GüNEY AFRİKA CUMHURİYETİ ANKARA BüYüKELçISI VIKA MAZWI KHUMALO
Türkiye’de görev yapan Büyükelçileri konuk eden ‘‘EKSELANS‘‘ sayfalarımızın bu ayki misafiri Güney Afrika Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Sayın Vika Mazwi Khumalo oldu.
Bize kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
Evliyim. Eşim Dr. Mandisa Khumalo ve Haziran 2015’te mezun olacak on yedi yaşındaki en küçük kızımızla birlikte yaşıyoruz.
Lisans eğitimimi University of Swaziland’da tamamladım ayrıca Eğitim diploması da aldım. Daha sonra uzaktan eğitimle bir İngiliz üniversitesinde Gazetecilik ve Profesyonel Yazım eğitimimi tamamladım. On yıl boyunca dış politika alanında çalıştıktan sonra Avustralya’da Federation University’den (Ballarat) MBA derecesi aldım. Eğitimimi tamamladıktan sonra yedi yıl boyunca farklı pozisyonlarda çalıştığım Ticaret ve Sanayi Bakanlığı’na girmeden önce Johannesburg’da kısa bir süre yönetim danışmanı olarak çalıştım. İlk görevim dönüşüm bölümünün yöneticiliğiydi, daha sonra Bakanlık hizmetlerinin başına geldim sonra da Chicago’da Dış Ekonomi Temsilcisi olarak görev yaptım (Yatırım Teşvik Başkanı) .
2006 yılında Dışişleri Bakanlığı’na katılmam için davet geldi. Altı yıl boyunca Şangay’da Konsolos olarak görev yaptıktan sonra 2011 yılında Türkiye’ye Büyükelçi olarak atandım ve 2012 yılında şu anki görevimi üstlendim. Şu anda da University of Liverpool’da Fikri Mülkiyet Kanunu üzerine Hukuk Yüksek Lisansımı tamamlamak üzereyim. Tezimde uluslararası yatırımlar kanunu çerçevesinde İkili Yatırım Antlaşmaları’nın (Bilateral Investment Treaty- BIT) BIT) rolü ve fikri mülkiyet kanununun tüm bunlara nasıl uyduğunu inceliyorum.
Siz Türkiye’ye atandığınızdan beri Türkiye ile Güney Afrika arasındaki ilişkiler nasıl gelişti?
2012 yılından beri Türkiye’deyim. Güney Afrika ve Türkiye arasında samimi ilişkiler var. Resmi ilişkiler 1991 yılında kuruldu. Güney Afrika ve Türkiye arasındaki stratejik ilişkilerde düzenli olarak üst düzey düzenlemeler yapılmaktadır. İlişkilerin odaklandığı nokta, olağanüstü yasal araçların yaratılması ve karşılıklı faydalı işbirliği alanlarının belirlenmesidir.
Güney Afrika-Türkiye ilişkilerinde önemli bir nokta da, 2012 yılında güney Afrika Cumhuriyeti Başkan Yardımcısı’nın Türkiye ziyareti oldu; bu ziyaret sonucunda ikili ilişkilerin seviyesini stratejik ortaklığa yükseltmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri koordine etmek ve ilerletmek için üst düzey ikili mekanizma oluşturmak amacıyla İkili Komisyon (BNC) için imza atıldı. İkili Komisyon’un eşbaşkanlığını Güney Afrika Başkan Yardımcısı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı birlikte yürütüyorlar ve bir sonraki toplantı da bu yıl gerçekleşecek.
Türkiye ile Güney Afrika arasındaki mevcut ilişkiler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Güney Afrika ile Türkiye arasındaki ilişkilerin 22 yıllık bir geçmişi var, ilişkilerimiz çok iyi düzeyde ve bu ilişkilerin çok iyi düzeyde olduğunu gösteren anlaşmalar da var. 2005 yılında Güney Afrika ve Türkiye Karma Ekonomi Komisyonu (JEC) Anlaşması’nı imzaladı, bu anlaşmanın amacı iki ülke arasında ticareti ve ekonomik işbirliğini teşvik etmek ve kolaylaştırmaktır. Artan turizm, iş girişimleri, akademik ve eğitim amaçlı değişimler ve kültürel ve sportif etkileşimler aracılığıyla iki ülke insanı arasındaki ilişkilerde daha fazla artış olmasını arzuluyoruz.
Bu ilişkimizin yansımalarını ne yazık ki ticaret ilişkilerimizde görmüyoruz. Her iki ülke de bu alandaki güçlerinden faydalanmadı; 2 milyar dolarlık bir hacim her iki ülkenin potansiyeli dikkate alındığında düşük bir rakam. Bu rakam on katına kadar çıkabilir. Her iki ülke de ticaret ilişkilerini arttırmak için iyi fırsatlar yaratabilirler; bunun üzerinde çalışmaya devam etmemiz gerekiyor.
Güney Afrika ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geleceği ortak işbirliği için belirlenmiş sektörlere dayanıyor; bunu başarmanın en iyi yollarından biri de iki ülke arasındaki endüstriyel kalkınma farkındalığını arttırmaktır. Belirlenen on sektör ekonomik ilişkilerimizi geliştirmeye yardımcı olabilir.
Güney Afrika kültürünü tanıtmak için ne gibi faaliyetler düzenliyorsunuz?
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Büyükelçiliğin de kutlamalara katıldığı birkaç milli tatili var, örneğin Bağımsızlık Günümüz ya da gençlerimizi ve onların özgürlüğümüze yaptıkları katkıları ve ülkemizin dönüşümünde oynamaya devam ettikleri rolü kutladığımız Ulusal Gençlik Günümüz var; Mandela Uluslararası Günü’nün bir parçası olarak kutladığımız Mandela Günü’nde içinde yaşadığımız toplumlara 67 dakika yardımcı oluyoruz; Ulusal Kadın Günü’nde kadınların özgürlük savaşımızda oynadıkları önemli rolü ve Güney Afrika toplumunda oynamaya devam ettikleri rolü kutluyoruz; ayrıca Ulusal Miras Günü’nde de toplumumuzun çeşitliliğini kutluyoruz. Ayrıca Afrika kıtası toplumunun bir parçası olarak, bütün Afrika kıtası büyükelçiliklerinin katıldığı Afrika Günü’nü de kutluyoruz. ülkemizin çeşitliliğini ve Güney Afrikalı olmanın gururunu ve mutluluğunu paylaşmak için birkaç özel günümüz daha var.
özgürlük ve demokrasinin yirminci yıldönümünü kutladığımız için 2014’ün tarihimizde özel bir önemi var. 27 Nisan 1994’te Güney Afrika özgürlük ve demokrasiye dayanan yeni bir toplum inşa etmek için asırlardır süregelen ayrımcılığı ve baskıyı üstünden attı. Apartheid rejimine son verildi ve yeni bir Anayasal düzen oluşturuldu, artık herkes birleşmiş, ırkçılıktan ve cinsiyet ayrımcılığından uzak, demokratik ve müreffeh bir toplum inşa etmek için çalışmaya başladı. Bu bağlamda Ekim ayında bir Kültür haftası düzenleyeceğiz. Bu kutlama kapsamında Güney Afrikalı bir jazz sanatçısını ve topluluğunu İstanbul’a getirmeyi umuyoruz. Mersin, İzmir ve tabii Ankara’da da kutlamalar yapabilmeyi umuyoruz. Güney Afrika mutfağını, seçkin şaraplarımızı tanıtmanın yanı sıra, neden bizim şaraplarımızın dünyanın en iyi şaraplarından olduğunu da göstereceğiz.
En büyük turizm fuarlarından biri olan Doğu Akdeniz seyahat ve Turizm Fuarı’na (EMITT) da katılarak turizmimizi ve potansiyelini de başarılı bir şekilde tanıttık.
Oldukça fazla sayıda Güney Afrikalı öğrenci halen Konya, İzmir, Ankara ve İstanbul’un yanı sıra, Türkiye’nin hemen hemen her köşesinde eğitim görüyor. Geçen yıldan beri her yıl Türkiye’ye okumaları için yaklaşık 30 öğrenci getiriyoruz. Bir belediyenin daveti üzerine Güney Afrikalı öğrencilerden oluşan bir koro İstanbul’a geldi. Oldukça yüksek sayıda Güney Afrikalı öğrenci her yıl Türkçe Olimpiyatları’na katılıyor.
Güney Afrika ve Türk ortak yatırımları ağırlıklı olarak hangi sektörlere yoğunlaşıyor?
Güney Afrika şirketleri mali hizmetler, tarımsal işleme, imalat, otomotiv gibi birçok sektörde Türk ekonomisine yatırımlar yaptı. Türkiye’de halihazırda faaliyet gösteren Güney Afrikalı şirket sayısı seksenden fazla. Türk şirketleri de çok iyi girişimler yaptılar. En büyük Türk yatırımlarından bir tanesi beyaz eşya alanında Arçelik’e ait. çelik imalatı, inşaat, yenilenebilir enerji, tekstil ve diğer birkaç kritik sektörde de yatırımlar var.
Tüm bu sektörler, Karma Ekonomik Komisyonu sayesinde inşa ettiğimiz ikili mekanizmanın bir parçası. Bu sektörler her iki ülkeye de ekonomik kalkınma alanında daha fazla fırsat sunuyor.
Güney Afrika pazarına yatırım yapmakla ilgilenen Türk işadamlarına ne önerirsiniz?
Güney Afrika iş yapmaya açık bir ülke. Girişimcileri ülkeme gelip yatırım yapmaya davet ediyorum. Birçok ticaret fırsatını da incelemelerini rica ediyorum. Güney Afrika’da dünya klasmanında üretilen ürünler Türkiye’de kendilerine rahatlıkla pazar bulabilirler.
Türk kültürünün en sevdiğiniz yönü nedir?
Türk insanlarının misafirperverliği diyebilirim. 2012’den beri Türkiye’deyim ve Türk insanının çok sıcak ve dostane yaklaşımları var. Türk mutfağı da olağanüstü
Güney Afrika ile Türkiye arasındaki çok düşük farkındalık seviyesini geliştirmenin yollarından birisi de, insanlar arası etkileşimdir. ülkeler için derin, dostluğa dayalı ve her iki taraf için de faydalı ilişkiler inşa etmenin yanı sıra, insanların görüşlerini etkilemede çok önemli bir rol oynayan kültürel anlayışı teşvik etmek de çok önemlidir.
Türk mutfağı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Birçok kebap türünü denedim. En sevdiğim Adana Kebap oldu. Türk insanları gibi bizler de acılı yemekleri seviyoruz. İlk başta Türk yemeklerine alışmam kolay olmadı çünkü yoğurt çok fazla kullanılıyor. Artık ana yemek yanında yoğurt yemeye alıştım ve Türk yemeklerinin tadını daha çok beğeniyorum. Bana inanın, bu hiç kolay olmadı. Güney Afrika’da etsiz bir yemek tam bir yemek sayılmaz. Et yiyenler bizim için makbuldur !! Bu yüzden birçok Güney Afrikalı yemek açısından Türkiye’de pek sıkıntı çekmez. Ancak ben yakın zamanda et tüketimimi oldukça azalttım ve daha sebze ağırlıklı beslenmeye başladım.
Seyahat etme olanağınız oluyor mu, Türkiye’de nereleri gördünüz?
Ben Hristiyanım ve Türkiye de Hristiyan tarihi açısından önemli bir yer. Burada seyahat etmeyi özellikle seviyorum. Efes’i, İstanbul’u, Denizli’yi ve birçok başka yeri gördüm. Türkiye çok güzel bir ülke.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.