İstanbul ve büyük şehirler başta olmak üzere, yurdun hemen hemen her yerinde, birbiri ardına açılan ve bizim ” Gastronomik Yatırımlar ” dediğimiz; restoran, cafe, bar, pastane, fast food yeri gibi mekanların açılış hızına son 5 yıldır yetişmek mümkün değil.
Bilhassa; Turizmin geliştiği, inşaat sektörünün toplu konutlar, rezidanslar ve AVM’lerle yogun faaliyet sergilediği kentlerde ve yörelerde, iş, sanat, siyaset ve sosyete alemine yakın çevrelerde, bu tarz yatırımlar artık, olmazsa olmaz hale geldiler.
öncelikle İstanbul‘da olsun, ama neresinde olursa olsun, nasıl olursa olsun, yeterki olsun, benim olsun, hemde hemen olsun mantığı ile hareket ediliyor. Şu semt, bu semt önemli değil, cadde üstü, ara sokak, alışveriş merkezi, bodrum katı, teras katı, hatta magazaların, okulların içine kadar akla gelmeyecek yerlerde dahi yeni yeni mekanlar açılıyor. Eski gecekondu semtlerine dahi neredeyse nur yağdırıyorlar. Gelişmiş yerlerde ve yeni yerleşim merkezlerinde (Ataşehir gibi) bırakın yüksek kiraları, artık hava paraları konuşuluyor. İnsanlar heveslerini alıyor, rekabetin getirdiği ucuzluk ta aceba, halkımıza yarıyor mu ?
Alan razı satan razı; bizlere de hayırlı uğurlu olsun, Allah bereket versin demek düşüyor!
Ancak bu mekanlar kurulurken, özel niyetliler hariç, yılların maddi ve manevi birikimleri, mal sahiplerine, mimarlara, inşaat ve tesisat ustalarına, nalburlara, mutfakçılara, tedarikçilere saçılırken. çevre araştırması, sosyal konum analizi, genel olarak işin fizibilitesi yapılıyor mu? En önemlisi bütçe yapılıyormu ? Bir bilene danışılıyor mu? Bu mekana müşteri olarak kimler gelir? Fiyat politikası ne olmalıdır ? Belediye ruhsat verir mi ? Mönüyü kim hazırlar? Alışverişi kim yapar? Yemekleri kim pişirir? Ve servisi kim sunar?, Bu mekan kamuoyuna veya çevreye nasıl tanıtılır? gibi düsünce ve sorular, maalesef hiç akla getirilmeden, ” inşaatı / dekorasyonu önce bir bitirelim, ona göre bir tarz ve ekip buluruz” deniyor. Yani eskilerin tabiriyle ” İstim arkadan gelsin “düşüncesi ile pek çok kişi “ŞİMDİ MODA BU” diye, bu GASTRONOMİK yatırımlara soyunuyor, çoğu da hüsrana ugruyor, bu heves ve heyecanı fark eden kötü niyetli, kurt esnaf ve sanayici tarafından daha işin başında istismar ediliyor. Yerel yönetimler ve bürokrasi tarafından daha siftah etmeden vergi, harç vs. kıskacına alınıyor. Açılış davetini aldığımız bir mekan, daha biz gidene kadar, ya kapanmış ya da başkasına devredilmiş oluyor.
GASTRONOMİ konusundaki yatırımlarda, bazı diğer boyutlara ve yatırımcı türlerine de değinmeden geçmeyelim. ön planda; Zaman içinde iyi kazanmış, eli para görmüş bazı kişiler var. Onlar, ticari yönden kendilerine gider kapısı açmak, sosyal açıdan ise yakınlarına, (hanımlarına, hayat arkadaşlarına, kızarına, oğullarına. yeğenlerine, damat ve gelinlerine) meşgale olsun, nerde olduklarını bileyim, insan içine karışıp sosyalleşsinler, çevremiz genişlesin, dostlarımızı ağırlayabileceğimiz bir mekanımız olsun tarzındaki yaklaşımlarla, işte bu tarz GASTRONOMİK yatırımları tercih ediyorlar.
Yıllarını başka sektörlerdeki çalışmalara (Finans, tekstil, otomotiv, basın vs) vermiş, bu süre içinde gittiği bu tarz mekanların işletmecilerine özenmiş, firmasını şu veya bu şekilde kaybedince, emekli olunca veya işten çıkarılınca birikimlerini bu alana aktaran, dünyayı görmüş, neyin-nasıl yapılması gerektiğini bilen, eğitimli, bilinçli ve çevre sahibi kişiler de statülerini korumak amacıyla GASTRONOMİK yatırımları tercih ediyorlar.
Bir de halen yaptıkları faaliyetlere (Toplu konut inşaatları, Halkla ilişkiler & Reklamcılık çalışmaları, Endüstriyel mutfak sanayii, Yayıncılık çalışmaları, Eğitim hizmetleri, Gıda sanayii, Tedarik ticareti vs) katkı sağlamak, yeni müşteriler edinmek, basın mensubu, sanatçı, sporcu, siyasetçi gibi kişilerle yakınlık kurmak ve yeni finans kaynakları bulmak amacıyla GASTRONOMİK Mekan Yatırımlarını tercih ediyorlar.
Arka planda ise, halen gastronomi Sektörünün % 60 ına hakim olan; Bir, bu sektöre aile işi olarak girmiş, yıllarını vermiş kişilerin sahip oldugu ve yönettiği mekanlar. İki, çekirdekten hatta sermayesiz girip, yıllarca düşe kalka işin içinde pişerek gelişen kişilerin sonradan sahip olduğu ve yönettiği mekanlar. üç, sektöre tepeden inerek, büyük sermaye ile veya uzman bir ekiple gelmiş kişilerin sahip olduğu ve yönettiği mekanlar var. Bu üç gruba giren ve ülkemiz Gastronomi Pastasının önemli bir bölümünü alan, ancak o oranda sektöre ekonomi ve istihdam açısından büyük katkısı olan örnek mekanları, mesleki bilgisi ve becerileriyle başarıya taşıyan kişiler var.
Gastronomi yatırımlarının, sadece mekan kurmaktan ibaret olmadığına dikkatinizi çekmek isterim. Yine trend olan, yukarıda bahsettiğimiz kategorilerdeki, imkan sahibi herkesin kalkışabileceği gastronomik yatırımlar arasında; Bağcılık ve şarapçılık konusu var. Zeytin ve Zeytinyağı konusu var. Hayvancılık konusu var, Organik / Ekolojik Tarım konusu var.
üstelik şimdi bu işlere soyunan kişi ve kuruluşlara TEŞVİK var, DEVLET DESTEĞİ var. Tabii dir ki bu alanlarda da ülkemizde ciddi çalışmalar ve onun getirdiği güzel gelişmeler mevcut. Bu konuda da başı yine İnşaat, Finans, Turizm, Otomotiv ve Textil sektörü patronları veya yakınları ile sanatçı ve sporcu gibi ünlü ve medyatik kişiler ile varlıklı aileler çekmekte. (Bu konulara,imkan bulursam; ilerleyen yazılarımda devam edecek, örnekler verecek ve daha geniş işleyeceğim)
Ancak, burada değinmek istediğim ve çok takdir ettiğim önemli bir husus ise; Gastronomi sektöründeki her türlü yatırım konusuna ve faaliyete, iridir, ufaktır, şunundur, bunundur diye hiç bir ayırım yapmadan yaklaşan ve bu sektördeki yatırımlara hız kazandırarak, özendiren en büyük destek yazılı ” Türk Basınından ” gelmektedir. üstad kalemlerin yanısıra, yeni nesil genç yazarlar ve muhabirler, sektördeki gelişme ve faaliyetleri (eğer kendilerine ulaştırılabilmişse, ki bu noktada PR kuruluşlarına görev düşmektedir.) kullandıkları ileri medya teknolojisininde verdiği geniş imkanlarla; bu yatırımları ve yatırımcılarını, gazetelerin, dergilerin veya web sitelerinin sayfalarına cömertçe taşıtmaktadırlar. Ben bu sektöre uzun yıllardır hizmet veren, hem bir sivil toplum kuruluşu yöneticisi, hem de eski bir meslekdaşları olarak onları kutluyor ve teşekkürlerimi sunuyorum.
M. Vasfi Pakman
Lezzet Markaları Derneği Başkanı
pakman@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.