektiğine inanıyor.
FED ÜYELERİ ARASINDA BİR SONRAKİ FAİZ İNDİRİMİ İÇİN CİDDİ BİR AYRIŞMA YAŞANDI
FED üyeleri arasında bir sonraki faiz indirimi için ciddi bir ayrışma yaşandığı görülüyor ki bu durum piyasalardaki risk iştahını törpüleyebilir. Piyasalar FED’den daha güvercin bir karar ve faiz indirimlerinin devam edeceğine yönelik yönlendirme bekliyordu.
FED başkanı Powell, temel ekonomik görünümün olumlu olarak devam ettiğini ve faizlerin devam eden risklere karşı sigorta olarak düşürüldüğünü söyledi. Powell verilere bağlı kalarak hareket etmeye devam edeceklerini söylerken, global büyümeye yönelik zayıflamanın ise devam ettiğini söyledi.
FED’in açıklamaları bir sonraki toplantı için faiz indirimine kapıyı kapatmasa da net bir sinyal vermedi. FED faiz kararı sonrası (25 Eylül itibarıyla) Ekim ayı için 25 baz puanlık bir faiz indirimi olasılığı yüzde 62 (25 Eylül) , Aralık ayı dahil bir faiz indirimi olasılığı ise yüzde 82 olasılıkla fiyatlanıyor. FED kararı öncesi ikinci oran daha önce yüzde 95’ler seviyesindeydi.
TL VARLIKLAR FED KARARI SONRASI ZAYIFLADI
Bu nedenle FED faizleri indirmesine rağmen TL varlıklar FED kararı sonrası zayıfladı. Kısa vadede FED faiz indirimine ilişkin belirsizlik devam ettikçe ve Aralık ayına kadar bir faiz indirimi daha olacağına yönelik beklentiler güçlenmedikçe TL varlıklar zayıf performans gösterebilir. Ancak petrol fiyatlarının tekrar düşüşe geçmesi TL varlıklardaki güçlenmeyi destekleyebilir. ABD ile ilişkilerin pozitif yönde gelişmesi de TL varlıklar için kısa vadeli pozitif ayrışmayı sağlayacak.
TCMB Eylül toplantısında 325 baz puanlık faiz indirimine giderek 1 haftalık repo faiz oranını yüzde 16,50’ye indirdi. Ortalama piyasa beklentisi 250 baz puan indirime işaret ederken, TCMB beklentilerin üzerinde bir indirim yapmış oldu. Böylece, TCMB son iki toplantısında toplam 750 baz puanlık bir faz indirim yapmış oldu. TCMB bir önceki PPK metnine göre çoğu ifadesini koruduğu görüldü.
TCMB özetle, özel tüketimin kademli olarak büyümeye katkısının artığını ve cari dengedeki iyileşmenin devam edeceği beklentisini tekrarladı. Gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarının genişleyici yönde şekillendiği ifade edilirken, enflasyona ilişkin görünümdeki iyileşmenin devam ettiği belirtildi.
Bu iyileşmede TL’deki istikrarlı seyrin etkili olduğu belirtildi. Ayrıca, TCMB enflasyon raporundaki yılsonu TÜFE enflasyon tahmini (yüzde 13,9) için aşağı yönlü risklerin olduğunu belirtmiş ve bunun faiz indirimi kararının nedenlerinden biri olarak gösterdi.
TCMB 150 BAZ PUANLIK DAHA İNDİRİM YAPARAK POLİTİKA FAİZİNİ YÜZDE 15’LERE KADAR DÜŞÜREBİLİR
Bu açıklama TCMB’nin düşük momentumla da olsa global piyasaların desteğinin sürmesi durumunda faiz indirimlerine devam edeceğine işaret ediyor. Önümüzdeki dönemde TCMB’nin 150 baz puanlık daha indirim yaparak politika faizleri yüzde 15’lere kadar düşürebileceğini düşünüyoruz. Piyasa fiyatlamasına bakıldığında ise 3 ay vadeli USDTRY swap faizlerinin yüzde 14’lerin hafif üzerinde işlem görüyor. Bu fiyatlama piyasaların biraz daha yüksek oranlı bir faiz indirim beklentisini fiyatlamaya başlandığına işaret ediyor.
TCMB’nin beklentilerin üzerinde faizleri indirmesine rağmen TL’nin tepkisi pozitif oldu. Bunun nedeni olarak kararının hemen öncesinde daha sert bir faiz indirimi olabileceği beklentisinin oluşmaya başlamış olmasına rağmen TCMB’nin faiz indirimi piyasaların endişe ettiği kadar yüksek olmadı. Ayrıca, FED dahil büyük merkez bankalarının faiz indirimine gidiyor olması ve tekrar genişleyici para politikalarına geçmesi de TCMB’nin yüklü faiz indirimlerinin TL üzerinde yarattığı baskıyı azalttı.
Merkez Bankalarının faiz kararlarının geldiği Eylül ayında herhangi bir sürpriz olmadı. ECB mevduat faizlerini -yüzde 0,40’dan, -yüzde 0,50’ye indirirken, FED de beklendiği gibi 25 baz puanlık indirime gitti. ECB’nin parasal genişlemeye devam etmesi EUR/USD paritesindeki satış baskısının güçlenmesine neden oldu.
EURO/DOLAR PARİTESİNDE 1,0960 SEVİYESİ ÖNEM ARZ EDİYOR
Geçen ay önemli desteği olan 1,1050’yi birçok kez test eden paritede, bu ay için 1,0960 seviyesi önem arz ediyor. Bu desteğin kırılması durumunda parite, 2017 yılının ilk yarısındaki seviyelerine doğru gerileyebilir. Bu durumda 1,0850 bir diğer destek olarak takip edilebilir. Paritede 1,0960 desteğinin çalışması durumunda ise tekrar kendini 1,11 seviyesinin üzerine atmaya çalışacak.
Geçen ay faizleri 325 baz puan indiren TCMB’nin, toplantı öncesi piyasada telaffuz edilen yüksek oranları açıklamaması, kurda faiz kararının nötr karşılanmasını sağladı. FED’in de faiz kararında piyasayı şaşırtmaması, Dolar/TL kurunu son zamanların en sakin ayını geçirmesini sağladı. ABD ile ticaret konusunda tekrar yakınlaşmanın olması kurdaki düşüşü devam ettirebilir. Bu durumda 5,65 ve 5,54 seviyeleri destek noktaları olarak belirlenebilir. Yukarı yönlü fiyatlamalarda ise 5,75 ve 5,87’ler hedef seviyeler olarak izlenebilir.
ALTININ ONSU 70 DOLARLIK DÜŞÜŞTEN SONRA 1.500 DOLARDA KALICI OLMAYA ÇALIŞIYOR
Önceki ay hızla 1.500’e ulaşan altın ons fiyatı, gerilimin bir miktar azalması ve risk iştahının geri gelmesiyle beklediğimiz kar satışlarıyla karşılaştı ve 1.483 seviyesine kadar geri çekildi. Yaklaşık 70 dolarlık bu düşüşten sonra toparlanmaya çalışan altın 1.500 üzerinde kalıcı olmaya çalışıyor. Bunda başarılı olursa fiyatlar için 1.555 ilk direnç olarak izlenebilir. Bu direnç aşılırsa 1.595 seviyesi hedeflenebilir. Bir düşüş trendinin başlaması için 1.483 desteğinin kırılması gerekecektir. Bu durumda 1.445 ikinci destek olarak takip edilebilir.
EKİM AYINDA ABD-ÇİN TİCARET GÖRÜŞMELERİ VE FED’İN TAVRI BELİRLEYİCİ OLACAK
Ekim ayında da piyasaların seyrinde iki ana gündem maddesinin belirleyici olacağını düşünüyoruz. Bunlardan ilki ABD ile Çin arasında yapılacak olan ticaret görüşmeleri olacak. Bu görüşmeden çıkacak sonuç piyasalar açısından oldukça önemli olacak. Görüşme öncesi iki ülkeden gelen jestler sonrası piyasalarda risk alma iştahı Eylül ayında tekrar geri döndü.
Tarafların anlaşamaması ve ticaret savaşına devam etmesi durumunda Ağustos ayında yaşandığı gibi riskten kaçışın güçlenmesi ve piyasalarda satışların yaşanması bekleniyor. Ancak, son dönemde başta FED ve ECB olmak üzere merkez bankalarından gelen gevşek para politikası adımları ticaret savaşının negatif etkilerini azaltacak.
Piyasaların diğer gündemi ise FED faiz kararı ve üyelerin yapacağı açıklamalar olacak. FED son toplantıda faizleri indirse de bir sonraki toplantı için net bir sinyal vermedi. Şuan için Ekim ayında bir faiz indirimi yüzde 62 gibi kısmen düşük bir olasılıkla fiyatlanıyor. Piyasalardaki beklenti FED’in Aralık ayında bir 25 baz puan daha indirebileceği yönünde ancak çok güçlü veriler gelmesi durumunda bu indirim beklentisi 2020 yılı ilk çeyreğine kayabilir.
BAŞTA TL VARLIKLAR OLMAK ÜZERE EM PİYASALARINDA NEGATİF AYRIŞMA GÖRÜLEBİLİR
FED’in faizleri indirmeye devam edeceğine yönelik olasılık azaldıkça başta TL varlıklar olmak üzere EM piyasalarında negatif ayrışma görülebilir. Aksine faiz indirimi beklentisinin kuvvetlenmesi, başta TL varlıklar olmak üzere EM varlıklarına yönelik risk alma iştahının devamına neden olacak.
Global piyasalarda merkez bankalarından gelen genişleyici ve gevşek para politikası adımları sonrası resesyon kaygıları azaltsa da büyüme endişeleri devam ediyor. Son dönemde Almanya ve Avrupa birliği ülkelerinden gelen PMI (Satın alma yöneticileri endeksi) endeksleri ciddi bir zayıflığa işaret ediyor.
AB bölgesinden zayıf ekonomik verilerin gelmesi ihracatımızın büyük kısmını AB’ye yapığımız için Türkiye için de negatif etkisi olacak. Mevcut görünümde ABD’den gelen son veriler çok zayıf olarak nitelendirilmiyor ve şuan için bir resesyon riskine işaret etmiyor.
AVRUPA VE DİĞER ÜLKELERDEKİ YAVAŞLAMA ABD’Yİ DE ETKİLEYEBİLİR
Ancak, Avrupa ve diğer ülkelerdeki ekonomik yavaşlamanın güç kazanması durumunda ABD’nin de ilerleyen dönemde ekonomik büyümesinin yavaşlaması kaçınılmaz olacak ve ticaret savaşlarının devam etmesi bu olasılığı daha da güçlendirecek. Bu nedenle kısa ve orta vadede resesyon kaygılarının piyasaların gündeminde olmaya devam etmesi bekleniyor.
Yurtiçinde ise enflasyon verileri ve sonrasında TCMB faiz kararı Ekim ayının en önemli konuları olacak. ABD ile ilişkilerin tekrar pozitif yönde güçlenmesi durumunda TL varlıkların Eylül ayındaki güçlü performansını ve pozitif ayrışmasını Ekim ayında da devam ettirmesi bekleniyor. Yurtiçi piyasalar için Ekim ayındaki en büyük risk ise Suriye’de olası bir yeni operasyon ve jeopolitik risklerin tekrar güçlenmesi olacak.
SURİYE’NİN DOĞUSUNA OPERASYON RİSKİ YÜKSELDİ
Son dönemde Türkiye’nin Suriye’nin doğusuna yönelik operasyon gerçekleştirme olasılığı yükselmiş görünüyor. Hem bu konu hem de ABD ile Türkiye’nin ilişkilerinin ne yönde şekilleneceği BM toplantısı sonrası Trump ile Erdoğan arasındaki görüşme sonrası netleşecektir. BIST son 6 yıldaki Ekim ayı performansı incelendiğinde altı yılın beşinde BIST’in ayı güçlü yükselişle kapattığı görülüyor.
BIST için Ekim ayında genellikle güçlü pozitif fiyatlamanın öne çıktığını görüyoruz. Bu yılda endeksin bu eğilimini devam ettirerek ay için 98.000-108.000 arasında hareket etmesi ve ayı yükselişle kapatması bekleniyor. Ay içinde 99.000 altındaki fiyatlamalar kademli alım fırsatı, 106.500 ve üzerine yükselişler ise kısa vadeli kar satışı fırsatı olarak takip edilebilir.
BIST’in halen değerleme olarak makul fiyatlamalara sahip olması pozitif performans beklentilerini destekliyor. Ancak, petrol fiyatlarının yükselişine devam etmesi, global risk iştahının tekrar zayıflaması ve Jeopolitik risklerin tekrar güçlenmesi bu beklenti için en büyük riskler olacak.
Osman Göktan
Şeker Yatırım Genel Müdürü
goktan@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.