Türkiye’deki piyasalara girmek isteyen büyük gruplar, işe aile şirketi olarak başlayıp büyüyen işletmeler ile stratejik veya finansal ortaklıklar kuruyor. Peki bu ortaklık modellerinden hangisi ne tür avantajlar sağlıyor?
Gelişen, özellikle de iç piyasası canlı olan ekonomiler, uluslararası fonların ilgisini çekiyor. Türkiye’de birçok aile işletmesi belirli bir büyümeye ulaştıktan sonra ülkemizde iç piyasaya girmek isteyen büyük grupların ilgisini cezp ediyor. Sözkonusu gruplar stratejik ortak olabilecekleri gibi, finansal ortak olarak da satın almaya gidebiliyor. öncelikle stratejik ortaklık veya finansal ortaklık arasında bir karar veriliyor.
Stratejik ortaklık; aynı sektörde faaliyet gösteren işletmesini ve markasını daha da büyütmek isteyen ve uzun dönemli ortaklık amacıyla pazar payını daha da arttırarak, know-how paylaşımı yapabilecek, sinerji yaratacak ortaklıklardır. Finansal ortaklık ise ortak olunacak şirketin faaliyet gösterdiği sektörle alakalı olmadan, sadece finansal destek sağlayarak kurulan ortaklıklar yapısıdır. iki ortaklık arasındaki başlıca fark, finansal ortaklıkta kısa dönemde karlılık hesaba katılarak, ortaklığın başladığı andan itibaren exit yani diğer bir değişle çıkış planlarının hazırlanmasıdır. Finansal ortaklık mali kazanç üzerine odaklanır ve karlılığı yakaladığı anda hisselerin satışını hedefler. Oysa stratejik ortaklıklar çok uzun yıllar sürebileceği gibi, bu yapıda süreklilik esastır. Finansal fonların ortaklıkta kalış süreleri ortalama 3-5 yıl olarak hesaplanıyor.
Ortaklığın ne şekilde kurulabileceğine karar verildikten sonra muhtemel adaylarla görüşmeler başlar. Genelde bu noktada danışmanlık şirketleri veya danışman devreye girer ve uygulamada olduğu gibi çoğunlukla danışman kişi ve kuruluşların tavsiyeleri doğrultusunda adımlar atılmaya başlanır.
Fonlar dediğimiz özel sermaye şirketleri (PE) özellikle şirketin karlılığına odaklanırlar, çünkü amaç kısa sürede en büyük getiriyi elde etmektir, burada EBİTDA (FAVOK) dediğimiz faiz-amortisman ve vergi öncesi karlılığın hızlı büyütülmesi hedefliyor. İşletmeniz ve markanız her ne kadar kuvvetli ve büyük olsa da finansal alıcı değer belirlerken, öncelikle EBİTDA marjı ve tutarı üzerinden değer belirlenir. Değer üzerinde konuşulabilir bir orana gelindiğinde en önemli konu önümüzdeki 3-5 yıllık dönem için hazırlanmış savunulabilir ve tutarlı kayda değer büyüme öngören iş planınız ve onun savunulması olur. Sağlıklı bir ortaklık için geçmiş yıllara dönük finansal veriler şeffaf, tutarlı ve denetlenmiş olmalı, bilgi alışverişinde potansiyel ortağa her türlü bilgi detaylı şekilde izah edilmeli ve yönetim tek ses olarak temsil edilmeli. Tüm bu süreç danışmanlar, mali kurumlar ve hukuk servisindeki avukatların desteğiyle birlikte 6-12 aylık süreçte sonuçlanabilir.
özel sermaye şirketleri (PE) ortak oldukları şirketlere yeni bir vizyon getirir, bu vizyonun bir parçası olan kurumsal yönetim ve raporlama sistemi, genel ekonomiye de katkı sağlar. Bu katkı, sermaye piyasalarının gelişmesi ve kurumsal şirketlerin çoğalması şeklinde karşımıza çıkar.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.